Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/713 E. 2022/446 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/713
KARAR NO : 2022/446

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2018
NUMARASI : 2017/517 Esas, 2018/912 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirketin elektrik malzemeleri satan firma olduğunu, davalının ise, müvekkili şirketten elektrik malzemeleri satın aldığını, faturalar ve cari hesap dökümüne göre toplam 19.195,77 TL borcu bulunduğunu, bir kısım ödemelerden sonra bakiye 18.362,27 TL cari hesap alacağının tahsili için icra takibi başlattıklarını, takibin itiraz ile durduğunu belirterek, itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin elektrik tesisatçılığı yaptığını, taraflar arasında borcun miktarı konusunda ihtilaf bulunduğunu, takip sonrasında ve dava tarihinden sonra kısmen ödemeler yapıldığını, davacı alacağının talep edilenden az olduğunu, müvekkilinin 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununa tabi esnaf olduğunu, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulüne, itirazın 13.593,63 TL asıl alacak ve 98,04 TL faiz yönünden iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; takipten ve davadan sonra davalının ödemeleri bulunduğunu, bu durumda borcun kabul edildiğini, müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ödemelerin davadan sonra yapıldığından dava miktarı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi ve kararın bu yönlerle kaldırılmasını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava; elektrik malzemeleri satımına dayalı açık hesap kapsamında bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı delil olarak, faturalar, cari döküm, yapılan ödeme dekontları, ticari defter kayıtları, tanık beyanları ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davalı delilleri ise; takip dosyası, ticari defterler, ödemeye ait banka dekontları, bilirkişi incelemesidir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, davacı defterlerine göre; açık hesap ilişkisinin 03/07/2015 yılında başlandığı, 28/09/2016 takip tarihi itibariyle tahsilatların mahsubundan sonra 18.362,27 TL davacının alacağı bulunduğu, takipten sonra tahsilatlar ile davacının 5.988,55 TL fazla tahsilat yapıldığı, davalı defterlerine göre; takip tarihi itibariyle 18.362,28 TL borç kaydının bulunduğu bildirilmiştir. O halde, tarafların ticari defterlerinin birbirini doğruladığı, takip sonrası ödemelerden dolayı 13.593,63 TL alacağın kaldığı, verilen kararın yerinde olduğu görülmüştür.
Ancak; takip dayanağı olarak fatura gösterilmiş olup, tarih ve bedel olarak böyle bir fatura olmadığı, bakiyenin açık hesap olduğu, takibin davaya bağlılığı itibariyle denetlenmiş ise de, dosya kapsamına göre, cari hesap alacağı üzerinden yapılan hesaplamalarda usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.
Somut olayda, 28/09/2016 tarihinde başlatılan takipte 18.362,00 TL. asıl alacak isteminin bulunduğu, 04/05/2017 dava tarihine kadar 1.500,00 TL ve 5.500,00 TL ödeme yapıldığını, davada 10.362,00 TL üzerinden davanın harçlandırılması gerektiği halde, takip çıkışından harcın yatırıldığı, dava sonrasında 500,00 TL. ödeme yapıldığı, davadan sonra yapılan ödemenin icra müdürlüğü tarafından değerlendirilmesi gerektiği, yapılan ödemelerin mahsubu ile, bilirkişi raporuna göre yapılan hesaplamaların hükme esas alınarak, takibin devam edeceği alacağın tespitine dair yerel mahkemenin verdiği kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Davacı tarafın, icra inkar tazminatı yanında, kötü niyet tazminat talebi ile istinaf isteminin, kötü niyet tazminatının takibi haksız başlattığı sübut bulan alacaklı aleyhine hükmolunacağından, reddi gerekmiştir.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/10/2018 tarih ve 2017/517 Esas, 2018/912 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 03/03/2022