Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/847 E. 2022/1091 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/847
KARAR NO : 2022/1091

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2019
NUMARASI : 2017/844 Esas 2019/41 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/06/2022

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/844 Esas ve 2019/41 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Müvekkil şirket tarafından 2012 yılında davalı şirketin kullanması için, 1 Adet Akvaryum model soğutuculu dolap, 1 Adet Akvaryum model kuru dolap, 1 Adet Çikolata Teşhir Dolabı, 1 Adet Yazar Kasa Bankosu, 1 Adet Akvaryum model ısıtmalı dolap, 1 Adet MGS 3 katlı fırın, 1 Adet +4 Soğuk hava deposu alındığını ve davalıya ait adreste kullanımına bırakıldığını, davalı şirketin aradan geçen bunca süreye rağmen bu taşınırların ücretini müvekkil şirkete ödemediğini, davalı şirkete, bu bedellerin ödenmesi için tarafımızca İzmir 10. Noterliğinin 02.06.2017 tarihli ve 6999 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnamenin davalıya 05.06.2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, davalı yan tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığını, bunun üzerine İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2017/7774 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı yanın yasal süresi içerisinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, davalının İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2017/7774 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın, yalnızca 55.000,00 TL asıl alacak ve ferileri için iptali ve takibin devamına, davalının itirazı kötü niyetli olduğundan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin duruşmalarda; davaya konu alacağın, müvekkili tarafından davalıya satış ve teslimi yapılan mal bedeline ilişkin olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; dava konusu menkullerin, …ne ait olduğu ve davalı müvekkil firma olan …nin kullanıma bırakıldığı iddiası olduğunu, her iki tarafın da 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun madde 573 ve devamında düzenlenmiş tüzel kişiliği haiz tacir vasfındaki şirketlerden olup, HMK 203. maddede sayılan istisnalardan da olmadığı, HMK’nın ilgili maddeleri uyarınca, davacı tarafın davasını ispat için tanık deliline dayanma imkanı olmadığını, bu nedenle de tanık deliline müracaatına muvafakat göstermediklerini, dava dilekçesinin 1. maddesinde sayılan menkullerin, kendileri tarafından satın alındığını ve fakat satın alınır alınmaz davalı müvekkil firmanın kullanımına bırakıldığını belirtmiş olup, muğlak ve hukuki mesnetten yoksun beyanlarda bulunulduğunu, bu menkullerin hangi tarihte satın alındığı konusunda bir açıklık bulunmadığı gibi, müvekkil firmaya hangi hukuki ilişki çerçevesinde bırakıldığına dair bir netliğin de söz konusu olmadığını, zira davacı vekilinin, İzmir 10. Noterliği’nin 02.06.2017 tarih ve 06999 numaralı yevmiyesi ile müvekkil firmaya çekmiş olduğu ihtarnamenin ilk cümlesinde “bazı taşınırların bedeli aradan geçen uzun süreye rağmen ödenmediği gibi, bu dönemlere ilişkin kira ödemesi de yapılmış değildir” ibaresiyle önce söz konusu menkullerin bir satış sözleşmesine, sonra da bir kira sözleşmesine konu olduğu izlenimini oluşturduğunu, bu nedenle de ihtarname amacında belirsizlik söz konusu olduğunu belirterek, davanın usul ve/veya esastan reddi ile davacının yapmış olduğu icra takibi kötüniyetli olduğundan % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, ücreti vekalet ile yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2017/7774 Esas sayılı dosyası, fatura, tanık, keşif, bilirkişi ve yasal her türlü delile dayandığı görülmüştür.
Davalılar vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; Tanık, İlgili Kamu ve Özel Kurum ve Kuruluşlarından İstenecek Bilgi ve Belgeler, Fatura ve her türlü belge, İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2017/7774E sayılı dosyası ve sair yasal her türlü delile dayandığı görülmüştür.
İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2017/7774 Esas sayılı dosyasının tetkikinde; alacaklı … Şti. vekilinin, borçlu … Aleyhine açmış olduğu toplam 73.300,00 TL alacağın, ilamsız icra yoluyla tahsili talebinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya 14/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 16/06/2017 tarihinde icra müdürlüğüne müracaat ile müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu sebeple de borcun aslına işlemiş ve işleyecek faize ve sair feri alacak kalemlerine itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettikleri belge ve kayıtların dosyaya teminine müteakiben, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı var ise bu ilişki kapsamında davacı tarafın davalı tarafa mal ve hizmet sunumunda bulunup bulunmadığı, bulunmuş ise satış ve teslimi yapılan eşya bedelinin ödenip ödenmediği ile, var ise davalı tarafın takip tarihi itibarı ile ödenmeyen borç miktarı ile davalının icra takibine yaptığı itirazında haklı olup olmadığı, alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığının tespiti hususunda dava dosyası SMMM bilikişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda dosyaya sunulan 03/10/2018 tarihli raporda; davacı … Şti.’nin 2012 yılına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterinin birbiri ile uyumlu olduğu, yasal defterlerin mühürlü sahifelerin mühürsüz olan arka taraflarına çekildiği, davacı şirketin 2013 yılına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterinin birbiri ile uyumlu olduğu, davacı şirketin 2014 yılına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, kebir defterinin tasdiksiz olması sebebi ile yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterinin birbiri ile uyumlu olup olmadığı konusunda herhangi bir tespit yapılamadığı, davalı …’nin 2012-2013-2014-2015-2016-2017 yılına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterinin uyumlu olduğu, 2016 yılına ait yevmiye ve kebir defterlerinin sahifelerinin tamamının kullanıldığı, defterin yetmemesi sebebi ile mühürsüz arka sahifelerinin de kullanıldığı, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında, dava konusu malların davalı yana satışını gösterir herhangi bir muhasebe kaydına rastlanmadığı, yine davacı yanın, davalı yandan talep edilen kullanım hakkı gelirini gösteren herhangi bir muhasebe kaydına rastlanılmadığı, davalı şirketin incelenen defter ve kayıtlarına göre de, dava konusu mallar yönünden, davacı yandan yapılmış bir alımı gösterir herhangi bir kayda rastlanmadığı, yine davacı yandan alınmış kullanım hakkı giderini gösterir herhangi bir muhasebe kaydına rastlanmadığının beyan edildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; satış sözleşmesinden doğan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, davacı şirketin 2012 yılında davalıya satış ve teslimi yapılan, kullanımına sunulan bir adet akvaryum model soğutuculu dolap, bir adet akvaryum model kuru dolap, bir adet çikolata teşhir dolabı, bir adet yazar kasar bankosu, bir adet akvaryum model ısıtmalı dolap, bir adet MGS 3 katlı fırın, bir adet +4 soğuk hava deposunun satış ve kullanımdan kaynaklı alacağa ilişkin, davalı borçlu hakkında İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2017/7774 Esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatılmış ise de, davalı tarafın, davacı ile olan ticari ilişkisi ve borca ve takibe itirazda bulunduğu, işbu nedenle davacı tarafın, davalı ile aralarında, dava konusu makine vasfındaki taşınırların satış, kiralama ve teslim iddiasını HMK 200 ve müteakip maddeleri uyarınca, miktar itibariyle belge ile kanıtlaması gerektiği, davacının, davalı ile aralarında dava konusu taşınırlara ilişkin ticari ilişki olduğuna dair herhangi bir sözleşme ve belge sunmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarına dayandığı, gerek davacı, gerekse de davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve benimsenen bilirkişi raporuna göre de, tarafların ticari defter ve kayıtlarında işbu taşınırlara ilişkin taraflar arasında ticari ilişki olduğuna ve bu taşınırların alım ve satımına ve demirbaş olarak kaydedildiğine dair herhangi bir kaydın yer almadığı, iddiasını senet ile ispatla yükümlü olan davacının, dava konusu taşınırların, davalı iş yerinde bulunduğuna dair iddiasını ispata yönelik keşif ve bilirkişi incelemesi talep edilmiş ise de, davacının takdiri delillerden olan keşif deliline başvuru için delil başlangıcı niteliğinde herhangi bir belge sunmadığı gibi, davalı adresinde yapılan incelemede, dava konusu edilen taşınırların olduğu tespit edilse dahi, işbu taşınırların davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında, dava konusu