Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/641 E. 2022/63 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/641
KARAR NO : 2022/63
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2018
NUMARASI : 2018/39 Esas 2018/548 Karar
DAVANIN KONUSU : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 20/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/01/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; davalı bankanın Karşıyaka … Şubesi ile dava dışı kredi lehtarları … Şti. ve … arasında düzenlenen 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait genel kredi sözleşmelerinde müvekkillerinin kefalet imzalarının bulunduğunu, sözleşmelere istinaden kullandırılan kredilerin geri ödenerek kapatıldığını, dava dışı lehtarların başka tarihlerde davalı bankadan kullandığı kredilere ilişkin müvekkillerini arayan davalı bankanın ödenmeyen kredi borçlarının kefil sıfatıyla ödenmesinin, aksi takdirde hesapların kesilerek icra takip işlemlerine başlanılacağını bildirdiğini, müvekkilinin ticari itibarlarının zedelenmemesi için 15.11.2017 tarihinde kefil sıfatıyla kredi lehtarı … Şti. adına 28.203,80-TL, … adına 6.783,00-TL ödeme yaptığını, bakiye kredi alacağını kredi lehtarlarından tahsil edemeyen davalı bankanın, Karşıyaka 7. Noterliği’nin 23.11.2017 tarih 15966 Y.s. ihtarnamesi ile, dava dışı şirkete kullandırılan ve geri ödenmeyen kredilerin kat edildiğini, kredi sözleşmesindeki kefalet imzasından dolayı müvekkilinin de sorumlu olduğu ve oluşan 44.321,49-TL borç miktarını ödemesini, Karşıyaka 7. Noterliği’nin 23.11.2017 tarih 15967 Y.s. ihtarnamesi ile, dava dışı …’na kullandırılan 20.000,00-TL tutarlı teminat mektubu karşılığının hesaplarına depo etmesinin bildirdiğini, müvekkilleri tarafından noter aracılığı ile ihtarnameye konu kredilerinden dolayı kefaletinin olmadığını ve borçtan sorumlu olamayacaklarının bildirildiğini ancak 42.215,08-TL ödeme yapıldığını, davacıların dava dışı kredi lehtarları … Şti. ve …’nun kullandığı ve geri ödenmeyen kredilerden dolayı kefaletlerinin bulunmadığını ileri sürerek, davalı bankaya ihtirazi kayıtla yapılan 77.201,88-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili savunmalarında özetle; davalının İzmir … Şubesi ile dava dışı 3. kişi kredi lehtarları … Şti. ve … arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri imzalanarak firmaya kredi tahsis edildiğini, dava dışı kredi müşterisi şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan 28.09.2009 tarihli GNGKS’nde davacı …’ın 90.000,00-TL, dava dışı kredi müşterisi … ile imzalanan, 17.01.2008 tarihli GNGKS’nde davacı …’ın 50.000,00-TL ve 22.01.2010 tarihinde 100.000,00-TL limit artırımı ile toplam 150.000,00-TL, 17.01.2008 tarihli GNGKS’nde davacı …’ın 50.000,00-TL ve 22.01.2010 tarihinde 100.000,00-TL limit artırımı ile toplam 150.000.00-TL, 07.10.2011 tarihli GNGKS.’nde …’ın 90.000,00-TL ile müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, sözleşmeler uyarınca kullandırılan kredilerin geri ödemelerinin yapılmaması üzerine müvekkili bankanın basiretli tacir sıfatıyla hemen ihtarname keşide edip yasal takibe başlamak yerine, müşterinin ticari itibarini düşünerek telefonla aradığını ve şifaen bilgi verdiğini, davacıların 15.11.2017 tarihinde şubeye gelerek, …’nun kredili ticari mevduat hesap borcu sözleşmesine istinaden 6.783,00-TL, … Şti.’nin şirket kredi kartına ve kredili ticari mevduat hesap borcuna istinaden … teslimatı olarak 28.203,80-TL ödeme yaptıklarını ve davalıyı ibra ettiklerini, bakiye alacaklar yönünden ödeme yapılmaması üzerine müvekkili tarafından Karşıyaka 7. Noterliği’nin 23.11.2017 tarih 15966 Y.s. ihtarnamesinin keşide edildiğini, davacılar tarafından 28.11.2017 tarihinde …. Şti.’ne ait kredi borcu bakiyesi 42.215,08-TL’nın ödendiğini, müvekkili ile dava dışı şirket ve … ile imzalanan Genel Nakdi Gayri Nakdi Kredi Sözleşmelerini davalı borçluların özgür iradeleri ile müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davaya konu 28.09.2009 – 19.12.2005 – 17.01.2008 – 07.10.2011 tarihli genel nakdi gayri nakdi kredi sözleşmelerinin mülga 818 s. BK.’nun yürürlükte olduğu tarihte ve bu yasa hükümlerine göre tanzim ve imza edildiğini, kefaletlerin şeklen de yasal düzenlemelere uygun, geçerli olduğunu, davacıların dava dışı kredi müşterisi firma ve şahsın ödenmeyen borçlarından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, kredi sözleşmelerinin “KEFALET” başlıklı 70. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca kefillerin bu sözleşmeden doğmuş/doğacak tüm risklerden kefalet limitleri uyarınca sorumlu olacaklarının hüküm altına alındığını, davacıların yapmış oldukları ödemenin 35.000,00-TL tutarı yönünden müvekkili bankayı ibra ettiklerini, kefaletten rücu edildiği yönünde bankaya yapılmış bir bildirimin bulunmadığını, davacının şirket müdürü ve şirket ortaklığından ayrılmış olmasının kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, kefil olduğu kredi sözleşmesinde süre bulunmadığı için sözleşmenin süresiz olduğunun kabulü gerektiğini, sözleşmelerden doğan risklerden davacıların sorumlu bulunduğunu, buna dayalı olarak borcun ödendiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMECE:
Davalı banka tarafından dava dışı … hesabı için değişik tarihlerde toplam 4 adet Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ile … Şti. için 3 adet Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ve 1 adet Business Card Üyelik Sözleşmesi düzenlendiği, davacı kefillerin kefalet nedeniyle davalı banka nezdindeki … hesabına 15.11.2017 tarihinde 6.783,00-TL, …. Şti. hesabına 15.11.2017 tarihinde 28.203,80-TL ve 28.11.2017 tarihinde 42.215,08-TL olmak üzere toplam 77.201,88-TL yatırdıkları, bankanın dava dışı asıl borçlular nedeniyle alacaklı bulunduğu … hesabına bağlı KMH ve … Şti. hesabına bağlı KMH hesaplarından kaynaklanan toplam 20.688,27-TL den sorumlu bulundukları, bankanın dava dışı asıl borçlular nedeniyle alacaklı bulunduğu … Şti. hesabına bağlı şirket kredi kartı ve taksitli kredi borcundan kaynaklanan toplam 56.513,61-TL tutardan sorumlu bulunmadıkları anlaşılmış, davanın dosyaya ve oluşa uygun, hüküm kurmaya yeterli bulunan bilirkişi raporunda hesaplanan 56.513,61-TL bedel üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin 20.688,27-TL istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 29.01.2019 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; Davacıların, kendi rızaları ile, müvekkil Banka tarafından herhangi bir ihtarname dahi, gönderilmeden, ödeme yaparak, ibraname verdiklerini,söz konusu ibraname ile davacılar rızaen yapmış oldukları 35.000.-TL tutarındaki ödemeden dolayı her ne nam altında olursa olursun müvekkil Bankadan hak ve alacak taleplerinin olmayacağını beyanla Bankayı bu ödemeden dolayı İBRA ettiklerini,davacıların hiç bir zorlama olmadan, kendi istekleri ile yaptıkları ödemeye binaen yine kendi özgür iradeleri ile müvekkil Bankaya verdikleri ibranamenin Mahkemece yok sayıldığını,davacıların kefalet sorumluluklarının şeklen geçerli bir sorumluluk olduğunu,keza davacılar tarafından da imza vs. yönünde şekli br geçersizliğin öne sürülmediğini,yine davacılar tarafından kefaletten rücu edildiğine dair bir beyanda da bulunulmadığını,Mahkemece, kefalet ile ortaklıktan ayrılmayı bağdaştırarak, şirket ortaklığından ayrılmış olmanın kefaletten de ayrılma anlamına geldiği gibi hatalı bir değerlendirme yaptığını,TBK’nun düzenlemesinde amacın kefilin korunması olduğu yönünde değerlendirmelerin, somut durumun değerlendirmesinde hataya düşülerek uygulandığını,kabul anlamına gelmemek ile birlikte Business Card Üyelik sözleşmesinde davacıların imzasının bulunmasa dahi davacılar, söz konusu borca ilişkin kendi rızaları ile ödeme yaptıkların,yapılan ödeme akabinde müvekkil Bankayı ibra ettiklerin,bu nedenlerle, Mahkeme tarafından verilen, davacıların, dava dışı … Ştiç firması ve müvekkil Banka arasında imzlanan Business Card Üyelik Sözleşmesi ve 129079 numaralı taksitli ticari krediye dayanak Genel Nakdi Gayrinakdi Kredi sözleşmelerinde imzalarının bulunmadığından bahisle bu kredilere ilişkin yapılan ödemelerden sorumluluklarının bulunmadıkları, bu nedenle de ilgili tutarların müvekkil davalı Banka’dan tahsil edilerek davacılara verilmesi yönündeki kararının kaldırılarak, davacıların davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kredi sözleşmesinde kefaletleri olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdata ilişkindir.
