Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/817 E. 2022/551 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/817
KARAR NO : 2022/551
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/01/2019
NUMARASI : 2015/294 Esas 2019/11 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın müvekkili şirket ve distribütör ile 01.05.2012 tarihinde imzaladığı sözleşmenin 2.maddesi gereği, sözleşme süresince adresinde yazılı işyerinde müvekkili şirketin pazarlama,dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerini satmayı ve bulundurmayı, 9/B maddesi gereği bira satışına ilişkin faaliyetlerini kısmamayı, bira satışını azaltacak davranış ve eylem içerisine girmemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının taahhütlerini yerine getirmeyip 2014 yılı Mayıs ayından itibaren mal almadığını, uzun süre mal alımı yapmayan davalının işyerinde Nazilli 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/2 D .İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, bu tespitte …. fıçı ve şişe biralarının bulundurularak satışa sunulduğunu fakat müvekkili şirketin pazarlama ve satışını gerçekleştirdiği bira markalarının (…, …, …. vs.) bulundurulmadığı ve satışa sunulmadığının ortaya çıktığını, müvekkili şirketin pazarlama ve satışını gerçekleştirdiği bira markalarını bulundurmayan ve satışa sunmayan davalının sözleşmenin 2, 9/b ve 9/o maddelerini ihlal ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 16.maddesinde davalının sözleşme maddelerinden herhangi birini ihlal etmesi halinde müvekkili şirkete sözleşme gereği aldığı her türlü mali yardım ve katkıyı nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı tarafa 20.100,00-TL katkı payı ve 35.000,00 TL mali katkı verildiğini belirterek davanın kabulü ile toplam 55.100,00 TL tutarındaki mali katkının dava tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın taraflar arasında imzalandığı belirtilen sözleşmenin 16. maddesine göre alacak talebinde bulunduğunu, devamında ise sehven yanlışlık yapıldığını ve sözleşmenin 20. maddesine dayanak olduğunun yazıldığını, davacı tarafından yapılan yanlışlığın sehven olarak düzeltilmesini kabul etmediklerini, bu sebeple değerlendirmenin sözleşmenin 16. maddesine göre yapılması gerektiğini, dava dilekçesinde Nazilli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/2 D.iş sayılı dosyası ile tespit raporunun müvekkiline usulüne uygun tebliği yapılmadığından delil olarak kullanılmasını kabul etmediklerini, rekabet kurulu kararına göre … ürünleri satışı yapılmasında aykırı bir yön bulunmadığını ti 20.100,00 TL ödeme belgelerindeki imzaların farklı olduğunu, geriye kalan 35.000 TL’lik mali katkının mobilya ürünleri olduğunun belirtildiğini, bu mobilyaların davacı şirketin Nazilli Temsilcisi … isimli şirket tarafından verildiğinin belirtildiğini, işyerinin kapanması ile birlikte bu ürünlerin temsilci şirkete iade edildiğini, ticari ilişkinin … isimli şirketle olduğundan davanın husumetten reddini, sözleşme süresinin sonuna yaklaşılmış olması nedeniyle katkı bedelinde denkleştirme yapılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Davacı şirket ile davalı arasında 01/05/2012 başlangıç tarihli, üç yıl süreli satın alma sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşme ile davalının sözleşmede belirtilen adresteki işletmesinde davacı şirketin pazarladığı malları satmayı, rakip ürünleri satın almamayı, bulundurmamayı, tanıtımını üstlenmemeyi, bira satışında azami gayret göstermeyi, işletmeyi açık tutarak bizzat çalıştırmayı, kapatmamayı taahhüt ettiği, bu bağlamda davacı tarafca davalıya 20.100 TL nakit + 35.000.00 TL mali katkı olmak üzere toplam 55.100.00- TL katkıda bulunulduğu, sözleşme süresi içerisinde 22/01/2015 tarihinde işletmede yapılan delil tespitinde işletmede davacıya ait malların satışa sunulmadığının belirlendiği, böylelikle davalının akdedilen sözleşmeye aykırı davrandığı, bu haliyle sözleşme gereğince kendisine karşılıksız katkı olarak verilen KDV dahil 55.100.00-TL sını davacıya iade etmesi gerektiği kanaatine varılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş, yargılamadan önce yapılan tespit giderleri ile iş bu dava sebebiyle yapılan yargılama giderleri davalıya yükletilmiş, davacı yararına hükmolunan vekalet ücreti nispi olarak takdir edilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin usülsüz tebliği nedeniyle cevaplarını süresinde verdiklerini, karşı tarafa tebligat yapılmaksızın delil tespiti yapıldığını raporun kendileri tebliğ edilmemesi nedeniyle delil olarak kullanılamayacağını, 10/11/2019 tarihli duruşmada mesle–ki mazeret sundukları halde mazeretleri red edilerek karar verildiğini kendilerine esasa dair savunmalarını yapmak ve son sözlerini beyan etme hakkı tanınmadığını mahkemece fotokopi faturaların aslı getirtilmeden yapılan imza incelemesine göre karar verilmesinin yerinde olmadığını, sözleşme ile rekabet kurulu kararına aykırı olacak şekilde tek marka satma yükümlülüğü getirilmediği kararlaştırıldığı halde başka marka satılmasının dava dayanağı gösterilmesi ve mahkemenin de bu hususu gerekçe yapmasını kabul etmediklerini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, sözleşmeye aykırılık nedeniyle ödenen katkı bedelinin iadesine ilişkindir.
