Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/998 E. 2022/611 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/998
KARAR NO : 2022/611
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2018
NUMARASI : 2016/1376 Esas, 2018/992 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 07/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2022

Davalı vekili tarafında yukarıda verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davalı ile imzalanan sözleşme gereği davalının 250.000,00-TL bedel karşılığında kesim makinesi sipariş verdiğini, makine bedelinin 50.000,00-TL’sinin peşin banka havalesi geri kalanının 20.000,00-TL bedelli sıralı çekler ile ödenmesinin kararlaştırıldığını, makinenin ve faturanın davalıya teslim edilmesine rağmen davalının 40.000-TL ödemeyi yapmadığını, davacı aleyhine İzmir 15. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün 2016/10710 Esas sayılı dosyasında başlatmış olduğu icra takibine davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça iddia edilen ödeme miktarının toplam 270.000,00-TL olduğunu, davacı tarafından tanzim edilen 24.02.2016 tarihli sipariş alma formunda davalı müvekkilinin adının, kaşesinin ya da imzasının bulunmadığını, ayrıca sipariş alma formunun genel şartlar başlıklı bölümünün incelenmesi halinde 250.000,00-TL’lik makine bedelinin 50.000,00-TL’sinin banka havalesi ile bakiye kısmın ise 2016 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve Temmuz aylarına ait 20.000,00-TL’lik sıralı çekler ile ödeneceğinin ayrıca 500,00-TL kapora alındığının görüldüğünü, davacı şirketin, kaşesinin üzerinde ismi ve imzası bulunan … tarafından doldurulan not kağıdında da açıkça görüleceği üzere otomatik gaz konsolu ve otomatik nesting yazılımları bedellerinin her biri için 4.100-EURO olduğunu, kararlaştırılan otomatik nesting programının davacı tarafından tedarik edilip müvekkiline makinenin tam ve eksiksiz olarak teslim edilmediğini, kurulumu yapan firmanın teknik servis raporu ile de sübuta erdiğini, müvekkilinin sipariş ettiği ve bedelini ödediği yazılım için 06.05.2016 tarihinde aktivasyon kodu gönderilmiş olup, gönderilen kodun deneme sürümüne ait olup süreli olduğunu, bu hususların taraflar arasında elektronik ortamda yapılan yazışmalardan anlaşılabilineceği, davacının bir alacağının olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi ve davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 250.000,00-TL bedel karşılığında plazma kesim makinesi alım satımı konusunda ticari ilişki bulunduğunu, davacı tarafından fatura alacağının eksik ödenmesi nedeniyle davalı aleyhine takip başlattığını, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davalının davacıya peşinat olarak ödemesi gereken 50.000,00-TL makine bedelinin 10.000,00-TL ödemesi nedeniyle 40.000,00-TL borcunun olduğunun tespit edildiği, 40.000,00-TL bedelin her iki tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davalının otomatik nesting yazılımlarının ayıplı olduğu iddiası usulüne uygun bir ayıp ihbarının olmaması ve davalı tarafça kanıtlanamaması nedeniyle itibar edilmediği, davalının 24.02.2016 tarihli sipariş alma formundaki imzayı kabul ettiği ve bu formda 50.000,00-TL’nin peşin banka havalesi ile yapılacağının kararlaştırıldığı, davalının 25.03.2016 tarihinde 50.000,00-TL yerine 10.000,00-TL ödeme yaptığı ve bu tarih itibari ile bakiye 40.000,00-TL yönünden temerrüte düştüğü, icra takibiyle istenen 40.000,00- TL asıl alacak ve 1.576,44-TL işlemiş faiz olmak üzere icra takip tarihi itibari ile 41.576,44-TL davacının davalıdan alacağının olduğu ve davalının takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, davalının itirazının likit ve belirlenebilir olması ve koşulları oluşması nedeniyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan raporların hatalı olduğunu, dosyada bulunan mübrez raporların tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda tanzim edildiğini dolayısıyla sadece ticari kayıtları ihtiva ettiğini, raporda müvekkili aleyhinde açılan haksız davaya ilişkin itirazlar ve beyanlar hususunda herhangi bir açıklama olmadığını, davacının üzerine düşen edimi yerine getirmediğini, davacının delil olarak dayandığı 24.02.2016 tarihli sipariş formunda da açıkça görüleceği üzere; sipariş edilen makine ile birlikte manuel açılı kesim aparatı, otomatik gaz konsolu ve otomatik nesting yazılımının da davacı tarafından müvekkiline verileceği konusunda tarafların anlaşmış olduğu, siparişe ilişkin not kağıdında açıkça görüleceği üzere otomatik gaz konsolu ve otomatik nesting yazılımlarının bedelinin her biri için 4.100-EURO olduğunu ve makinenin nakliye ve kurulumununda davacıya ait olduğunu, makinenin kurulum işi dava dışı … ünvenlı firma tarafından yapıldığını, faturaya dahil nesting programının verilmemiş olması sebebi ile makinenin tam ve eksiksiz olarak teslim edilemediği kurulumu yapan firmanın teknik servis raporu ile sabit olduğunu, yazılım ve yazılıma ait program anahtarı lisanslı sürüme ait olmadığını, davacının edimini yerine getiremediğini, davacının temerrüt faizi talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, somut olayda müvekkilinin temerrüte düştüğünden söz edilemeyeceğini, kendi edimini yerine getirmeyen davacının müvekkil üzerine düşen edimi yerine getirmesini isteme hakkının bulunmadığını, bu nedenle temerrüt halinin oluşmayacağını, her iki tarafın tacir olduğu göz önüne alındığında diğer tarafı temerrüte düşürmesi için ihtarı noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla ve güvenli elektronik imza kullanarak yapması gerektiğini, öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin vermiş olduğu istinaf cevap dilekçesinde özetle; davalının hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu sadece ticari kayıtları içerdiğini, itirazları ve beyanları hakkında açıklama içermediği