Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/565 E. 2022/932 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/565
KARAR NO : 2022/932

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2018
NUMARASI : 2017/724 Esas 2018/1287 Karar
DAVA : MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/724 Esas ve 2018/1287 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili mahkememize verdiği dilekçe ile, müvekkili aleyhine İzmir 9 İcra Md’nün 2015/18318 E sayılı dosyası ile icra taakibi açıldığını, takip dayanağının müvekkili tarafından verilmiş olan bir adet 70.000,00 TL bedelli bono olduğunu, müvekkilinin bu bonoyu davalının ürünleri karşılığında davalı tarafından kendisine verilmiş olan kota nedeniyle verildiğini, buna göre müvekkilinin davalıdan süt ve süt ürünleri almayı taahhüt ettiğini, bu taahhüt kapsamında bir kota açıldığını, davalı firma kayıtlarına göre bu kota doldurulmadığı için takibin başladığını, müvekkilinin davalı firmaya hiçbir borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle İzmir 9.İcra Md’nün 2015/18318 E sayılı dosyası ile müvekkili adına yapılan takipte müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti ile davalıdan %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı alınmasına karar verilmesini talep etmiş olmakla yapılan açık yargılama sonunda;
GEREKÇE: Davalı … vekili süresinden sonra sunduğu çevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile dava dışı … arasında 07/09/2011 tarihli taahhütlü satış sözleşmesi akdedildiğini, 05/02/2013 tarihinde ise ek sözleşme ile …’ün taahhütlü satış sözleşmesinde düzenlenmiş olan tüm hak ve yükümlülüklerini …e devrettiğnii, bu satış sözleşmesinin İşletmecinin Yükümlülükleri Başlıklı Genel Yükümler 1. Maddesinin G bendinde işletmeci sözleşme süresince toplam 9.300 koli ED300ML ayran miktarda ürünü …’tan almayı taahhüt ettiğini, işletmecinin bu hedefini gerçekleştiremediği takdirde … taahhüdün gerçekleşmeyen ürün miktarının iki katı kadar daha ürün satıncaya kadar bu sözleşmenin süresini uzatabileceği gibidilerse gerçekleşmeyen miktarın taahhüt edilen miktara oranının özel yükümler madde 1’de bahsi geçen meblağ ile çarpımı sonucu bulunacak tutarın iki katının nakden ve defaten ödenmesini işletmeciden talep edebilir hükmünün yer aldığını, 05/02/2013 tarihinde ise ek sözleşmenin taahhütlü satış sözleşmesinin 2 niteliğinde olup taahhütlü satış sözleşmesindeki hükümlerin davacı tarafından da kabul edilmiş sayılacağını, davacının taahhüt ettiği malı almadığını ve kotayı doldurmadığını, bu nedenlerle icra takibi açıldığını, davanın reddine ve davacıdan %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İzmir 9 İcra Md’nün 2015/18318 E sayılı takip dosyası, dava dışı … ile davalı arasında imzalanan ev dışı kanalı satış sözleşmesi, ek sözleşme dosya içerisinde mevcuttur.
