Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/680 E. 2022/305 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/680
KARAR NO : 2022/305

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2019
NUMARASI : 2018/477 Esas, 2019/12 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin kefil olarak imzaladığı 38.000 TL meblağlı bononun 10.000 TL’sini takipten önce ödediği halde senet bedelinin tamamı için Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2018/7100 E.sayılı dosyasında takip yapıldığını beyanla alacağın 10.000 TL’lik kısmında borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin 10.000,00 TL’lik bölümünün iptal edilmesi ve takibin 10.000,00 TL borç miktarı düşüldükten sonra hesap edilmek suretiyle borç miktarının belirlenmesine, %20 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu bono 10.06.2018 vadeli 38.000,00 TL bedelli olup, davacı tarafından ibraz edilen belgede 11.06.2018 vadeli bono şerhi bulunduğunu, davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, banka dekontunda belirtilen senedin karşılığının ödenmesi nedeniyle davacıya iade edildiğini, yapılan ödemenin dava konusu 38.000,00 TL bedelli bono ile alakası bulunmadığını, davacı tarafından ödenen senede ilişkin delile ulaşıldığında mahkemeye ibraz edileceğini bildirerek, davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:13.06.2018 tarihli banka dekontunda belirtilen 10.000,00 TL’sının davacı tarafından davalı …’ün oğlu …’ün … Bankası hesabına “… bey 11.06.2018 tarihli senede mahsuben” açıklamalı olarak ödendiği, davalı tarafından 11.06.2018 tarihli başka bir senedin varlığının ispatlanamadığı, dekontta dava ve takip konusu bononun vade tarihinin 10.06.2018 yerine zuhulen 11.06.2018 olarak yazıldığı, kısmi ödeme halinde senet bedelini ödeyen tarafın senet aslını da alması gerektiği hususunun hukuka ve ticaret hayatına uygun düşmediği, böylece davacı tarafından davalıya yapılan 13.06.2018 tarihli 10.000,00 TL ödemenin dava ve takip dayanağı 10.06.2018 vadeli 38.000,00 TL bedelli bonoya mahsuben yapıldığı kanaatine varılmıştır.
Bu durumda, davacının dava ve takip konusu 10.06.2018 vade tarihli ve 38.000,00 TL bedeli bononun 10.000,00 TL’sından borçlu ve sorumlu olmadığı, bu ödemeyi bilmesine rağmen davacı tarafın bu tutar yönünden de icra takibi yapmakla kötüniyetli olduğu gerekçesiyle Davanın KABULÜNE,
Davacının Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2018/7100 E.sayılı icra takibine konu edilen 06.03.2018 tanzim tarihli 10.06.2018 vade tarihli ve 38.000,00 TL bedelli bononun 10.000,00 TL’lik bölümünden dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Bu bölüm yönünden sözü edilen icra takibinin iptaline,
İİK.’nun 72/5.madde hükmü uyarınca, %20 kötüniyet tazminatı 2.000,00 TL’sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme hakimine hakaret ettiği iddiası ile açılan davada beraat etmesi nedeniyle hakim açısından çekilme nedeni olduğunu, hakimin re’sen çekilme sebebi değerlendirilmediğini, davalının yemin deliline dayanmasına rağmen yemin hakkı kullandırılmadığını, tanıkların dinlenmediğini, davacının hataen yanlış tarih yazdığını bildirmiş olmasına göre hata iddiasını ispat etmesi gerektiğini ve hata iddiası ile ilgili tanık dinlenebileceğini, ödeme dekontunda hangi vade tarihli senede karşılık olduğu açıkça yazılı olmasına göre ödemenin takip konusu senede ilişkin olduğunu davacının ispat etmesi gerektiğini, ispat yükünün tayininde hataya düşüldüğünü, yemin delillerinin kullandırılmadığını, davalı banka dekontunda da belirtildiği üzere 11/06/2018 tarihli 10.000,00 tl lik bonoya karşılık yapılmış olup senet aslı borçluya iade edilen senet fotokopisinin ekte sunulduğunu, davalının banka dekontu başlı başına ödemenin dava konusu bonoya karşılık yapılmadığının ispatı olup davacı yan dava konusu bonoya ilişkin ödeme yapıldığını ispat edemediğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2018/7100 E.sayılı dosyasında davalı alacaklı tarafından davalı borçlu ve dava dışı borçlu … aleyhine 06/03/2018 tanzim 30/06/2018 vade tarihli, lehdarı …, keşidecisi …, avalisti … olan 38.000 TL bedelli senede istinaden kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapılmıştır.
Dava ve takip konusu bonoda davacının kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, davalının lehtar-alacaklı olduğu, davacının davalı …’ün oğlu …’ün … Bankası Hesabına (… bey 11.06.2018 tarihli senede mahsuben ödeme) açıklamalı olarak 13.06.2018 tarihinde 10.000,00 TL ödeme yaptığı, dava dayanağı icra takibinin 10.000,00 TL ödeme düşülmeksizin bono bedeli 38.000,00 TL üzerinden yapıldığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı tarafça istinaf dilekçesi ile yargılama aşamasında verilen sürede sunulmayan 11/06/2018 tarihli bono fotokopisi sunulmuş ise de istinaf aşamasında yeni delil ibraz edilemeyeceğinden değerlendirmeye esas alınmamıştır.
13.06.2018 tarihli banka dekontunda belirtilen 10.000,00 TL’sının davacı tarafından davalı …’ün oğlu …’ün … Bankası hesabına “… bey 11.06.2018 tarihli senede mahsuben” açıklamalı olarak ödendiği, davalı tarafından 11.06.2018 tarihli başka bir senedin varlığının ispatlanamadığı, dekontta dava ve takip konusu bononun vade tarihinin 10.06.2018 yerine zuhulen 11.06.2018 olarak yazıldığı, kısmi ödeme halinde senet bedelini ödeyen tarafın senet aslını da alması gerektiği hususunun hukuka ve ticaret hayatına uygun düşmediği, böylece davacı tarafından davalıya yapılan 13.06.2018 tarihli 10.000,00 TL ödemenin dava ve takip dayanağı 10.06.2018 vadeli 38.000,00 TL bedelli bonoya mahsuben yapıldığı kanaatine varılmasında bir isabetsizlik yoktur.
Davalı taraf, yapılan 10.000,00 TL’lik ödemenin takibe konu bono için yapılmadığını başka bono için yapıldığını savunmaktadır. Mahkemece davacı tarafından yapılan ödemenin takip konusu bono için yapıldığının kabulüyle 10.000,00 TL için borçlu olmadığının tespitine dair hüküm kurulmuşsa da; davalı taraf yapılan ödemenin başka borç için yapıldığı iddiasında bulunmuş olup, açıkça yemin deliline dayandığından; mahkemece davalı tarafa yemin delili hatırlatılmadan hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır. Oysa yemin delili kesin delillerdendir. Davalı tarafa yemin delili hatırlatılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle, davalı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/01/2019 tarih ve 2018/477 Esas, 2019/12 Karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 215,18 TL istinaf nispi harcın istek halinde İADESİNE,
5-İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
7-Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.17/02/2022