Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/972 E. 2022/1036 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/972
KARAR NO : 2022/1036
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2018
NUMARASI : 2014/387 Esas 2018/1134 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”Davacı vekili 30.09.2011 harç tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili … AŞ. Nin davalıya ait malların İzmir limanından Libya nın Benghazi şehrine taşındığını, taşınan malların alıcısı olan … tarafından teslim alınmadığını, taşıma konusu olan ARKIZM 0000011651 nolu konişmento için 21.090 USD, ARKIZM 0000009100 nolu konişmento için 24.790 USD, ARKIZM 0000012299 nolu konişmento için 11.840 USD toplam 57.720 USD konteyner demuraj alacağının oluştuğunu, ayrıca konteynerlerin iade edilmemesi halinde her bir konteyner için 3.500 USD konteyner bedelinin de ödenmesi gerektiğini, buna göre toplam 156 konteyner için 546.000 USD konteynır bedeli ve 57.720 USD demuraj bedeli olmak üzere toplam 603.720 USD alacağının olduğunu, malların alıcısı / gönderilen tarafından teslim alınmaması nedeniyle TTK m. 1079 ve 1081 gereği bu masraflardan taşıtan/ yükleten sorumlu olacağından bu zararın 603.720,00 USD’nin (-TL karşılığı olan 1.113.259,68 -TL olarak ) davalı … Şti. den 3095 sayılı kanun m.4/a daki faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 30.12.2011 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı … şirketine temsilci olarak malların limandan yüklenmesine aracılık ettiğini, mal bedellerini ve navlun bedellerini ödediğini, Libya da bulunan iç savaş nedeniyle üç adet sevkiyata ilişkin konteynerlerin teslim edilemediğini, taşıyıcı olarak … AŞ ve … AŞ olmasına rağmen davayı sadece … AŞ’nin açtığını, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, … Şti.’nin taşıtan olduğunu, müvekkili … Şti.’nin ise TTK m.1098/4 f ya göre yükleten olduğunu, bu nedenle taşıtanın davalı olması gerektiğini ,pasif husumet itirazında bulunduklarını, konteyner demurajının alıcı tarafından ödeneceğinin konişmentoda yer aldığını, konişmentoda yer alan akdi cezai şarttan yükün alıcısı olan şirketin sorumlu olacağını, davacının alacağının navlun ve diğer alacakları değil, akdi cezai şartı kapsadığını, TTK m.1081 kapsamına girmediğini, konişmentolarda satışın CIF olarak yapıldığının görüldüğünü, malların gemiye yüklenmesi ile satıcının sorumluluğunun sona erdiğini, ARKIZM 0000012299 nolu konişmento konusu olan konteyner dışındakilerin taşıyıcıya teslim edildiğini, diğer konişmentolardaki malların gönderilen tarafından teslim alınması için ordinoların gönderilene verildiğini, TTK m. 1077’ye göre davacının rehin hakkını kullanmadan bu davayı açamayacağını, rehin konusu olan malların rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması gerektiğini, malların müvekkiline teslim edilmesi halinde sorumlu olabileceğini, olayda mücbir sebep bulunduğunu, Libya da iç savaş olduğunu, temerrüt oluşmadığını, belirterek aktif ve pasif husumet ve esas yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 22.03.2012 tarihli replik dilekçesi ile; davalının aktif husumet itirazının yerinde olmadığını, … AŞ nin deniz taşıyanı olduğunu, bu durumun konişmentolarla sabit olduğunu, … AŞ’nin ise ACENTE olduğunu, yine pasif husumet yönünden yapılan itirazlarda da ise; davalı … Şti. nin taşıtan, dava dışı … Şti.’nin ise yükleten olduğunu, müvekkili ile sözleşme yapan ve navlun bedelini ödeyen şirketin davalı şirket olduğunu, davalının taşıtan olduğunu, taşıtanın yükün maliki olması gerekmediğini, TTK m. 1016’ya göre navlun borçlusu olduğunu, yük gönderilen tarafından teslim alınmazsa navlun ve diğer alacaklardan taşıtanın sorumlu olacağını, davalının konişmento hükümlerine göre TTK m. 1081 ve 1069’a göre bedellerin tamamından sorumlu olduğunu, konişmento üzerindeki kayıtların ancak yükün alıcı tarafından teslim alınması halinde onun hakkında uygulanabileceğini, eğer gönderilen malı teslim almaz ise navlun ve diğer borçlardan sorumlu olamayacağını, bu üç taşıma sonucu malların bulunduğu konteynırların Libya nın Benghazi limanında kaldığını, bu nedenle TTK