Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/68 E. 2022/80 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/68
KARAR NO : 2022/80

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2018
NUMARASI : 2017/68 Esas, 2018/662 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2009/19325 sayılı dosyası ile, 21/02/2007 tanzim tarihli 10.000.00 TL bedelli 4 adet senete dayalı olarak, davalı …, avukatı olan diğer davalı … tarafından müvekkilleri aleyhine muvazaalı olarak icra takibi başlatıldığını, ancak takip dayanağı senetlerin verilmesinin gerektireceği alacaklı davalılar ile borç ilişkisinin doğacağı, mal alım-satımı veya hizmet akdinin kurulmadığı gibi, müvekkilinin davalı alacaklıyı tanımadığını, müvekkilinin davalı avukat … ve eski muhasebecisi … tarafından dolandırıldığını, müvekkilinin davalı alacaklıya senet düzenleyip teslim etmediğini, icra takibi sırasında müvekkilinin fabrikasının icra yoluyla satışa çıkarıldığını, müvekkilinin 28.000 TL ödeme yaparak satışı iptal ettirdiğini, davalılar ile dava dışı … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, müvekkilinin davalılara borcu olmadığının tespiti ile, icra takip dosyasında yapılacak satışın tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; davacıların iddialarının soyut ve dayanaktan yoksun olduğunu, İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2009/19325 E. sayılı dosyasına konu 4 adet Kambiyo senedinde alacaklı,ciranta vs. gibi herhangi bir sıfatının bulunmadığını, davada, davalı olarak taraf sıfatının bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını ve davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili; icra dosyasına konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile talebi ile açılan davanın haksız olduğunu, senedin aksini ispat yine aynı nitelikte yazılı bir belgeyle olabileceğini, davacının borçlu olmadığı ya da borcu ödediğine ilişkin yazılı belge bulunmadığını, müvekkilinin 3.kişi ciranta olduğunu, davacı tarafın tanık deliline dayanmasına muvafakat etmediklerini belirtrek, davanın reddine ve tazminata hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, davanın, İİK.nın 72.maddesi uyarınca açılan Menfi Tespit davası olduğu, davalı …’in dava konusu senetlerde isminin keşideci, lehtar, ciranta veya hamil sıfatıyla hiçbir şekilde yer almadığı, dolayısıyla bu davalının senetlerle ilgisinin bulunmadığından davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekeceği, davacıların dava konusu somut olayda menfi tespit davasını açarken, senetteki imzayı inkar etmediği, davalılar ile aralarında ticari ilişki mevcut olmadığını iddia ettiği, davacı şirket senetlerde keşideci, davacı … lehtar ciranta ve davalı …’ın ise yetkili hamil olduğu, senedin ihdas nedenine ilişkin taraflarca herhangi bir talil beyanı ileri sürülmediği, imzası ikrar edilmiş senetler karşısında borçlu olunmadığının HMK.nın 200.maddesi de nazara alındığında yazılı delille kanıtlanması gerekmekte olup, davacıların yazılı delil sunmadığı gibi HMK’nun 145. Maddesine göre verilen süre içerisinde de delil bildirmemiş ve son celse davayı takip etmediği, sonuç olarak davacıların borçlu olmadıklarını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı gerekçesi ile, davalı … yönünden davanın reddine ve davalının alacağına geç kavuşması söz konusu olmadığından, davalıların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; taraflar arasında herhangi bir mal alım satımı olmadığı gibi hizmet akdi de bulunmadığını, takip sebebinin müvekkilinin davalı avukat … ve eski muhasebecisi … tarafından aldatılması olduğunu, davalı alacaklıyı tanımadığını, dava dışı muhasebeci ve davalılar ile ilgili olarak dolandırıcılık ve sahtecilikten suç duyurusunda bulunulduğunu, yerel mahkemenin resen tarafların ticari defter ve kayıtlarının ibrazı ile ilgilenmesine karar vermesi halinde davanın kabulüne karar verileceğini, takibe konu senetlerin zaman aşımına uğradığı hususların mahkemece değerlendirilmediği gibi davalı taraf lehine mükerrer olarak vekalet ücretine hükmedildiğini, istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, bonolara dayalı başlatılan takipten dolayı borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda reesen gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre, dava konusu bonolar 10.000,00 TL bedelli ve 4 adettir. Davacı keşideci, davalı … ise lehdar sıfatlarına haizdir. Senetler görülmediğinden zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı ve kambiyo senedi vasfında olup olmadığı anlaşılamamıştır.
Davacı taraf senet üzerindeki imzaya itiraz etmemiş, davalı alacaklıyı tanımadığını ve borçlanması ve senet vermesi gereken bir ilişki bulunmadığı iddiasında bulunmuştur. Davacı taraf dava dilekçesinin deliller bölümünde, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2009/19325 sayılı ve Kocaeli 4. İcra Müdürlüğünün 2011/556 sayılı icra takip dosyaları, tanık, yemin delillerine dayanmıştır. Davacının tüm delilleri toplanmamıştır. Başka bir deyişle, davacı taraf, ayrıca ve açıkça yemin deliline dayanmış ve yerel mahkeme tarafından yemin delilini kullanıp kullanmayacağı hatırlatılmamıştır.
Bu durumda, senetlerin celbi ile senetlerde alacaklı olarak görülmekte ise, davacıya senetlerden dolayı davalı … yönünden yemin yöneltme hakkının varlığı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Diğer davalı yönünden ise; senedin ön ve arka yüzünde isim ve imzası bulunmadığından, yemin yoluna başvurulamayacak olduğunun da değerlendirilmesi gerektiği önem arz etmektedir. Mahkemece, bu hususlar üzerinde durulmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, yukarıda belirtilen eksikliklerin ikmali gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesine kararı verilerek, aşağıdaki şekilde hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/05/2018 tarih ve 2017/68 Esas, 2018/662 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 71,80 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde İADESİNE,
5-İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 196,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte görevli mahkemece değerlendirilmesine,
7-Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 27/01/2022