Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/584 E. 2022/1053 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/584
KARAR NO : 2022/1053

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2018
NUMARASI : 2016/1164 Esas 2018/431 Karar
DAVA : MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1164 Esas ve 2018/431 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı … vekili ve davalı … vasisi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; yasal mirasçıları davalılar olan müteveffa … tarafından yasal mirasçıları davacılar olan müteveffa …’a karşı Orhaneli İcra Müdürlüğü’nün 2014/487 esas sayılı dosyasında 06/08/2012 tanzim 06/09/2012 vade tarihli 50.000 TL bedelli senede dayalı ve aynı icra müdürlüğünün 2014/493 esas sayılı dosyasında 28/11/2014 tanzim tarihli 28/11/2014 ve 10/12/2014 vade tarihli 40.000 TL bedelli senetlere dayalı takip yapıldığını, …’ın vefatıyla davacılardan …’ın murisin haberi olmaksızın sahte imza ile sahte senet düzenlendiği sebebiyle Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunduğunu, Orhaneli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/941 Soruşturma numaralı dosyasıyla her iki senet üzerinde bulunan imzanın müteveffa …’a ait olmadığının tespit edilmediğini, müteveffa … ile müteveffa … arasında borç ilişkisi doğurucu hiçbir işlem olmadığını, sahteliği kanıtlanmış olan senetlere dayanarak haksız açılmış icra takiplerine davalıların devam ettiklerini, Orhaneli İcra Müdürlüğü’nün 2014/487 sayılı icra dosyasında müvekkilleri adına kayıtlı Bursa ili …. İlçesi …. mahallesi … ada …. parseldeki taşınmazın satışının istendiğini ve kıymet takdirinin yapıldığını, eğer satış gerçekleşirse müvekkillerinin zararının olanaksız hale geleceğini belirterek, Orhaneli İcra Müdürlüğü’nün 2014/487 Esas ve 2014/493 Esas sayılı takiplerinde davacıların borçlu olmadıklarının tespitine, takiplerin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davada Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olmadığını, yetkili mahkemenin icra müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemeleri olan Orhaneli Mahkemeleri olduğunu, müvekkillerinin annesi … ile davacıların babası …’ın nikahsız olarak birlikte yaşadıklarını, …’ın kanser hastalığından vefat ettiğini, babalarının hastalığında davacıların ilgilenmediğini ve babalarından kalan evi sahiplendiklerini, …’un müteveffa borçlu …’a Orhaneli ilçesinde bulunan müşterek taşınmazın satın alınmasında ve yine bu taşınmazın tadilatı, bakımı-onarımı, bahçe düzenlemesi sırasında iki ayrı zamanlı olmak üzere 40.000 TL ve 50.000TL toplamda 90.000 TL para verdiğini, …’ın hastalığında çocukları kendisiyle ilgilenmedi diye ve söz konusu evi birlikte yaptıklarından 06/09/2012 vade tarihli 50.000 TL bedelli ve 10/12/2014 vade tarihli 40.000 TL bedelli senetleri …’a verdiğini, takibe konu olan borçların böylece doğduğunu, müteveffa …’ın 40.000 TL bedelli senet ile aynı düzenleme ve aynı ödeme tarihli parmak izinin bulunduğu bonoyu yine …’a verdiğini, parmak izinin bulunduğu senedin ayrı bir borç olmadığını, sadece eğer kendisi vefat ederse üzerinde hakkı kalmaması için ve çocuklarının hiç hakkı olmadığı bir eve sahip olmaması için senedi teminat olarak verdiğini, müteveffa borçlu …’ın hem sağ hem sol ile imza atabilen birisi olduğunu belirterek, davanın reddini ve %20 kötü niyet tazminatını talep etmiştir.
Davalı … hükümlü olduğu için vasi olarak görev yapan ve ortak cevap dilekçesinde vasi olarak cevap veren Av. …’in, davalı …’un 30/05/2016 tarihinde firar ettiğinden İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 22/03/2017 tarihli ek kararıyla vasilik görevinin sona erdiği anlaşılmıştır.
Orhaneli İcra Müdürlüğü’nün 2014/487 sayılı dosyasının bir sureti dosyamız arasına alınmış, takip alacaklılarından …’in Orhaneli Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 09/03/2016 tarih ve 2016/5-98 Karar sayılı ilamla mirası reddettiği ve ret talebi üzerine dosyadan alacaklı olarak kaydının silindiği, diğer alacaklı …’ın da alacağından feragat ettiği anlaşılmıştır.
