Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/857 E. 2022/831 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/857
KARAR NO : 2022/831
KARAR TARİHİ: 29/04/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2018
NUMARASI : 2018/15 Esas 2018/1329 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 29/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; taraflar arasında ticari satıma dayalı ilişki bulunduğunu, davalıya satılan ve teslim edilen malların, cari hesaba ilişkin 15.586,40 TL’lik borcunun ödenmediğini, müvekkilinin alacağın tahsili için, İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2017/15314 sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalı borçlunun itirazı ile takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; mal tesliminin yapılmadığını, hizmetin tamamlanmadığını, sadece faturanın tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesinin, sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın, davalının icra takibinde asıl alacağa ve diğer fer’ilere yapmış olduğu itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptaline yönelik olup, uyuşmazlığın, davaya konu ticari ilişki sebebi ile icra takibi kadar davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğu konusunda toplandığı, tarafların defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda, alınan raporda; tarafların 2017 yılı ticari defter kayıtlarına göre davalı tarafın takip konusu cari hesap dolayısıyla 14.086,40 TL borçlu olduğu, kayıtların birbiri ile uyumlu olduğu, davalının yapmış olduğu 1.500,00 TL’lik ödemenin icra takibinin başlatıldığı, 17/11/2017 tarihinde ödeme ile aynı gün yapıldığı, dolayısıyla dava tarihinde asıl borcun 14.086,40 TL olduğu, davacı vekilinin; takip sonrası yapılan ödemenin takip tarihindeki borcu değiştirmeyeceği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulüne ve alacak likit olduğundan icra inkar tazimanıtının kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; davalı borçlunun takip tarihinde borçlu olduğu miktarın takip sırasında kısmi ödemeden sonra düşmesi halinde, takip tarihindeki borcunun değişmeyeceğini, bu nedenle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, satıma dayalı ticari ilişki kapsamında cari hesap bakiye alacağının tahsili için başlatılman icra takibine vaki itirazın iptali istemini ilişkindir.
Davacı satılan ve teslim edilen mal bedelinin ödenmediğinden bahisle icra takibi başlattığını ve bu takibe itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf ise, mal teslimi yapılmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Yargılama sonunda, davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davası sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden istinaf isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasa ile değişik HMK 341/2. maddesinde öngörülen istinaf sınırı, yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi olan 2018 yılı için 3.560,00 TL’dir.
Davacı tarafın aleyhine hükmedilen 1.500,00 TL vekalet ücreti yönünden istinaf isteminde bulunulduğu, ancak istinafa konu edilen miktarın, 21/11/2018 karar tarihi itibariyle miktar yönünden kesin nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında HMK 346/1. madde uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Bu itibarla, davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden istinaf kanun yolu başvurusunun, kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle usulden reddine karar verilmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenle;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın mahal mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 362/(1)-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere 29.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.