Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/631 E. 2022/73 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/631
KARAR NO : 2022/73
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI : 2017/179 Esas 2018/488 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle;tarafların 23.05.2016 tarihinde cins ve özellikleri sözleşmede yazılı 3 adet fırının 200.00,00-TL + KDV bedelle davalıya satışı konusunda sözleşme imzalandığını, fırınların sözleşme şartları çerçevesinde 25.07.2016, 15.08.2016 ve 31.08.2016 tarihlerinde irsaliyeleri düzenlenerek davalıya eksiksiz olarak teslim edildiğini, müvekkili tarafından yaptığı iş karşılığında düzenlenen 31.08.2016 tarihli 70.800,00-TL, 15.08.2016 tarihli 115.640,00-TL ve 13.08.2016 tarihli 49.560,00-TL bedelli üç adet faturanın davalıya verildiğini, davalı tarafça faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, defter ve kayıtlarına işlendiğini ancak fatura bedelinin tam olarak ödenmediğini, 30.01.2017 tarihinde imzaladığı mutabakat belgesi ile 96.989,60-TL borçlu olduğunu kabul ettiğini,bakiye 50.573,60-TL bedelin tahsili amacı ile girişilen Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2691 E.s. icra takibinin, davalının malların eksik ve ayıplı olduğu gerekçesi ile haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili savunmalarında özetle;23.05.2016 tarihli satış sözleşmesi ile ilgili taraflar arasında herhangi bir çekişme bulunmadığını, ancak satış sözleşmesinin konusu olan ve davacı tarafça müvekkiline teslim edildiği belirtilen malların eksik ve ayıplı olduğunu, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2691 E.s. dosyasında 14.03.2017 tarihli itirazlarında da davacı tarafından teslim edilen malların takip miktarına tekabül eden kısmının imalatının hatalı, eksik ve ayıplı olduğunun bildirildiğini, malların bir kısmının ayıplı olduğuna ilişkin fotoğrafların bulunduğunu, 6098 s. TBK.’nun 227. maddesinde kendisine teslim edilen malın ayıp çıkması halinde alıcının seçimlik haklara sahip olduğu açıkça belirtildiğinden, alıcının satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme hakkı bulunduğunu, müvekkilinin kanundan doğan hakkını kullanarak, eksik ve ayıplı malları alıkoyarak, ayıp oranındaki bedeli ödemekten imtina ettiğini, müvekkilinin hukuka aykırı ve kötü niyetli hareketinin bulunmadığını, alacağın likit olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMECE:
Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında da belirtiği üzere, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve davalının davacıdan mal aldığı ve davacının davalıya malları teslim ettiğini, teslim edilen mallarda herhangi bir ayıbın olmadığı, davalının davacıdan almış olduğu mallara ilişkin ödeme yapmadığı, davalının itirazın iptalinin gerektiği, alacak likit olduğundan İİK.nun 67.maddesi uyarınca % 20 tazminat verilmesi sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 21.02.2019 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkili tarafından davacı yandan 3 adet boya fırını satın alındığını,davacı yandan satın alınan boya fırınlarında üretim hataları ve ayıplar söz konusu olduğunu,bu ayıpların müvekkil firma tarafından dava konusu fırınların 3.şahıslara satılmasından ve montaj işlemleri gerçekleştirildikten sonra giderilmek zorunda kalındığını,bu ayıplı imalatlar nedeniyle bakiye borcun ödenmediğini,bilirkişi raporlarında ayıplı imalatın ve eksik işlerin bedellerinin ne kadar olduğunun tespit edilmediğini,ilk derece mahkemesinden raporlarda tespit edilen ayıp ve eksik işlerin bedellerinin hesaplanması amacıyla ek rapor aldırılması talep edilmişse de mahkeme tarafından bu talepleri hakkında menfi yada müspet olmak üzere herhangi bir karar verilmeden davanın kabulüne karar verildiğini,icra takibine konu edilen alacağın kaynaklandığı mallardaki, tespit edilen ayıp ve eksik işlerin bedellerinin hesaplanmasının gerektiğini,bu hesaplama yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu,taraflar arasında böyle bir hukuki ihtilaf söz konusu iken alacağın likit olduğundan bahisle inkar tazminatına hükmolunmasının da hukuka açıkça aykırı olduğunu,kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesinde açılmış olup, faturaya bağlı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
