Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/546 E. 2022/839 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/546
KARAR NO : 2022/839

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2018
NUMARASI : 2018/222 Esas 2018/1152 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/05/2022

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, dava dışı alıcı 3. kişiye davalı şirket aracılığı ile 1 gün içinde teslim edilmesi şartıyla 10.06.2017 tarihinde gönderdiği kargonun süresinde teslim edilmediğini, dava dışı alıcının da kendi müşterisinin sözleşmeden döndüğü ve bu ürünlerin bir anlamının kalmadığı gerekçesi ile ürünleri geç teslim almaktan imtina ettiğini, ürünlerin halen davacı müvekkiline de iade edilmediğini, davalının kusuru nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, gönderilen malın fatura bedeli ve ihtarname masrafının ödenmesi için ihtarname gönderilmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine davalı şirket aleyhine İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2017/15753 Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını borçlu davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin tamamen haksız olduğunu, davacının dava konusu kargonun alıcısına makul süre içinde teslimat yapılmak istendiğini, ancak alıcı şirketin kargoyu teslim almaktan kaçınması sebebiyle uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, TTK’nın taşıma süresine ilişkin yapmış olduğu düzenlemeye uygun olarak teslimatın makul süre içinde gerçekleştirilmek istendiğini, davacı tarafın müvekkili şirkete herhangi bir teslimat tarihi belirtmediğini ve ayrıca kargonun teslimatının hızlı yapılması yönünde hiçbir beyanda bulunulmadığını, 14/06/2017 tarihinde teslimat adresine ulaşıldığını, ancak kargonun alıcısı tarafından teslim alınmadığını, 21/06/2017 tarihinde göndericisine iade faturası kesildiğini, ancak davacının teslim almaktan kaçındığını, TTK.’nun 889/3 maddesi gereğince teslimden itibaren 21 gün içinde teslim süresinin aşıldığı bildirilmezse gecikmeden kaynaklanan hakları sona ereceğini, davacının bu süre içinde bildirimde bulunmadığını, 26.07.2017 tarihli ihtarnamenin de bu bildirim süresinin sonrasında olduğunu, ayrıca TTK.’nun 882. maddesine göre sorumluluklarının sınırlı olduğunu, müvekkilinin dava konusu kargoyu davacıya iade etmeye hazır olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ”…Dosya içerisinde bulunan İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2017/15753 E sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafından davalı şirket aleyhine 7.191,30-TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılmış faturaya dayalı yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, ; davacının dava dışı 3.kişiye davalı şirket ile gönderdiği kargonun gönderim süresine ilişkin taşımadan önce anlaşmaları olup olmadığı, taşımanın süresinde yapılıp yapılmadığı, geç teslim var ise buna bağlı davacının isteyebileceği tazminat miktarının ne kadar olduğu, geç teslimden kaynakla tazmin alacağı yönünden hak düşürücü sürenin dolup dolmadığıdır.
Davalı kargo şirketinin 10.06.2017 kargo teslim alma belgesine göre, davacının emtiasını 1 günlük süre içerisinde taşımayı yüklendiği, kargonun 14.6.2017 tarihinde alıcıya teslim edilmek üzere teslim adresine götürüldüğü, alının kargoyu teslim almaması üzerine 29.6.2017 tarihinde göndericiye teslim edilmiştir.
Davacı İzmir 26. Noterliğinin 26.07.2017 tarih ve 09125 yevmiye nolu ihtarnamesi ile taşıma sözleşmesinden kaynaklanan zararlarının ödenmesini davalıdan talep etmiş, ihtarname 28.7.2017 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, davacı 20.02.2018 tarihinde eldeki davayı açmıştır.
6102 s. TTK.nın 889/3. Maddesinde geç teslimden kaynaklı zararın teslim anından itibaren 21 gün içinde taşıyana bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere, davalı taşıyan kargoyu alıcıya 14.6.2017 tarihinde ulaştırmıştır. Teslim gerçekleşmemiş ise de davalının edimini yerine getirdiğinin kabul edilebileceği tarih bu tarihtir. Davacı ise kargonun teslim edilmediğini kargonun iade edildiği 29.6.2017 tarihinde öğrenmiştir. Bu durumda davacının bildirim yükümlülüğü bu tarihte başlamış ise de davacının gönderdiği ihtarnamenin tarihi 26.7.2017 tarihi olup 21 günlük süre geçirilmiştir.