şeklindeki iddialarını kabul edilemez olduğunu, davalı tarafın beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi bilirkişinin değil mahkemenin uhdesinde olduğunu, dava konusunun ticari ilişkiden kaynaklandığını, her iki tarafın tacir olması sebebiyle davanın başka kayıtlarla incelenmesinin kendisi tarafından açıklanması gerektiği, 24.02.2016 tarihli sipariş alma formu incelendiğinde iddia edildiği gibi eksik teslimat ve kurulumun söz konusu olmadığını, dava konusu makinenin çalışır vaziyette olduğu servis kayıtlarından da hala daha davalı tarafından kullanıldığının açık olduğunu, sipariş formunda belirtilen nesting programı sözleşmeye uygun olarak davalıya çalışır vaziyette teslim edildiğini, ilgili programın herhangi bir aktivasyon kodu olmadan çalıştığını, makinenin tüm donanımlarının yapıldığını hatta çalıştırılarak test kesimlerinin yapılığı ve davalı tarafından imzalı bir şekilde onaylandığını, kurulumu yapılan nesting programı davalı tarafından yetersiz bulunduğundan daha iyi bir program talep edildiğini, sözleşmede öncelikle peşinat ödemesini davalının yapılacağının kararlaştırılmış olduğu halde davalının ödemezlik def’ine dayanmış olmasının hukuki mantığının olmadığını, davalının makineyi teslim almasından sonra süresinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı gibi makineyi sorunsuz şekilde kullanmış olduğu dosya içerisinde yer alan mail çıktıları ile servis formları ile sabit olduğunu, sözleşmede taraflar arasında peşinat olarak 50.000,00-TL’nin ödenmesini kararlaştırıldığını, peşinatın ne zaman ödeneceğini de açıkça yazdığını, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeyen davalının temerrüte düşmüş olması sebebiyle aksi yöndeki iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, alacaklı kısmi ifayı kabul etmişse borcun geri kalanı için temerrütün söz konusu olacağını, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME :
Dava; kesim makinesi satımı için düzenlenen 1 adet faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yoluna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususları ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10710 sayılı takip dosyasında, davacı /alacaklı tarafından, davalı/borçlu aleyhine 41.576,44-TL alacağın tahsili için ilamsız takip yoluyla takip başlatıldığı, davalı/borçlu vekilinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresinde, takibe, borca, faize, ödeme emrine itiraz etmesi ile, takibin durduğu, davanın hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık, davacının dilekçesinde açıkladığı şekilde davalıdan bir alacağının bulunup bulunmadığı, davalının, teslim aldığı mallar karşılığında ödeme yapıp yapmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında ticari satıma dayalı ilişki olduğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır. Davacı taraf, mal alım-satıma dayalı ticari ilişki olduğunu, davalı taraf ise, dava konusu emtianın bedelinin sipariş alma formu ve sözleşmeye istinaden nakit verilen peşinat ve sıralı çekler ile ödendiğini, makinenin kurulum programının da davacı/satıcı tarafından tedarik edilerek eksiksiz teslim yapılmadığını savunmaktadır.
Somut olayda davacının takibe koyduğu fatura kapsamı malların davalıya teslim edildiği sabittir. Davalı taraf, geçerli şekilde davacı tarafa borcunu ödediğini yazılı şekilde ispatla yükümlüdür. Miktar itibariyle tanıkla ispat edilemeyecektir. Ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinden, davalının kayıtlarına göre, 200.000,00TL bedelli 12 adet çekin davacıya verildiği, davacı tarafından düzenlenen 250.000,00TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, davacı tarafa 40.000,00TL alacaklı göründüğü, davacı ticari kayıtlarına göre, 40.000,00TL borcun davalı şirket hanesinde belirtildiğinden, davalı tarafın, borcunu davacıya ödediği ispat etmiş değildir. Yapılan açıklamalara göre, davalı vekilinin, bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin reddi gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun ‘Ticari satış ve mal değişimi’ başlıklı 23. Maddesinde ”Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.” hükmü uyarınca davalının söz konusu ticari satım dolayısıyla ayıplı olduğunu düşündüğü ifa için satıcı tarafa bildirimde bulunması gerekmektedir. Ancak davalı tarafından herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmamıştır. Davalı tarafın davacının söz konusu makinenin otomatik nesting yazılımının ayıplı olduğunu kanıtlayamamıştır.
Ayrıca dava dışı şirket olan … şirketinin teknik servis raporunda nesting yazılımının yetersiz olduğunu ibaresi geçmekte bu da davacının edimini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ancak davalı tarafın nesting yazlımını yetersiz bularak yeni nesting yazılımları istediğini göstermektedir.
Davalı vekilinin istinaf başvurusunda temerrüt faizi yönünden tarafların tacir olduğu ve birbirlerine temerrüt ihtarlarının ihtarı noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla ve güvenli elektronik imza kullanarak yapması gerektiğine ilişkin itirazı tarafların sipariş alma formunda peşinatın peşin olarak alınmasının kararlaştırılmış olduğu için ediminin ifasının belirli bir tarih olarak belirlendiği durumlarda borçlu tarafın herhangi bir ihtara gerek kalmadan mütemerrit olacağı kuşkusuz olduğundan ilk derece mahkemesi kararında alacağa temerrüt faizi işletilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Sonuç olarak yapılan yargılama toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olamayan istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2018 tarih ve 2016/1376 Esas, 2018/992 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 2.840,09-TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 754,90-TL nin mahsubu ile eksik yatırılan 2.085,19-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 07/04/2022