m. 1079 ve 1081 gereği taşıtan yükletenin sorumlu olacağının açık olduğunu, navlun sözleşmesinin üçüncü kişi lehine sözleşme olmakla eşyayı teslim almayan gönderilenin sorumlu olmayacağını, konteynerler tahliye edilmesine rağmen gönderilen tarafından teslim alınmadığını, üç adet konişmento konusu olan tüm konteynerlerin teslim alınmadığı için limanda beklediğini, buna göre navlun ve teferruatı ile sürestarya ücreti gümrük resminden taşıtanın sorumlu olacağını, yine CIF satış şeklinin satım sözleşmesinde teslim şekillerinden biri olup , alıcı ve satıcının yükümlülüklerini etkilediği, navlun sözleşmesini etkilemediğini, ayrıca rehin hakkının kullanılmasının Libya’da mümkün olmadığını, konteynırların müvekkiline boş olarak teslim edilmediği için zararın oluştuğunu, belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekilinin 03.05.2012 tarihli düplik dilekçesinde; taşıma sözleşmesinin tarafının dava dışı …. AŞ olduğunu, … AŞ’nin taşıyan sıfatının bulunmadığını, bu nedenle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini, konşimentoda gönderen bölümünde “…. Şti., … Ltd. ..” ibaresinin yer aldığını, bu ibarenin tam çevrisinde … Ltd. temsilen … Şti. olduğunu, müvekkilinin taşıtan olmadığını, … Şti.’nin taşıtan olduğunu, müvekkilinin yükleten sıfatına haiz olduğunu, davacı tarafın düzenlediği faturalarda müvekkilinin yükleten sıfatının yer almadığını, bu faturalar ve bu faturalara bağlı ödemelerde hukuki ilişkinin sınırının çizilemeyeceğini, konşimentolarda konteynır demurajının ve konteynır bedellerinin gönderilen tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, TTK’da düzenlenen demuraj ücretinin taşıyanın gemisi ile birlikte beklediği süreler için düzenlenen süresterya hükümlerine tabi olamayacağını, navlun bedeli veya yükleme boşaltma masraflarının taşıtan tarafından ödendiğini, bunun dışında kalan akdi cezai şartlardan müvekkilinin değil gönderilenin sorumlu olması gerektiği, konteynır bedellerinin talep hakkının doğmadığını, konteynırların alınmalarından sonra 70 gün içinde malikin deposundan iade edilmediği takdirde alıcının 70. güne kadar işleyen demuraj ücretlerine ilaveten konteynır bedellerini ödeyeceğine ilişkin hükmün uygulanması için konteynırların gümrükten çekilmesi gerektiğini, oysa konteynırların gümrükten çekilmediğini, yapılan satışı CIF satış olduğunu, CIF satışta boşaltma masrafları ve boşaltmada oluşan süresteryadan gönderinin sorumlu olduğunu, ARKIZM 0000012299 sayılı konşimento içeriğindeki konteynırlar limanda beklemekte olup, diğerlerinin gönderilene teslim edildiğini, davacının eTTK m. 1077 ve 1080’e göre konteynır içerisindeki yükleri alacağı tahsil etme imkanına sahip olduğunu, bu nedenle bu hakkını kullanması gerektiğini, rehin hakkını kullanmadığından alacağını talep edemeyeceğini, davacının herhangi bir somut zararının da bulunmadığını, olayda mücbir sebep halinin bulunduğunu, henüz Libya’da savaş halinin devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; taşıma sözleşmesine dayalı konteyner demurajı ve konteyner bedelinden doğan alacak davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Konişmentolar, konteyner listeleri, faturalar, Bingazi liman kayıt ve belgeleri, bilirkişi incelemesi değerlendirilmiştir.
Mahkememizce davalının aktif husumet ve pasif husumete ilişkin itirazları 28.01.2013 tarihli celse de konşimentoda taşıyanın … AŞ olması, ayrıca davalının hem yükleten hem de taşıtan sıfatına sahip olması nedeniyle red edilmiştir.
Ayrıca dava konusu olan konteynırların Bingazi Gümrük ve Liman Müdürlüğünden ayrı ayrı müzekkere ile sorularak gönderilen … tarafından teslim alınıp alınmadığı, konteynırların ve içindeki malların iade edilip edilmediği veya iade edilmesinin mümkün olup olmadığı, ne kadar süredir limanda bulunduğu sorulmuş, bu müzekkereye verilen cevapta Libya Devleti Dış İşleri Bakanlığının 04.09.2013 tarihli cevabi yazısında; “26.08.2013 tarihine kadar 9100 nolu konşimento kapsamında 67, 11651 nolu konşimento kapsamında 57, 12299 nolu konşimento kapsamında 32 konteynırın limanda beklediği ve bu tarih itibariyle henüz teslim yapılmadığı” bildirilmiştir.