taşınırlar olup olmadığının, yine fatura vb belge ile karşılaştırılarak tespitinin mümkün olabileceği, davacının işbu duruma ilişkin, dava konusu taşınırların benzerlerinden ayırt edici unsurlara intiba eden herhangi bir fatura ve belge sunmadığı, davalı tarafın, davacı iddiasının tanık ve keşif vb takdiri deliller ile ispatına ilişkin davacı talebine muvafakat etmediği hususu da dikkate alınarak, keşif ve bilirkişi talebi mahkememizce reddedilmiş, davacı tarafın, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve bu ilişki kapsamında, davalıya mal satımında bulunduğu ve satışını yaptığı malı davalıya teslim ettiği, bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı, takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu…” gerekçesi ile Davanın REDDİNE, Reddedilen alacağın %20’si miktarındaki 11.000,00.TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasından ticari bir ilişki mevcut olduğunu, taraflar arasında bir ticari ilişkinin varlığının ispat edilememesinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, davacı müvekkili şirket defter kayıtlarında satışa ilişkin herhangi bir kayıt olmadığından bahsedilmiş ise de, müvekkili şirket ticari defter kayıtlarını tutan serbest muhasebeci için İzmir 9.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/209 Esas 2018/426 Karar sayılı kararı ile ticari defterlerin tutulması hususunda “özel belgede sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarını işlediğinden bahisle ceza verildiğini ve kararın kesinleştiğini, sanık serbest muhasebecinin davacı müvekkili şirket ticari defterlerini davalı şirket … Şti. lehine değerlendirilebilecek şekilde usul ve yasaya aykırı tutulduğunu, davacı müvekkili şirket tarafından İzmir 10.Noterliği’nin 02.06.2017 tarih ve 6999 yevmiye numaralı ihtarname ile davalı şirkete ihtarname keşide edildiğini ancak davalı şirket tarafından bir takım taşınırların kendilerine satışının yapıldığı ve bu satış neticesinde satış bedelinin ödenmesi talepli ihtarnameye cevap verilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, keşif yapılması ve akabinde tanzim edilecek bilirkişi raporu doğrultusunda haklı dava subuta erecek iken keşif ve bilirkişi incelemesi taleplerinin reddinin hukuka uygun olmadığını, mahkemece takdir edilen kötü niyet tazminatının hukuka uygun olmadığını, davalı aleyhine icra takibine girişen davacı müvekkilinin kötü niyeti bulunamadığı gibi kötü niyetli olduğuna dair herhangi bir delilinde ortaya konamadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, taşınır satış ve kullanım bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, davacı şirket tarafından menkul satışının usulüne uygun kesin delillerle ispatlanamamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanı sıra, alacaklı davacının ayrıca kötüniyetli olması da gerekir. Başka bir deyişle, davacı alacaklı icra takibi yapmakta kötüniyetli değilse aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Dava konusu olayda, davacının kötüniyetli olduğu davalı tarafından ispat edilmediği gibi bu hususta dosyada herhangi bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda davacı aleyhine kötüniyet tazminatı şartlarının oluştuğu kabul edilemez. Mahkemece değinilen bu yön gözönünde bulundurularak koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu husus gözardı edilerek davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir. Ancak, bu yanılgının giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

I-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/01/2019 tarih ve 2017/844 Esas 2019/41 Karar sayılı hükmün 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE
”1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalının davacı yönünden kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan 80.70-TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 917.15-TL harcın mahsubu ile bakiye 836.45-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar ittihazına mahal olmadığına,
6-Davalı bu davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 7.950.00.TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK.’ nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,” şeklinde HÜKÜM TESİSİNE,
III-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
IV-İstinaf başvurusunun kısmen kabulü nedeniyle davacıdan alınan istinaf karar peşin harcının davacıya iadesine,
V-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 121,30.TL başvuru harcının davalıdan alınarak istinaf kanun yoluna başvuran davacıya verilmesine,
VI-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VII-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 15.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.