Davacı tarafça sözleşme gereğince müvekkili şirketin pazarlama ve satışını gerçekleştirdiği bira markalarını bulundurmayan ve satışa sunmayan davalıdan katkı payı ve mali katkının tahsili talep edilmiştir.
Davalı vekili sözleşme ve ekindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalının sözleşme ve teslim belgelerindeki imzalara itirazı üzerine alınan İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesinin 5028 Sayılı 23/10/2017 tarihli raporunda; İnceleme konusu Açık Satış Noktası Sözleşmesinde ….’ya atfen atılı imzalar ile …’nun mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’nun eli ürünü olduğu, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu teslim tutanaklarında atılı imzalar ile …’nun mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, inceleme konusu faturaların fotokopisi mevcut olup asıllarının çıkmadığı; fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu; ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılmasının sakıncalı olduğu, genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu bu nedenle asılları istenen inceleme konusu faturaların gönderilmediği, asıllarının temini halinde inceleme yapılabileceği yada fotokopi üzerinden inceleme yapılması isteniyorsa mahkeme müzekkeresinde açıkça belirtilerek, mevcutlar ile birlikte kurumlarına gönderilmesinin gerektiği hususlarında kanaat ve görüşünü bildirmiştir.
Davacı şirket, bayii … şirketi ve davalı arasında 01/05/2012 başlangıç tarihli açık satış sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme süresi 01/05/2012-30/04/2015 tarihleridir. Sözleşmenin 2.maddesi gereğince işleticinin şirket tarafından yetkilendirilmiş bayii veya distribütör vasıtasıyla dağıtımını yaptığı bira ürünlerini düzenli olarak satın almayı , müşteri talebini karşılayacak şekilde bulundurmayı ve satmayı kabul ettiği,20. Maddesinde işleticinin sözleşme hükümlerinden her hangi birisine ihlal etmesi halinde aldığı nakit veya nakit bazlı katkıları geri ödemeyi kabul ettiği görülmüştür.
Mahkemece talep konusu nakit ve mali katkıların davalıya ödenip ödenmediği konusunda SMM bilirkişi …’dan alınan 23/11/2018 havale tarihli raporda özetle; Davacı şirketin distribütörü … Şti’nin 2012 yılı yasal defterlerinde davalı …’ya 20.100,00 TL nakit ve 35.000,00 TL mali katkı tutarının ödendiği seklinde muhasebe kaydının olduğuna; davalı …’ya ait 2012 yılı işletme hesabı defterinde distribütör … Şti.’nden 20.100,00 TL nakit ve 35.000,00 TL mali katkı tutarının tahsil edildiği şeklinde muhasebe kaydının olduğuna, … Sti. ve davalının 2012 yılı yasal defterlerine göre, 20.100,00 TL nakit ve 35.000,00 TL mali katkı tutarının davalı …’ya ödendiğine dair görüş bildirilmiştir.
Buna göre bayi- distrübütör tarafından sözleşme kapsamında davalının Nazilli- … isimli iş yerine 20.100,00-TL nakit ve 35.000,00 TL mali katkı olmak üzere toplam 55.100,00-TL katkı sağladığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına mahkemenin yerinde görülen gerekçesine göre Davacı şirket ile davalı arasında 01/05/2012 başlangıç tarihli, üç yıl süreli satın alma sözleşmesinin akdedildiği, davalının işletmede davacının satışa sunduğu ürünleri satınaldığı ve satışa hazır bulndurduğunu iddia ve ispat edemediği, 22/01/2015 tarihinde işletmede yapılan delil tespitinde işletmede davacıya ait malların satışa sunulmadığının belirlendiği, böylelikle davalının akdedilen sözleşmeye aykırı davrandığı, bu haliyle sözleşme gereğince kendisine karşılıksız katkı olarak verilen KDV dahil 55.100.00-TL sını davacıya iade etmesi gerektiği, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/01/2019 tarih ve 2015/294 Esas 2019/11 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 3.763,88 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 940,97 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 2.822,91 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 23/03/2022