28.01.2013 tarihli celsedeki 3 nolu ara karar ve 27.04.2016 tarihli celse de yer aldığı üzere konşimentolardaki konteynır demurajına ilişkin kaydın davalı taşıtan açısından bağlayıcılığının hükümle birlikte değerlendirilmek kaydıyla, bu kayıt haricinde davacı taşıyanın konteynırların teslim alınmaması sebebiyle uğradığı zararın tespiti ve davacının talebinde yer alan konteynır demuraj ücreti ile konteynır bedellerini talep edip edemeyeceği konusunda gümrük bilirkişisi ve deniz hukukçusu … vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş ve dosya İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir. Bilirkişilerin, 09.01.2018 tarihli raporlarında boşaltma limanından konteynırların akıbeti hakkında 04.09.2013 tarihli 01.02.2016 tarihli yazılarla verilen cevapta, konteynırların 26.08.2013 tarihine kadar Bingazi limanında bulunduğu ve bu tarihte teslim edilmediği, 01.02.2016 tarihi itibarıyla halen Bingazi limanında konteynırların bulunduğunun belirtildiği. Demurajın konteynır üzerinde tasarruf hakkı olan kişinin konteynırı iade etmemesi halinde bu süre için, artan oranlara göre ödeme yapması anlamına geldiği, bu sürenin gemiden tahliye ile başlayıp konteynırın boşaltıldığı güne kadar devam ettiği, bu bedeli talep edebilecek olan tarafın taşıyan olduğu, somut olayda da bu kişinin davacı olduğu, navlun sözleşmesinin tarafının taşıyan ve taşıtandan oluştuğu, somut olayın gerçekleştiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK m. 1069 hükmüne göre konşimento ve konşimentonun atıf yaptığı navlun sözleşmesinde gönderilenin ücret ve masraflardan dolayı sorumlu olabilmesi için, bununla ilgili hüküm bulunması ve yükün gönderilen tarafından teslim alınması durumunda söz konusu olabileceği bu halde 6762 sayılı TTK m. 1079’a göre taşıtanın borçtan kurtulacağı, doktrinde kabul edilmiş görüşe göre, konteynır taşıma ücretinin hukuki niteliğinin değerlendirilmesi ile demurajın ceza koşulu olarak kabul edildiği ve gecikme ücretinin talep edilebilmesi için, konşimentonun arka yüzünde yer alan taşıma koşulları da değerlendirildiğinde demuraj ücretinin günlere göre belirtildiği, 70. günden sonra konteynır gecikme ücretinin istenemeyeceği, 20 fitlik bir konteynırın 70. gün sonunda boş olarak malike iade edilmediği takdirde, 10 günlük serbest süreyi takip eden 20 günlük gecikme için 100,00 USD, 30. günü takip eden 40 günlük gecikme için ise 320,00 USD yani serbest süreden sonraki 60 günlük toplam 420,00 USD gecikme cezasının olduğu, 71 günden itibaren ise bu miktara ek olarak konteynır bedeli 3.500,00 USD’nin eklenmesi gerektiğini, 20 fitlik bir konteynır için ne kadar beklenirse beklensin, en fazla ödenecek gecikme cezasının 3.920,00 USD olacağını konşimentoda yer aldığını, navlun sözleşmesinin tarafı olmayan üçüncü kişinin gönderilenin konteynırı teslim alması hainde, gecikme ücretinden sorumlu olacağı, teslim almaması halinde ise, sözleşme tarafı olmayan gönderilenin (3. kişi yararına sözleşme) 6762 sayılı TTK m. 1069/1 fıkrada yer alan alacakları ödemekten sorumlu olmayacağı böylece, taşıtanın borçlu olmaya devam edeceği, konşimentonun ön yüzünde RECEİVER=gönderilen ibaresine yer verildiğini, 3. kişi gönderileni konteynırları teslim aldıktan sonra iade etmemesi durumunda borçtan kendisinin sorumlu olacağını, konteynır gecikme ücretinin ceza koşulu karakterine bağlı olarak borcun tacirin kusuru olmaksızın imkansızlaşması durumu da değerlendirildiğinde (Libya’daki iç karışıklık) Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/12326 Esas 2014/4189 Karar sayılı 05.03.2014 tarihli kararında “…yükün 12.01.2011 tarihinde tahliye edilmiş olması ve iç karışıklığın 15.02.2011 tarihinde başladığı kabul edilmekle, davalı gönderilenin demuraj bedelinden 15.02.2011 tarihine kadar sorumlu olduğunu bu dönemden sonra ise sorumlu olmadığının kabul edilmesi gerektiği…” belirtildiği, Böylece demurajdan taşıtan/gönderilenin 15.02.2011 tarihine kadar sorumlu olabileceğinin kabul edildiği, bu kapsamda 9100 nolu konşimento içerisinde yer alan 67 konteynerin 29.10.2010 tarihinde tahliye edildiği ve 15.02.2011 tarihinde kadar 109 gün geçtiği, konteynır gecikme ücretine ilişkin konşimento kaydı uyarınca, 109 gün sonra mücbir sebebin gerçekleştiği davalının konteynır gecikme ücretinin tamamını ödemesi gerektiği, böylece 3.920,00 USD x 67 = 262.640,00 USD olduğu, davacının talebinin 259.290,00 USD olduğu, 11651 nolu konşimento için ise, bu konşimentoda yer alan 57 konteynırın boşaltma tarihinin 16.12.2010 olup 15.02.2011 tarihine kadar geçen sürenin 61 gün olduğu, böylece 61 günlük gecikme ücretinin istenebileceği, aynı zamanda konteynır bedelinin de istenemeyeceği, buna göre 61 günlük sürenin 10 günlük serbest süresi düştükten sonra kalan 51 günün karşılığı Beher konteynır için 348,00 USD x 57 adet = 19.836,00 