Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/562 E. 2022/1010 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/562
KARAR NO : 2022/1010

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2018
NUMARASI : 2017/991 Esas 2018/1375 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/06/2022

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/991 Esas ve 2018/1375 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”… Davacı vekili mahkememize verdiği 11/09/2017 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı arasında kira ve hizmet sözleşmesi yapıldığı, sözleşme kapsamında davalıya ait radyo yayınlarının yapıldığı vericinin Karatepe vericiler mevkiine yerleştirildiğini, radyo vericisinin bakım hizmetlerini gerçekleştirdiğini, vericinin kurulumu sebebiyle kira alacaklarının oluştuğundan bahisle kira alacağı ve hizmet bedelinin tahsili için İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2017/12745 E sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalının itirazı ile takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya yazılı bir cevap verilmemiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2017/12745 E sayılı dosyası, müvekkili ile davalı arasındaki temel borç ilişkisi ve takibe konu borcun kaynaklandığı sözleşme, tanık beyanları, müvekkili şirkete ait ticari defter, fatura ve diğer kayıtlar, bilirkişi incelemesi ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2017/12745 E sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış incelenmesinde dosyamızla ilgili olduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :
27.02.2018 tarihli celsenin 3 nolu ara kararıyla davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde sözleşme kapsamında kira alacağının tahsilinin de talep etmiş olduğundan kira alacağına ilişkin davada 6100 sayılı yasanın 4.md. göre Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevine girdiğinden dosyamızdan def edilerek tefrik edilen dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmiştir.
Delillerin toplanmasından sonra mahkememizin 27/02/2018 tarihli oturumunda bilirkişi incelemesine karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi ve elektrik-elektronik konusunda uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti ibraz ettikleri 27/04/2018 tarihli raporlarında dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak, taraflar arasında 01/01/2016 tarihli sözleşme akdedildiği, sözleşme konusu karşılığında davalının davacıya fatura karşılığı aylık 500-USD peşin ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, ancak 2015 yılından itibaren davalı adına fatura tanzim edilmediği, muhasebe kayıtlarında davalı adına herhangi bir alacağın tahakkuk ettirilmediğini, 2015 yılından itibaren davalı tarafından davacıya mücbir sebep nedeniyle hizmet alamayacağından bahisle ödeme yapılamayacağına ilişkin yazılı bir başvuru, bir ihtarname, sözleşmenin feshi talebi hususlarında davalının bir girişiminin olmadığı, davacı tarafça ise ödenmeyen kira ve bakıma ilişkin aylık ücretlerinin ödenmesinin davalıya yazılı olarak ihtar edilmediğinin tespit edildiği, ayrıca taraflar arasında tanzim edilen sözleşmede, ödenmeyen kira ve bakım ücretlerine faiz ödeneceğine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığının tespit edildiğini, bakım hizmetinin geçmiş yıllarda verilmesi sebebiyle verilen hizmetin tespitinin mümkün olmadığı gibi verilen bakım hizmetine ilişkin tanzim edilmiş bakım formu veya bakıma ilişkin yapılan bakımlarla ilgili bakım raporu bulunmadığını, taktirin makemeye ait olmak üzere mahkemece takip tarihine kadar davacı alacağının varlığına karar verilmesi halinde sözleşmeye göre 2015 yılı için 6.000-USD, 2016 yılı için 6.000-USD ve 2017 yılı için 3.750-USD olmak üzere 15/08/2017 takip tarihi itibariyle davacı alacağının 15.750-USD olacağı, taraflar arasında tanzim edilen sözleşmede ödenmeyen kira ve bakım ücretlerine faiz işletilmesine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, davalıya bu yönde ihtar çekilmediği, temerrüde düşürülmediği, temerrüdün takiple birlikte oluştuğu göz önüne alındığında davacının faiz talebinin yerinde olmadığının anlaşıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 19/05/2018 tarihli rapora beyan dilekçesinde itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; mali müşavir bilirkişinin sözleşmeden kaynaklı alacak tespitinin hüküm kurulurken dikkate alınmasına, teknik bilirkişiden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili 23/05/2018 tarihli rapora beyan dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksızlığının ortaya konulduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan sözleşmede aylık kira miktarı ve aylık bakım ücreti alacağı ayrı ayrı gösterilmemiş olduğundan davacı vekilinden sözleşme kapsamında aylık kira ücreti ve aylık bakım ücreti miktarları hakkında beyanda bulunması istenmiş, davacı vekilinin 09.10.2018 tarihli yazılı beyanında aylık bakım ücretinin 250-USD, aylık kira ücretinin 250-USD olduğunu bildirmiştir.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı ile davalı arasında kira ve hizmet sözleşmesi yapıldığı, sözleşme kapsamında davalıya ait radyo yayınlarının yapıldığı vericinin Karatepe vericiler mevkiine yerleştirildiğini, radyo vericisinin bakım hizmetlerini gerçekleştirdiğini, vericinin kurulumu sebebiyle kira alacaklarının oluştuğundan bahisle kira alacağı ve hizmet bedelinin tahsili için icra takibi yapıldığı, kira konusunda mahkememiz görevli olmadığı anlaşıldığından buna ilişkin talep tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmiş, bakım ücreti alacağı bakımından dosyamızda ve davacı defter ve kayıtlarında bakım hizmeti yapıldığına dair kayıt ve belgelerin mevcut olmadığı, bu sebeple bakım ücreti alacağının oluştuğunun subut bulmadığı…” gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna karşı itirazlarını sunmalarına rağmen ilk derece mahkemesi tarafından usul ve esas yönünden hukuka aykırı olan raporun hükme esas alındığını, teknik bilirkişinin vericilerin bulunduğu yer olan Kartepe mevkiine gitmeksizin raporunu tanzim ettiğini, vericilerin bakım hizmetinin geçmiş yıllarda verilmesi sebebiyle verilen hizmetin tespitinin mümkün olmadığı yönünde görüş bildirilmesine rağmen bugün dahi bakım hizmeti verildiği için vericilerin halen çalışır durumda olduğunu, müvekkili tarafından her zaman düzenlenmesi mümkün olan bakım formu olmamasının bakım hizmetinin verilmediği anlamına gelmeyeceğini, mali müşavir bilirkişinin görüşlerine itirazlarının da kabul görmediğini, 01/01/2006 tarihli sözleşmeye dayanılarak davalı yayın kuruluşuna RTÜK tarafından 2014 yılında yayın yapma yasağı gelinceye kadar ödemeler yapıldığını ve faturalar düzenlendiğini ancak davalı yana kesilen son faturayı ödememesi üzerine ayrı bir takip başlatıldığını, fatura kesilmemiş olsa dahi fiili durum olan vericilerin müvekkilinin arazisinde kalmaya devam etmesi ve bu vericilerin bakımının düzenli olarak yapılmaya devam etmesi karşısında davalının borçtan kurtulamayacağını, kaldı ki davalı borçlunun, sözleşmesel ilişkiyi kabul etmesine rağmen mücbir sebep nedeniyle ödeme yapamadığını kabul ve beyan ettiğini, fatura kesilmemiş olmasının temerrüt/muacceliyet yönünden sonuçları olsa da borcun/alacağın mevcudiyetine etkili bir sonucu olmayacağını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, davacı şirket tarafından radyo vericilerine bakım hizmeti verildiğinin ve bunun karşılığında fatura düzenlendiğinin usulüne uygun delillerle ispatlanamamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2018 tarih ve 2017/991 Esas 2018/1375 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu karar harçtan peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.