Orhaneli İcra Müdürlüğü’nün 2014/493 Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş ve alacaklı … ile … tarafından borçlular …, …, … ve … aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı, alacaklılardan …’in Orhaneli Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/5-98 Karar sayılı ilamıyla mirası reddettiğinden alacaklı kaydının silindiği ve dosyada alacaklıların herhangi bir feragat beyanının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Orhaneli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/44 Esas sayılı dosyasının bir sureti dosyamız arasına alınmış, incelendiğinde, müştekisinin … şüphelisinin … olduğu, hakkı olmayan yere tecavüz suçundan dolayı açılan kamu davasında sanığın mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
Orhaneli İcra Müdürlüğü’nün 2014/6 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, incelendiğinde, alacaklısının … borçlusunun … olduğu ve Orhaneli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/44 Esas sayılı dosyasındaki yargılama giderlerinden dolayı başlatılan takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Orhaneli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/198 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, incelendiğinde; davalı … tarafından davalı … aleyhine Orhaneli ilçesi … Mahallesi … ada …. parsele yönelik müdahalenin önlenmesi amacıyla açılan davanın konusuz kaldığında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacıların murisi …’a ait imza asıllarının bulunduğu belgeler celp edilmiş, dava konusu senetler üzerindeki imzaların …’a ait olup olmadığı yönünde Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 20/12/2017 tarihli raporda, dava konusu senetler üzerindeki imzaların … eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
Dosya içerisindeki tüm delil ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; borçlusu davacıların murisi …, alacaklısı davalıların murisi … olan ve Orhaneli İcra Müdürlüğü’nün 2014/493 ve 2014/487 Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü yolla takibe konu edilen iki adet bono altındaki imzanın davacıların murisi … eli ürünü olmadığı ve davalıların iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olmadıkları dolayısıyla senet üzerindeki imzanın sahteliğinden davalıların da sorumlu olduğu…” gerekçesi ile Davalı …’ın yargılama devam ederken Orhaneli İcra Müdürlüğü’nün 2014/487 Esas sayılı dosyasındaki takipte feragat ettiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, Davanın kabulüne, davacıların Orhaneli İcra Müdürlüğü’nün 2014/487 Esas sayılı dosyasında davalı …’a, 2014/493 Esas sayılı dosyada da davalılar … ve …’a borçlu olmadıklarının tespitine. Davalıların kötü niyeti ispatlanamadığından kötü niyet tazminatının reddine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı … vekili ve davalı … vasisi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı … vekili ve davalı … vasisi istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin annesi müteveffa … tarafından sağlığında Orhaneli İcra Müd. 2014/487 Esas sayılı dosyasında, diğer müteveffa davacıların babası olan …’ a karşı 06.08.2012 tanzim 06.09.2012 ödeme tarihli 50.000 TL bedelli; ve yine Orhaneli İcra Müdürlüğü’ nün 2014/493 E. Sayılı dosyasında 28.11.2014 tanzim tarihli, 10.12.2014 ödeme tarihli 40.000 TL meblağlı bonolar hakkın kambiyo senetlerine mahsus icra takip yoluna başvurulduğunu, müvekkili … ve vasiliğini yaptığı …’ un da murisleri olan annelerinin vefatından sonra annelerinin haklı olan bir hakkı ve alacağını olduğunu düşündüklerinden icra takip dosyasına devam ettiklerini ancak daha sonra müvekkili …’ ın da davaya konu icra dosyalarındaki alacaktan feragat ettiğini, iş bu davaya sebebiyet veren Orhaneli İcra Müdürlüğünün 2014/487 – 493 E. Sayılı dosyalarında icra takibine başlatan kişinin müteveffa anne … olduğunu, söz konusu bu icra dosyalarında borç altına sokucu imzayı atan kişinin davalıların babası …’ ın imza atıp atmadığını bilen kişinin müvekkilinin annesi müteveffa … olduğunu, müvekkilimin …’ ın ve vasisi olduğu …’ un imzaların …’ a ait olmadığını bilebilecek durumda olmadıklarından tamamen iyi niyetli 3. Kişi konumunda olduklarını ve müvekkili ve vasisi olduğu kişiler aleyhine yargılama gideri, harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuksuz olduğunu, ayrıca usul olarak da gerekçeli karar da davanın konusu olarak her ne kadar tazminat yazılmış ise de davanın konusunun menfi tespit davası olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, icra takibine dayanak bonolardaki imzanın murislerine ait olmadığından bahisle borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle takibe dayanak bonodaki keşideci imzasının davacıların murisinin eli ürünü olmadığı yönünde hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 20.12.2017 tarihli raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, yargılama harç ve giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmiş olmasına, dava menfi tespit istemine ilişkin olmasına rağmen yerel mahkeme gerekçeli karar başlığında davanın tazminat davası olarak yazılmasının maddi hata niteliğinde olmasına ve bu durumun mahallinde her daim düzeltilebilecek olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı … vekili ve davalı … vasisinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, tazminat istemine ilişkindir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2018 tarih ve 2016/1164 Esas 2018/431 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı … vekili ve davalı … vasisinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 6.147,90.TL nispi harçtan peşin olarak alınan 1.537,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 4.610,90.TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 09/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.