USD’nin talep edilebileceği, 12299 nolu konşimento ise; bu konşimento da yer alan 32 konteynır için boşaltma tarihinin 05.01.2011 olduğu ve 15.02.2011 tarihine kadar geçen 41 günlük süreden 10 günlük serbest sürenin düşürülmesi ile 31 günlük sürenin kaldığı bu sürenin karşılığı için Beher Konteynır için hesaplanan 188,00 USD karşılığı (188,00 USD x 32 adet) toplam 6.016,00 USD’nin talep edilebileceği belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilinin 07.02.2018 tarihli beyan dilekçesinde; müvekkili taşıyan olarak davalının ise taşıtan olarak somut olayda taraf olduklarını, gönderilenin yükü çekmediğini, TTK m. 1203 uyarınca 3. kişinin yükü teslim almamasından dolayı taşıtanın sorumlu olduğunu, 67 adet konteynırın savaş başlamadan önce çekilmemesi nedeniyle demuraj tutarından süre sınırı olmaksızın sorumlu olması gerektiğini belirterek ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin 01.03.2018 tarihli beyan dilekçesinde; bilirkişi raporunda 8. sayfasındaki borçlu sıfatının TTK m.1069 gereğince gönderilenin sorumlu tutulabilmesi için konşimentoda buna ilişkin bir hükmün bulunması ve yükün gönderilen tarafından teslim alınması gerektiği, somut olayda olduğu gibi gönderilenin malı teslim almadığı hallerde taşıtanın sorumluluğunun bulunduğunu, ARKIZM0000009100 ve ARKIZM0000011651 sayılı konşimento içeriğindeki malların gönderilen tarafından alındığını, ordinoların teslim edildiğini, gönderilenin istediği zaman malı alabileceği ordinonun tesliminin malın teslimi anlamına geldiğini, gönderen/ihracatçının TTK m. 1098/4 hükmüne göre …. Şti. olmayıp …. Ltd. olduğunu, yükletenin müvekkili firma olduğunu, taşıtan olmadığını, yükün gönderileni …. olduğunu, TTK m. 1116/ son maddesine göre bu hükmün geçerli olduğunu, satışın CİF satışı olması nedeniyle, satıcının yükümlülüğünün malların gemiye teslim edilmesiyle sona erdiğini, malların kayıp hasarının gemiye yüklendiği andan itibaren alıcıya geçtiğini, Libya’da çıkan iç savaşın mücbir sebep teşkil ettiğini, ancak 15.02.2011 tarihinin doğru bir tarih olmadığını, daha önceden ayaklanmanın başladığını, müvekkil şirkete meydana gelen olay sebebiyle kusur atfedilemeyeceğini belirterek bilirkişiden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Bilirkişilerden alınan 21.06.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; tarafların itirazları değerlendirilerek yapılan incelemede konşimento içindeki konteynırların çekilmediği halen limanda olduğu, 6762 sayılı TTK m. 1069’a göre navlun sözleşmesi, bu sözleşmeye taraf olmayan 3. kişi gönderilen bakımından TBK m.111 uyarınca 3. kişi lehine sözleşme olduğunu, konşimentonun da 3. kişi gönderilen haklarını gösteren bir kıymetli evrak vasfına sahip olduğu, dolayısıyla navlun ve navlun teferruatından olan bütün masraflardan taşıtanın sorumlu olduğunu, gönderilenin bu masraflardan sorumlu olması için malı teslim almış olması ve sözleşmede veya konşimentoda ücretin gönderilen tarafından ödeneceğine dair kayıt bulunması gerektiği, somut olayda malların gönderilen tarafından teslim alınmadığı, 6102 sayılı yTTK m.1203’de yer alan hükümde eşyanın teslimi değil, teslimini istemekle de gönderilenin sorumluluğunun doğacağının yer aldığı, CİF satışta boşaltma masrafları ve boşaltmada oluşan sürestarya ve diğer masraflar gönderilene ait olduğuna ilişkin İncoterm kaydının sadece satıcı ve alıcıyı bağlayacağı, taşıma hukuku bakımından navlun sözleşmesinde bu CİF kaydının navlun sözleşmesini kurma yükümlülüğünü satıcıya bıraktığını, alıcı yerine navlun sözleşmesi yaptığı, ancak navlun sözleşmesini etkilemediğini, alıcının bu yükümlülüğü yerine getirmediğinde, taşıma hukuku kuralları bakımından satıcının taşıyana karşı sorumluluğunun doğacağı, taşıyana yapmış olduğu ödemeyi ise satıcının iç ilişkide alıcıda talep edebileceği, rücu edebileceği, yine mücbir sebebinde değerlendirilmesinde 15.02.2011 tarihi itibariyle halk ayaklanmasının Bingazi’de başlamasının malların teslimine engel olduğu davalı tarafça ileri sürülmüş ise de, konteynırların bu tarihten önce gümrükten çekilmediği, konteynırların gecikme ücretinin işlemeye devam etmesinin bu tarih itibariyle söz konusu olmaması gerektiği belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilinin 13.07.2018 tarihli beyan dilekçesinde; kök ve ek raporda yer aldığı üzere 15.02.2011 tarihine kadar 9100 numaralı konşimento tahtında taşınan konteynırlar 109 gün, 11651 numaralı konşimento tahtında taşınan konteynırlar 61 gün ve 12299 numaralı konşimento tahtında taşınan konteynırlar 41 gün süre ile limanda kaldığı, savaş bittikten sonra da limanda kalmaya devam ettiği, bu tarihten sonra dahi çekilmediğinden demuraj ücretinin doğduğunu ve devam ettiğini, borçlar hukuku alanında bir uzman bilirkişinin de bilirkişi heyetine dahil edilmesini belirtmiştir.
