Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/742 E. 2022/543 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/742
KARAR NO : 2022/543
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2018
NUMARASI : 2017/1486 Esas 2018/1022 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, 19/07/2007 tarihinde, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki ve davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan otobüste yolcu olarak bulunduğu sırada, sürücünün araç hakimiyetini kaybetmesi ve kusuru ile meydana gelen kazada müvekkilinin de arasında bulunduğu birden fazla kişinin yaralandığını, müvekkilinin tedavi gördüğünü, tedavilere cevap vermeyerek sakat kaldığını, 75. Yıl Milas Devlet Hastanesi tarafından %52 oranında özürlü sağlık kurulu raporu alındığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bakım ücretine yönelik 3.000,00 TL maddi tazminatın, KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirketin, kazada dava dışı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, poliçe genel şartları uyarınca başvurusu bulunmayan davacının, davasının usulden reddi gerektiğini, dava konusu kazanın 19/07/2007 tarihinde meydana geldiğini, dava tarihi ile kaza tarihi arasında geçen süre bakımından talep hakkının zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı nedeniyle de reddinin gerektiğini, maluliyet oranının tespit edildiği tarihten sonraki bakıcı giderlerinin ise tedavi teminatı içinde değerlendirilmeyip, ölüm sakatlık teminatından karşılanması gerektiğini, davacının bir başkasının bakımına muhtaç olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
MAHKEMECE:
Davanın; trafik kazasından kaynaklı, bakım ücreti maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılamada, 19/07/2007 tarihinde, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan aracın karıştığı trafik kazasında yaralanan davacının bakım ücretinden kaynaklanan maddi zararının tazminine yönelik talebe karşı, davalının süresinde alacağın zamanaşımına uğradığına dair itirazda bulunduğu, 2918 sayılı yasanın, 109. maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat hükümlüsünün öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağının düzenlendiği, “davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüş bulunursa, bu süre maddi tazminat talepleri ile geçerlidir” hükmü uyarınca, kaza tarihinden itibaren davanın açıldığı tarihe kadar geçen süre içerisinde 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, ayrıca TCK’da eylem yönünden dava zamanaşımı süresinin kaza tarihinden itibaren 8 yıl olarak düzenlendiği, zaman aşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğu gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili; müvekkilinin 19/07/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, tedavi sonrasında %52 oranında özürlü kaldığı, somut olayda, zaman aşımı süresinin dolmadığını, uzamış ceza zaman aşımının uygulanması ile 12 yıllık süre içinde davanın açılması gözetilerek davanın kabulü gerektiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı araç sigortacısına karşı açılan ömür boyu bakım ve tedavi masraflarına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava tarihi 28/12/2017’dir. Dava tarihi itibariyle, 6502 sy. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri yürürlüktedir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 Sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara dair davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye dair hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacının yolcu olarak bulunduğu araçta iken 19/07/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, 75.Yıl Muğla Devlet Hastanesinden alınan 18/03/2014 tarihli sağlık kurul raporu ile belirlenmesinden sonra, 28/12/2017 tarihinde açtığı dosya kapsamı ile sabittir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirilecek olursa; taraflar arasında taşıma ilişkisi olup, davacının yolcu olarak bulunduğu sırada olayın meydana geldiği tespitine göre, davacı tüketicidir. Davanın açıldığı tarihte 6502 sy. TKHK yürürlüktedir. O halde ilk derece mahkemesince davalının tüketici, dava konusunun da 6502 sy. Yasa’nın 3-l maddesi gereği tüketici işlemi olarak kabulü ile tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermesi gerekmesine rağmen, davanın esası hakkında karar vermesi yerinde olmamıştır.
Kabule göre ise, bedensel zararlarda zamanaşımının başlangıcının, olay tarihi ya da tazminat sorumlusu ile zararın öğrenilme günü değil, sürekli sakatlığa ilişkin kesin raporun ortaya çıktığı ve öğrenildiği tarih olduğunun değerlendirilmemesi, davacının bedensel zararın gelişim ve değişim gösterip göstermediğinin tespiti ile, zararın seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi de yerinde olmamıştır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.10.1959 gün 1959/4/62 – 49 E.K, Yargıtay HGK.15.11.2000 gün ve 2000/21-1609 E. 1699 K. Sayılı, HGK.27.11.2002, E.2002/4-1022 – K.2002/1034, HGK.nun21.03.2001 gün ve 2001/4-258 E., 2001/276 K.; HGK.nun 05.06.2002 gün ve 2002/4-470 E., 2002/477 K.; HGK.nun 15.05.2015 gün ve 2013/21-2035 E., 2015/1345 K. ve HGK.nun 01.03.2017 gün ve 2014/21-2372 E., 2017/379 K.)
Sonuç olarak; açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun esasına girilmeksizin kararın HMK nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/10/2018 Tarih ve 2017/1486 Esas 2018/1022 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın görev dava şartı yokluğundan REDDİNE,
4-Görevli mahkemenin, İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna,
5-Karardan bir örneğinin istinaf kaydının kapatılması için kararı veren İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
6-Dosyanın İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi Mahkemesine tevzi edilmek üzere, İzmir Hukuk Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
7-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
8-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/1-a-3 bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/03/2022