Davacılar, dava dışı kredi lehtarları … Şti. ve …’nun kullandığı ve geri ödenmeyen bir kısım kredilerden dolayı kefaletlerinin bulunmadığını ileri sürerek, davalı bankaya ihtirazi kayıtla yapılan 77.201,88-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı banka ise, davacıların ödemeleri kendi rızaları ile yaptıklarını,bankayı ibra ettiklerini, sorumluluklarının bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili istinaf etmiş olup, istinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereği istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda, davalı banka ile dava dışı … ile için değişik tarihlerde toplam 4 adet Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ile … Şti. için 3 adet Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ve 1 adet Business Card Üyelik Sözleşmesi imzalanmıştır. Bilirkişi raporundan ve banka kayıtlarından anlaşıldığı üzere,davacı kefillerin, kefalet nedeniyle davalı banka nezdindeki … hesabına 15.11.2017 tarihinde 6.783,00-TL, …. Şti. hesabına 15.11.2017 tarihinde 28.203,80-TL ve 28.11.2017 tarihinde 42.215,08-TL olmak üzere toplam 77.201,88-TL yatırdıkları anlaşılmıştır.Bankanın dava dışı asıl borçlular nedeniyle alacaklı bulunduğu … hesabına bağlı KMH ve …. Şti. hesabına bağlı KMH hesaplarından kaynaklanan toplam 20.688,27-TL den sorumlu bulundukları, bankanın dava dışı asıl borçlular nedeniyle alacaklı bulunduğu … Şti. hesabına bağlı şirket kredi kartı ve taksitli kredi borcundan kaynaklanan toplam 56.513,61-TL tutardan sorumlu bulunmadıkları tespit edilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporunda hesaplanan 56.513,61-TL bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin 20.688,27-TL istemin reddine karar verilmiştir.
Herhangi bir ihtirazi kayıt düşülmeden, yapılan ödemelerin TBK m. 78/1 gereğince, kendisini borçlu sanarak ödeme yaptığını ispat eden kişinin geri isteyebileceği düzenlenmiştir.Kanuni düzenlemeye göre, ‘borçlu olmadığı şeyi ihtiyari ile veren kimse, hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe, onu geri isteyemez’ hükmünü amirdir.
Somut olayda, davalı banka tarafından herhangi bir takip başlatılmaksızın, davacıların, davalı banka nezdindeki … hesabına 15.11.2017 tarihinde 6.783,00-TL,… Şti. hesabına 15.11.2017 tarihinde 28.203,80-TL para yatırdıkları, para yatırırken, herhangi bir ihtirazi kayıt koymadıkları anlaşılmaktadır. Ancak davacıların, dava dışı borçluların kullandıkları bir çok krediye kefil oldukları, bu kredilerle ilgili ödemeler yapıldığı, davacıların dava konusu kredi borçları ile ilgili banka tarafından telofonla aranmış olmaları nedeniyle, yaptıkları ödemelerin kendilerini borçlu zannederek yapıldığı kanaati oluşmuştur. TBK’nun 78/1.maddesi gereğince, yapılan bu ödemeler geri istenebilir. Ayrıca davacılar, … Şti. hesabına ihtirazi kayıtla 28.11.2017 tarihinde 42.215,08-TL ödeme yapmışlardır. Davalı banka, davacıların yapılan ödemelerle ilgili bankayı ibra ettiklerini ileri sürmüş ise de; dosyada ibranameye rastlanmamıştır. Mahkemece, ön inceleme duruşmasında sunulmayan belgelerin ibrazı için iki haftalık kesin süre verilmesine rağmen, ibranameye ilişkin belgenin sunulmadığı görülmüştür. Dolayısıyla, bankanın dava dışı asıl borçlular nedeniyle alacaklı bulunduğu … Şti. hesabına bağlı şirket kredi kartı ve taksitli kredi borcundan kaynaklanan toplam 56.513,61-TL tutardan sorumlu bulunmadıkları tespit edilmiştir. Bu nedenlerle, mahkemece davanın 56.513,61-TL bedel üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin 20.688,27-TL istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 04/12/2018 tarihli, 2018/39 Esas 2018/548 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 3.860,44-TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 965,12-TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 2.895,32-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi.20/01/2022