Davalı vekilinin 18.07.2018 tarihli rapora karşı beyan dilekçesinde; konşimentoda müvekkili şirketin …. Şti.’ni temsilen yükleten konumunda olduğunu, bu nedenle akdi taşıtan olmadığını, sorumluluklarının bulunmadığını, Yargıtay Kararının dikkate alınarak gönderilenin malı teslim almasa dahi demuraj ücretinden sorumlu olacağının kabul edilmesi gerektiğini, taşıma işleminin CİF kaydı ile yapıldığını, boşaltma ve diğer masraflardan alıcının sorumlu olacağını, müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını, Libya’daki iç savaşın 11.02.2011 tarihinde başlamayıp, 2010 yılı aralık ayında başladığını, dolayısıyla mücbir sebebin bu tarihte doğduğu, TBK m. 52/2 gereğince takdiren indirim istediklerini belirterek bilirkişi raporuna itiraz etmiştir.
Mahkememizce davacının bu talebi ve dosya talebi ve dosya üzerinde tüm evrakların değerlendirilmesi ile yapılan incelemede;
Davacının söz konusu konşimentolarda taşıyan olduğu ve bu konuda herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, …. AŞ’nin taşıyan sıfatı ile dava açtığı tespit edilmekle, bu yöndeki aktif husumet ehliyeti bulunmadığı itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde her ne kadar taşıyanın …. AŞ olduğunu belirtmiş ise de konşimentolar da …. AŞ’nin, …. AŞ’nin acentesi olduğu belirlenmiştir.
Yine davalının, pasif husumet itirazında …. Şti.’nin taşıtan olmadığı ve bu nedenle yükleten sıfatı ile sorumlu olmadığını belirtmiş ise de …. Şti.’nin her üç konşimentoda taşıtan sıfatına sahip olduğu, yükletenin bu şirket adına hareket eden …. Ltd. olduğu böylece gemiye fiilen teslim edilen firmanın …. Ltd. olduğu, söz konusu taşımada faturaların doğrudan davalı adına düzenlendiği ve davalının konşimentolarda da taşıyan sıfatını taşıdığı belirlenmiş olmakla, pasif husumet itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine konteynır demurajının oluşup oluşmadığı konusunda taşıyanın, uğradığı zarar olup olmadığı tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi ile taşımaya konu, 3 adet ayrı ayrı düzenlenen konşimentolarda ARKIZM 0000011651 nolu konişmento, ARKIZM 0000009100 nolu konişmento, ve ARKIZM 0000012299 nolu konişmentolara yüklenen konteynırların akıbeti hakkında 04.09.2013 tarihli 01.02.2016 tarihli müzekkerelere Bingazi Liman Başkanlığının vermiş olduğu cevaplarda, konteynırların 26.08.2013 tarihine kadar Bingazi limanında bulunduğu ve bu tarihte teslim edilmediği, 01.02.2016 tarihi itibarıyla halen Bingazi limanında konteynırların halen bulunduğunun belirtildiği, demuraj süresinin konteynırların gemiden tahliye ile başlayıp konteynırın boşaltıldığı güne kadar devam ettiği, bu bedeli talep edebilecek olan tarafın taşıyan olduğu, somut olayda da bu kişinin davacı olduğu, navlun sözleşmesinin tarafının taşıyan ve taşıtandan oluştuğu, somut olayın gerçekleştiği ve davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK m. 1069 hükmüne göre konşimento ve konşimentonun atıf yaptığı navlun sözleşmesinde gönderilenin ücret ve masraflardan dolayı sorumlu olabilmesi için, bununla ilgili hüküm bulunması ve yükün gönderilen tarafından teslim alınması durumunda söz konusu olabileceği, 6762 sayılı TTK m. 1079’a göre taşıtanın borçtan kurtulacağı, konteynır taşıma ücretinin hukuki niteliğinin değerlendirilmesi ile demurajın ceza koşulu olarak kabul edildiği ve gecikme ücretinin talep edilebilmesi için, konşimentonun arka yüzünde yer alan taşıma koşulları da değerlendirildiğinde demuraj ücretinin günlere göre belirtildiği, 70. günden sonra konteynır gecikme ücretinin istenemeyeceği, 20 fitlik bir konteynırın 70. gün sonunda boş olarak malike iade edilmediği takdirde, 10 günlük serbest süreyi takip eden 20 günlük gecikme için 100,00 USD, 30. günü takip eden 40 günlük gecikme için ise 320,00 USD yani serbest süreden sonraki 60 günlük toplam 420,00 USD gecikme cezasının olduğu, 71 günden itibaren ise bu miktara ek olarak konteynır bedeli 3.500,00 USD’nin eklenmesi gerektiğini, 20 fitlik bir konteynır için ne kadar beklenirse beklensin, en fazla ödenecek gecikme cezasının 3.920,00 USD olacağını konşimentoda yer aldığını, navlun sözleşmesinin tarafı olmayan üçüncü kişinin gönderilenin konteynırı teslim alması hainde, gecikme ücretinden sorumlu olacağı, teslim almaması