Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/969 E. 2022/568 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/969
KARAR NO : 2022/568
KARAR TARİHİ: 31/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2018
NUMARASI : 2018/744 Esas, 2018/1379 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/03/2022
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin keşideci şirketin verdiği çekte, aval veren davalıdan alacaklı olduğunu, İzmir 10. İcra Müdürlüğünün 2018/4586 sayılı dosyası ile başlattığı ilamsız icra takibine itiraz ettiğini, takibi durduğunu, çekin kambiyo senedi vasfında olduğunu belirterek, takibe davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuş, yargılama sırasında 27/12/2018tarihli celsede çekteki imzaya itirazı bulunmadığını, ”avalindir”’ altındaki imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece; kambiyo senedi vasfı taşıdığı iddia edilen çeke istinaden yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davasında, çekteki ” avalindir …” ibaresinin kendisine ait olduğunu, 27/12/2018 tarihli celsede beyan ettiği TTK 794 ve devamı maddelerine göre, ava veren kişinin kimin için taahhüt altına girmiş ise aynen onun gibi sorumlu olacağının düzenlendiğini, çekin kambiyo senedi vasfı taşıması nedeni ile davalı avalistin keşideci gibi faiz ve çek tahsilatından da sorumlu olacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, faiz ve çek tazminatı ile birlikte takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurarak, müvekkilinin sadece kendi isminin yazılı olduğu, imzasının bulunmadığı, avalindir yazısının sorumlu tutamayacağını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
Dava; zaman aşımına uğramış ve karşılıksız olduğu şerh edilmiş çekte lehtarın avaliste karşı başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
TTK’nun 776/g. maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “senedi tanzim edenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile çek hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 701/2 ve 701/3. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekli değildir.
Davalı, takip ve dava konusu çek üzerinde “avalimdir” ibaresiyle birlikte adı yazılı olsa da bu ibarenin altında imzasının bulunmaması nedeniyle şahsen çekten sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığını, çek üzerinde kendisi tarafından atılan imzanın keşideci olan şirketi temsilen atıldığını belirtilerek bu çekten dolayı davacıya borçlu olmadığını ve davanın reddini istemiş, davacı ise; çek üzerindeki avalimdir şeklindeki ibarenin davalının kendi el yazısıyla yazıldığını ve davanın kabulü gerektiğini belirtmiştir.
Davaya konu olan çekin … Bankasının …. Şubesinin keşidecisinin dava dışı … , lehtarının ve ilk cirantasının davacı … olup 43.046,59 TL bedelli 15/03/2018 keşide tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Çekin ön yüzünde davalının adının ve avalimdir ibaresinin yazılı olduğu ancak bu ibarenin altında her hangi bir imzanın bulunmadığı görülmektedir.
Davalı, çekten şahsen başka bir deyişle avalist olarak sorumlu olmadığını ileri sürmüştür. TTK hükümleri gereğince, çekin ön yüzünde bulunan imzaların aval olarak kabulü gerektiği, ayrıca avalimdir ifadesinin veya aval veren kişinin adının yazılı olmasının gerekmediği, sadece imzanın varlığının o imzayı atan kişinin avalist olarak sorumlu olduğunu kabul etmek için yeterli bulunduğu, davacının, çekin keşidecisi şirketi temsilen, şirket adının üzerine imzasını attığı bunun dışında avalist olarak çek üzerinde başka bir imzasının bulunmadığı anlaşılmakla çek üzerinde sadece adının ve avalimdir ibarelerinin yazılı olması çekten avalist olarak sorumlu tutulması için yeterli olmadığı yasa gereği olduğundan ve davalı tarafından, davacının , dava konusu çekten şahsi olarak sorumlu olduğunu ispata yarar ,bu çekin açıkça zikredilerek davacının kefil olarak sorumluluğuna işaret eden her hangi bir sözleşme veya yazılı bir belge de sunulamadığı dosya içeriğiyle sabit olduğundan, davalının davaya konu edilen çekten dolayı davacı şirkete borçlu olmadığının kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
O halde; açılan davanın reddi gerekmesine rağmen farklı gerekçelerle davanın kabulüne ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerinde olmadığından, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, HMK nun 353/1-b-2 maddesi gereğince davanın reddine, takibin haksız başlatıldığı sabit ise de, takibi başlatan davacının kötü niyeti ispatlanamadığından ve kötü niyet tazminat talebinin de şartlar oluşmadığından reddine dair karar verilerek, aşağıdaki şekilde hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
1-Davalı vekilinin yatırmış olduğu 663,50 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davalı vekilinin yatırdığı 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri bulunmadığından, bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli, 2018/744 Esas, 2018/1379 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-Davanın REDDİNE;
2-Talep edilen kötüniyet tazminatının şartlar oluşmadığından reddine,
3-Hüküm tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 469,77 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 389,07 TL harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri davası reddedildiğinden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 5.834,25 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022