Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/687 E. 2022/307 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/687
KARAR NO : 2022/307

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2018
NUMARASI : 2018/71 Esas, 2018/644 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile; ağır kamyon ve tırların bakım, onarım ve yedek parça hizmeti veren müvekkilinin davalı ile 30.01.2015 – 19.08.2015 tarihleri arasında gerçekleşen ticari ilişkide, davalı tarafın 3.716,70 TL bakiye borcunu ödemediğini beyanla alacağın tahsili için Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2017/789 Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile; yetkili icra müdürlüğü ve mahkemenin müvekkilinin ikametgahının bulunduğu Manisa İcra Müdürlüğü ve mahkemeleri olduğunu, esas yönden ise taraflar arasında 30.01.2015 – 19.08.2015 tarihleri arasında ticari ilişkinin gerçekleştiğini ve müvekkili hakkında 5 adet fatura düzenlendiğini, müvekkilinin faturalar karşılığı senet verdiğini ve senet bedellerini ödediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE : Mahkememizin 21.06.2018 tarihli celse “3” nolu bendi ile “…Taraflar arasında mal ve hizmet satımına ilişkin ticari ilişkinin kurulduğunun ihtilaflı olmamasına, davacı-satıcı şirketin ikametgâhının (… köyü Aliağa ilçesinin) mahkememiz ve Aliağa İcra Müdürlüğünün yargı çevresi içerisinde kalmasına göre, TBK’nun 89/1 madde ve HMK’nun 10 madde hükümleri uyarınca dava dayanağı icra takibinin açıldığı Aliağa İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı vekili tarafından ileri sürülen yetki ilk itirazının ve Aliağa İcra Müdürlüğü’nün yetkisine yönelik itirazın reddine, mahkememizin ve Aliağa İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğuna,…” karar verilmiş ve bu yöndeki savunma hukuki dayanaktan yoksun bulunmuştur.
Aynı tarihli celse “5” nolu bent ile davalı vekiline, ödeme hususunda yemin teklif etme hakkını kullanıp kullanmayacağı hususunda süre tanınmasına karar verilmiş ise de iddia ve savunmanın kapsamına göre muhasebe uzmanı bilirkişiden rapor alınması zarureti doğmuştur.
Davanın esasına gelince; davacı-satıcı ile davalı-alıcı arasında araç bakım, onarım ve yedek parça satımı konusunda 01.01.2014 tarihinde ticari ilişkinin kurulduğu 19.08.2015 tarihine kadar devam ettiği, bu süreçte muhtelif tarihli ve tutarlı (1.721,90 TL; 106,20 TL; 721,57 TL; 11.407,74 TL; 763,31 TL; 202,96 TL; 750,15 TL; 8.400,68 TL; 774,50 TL; 573,52 TL; 1.158,96 TL; 1.910,75 TL; 35,11 TL; 263,86 TL) faturalarla davacının davalıya mal ve hizmet teslim ettiği, buna karşılık davalının davacıya ödemelerde bulunduğu, cevap dilekçesinde belirtilen 20.03.2015 vadeli 2.500,00 TL bedelli 20.04.2015 vadeli 2.500,00 TL bedelli ve 20.05.2015 vadeli 3.500,00 TL bedelli senetlerin davacının defterlerinde davalı ödemesi olarak kayıtlı olduğu ve toplam borç tutarından düşüldüğü, bu senetlerin düzenleme tarihi itibari ile mevcut 9.274,50 TL’lik borcuna karşılık verildiği, davacı tarafın davaya konu ettiği faturalardan kalan 3.716,70 TL’lik borcunu ödemediği, böylece icra takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 3.716,70 TL bakiye alacağının bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin borçlunun yerleşim yerinde yapılması gerektiğini, yerel mahkemenin yetki itirazını usule aykırı olarak reddettiğini, müvekkilinin 30.01.2015-19.08.2015 dönemine ait faturalarının tüm borçlarını kapatmış olduğunu ve borcunun bulunmadığını, bu durumun yerel mahkemece dikkate alınmadan karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, faturalar ilişkin senedin dayanak yapıldığını, senetlerin miktarı ödendikten sonra müvekkiline iade edildiğini, senetlerin iadesi kanıt niteliğinde olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67. madde gereğince açılmış itirazın iptali istemine ilişkindir.
Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2017/789 E.sayılı dosyası ile davacı-alacaklı vekili tarafından davalı-borçlu aleyhine 3.716,70 TL asıl alacağın tahsili için takibe faturalar eklenerek cari hesap borç bakiyesi alacağının tahsili açıklaması ile ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07.02.2017 tarihinde tebliği üzerine Manisa İcra Dairelerinin yetkili olduğuna borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davanın yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
HMK’daki yetki kuralları ilâmsız icra takiplerinde kıyasen uygulanır. İtirazın iptali davalarında icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlar da öncelikle incelenmelidir. HMK’nın 6. maddesine göre ilâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yeri de alacaklının yerleşim yeri olacaktır. Böyle bir durumda alacaklı kendi yerleşim yerinde bulunan icra dairesinde de takip yapabilecektir. takibe dayalı fatura içeriğinden davacı şirket merkezinin Aliağa olduğu buna göre takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece Smmm Bilirkişi …’dan alınan rapordan incelemenin davacının ticari defter ve belgeleri üzerinden yapıldığı, defterlerin usule uygun tutulduğu bildirildiği, muavin hesap incelemelerinden taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, davaya konu olan faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin 2014 yılından devreden 774,50 TL 2015 yılındaki faturaları için 1.000,00 TL tahsilat yapıldığı, netice itibariyle 3.716,70 TL alacağı olduğu, davalının ödeme belgesi olarak sunduğu ödeme senetlerin davacının 2014 yılı defterlerinde kayıtlı olduğu, senetlerin 17/12/2014 tanzim tarihli olmasına göre 2014 yılı defterlerinde de kayıtlı olmasının doğru olduğu, düzenleme tarihi itibariyle davalının 9.274,50 TL’lik borcuna ilişkin verildiğinin anlaşıldığı, davacının davayı takip tarihi itibariyle 3.716,70 TL alacağı olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece tahkikatın sonunda diğer delillerle iddiasını ispat edemediği anlaşılan davalıya, cevap dilekçesinde dayandığı yemin delili hatırlatılarak sonucuna göre karar vermesi gerekmekte ise de mahkemece yemin delili hatırlatılmasına rağmen davalı tarafından kullanılmadığı görüldüğünden istinaf nedeni sayılmamıştır.
Tüm dosya kapsamına göre davacı ve davalı arasında bulunan ticari ilişkide dava ve takip dayanağı faturalar içeriğindeki ürünlerin teslim edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Davalı fatura bedellerine karşılık senet verdiği ve senet bedellerini de ödediği iddiasında bulunduğuna göre ispat yükünü üzerine almıştır. 2015 tarihli faturalar için 2014 düzenleme tarihli senet verildiği hususu ispat edilemediğinden davanın kabulüne karar verilmesinde yasaya uymayan bir yön yoktur.
Tüm bu açıklamalara göre; istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli, 2018/71 Esas, 2018/644 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 253,88 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 107,87 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 146,01 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2022