halinde ise, sözleşme tarafı olmayan gönderilenin (3. kişi yararına sözleşme) 6762 sayılı TTK m. 1069/1 fıkrada yer alan alacakları ödemekten sorumlu olmayacağı böylece, taşıtanın borçlu olmaya devam edeceği, konşimentonun ön yüzünde RECEİVER = gönderilen ibaresine yer verildiği, 3. kişi/ gönderilenin konteynırları teslim aldıktan sonra iade etmemesi durumunda borçtan kendisinin sorumlu olacağı, konteynır gecikme ücretinin ceza koşulu karakterine bağlı olarak borcun tacirin kusuru olmaksızın imkansızlaşması durumu da değerlendirildiğinde (Libya’daki iç karışıklık) Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/12326 Esas 2014/4189 Karar sayılı 05.03.2014 tarihli kararında “…yükün 12.01.2011 tarihinde tahliye edilmiş olması ve iç karışıklığın 15.02.2011 tarihinde başladığı kabul edilmekle, davalı gönderilenin demuraj bedelinden 15.02.2011 tarihine kadar sorumlu olduğunu bu dönemden sonra ise sorumlu olmadığının kabul edilmesi gerektiği…” belirtildiği, böylece demurajdan taşıtan / gönderilenin 15.02.2011 tarihine kadar sorumlu olabileceğinin kabul edildiği, bu kapsamda 9100 nolu konşimento içerisinde yer alan 67 konteynırın 29.10.2010 tarihinde tahliye edildiği ve 15.02.2011 tarihinde kadar 109 gün geçtiği, konteynır gecikme ücretine ilişkin konşimento kaydı uyarınca, 109 gün sonra mücbir sebebin gerçekleştiği davalının konteynır gecikme ücretinin tamamını ödemesi gerektiği, böylece 3.920,00 USD x 67 = 262.640,00 USD olduğu ,davacının talebinin 259.290,00 USD olduğu, 11651 nolu konşimento için ise, bu konşimentoda yer alan 57 konteynırın boşaltma tarihinin 16.12.2010 olup 15.02.2011 tarihine kadar geçen sürenin 61 gün olduğu, böylece 61 günlük gecikme ücretinin istenebileceği, aynı zamanda konteynır bedelinin de istenemeyeceği, buna göre 61 günlük sürenin 10 günlük serbest süresi düştükten sonra kalan 51 günün karşılığı Beher konteynır için 348,00 USD x 57 adet = 19.836,00 USD’nin talep edilebileceği, 12299 nolu konşimento ise; bu konşimento da yer alan 32 konteynır için boşaltma tarihinin 05.01.2011 olduğu ve 15.02.2011 tarihine kadar geçen 41 günlük süreden 10 günlük serbest sürenin düşürülmesi ile 31 günlük sürenin kaldığı bu sürenin karşılığı için beher Konteynır için hesaplanan 188,00 USD karşılığı (188,00 USD x 32 adet) toplam 6.016,00 USD’nin talep edilebileceği, böylece toplam davacının talep edebileceği tazminat miktarının ise, 259.290,00 USD + 19.836,00 USD + 6.016,00 USD karşılığı 285.142,00 USD olduğu belirlenmiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin konu ile ilgili vermiş olduğu Yargıtay kararına dayanarak, konteynır bedellerinin 11651 ve 12299 nolu konşimentolar yönünden istenemeyeceği görüşü belirtilmiş ise de, bu konşimentolara konu olan konteynırların gönderilen / alıcı tarafından süresinde limandan çekilmesi halinde taşıyana iadesi gerekeceğinden taşıyanın konteynır bedellerini talep etme hakkının bulunduğunu, sadece demuraja ilişkin talebinin ise Yargıtay 11. H.D. ‘nin konu ile ilgili vermiş olduğu kararda yer aldığı üzere, 15.02.2011 tarihine kadar talep edilebileceği tespit edildiğinden, her üç konşimento için konteynır bedeli konusunda karar vermek gerekmiştir.
Davacının 11651 ve 12299 nolu konşimentolarda yer alan konteynırların ise sadece gecikme bedeli değil aynı zamanda konteynırların iade edilmemesi nedeniyle konteynır bedellerinin de zarar olarak talep edilebileceği tespit edilmekle bu konteynır bedelleri olan 11651 nolu konşimento için 57 adet konteynır bedeli olan 3.500,00 USD karşılığı 199.500,00 USD ile bu konşimentodan doğan demuraj bedeli 19.836,00 USD’nin toplamı 219.336,00 USD olup, bu rakam talebin altında kaldığından bu miktar üzerinden,
Yine 12299 nolu konşimento için 32 adet konteynır bedeli olan 3.500,00 USD karşılığı 112.000,00 USD ile bu konşimentodan doğan demuraj bedeli olan 6.016,00 USD toplamı 118.016,00 USD olup, bu rakamın talebin altında kaldığından bu miktar üzerinden talebin kabul edilmesi gerekmiştir.
Kısacası beher konteynır bedeli olan 3.500,00 USD x (57+32 konteynır toplamı = 89 konteynır) = 311.500,00 USD talep edebileceği tespit edilmekle, davacının konteynırların bedelinden ve demurajından doğan toplam alacağı 285.142,00 USD + 311.500,00 USD = 596.642,00 USD ‘dir.