Davacı taraf, davalıya, aralarındaki anlaşma nedeniyle üç adet boya fırını sattıklarını ve eksiksiz teslim ettiklerini, bakiye 50.573,60 TL bedelin ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalının satılan malların ayıplı olduğunu ileri sürerek itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, satılan malların ayıplı olması nedeniyle bakiye bedeli ödemediklerini,davanın bu nedenle reddini savunmuştur.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili istinaf etmiş olup, istinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereği istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Dava konusu Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2691 E.s. icra takip dosyası ile; 50.573,60-TL asıl alacağın, % 9,75 avans faizi ile birlikte tahsili istemi ile, davacı tarafından davalı aleyhine 08.03.2017 tarihinde girişilen ilamsız icra takibi, ödeme emrinin 09.03.2017 tarihinde tebliği, davalının 14.03.2017 tarihli borca itirazı üzerine takibin durduğu, davanın açılış tarihi itibari ile İİK.nun 67.maddesinde belirlenen bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmamış olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu konusunda uyuşmazlığın bulunmadığı uyuşmazlığın davacı tarafından davalıya satılan malların ayıplı olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, dava ve takip konusu olan miktar kadar davacının davalıdan alacağının olup olmadığı noktasında olduğu tespit edilmiştir.
Her iki tarafta tacir olduğunda; ayıba ilişkin bu uyuşmazlıkta 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c hükümlerinin uygulanacağı, bu hükme göre alıcının maldaki ayıp açıkça belli ise iki gün içerisinde ayıbı satıcıya ihbar etmek zorunda olduğu, ayıp belli değil ise sekiz gün içerisinde malı incelemek veya inceletmek ve ayıp ortaya çıkarsa da bu sürede ihbar etmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Diğer durumlarda TBK’ nın 223. maddeleri hükmünün uygulanacağının belirtildiği, 6098 sayılı TBK’nın 223/2. maddesine göre, satılanda olağan bir gözlem ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunduğu sonradan anlaşılırsa alıcının ayıbı derhal satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu, bildirmediği takdirde malı bu ayıpla kabul etmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, bilirkişi raporlarına göre, Balıkesir’de kurulu toz boya fırınlarının ebatlarının sözleşmedeki şekilde yapılmadığı, bir kısım imalat hatalarının olduğu tespit edilmiş olup, malın ayıplı olduğu anlaşılmaktadır. Aydın’da kurulu fırında ise, herhangi bir ayıp bulunmadığı belirlenmiştir.
Taraflar tacir olduğundan, her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Bu bağlamda, TTK’nın 18/3.maddesi gereğince ayıp ihbarının noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemiyle yapılacağı düzenlenmiştir. Dosya kapsamında davalının bu şekilde ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin herhangi bir delil ve belge sunmadığı anlaşılmaktadır. Davalının ayıp ihbarına ilişkin, tanık deliline dayandığı, tanığı …’ ın ise ifadesinde, davalı tarafın davacıya ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin herhangi bir beyanının bulunmadığı görülmüştür.
Mahkemece, dava konusu, davacının davalıya teslim ettiği mallarda herhangi bir ayıbın olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Balıkesir’de kurulu fırınların kısmen ayıplı olduğu tespit edilmiştir. Ancak davalı süresinde ayıp ihbarında bulunmadığından; dava konusu malları bu şekilde kabul etmiş sayılır. Bu durumda malların bakiye bedelinin ödenmediği anlaşılmakla, davanın bu gerekçelerle kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Sonuç itibariyle mahkeme kararı doğru olduğundan davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Şu hale göre, HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde her ne kadar dava konusu malların ayıplı olmadığından dolayı davanın kabulüne karar verilmiş ise de; bir kısım malların ayıplı olduğu tespit edilmiş olup, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığından; dava konusu malların bu haliyle kabul etmiş sayılacağından dolayı davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Ancak sonuç itibariyle karar doğru olduğundan dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu sair hususlarda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, sonuç itibariyle kararın doğru olması nedeniyle HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 06/11/2018 tarihli, 2017/179 Esas 2018/488 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 3.454,68-TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 585,00-TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 2.869,68-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi.27/01/2022