İzmir 9. İcra Müd’nün 2015/18318 sy takip dosyasının gönderildiği görüldü, incelenmesinde; alacaklısının … AŞ olduğu, borçlusunun … olduğu, 70.000,00 TL bedelli bir adet senede dayalı olarak takip yapıldığı, takibin kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Sözleşmeye göre işletmecinin … … olduğu, bu sözleşme ile işletmecinin sözleşmeye konu işyerinde yalnızca …’ın üretimini yaptığı ürünleri satmayı taahhüt ettiği, sözleşmeye göre sözleşmede belirlenen satış kotasının işletmeci tarafından doldurulması gerektiği, işletmecinin sözleşme süresince sözleşmenin özel hükümler bölümünün 2.maddesinde belirtilen kategori ve miktarda ürünü …’tan almayı taahhüt ettiği, belirlenen süre dolmasına rağmen işletmecinin bu hedefini gerçekleştirmediği takdirde …ın sözleşmeyi feshedebileceği gibi sözleşme süresinin kalan kota miktarıının iki katı miktarında ürün satılıncaya kadar uzatılmasını talep etme hakkının bulunduğu,aynı sözleşmenin 4.maddesinde belirtilen cezai şart bölümünde işletmecinin sözleşme süresi içerisinde işyerini çalıştırmaması, işyerinde iş değişikliği yapması, devir halinde iş yerini devralanın sözleşme hükümlerini kabul etmemesi ve işletmecinin bu sözleşme ile üstlendiği edim, taahhüt ve yükümlülüklerden herhangi birini yerine getirmemesi halinde işletmecinin 70.000,00 TL cezai şartı ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş olduğu,bu minvalde sözleşmeyi ilk olarak imzalayan dava dışı …’dan 70.000,00 TL bedelli senedin alındığı, bu sözleşmenin … tarafından tüm doğacak tüm borç, hak ve yükümlülüklerin …’e ek sözleşme ile devredildiği, ek sözleşmenin altında … ve devralan …’ün imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenerek, sözleşme kapsamında, davacının İzmir 9 İcra Md’nün 2015/18318 sayılı takip dosyasında takip alacaklısı …’ın alacağının bulunup bulunmadığı, sözleşmeye aykırılık bulunp bulunmadığı, davacının kotayı doldurup doldurmadığı, takibin haklı bir takip olup olmadığı konusunda SMM Bilirkişiden rapor alınmıştır. SMM Bilirkişi raporuna göre; kota miktarının 6.514 koli, 78.168 adet olduğu, kotanın tamamlanmaması durumunda tamamlanan miktara bakılmaksızın davalıya 70.000,00 TL ödemesinin yazılı oldğu, tamamlanmayan kotanın miktarının 37680 olduğu, dolayısı ile davacının tüm hak borç ve yükümlülükleri ile imzaladığı sözleşmeye aykırıl teşkil ettiği,davalı tarafından sunulan özel hükümler çerçevesinde 70.000,00 TL cezai şart ve bu minvaldeki senedin muaceliyet kespettiği ve bu nedenle davalının davacı aleyhine takip yaptığı, sözleşme hükümleri çerçevesinde davacının bu bedelden mesul olduğu…” gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin bonoyu işyerinde kullandığı … ürünleri karşılığında davalıdan almış bulunduğu kota nedeni ile verdiğini, müvekkilinin kotasını doldurduğunu, davalı firmaya borçlu olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, davacının davalı şirketten alması gereken ürün kotasını doldurmayarak sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülüğü ihlal ettiği ve davalının sözleşmenin 4. maddesi gereğince sözleşmede belirlenen 70.000.00.TL cezai şart alacağının istenebilir hale geldiği, cezai şart ve bunun miktarı sözleşme serbestisi cerçevesinde taraflarca serbestçe belirlenebilecek olup, ancak TBK’nın 182, (BK.161) 19 ve 20. maddeleri, uyarınca sözleşmenin cezai şarta ilişkin hükümlerine müdahale edilebileceği, bununla birlikte 6762 sayılı TTK’nın 20. (6102 sayılı TTK’nın 18.) maddesi uyarınca tacirin basiretli davranma yükümlülüğünün bulunması, alım miktarı dikkate alınmaksızın cezai şartın ödeneceğinin ve cezai şarttan indirim yapılmasının istenemeyeceğinin sözleşmede açıkça düzenlenmesi, TBK’nın belirtilen hükümleri uyarınca taraflarca kararlaştırılan cezai şart miktarına müdahale edilmesini gerektirir bir durumun, davalının kendi isteği ile cezai şart miktarından indirim yaptığı da dikkate alınarak dava konusu olayda gerçekleşmemiş olmasına (Bknz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 26.10.2015 tarih ve 2015/4245 Esas 2015/11065 Karar sayılı İlamı), kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarih ve 2017/724 Esas 2018/1287 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 26/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.