Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/901 E. 2022/556 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/988
KARAR NO : 2022/605
KARAR TARİHİ: 07/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2018
NUMARASI : 2016/1165 Esas 2018/1350 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 07/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; reklamcılık işi yapan müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen 07/12/2015 tarihli ve 3.577,70 TL bedelli, 11/12/2015 tarihli ve 3.577,70 TL bedelli, 18/12/2015 tarihli ve 2.283,30 TL bedelli, 25/12/2015 tarihli ve 2.873,30 TL bedelli 4 adet faturaya konu hizmet dolayısıyla davalı borçludan 5.166,00 TL bakiye alacağının bulunduğunu, borçlunun asıl borcun 7.115,40 TL’lik kısmına ve işlemiş faize olan itirazına bir itirazlarının olmadığını, borcun tahsili için İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2016/6915 Esas sayılı dosyası ile 7 örnek icra takibi başlatıldığını, fakat davalı borçlunun 20/05/2016 tarihli itirazı ile alacağın tamamına itiraz edildiğinden dolayı takibin durduğunu ve müvekkilinin bakiye 5.166,00 TL asıl alacağı ve ferilerinin de ödenmediğinden dolayı itirazının kısmen iptali isteminde bulunulduğunu belirterek, davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 5.156,60 TL asıl alacak ve ferileri yönünden devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davacı taraf alacağının 07.12.2015 tarih 739937 no.lu 3.557,70-TL bedelli , 11.12.2015 tarih 739951 no.lu 3.557,70 TL bedelli, 18.12.2015 tarih 739966 no.lu 2.283,30-TL ve 25.12.2015 tarih 739983 no.lu 2.873,30 TL bedelli 4 adet faturadan kaynaklandığını belirterek icra takibi başlatmış ise de, takibe konu 07.12.2015 tarih 739937 no.lu 3.557,70 TL bedelli ve 11.12.2015 tarih tarih 739951 no.lu 3.557,70 TL bedelli faturaların ödemesinin müvekkil şirket tarafından yapıldığını, bu hususa ilişkin olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığını, bunun yanı sıra icra takibine konu 18.12.2015 tarih 739966 no.lu ve 25.12.2015 tarih 739983 no.lu faturaların müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, bu nedenle de müvekkil şirketin davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını, işbu davada faturanın tebliğ edildiğini yahut faturada belirtilen işin yapıldığına dair ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu ve bu hususu senetle ispat etmesi gerektiğini, ancak davacı tarafça herhangi yazılı bir belge sunulmadığı gibi davaya konu 739966 no.lu ve 739983 no.lu faturalarda da faturayı teslim alan bölümünde, müvekkil şirket adına hiçbir isim veya imzanın da bulunmadığını belirterek, açılan haksız davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ile yargılama giderinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
MAHKEMECE: Her ne kadar davalı tarafça, davacı şirket defter ve kayıtlarında yer alan toplam 5.156,00 TL’lik reklam hizmetinin verilmediği, bu nedenle borçlu olmadığı iddiasında bulunmuş ise de, davacı tarafın dosyaya delil olarak sunduğu gazete suretleri içeriğine göre, davacı tarafça işbu faturaların içeriği reklam hizmetinin sunulduğu, işbu nedenle davalının bu faturalara ilişkin takip konusu alacağa ilişkin itirazlarında haksız olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davalı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu edilen bu iki faturada belirtilen hizmetin alınmadığını, bu faturaların müvekkili şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi müvekkil şirkete tebliğ de edilmediğini dolayısıyla bu iki faturadaki hizmetin verildiğini, davacı tarafın ispat etmesi gerektiğini, faturanın varlığı tek başına taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğunu göstermeyeceğini, nitekim dava konusu 18.12.2015 ve 25.12.2015 tarihli faturalardaki ilanların yapılması hususunda müvekkilinin talebi ve talimatı bulunmadığını davacı şirketin müvekkilin haberi olmaksızın kendiliğinden bu faturalara konu ilanları yaptırıp fatura düzenleyerek takibe koyduğunu, mahkemece, dava konusu faturalar müvekkil şirket defterlerinde kayıtlı olmamasına rağmen davacının dosyaya sunduğu gazete ilanlarına dayanarak hizmetin verildiği ve davacının davasında haklı olduğu sonucuna varılmış ve davanın kabulüne karar verildiğini, daha önceki faturalar nedeniyle taraflar arasında ticari ilişki bulunmasının ilişkinin devam ettiğinin tek başına kanıtı olamayacağını, mahkemece hizmet bedelinin ne olması gerektiği hususunda araştırma yapılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava faturadan kaynaklanan cari hesap alacağına ilişkin takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2016/6915 Esas sayılı dosyasının tetkikinde; alacaklı … A.