Bu miktarın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanun m.4/a ‘daki faiz oranı uygulanarak tahsiline karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulüne, toplam 596.642,00 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca USD cinsi üzerinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak fiili ödeme günündeki döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşımayı fiilen gerçekleştiren ve taşıma sözleşmesinin tarafının dava dışı …. AŞ olduğunu davacı … AŞ’nin açtığı davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, konşimentoların “Gönderen-İhracatçının “…. LIMITED ALTUNİZADE İSTANBUL’U TEMSİLEN …. ŞTİ.” olduğunu,
Dava dışı …. Limited unvanlı şirketin “taşıtan” konumunda olduğu ve davalı …. Şti.’nin ise dava dışı …. Limited unvanlı şirketi temsilen TTK.1098/4.madde ve fıkrası gereğince “yükleten” sıfatıyla hareket ettiğini yükleten taşıyanın akidi olmayıp, taşıtanın temsilcisi olarak hareket ettiğini müvekkilinin bu taşıma işleminde pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını,
Mahkemenin gönderilen yükün alıcısı tarafından teslim alınmadığı sürece sorumluluğunun gönderen üzerinde kalacağına yönelik gerekçesinin yerinde olmadığını, uyuşmazlık konusu konşimentolarda “konteyner demurajının” ve “konteyner bedellerinin” “alıcı-gönderilen” tarafından ödeneceği belirtilmesine göre müvekkilinden talep edilemeyeceğini,
Konşimentolarda yer alan bilgilere göre, yükün alıcısı (gönderileni) “…. ” unvanlı şirketin talep konusu konteyner bekleme ücretlerinden sorumlu olduğunu ve taşıyanın bu durumu baştan kabul ederek taşımayı gerçekleştirdiğini, Ayrıca Yargıtay 11.HD’nin 22.05.2003 gün ve 2002/12721 E. ve 2003/5314 K. Sayılı ilamlarında da “taşıma konusu malın limana tahliyesinden sonra, konteynerlerin süresinde boşaltılmaması halinde oluşan demuraj ücretinden alıcı-gönderilenin (malı teslim almamış olsa dahi) sorumlu tutulacağına dair emsal kararları bulunduğunu,
Davacının talepleri, navlun bedeli ya da onunla bağlantılı yükleme-boşaltma masrafları gibi ttk hükümleri gereğince ödenmesi gereken diğer alacaklardan olmadığını. TTK md. 1081 hükmünde, “Gönderilen malı teslim almazsa taşıtan, navlun mukavelesi gereğince navlunu ve diğer alacakları taşıyana ödemekle mükelleftir.” düzenlemesi yer almakta ise de, davacı … AŞ.’nin talep konusu yaptığı akdi cezai şart niteliğindeki konteyner bekleme ücretlerinin, bu hükümde sözü geçen “navlun ve diğer alacaklar” kapsamında mütalaa edilemeyeceğini,
Konteyner bedellerinin talep hakkı doğmadığını, konşimentoların ön yüzündeki özel şartta yer alan “konteynerler alınmalarından sonra 70 gün içinde malikin deposuna iade edilmedikleri takdirde, alıcı, 70.güne kadar işleyen demuraj ücretlerine ilaveten, 20’ konteyner için 3.500,00 USD ve 40’ konteyner için 5.500,00 USD olmak üzere konteynerlerin bedelini de ödeyecektir.” İfadesine göre konteynerler alıcı tarafından teslim alınmadığından müvekkilinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini,
müvekkili şirketin taşıtan sıfatına haiz olmamakla birlikte, satıcı-taşıtanın yükümlülüğünün malların gemide teslim edilmesi ile sona ereceğini mallara ilişkin kayıp ve hasar riskinin de teslimle, yani malların yükleme limanında gemiye yüklendiği andan itibaren Satıcı’dan Alıcı’ya geçtiğini mallara karşı sorumluluğu sona eren taşıtanın konteyner bedeli ve de konteyner kirası ödeme yükümlülüğünün de bulunmadığını,
Taşıyanın acentesi …. firması tarafından gönderilen e-postlara göre, dava konusu ARKIZM0000009100 sayılı konşimentodaki 67 adet konteyner ve ARKIZM0000011651 sayılı konşimentodaki 57 adet konteynerın “teslim emirleri” nin (ordinolarının) gönderilene teslim edildiği ve sadece ARKIZM0000012299 sayılı konşimentodaki 32 adet konteynerin boşaltma limanında beklediğinin belirtildiğini buna göre iki konşimento içeriği konteynerler açısından TTK.1079.maddesi gereğince davacının taşıtan-gönderene rüc’u hakkı kalmadığını,
davacının rehin hakkını kullanmadan bu davayı müvekkili aleyhine açmasına yasal imkân bulunmadığını taşıyana TTK.1077. ve 1080.maddeleriyle yük üzerinde rehin hakkı ile yükü, alacakları oranında paraya çevirme imkânı tanıdığını,
konteynerin dava tarihinde halen liman sahasında bulunduğu belirtilmiş olmakla, davacının doğmuş konteyner zararı bulunmadığını,
Libyadaki iç savaş hali mücbir sebep sayıldığından 11651 nolu ve 12299 nolu Konişmentolar için konteyner bedelinin müvekkil davalı tarafından ödenmesi gerektiğine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Aşırı ifa güçlüğü-ifa imkânsızlığı ile TBK 52/2 kapsamında indirim taleplerinin dikkate alınmadığını,
Sözleşmenin kurulduğu tarihten karar tarihine kadar ki dönemde döviz kurundaki değişimler nedeniyle müvekkilinin ekonomik olarak zor durumda kalacağını, cezai şarttan indirim yapılmasını,
Emtianın toplam bedeli ile bilirkişi tarafından hesaplanan hem konteyner bedeli ve hem de konteyner kira bedeli arasında müvekkil şirket aleyhine “aşırı nispetsizlik” durumu olduğunu ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla eksik görülen hususlarda tahkikatın tamamlanmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; taşıma sözleşmesine dayalı konteyner demurajı ve konteyner bedelinden doğan alacak davasıdır.
Davacının davaya konu konşimentolarda taşıyan olduğu, …. AŞ’nin, …. AŞ’nin acentesi olduğu, …. AŞ’nin taşıyan sıfatı ile dava açtığı, aktif husumet ehliyeti bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının …. Şti.’nin her üç konşimentoda taşıtan sıfatına sahip olduğu, söz konusu taşımada faturaların doğrudan davalı adına düzenlendiği ve davalının konşimentolarda taşıyan sıfatını taşıdığı anlaşılmakla, pasif husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamına mahkemenin yerinde görülen gerekçesine göre;
Taşımaya konu, 3 adet ayrı ayrı düzenlenen konşimentolarda ARKIZM 0000011651 nolu konişmento, ARKIZM 0000009100 nolu konişmento, ve ARKIZM 0000012299 nolu konişmentolara yükletenin davalı taşıyıcının … yükleme limanının İzmir tahliye limanının Bingazi Libya olduğu, taşımaya konu konşimentolarda taşıma ücretinin peşin ödendiği, konteynerlerin 70 gün içerisinde iade edilmemesi halinde alıcının 20’lik konteyner için 3500 USD ve 10 günlük ücretsiz bekleme süresinden sonra demuraj ücretine tabii olduğunu kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davalı tarafından yüklenen malların alıcısı tarafından teslim alınmadığı gönderilenin TTK 1069 maddesi kapsamında yer alan kalemlerden sorumlu tutulabilmesi için konşimento veya konşimentonun atıf yapıldığı navlun sözleşmesinde gönderilenin anılan borçlardan sorumlu olacağı ilkesine yer verilmesi ve yükün gönderilen tarafından teslim alınması gerektiği, somut olayda yükün gönderilen tarafından teslim alınmaması nedeniyle davalının konteyner ve demuraj ücretinden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu 9100 nolu konşimentonun 67 konteyner içerdiği boşaltma tarihinin 29/10/2010, 11651 nolu konşimentonun 57 konteyner içerdiği boşaltma tarihinin 16/12/2010 olduğu; 12299 nolu konşimentonun 32 konteyner içerdiği boşaltma tarihinin 05/01/2011 olduğu, alıcısı tarafından Bingazi Deniz Limanından teslim alınmadığı, Libya yetkili makamlardan alınan yetkiye göre 01/02/2016 tarihi itibariyle de teslim alınmamış olduğunun anlaşıldığı, dava dışı alıcı tarafından yükün teslim alınmaması nedeniyle davalının demuraj ücretinden ve konteyner bedellerinden sorumlu olduğu, Libya’da 15/02/2011 tarihinde iç savaş başladığı anlaşılmakla bu durumun mücbir sebep sayılarak bu tarihe kadar ki demuraj ücretlerinin bilirkişi tarafından hesaplanmasının yerinde olduğu buna göre ;
9100 nolu konşimento da mücbir sebebin oluştuğu 15/02/2011 tarihi ile konteynerin boşaltıldığı 26/10/2010 tarihi itibariyle 109 günlük süre bulunduğu, 10 günlük serbest süreyi takip eden 60 günlük gecikme için 420 USD ve 71. Günde konteyner teslim edilmediği takdirde bu miktara ek olarak konteyner bedeli karşılığı 3500 USD ödeneceği, buna göre 20 feetlik bir konteyner için 420 USD+3500 USD olmak üzere toplam 3920 USD ve 67 konteyner için toplam 262.640 USD ödenmesi gerektiği, davacı tarafından 259.290 USD talep edildiği,
11651 nolu konşimento da mücbir sebebin oluştuğu 15/02/2011 tarihi ile konteynerin boşaltıldığı 16/12/2010 tarihi itibariyle 61 günlük süre bulunduğu, ilk 10 günü serbest gün olmasıyla konteyner gecikme ücretinin 51 günden hesaplandığı, konteyner için 348 USD gecikme ücreti ödenmesi gerektiği, 20 feetlik bir konteyner için 348 USD+3500 USD olmak üzere toplam 3848 USD ve 57 konteyner için toplam 219.336 USD ödenmesi gerektiği,
12299 nolu konşimento da mücbir sebebin oluştuğu 15/02/2011 tarihi ile konteynerin boşaltıldığı 05/01/2011 tarihi itibariyle 41 günlük süre bulunduğu, ilk 10 günü serbest gün olmasıyla konteyner gecikme ücretinin 31 günden hesaplandığı, konteyner için 188 USD gecikme ücreti ödenmesi gerektiği, 20 feetlik bir konteyner için 188 USD+ 3500 USD olmak üzere toplam 3688 USD ve 32 konteyner için toplam 118.016‬ USD ödenmesi gerektiği,
Davacının neticeden konteyner bedeli ve demuraj ücreti olmak üzere 596.642‬ USD talep edebileceği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2018 tarih 2014/387 Esas 2018/1134 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 76.046,76 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 10.200,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 65.846,76 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022