Ş. vekilinin, borçlu … Şti aleyhine, faturaya dayalı olarak toplam 12.729,45 TL alacağın, ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 17/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 20/05/2016 tarihinde icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dava İİK 67. Maddede öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Mahkemece Mali Müşavir …’ndan rapordan; davacının ve davalı şirketin 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, taraflar arasında 2015 yılı Aralık ayında başlayan ve aynı ay sona eren, hizmet alımından kaynaklanan ve cari hesap şeklinde yürütüldüğü anlaşılan ticari ilişki olduğu, ancak dava dosyasında taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, davacının davalıya düzenlediği icra takibine konu, ancak dava konusu olmayan …, … ve … Gazetelerinde davalı şirkete ait reklam ilanının yayınlanması hizmeti içeriğiyle, davalıya 07/12/2015 tarih, 739937 nolu, 3.557,70 TL bedelli, 11/12/2015 tarih, 739951 nolu,3.557,70 TL bedelli olmak üzere toplam 7.115,40 TL bedelli iki adet faturanın davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve her iki taraf defterlerinde bu faturaların davalı yanca ödendiğini gösteren kayıtların mevcut olduğu, davacının davalıya düzenlediği, dava konusu …, …, …, …. Gazetelerinde davalı şirkete ait reklam ilanının yayınlanması hizmeti içerikli 18/12/2015 tarih, 739966 nolu, 2.283,30 TL bedelli fatura ile 25.12.2015 tarih 739983 no.lu 2.873,30 TL bedelli olmak üzere toplam 5.156,60 TL bedelli, diğer 2 adet faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, 25/04/2016 (harç tarihi) icra takip tarihi itibariyle davacının ticari defter kayıtlarında davacının, davalıdan, dava konusu faturalardan kaynaklanan 5.156,60 TL cari hesap alacağının göründüğü, davalının defter kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olmaması nedeniyle herhangi bir borç ya da alacak kaydının görünmediği, davaya konu 2 adet fatura içeriği hizmetin davacı yanca davalı şirkete verilip verilmediğine ilişkin raporun III.3 nolu bölümünde yer alan detaylı inceleme ve açıklamalardan görüleceği üzere; tarafların defter kayıtları, dava konusu irsaliyeli faturalar ve tarafların vergi dairelerinden gelen yazıları ve eklerinde dava konusu fatura ve fatura içeriği hizmetin davacı tarafından davalıya verildiğini, tespite yarar bir bilgi veya belge bulunmadığı, söz konsu hizmetin verildiğine ilişkin raporun 5 nolu ekinde sunulan ilgili gazete ilan sayfalarının sunulduğu, bu belgeler kapsamında, dava konusu 18/12/2015 tarih, 739966 nolu, 2.283,30 TL bedelli fatura ile 25.12.2015 tarih 739983 nolu, 2.873,30 TL bedelli fatura içeriği ilan hizmetinin davacı şirketçe davalı 18/12/2015 tarih, 739966 nolu, 2.283,30 TL bedelli fatura ile 25.12.2015 tarih 739983 nolu, 2.873,30 TL bedelli fatura içeriği ilan hizmetinin davacı şirketçe davalı şirkete verildiğinin kabul edilmesi halinde, davacının davalıdan dava konusu faturalardan kaynaklanan 5.156,60 TL alacaklı olduğu, aksi halde davacının davalıdan alacaklı olmadığının beyan edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; icra takibine konu faturalar davalı defterlerinde kayıtlı değil ise de kayıtlı olup olmaması hususunun hizmetin ifa edilmesinin ispatı açısından önemli olmasına, davacı tarafça gazete küpürleri ile reklam hizmetinin verildiğinin ispatlanmasına, davalının takibi konu faturalardaki hizmetin müvekkilinin talebi ile verilmediğine dair itirazlarının istinaf aşamasında ileri sürüldüğünden dinlenemeyecek olmasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/12/2018 sayılı 2016/1165 Esas 2018/1350 Karar kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 352,88 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 121,30 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 231,58 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 07/04/2022