Burada üzerinde durulması gereken husus kargonun alıcı tarafından alınmamasının bu 21 günlük bildirim süresine etkisidir. Kargonun geç telim anında alınıp alınmayacağı davalı taşıyanın elinde olan bir durum değildir. Her geç teslimde de kargonun iade edildiği veya teslim alındığı gibi genel bir uygulama yoktur. Eğer maddede belirtilen teslim edilme hususunu ihbar süresinin sadece ve sadece geç teslimde malın teslim alındığı haller olarak yorumlarsak bu yorum dar bir yorum olur ve davalı taşıyanın haklarını maddenin amacını aşar şekilde daraltmış olur. Zira teslim alma hususu taşıyanın değil alıcının yetkisinde olup üçüncü bir kişinin teslim almama hakkını kullanıp kullanmasına göre davalı taşıyanın haklarının değişeceğini düşünmek hukuki güvenlik açısından da doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Buna göre geç teslim kavramını taşıyanın malı alıcıya teslim için götürüp arz ettiği tarih olarak kabul etmek gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalara göre, davacı 21 günlük hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra ihbarda bulunduğu…” gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle USULDEN REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın teslim garantisi verilen süre içerisinde eşyanın teslimatını gerçekleştirmediğini, gecikme sebebiyle teslimatın bir öneminin kalmaması sonucunda alıcının ürünleri almaktan haklı olarak imtina ettiğini ve müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkili davacının, gönderen sıfatı altında değerlendirileceğinden TTK madde 889/3′ ün, müvekkili bakımından uygulanamayacağını, TTK madde 889 gereğince, gecikme sebebiyle taşıyıcıdan talepte bulunulabilmesi için teslimden itibaren 21 gün içerisinde gecikmenin taşıyıcıya bildirimde bulunması gereken gönderilen (alıcı) iken, tazminat başvurusunda bulunan müvekkilinin dava konusu eşyayı gönderen kişi olduğunu, müvekkili gönderen bakımından bu kanun maddesindeki bildirim süresinin uygulanamayacağını, ayrıca gönderilen tarafından ürünün geç teslim nedeniyle teslim alınmasından imtina edilmesiyle teslim gerçekleşmediğini, kargonun geç teslim edilmesinin davalı kargo şirketinin ediminin yerine getirdiği anlamını taşımayacağını, teslim sırasında dava dışı gönderilen tarafından eşyayı teslim edene geç teslime ilişkin gerekli bildirim yapılarak TTK.’nun 889/5. maddesi gereğince bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmiş sayılacağını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, ticari kargo taşımacılığından kaynaklanan geç teslimden doğan zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun;
”XVIII – Taşıma süresi
MADDE 873- (1) Taşıyıcı, eşyayı, kararlaştırılan sürede, bir süre kararlaştırılmamışsa şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde, teslim etmekle yükümlüdür.
XIX – Zıya karinesi
MADDE 874- (1) Eşya, taşıma süresini izleyen yirmi gün içinde teslim edilmezse, hak sahibi ona zayi olmuş gözüyle bakabilir. Sınır ötesi taşımalarda bu süre otuz gündür.
(2) Hak sahibi, eşyanın zıyaı dolayısıyla tazminat alırsa, bunun ödenmesi sırasında, eşyanın daha sonra bulunması hâlinde, derhâl kendisine haber verilmesini isteyebilir.
(3) Hak sahibi, eşyanın bulunduğu haberini aldıktan itibaren otuz gün içinde, gerektiğinde giderler indirilmek suretiyle, tazminatı geri ödeyerek eşyanın kendisine teslimini isteyebilir.
Taşıma ücretini ödeme yükümlülüğü ile tazminat hakkı saklıdır.
(4) Eşya, tazminatın ödenmesinden sonra bulunmuşsa, hak sahibi bundan haberdar edilmesini istemediği veya bulunma haberinden sonra eşyanın teslimine ilişkin istem hakkını ileri sürmediği durumlarda, taşıyıcı, eşya üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir.
B) Taşıyıcının sorumluluğu
I – Zıya veya hasar ile gecikmeden doğan zarardan sorumluluk
MADDE 875- (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
(2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.
(3) Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.
II – Sorumluluktan kurtulma
1. Genel olarak
a) Taşıyıcının özeni
MADDE 876- (1) Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.
b) Araç arızası ve kiraya verenin kusuru
MADDE 877- (1) Taşıyıcı, taşıma aracındaki arızaya, taşıtı kiraladığı kişinin onun temsilcilerinin veya çalışanlarının kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.
2. Özel hâller
MADDE 878- (1) Zıya, hasar veya teslimdeki gecikme, aşağıdaki hâllerden birine bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur:
a) Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması yahut güverteye yükleme yapılması.
b) Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama.
c) Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması.
d) Eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği.
e) Taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi.
f) Canlı hayvan taşıması.
g) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanun ve düzenlemelerde yer alan hükümlerin taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını haklı gösterdiği hâller.
(2) Herhangi bir zararın hâl ve şartlara göre birinci fıkrada öngörülen bir sebebe bağlanmasının muhtemel bulunduğu durumlarda, o zararın bu sebepten ileri geldiği varsayılır.
Birinci fıkranın (a) bendinde öngörülen olağanüstü zıya veya hasar hâlinde bu karine geçerli olmaz.
(3) Zıya, hasar veya gecikme, gönderenin eşyanın taşınmasına ilişkin özel talimatlarına taşıyıcının uymamasından ileri gelmişse, taşıyıcı birinci fıkranın (a) bendine dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.
(4) Taşıyıcı, sözleşme uyarınca eşyayı sıcağa, soğuğa, ısı değişikliklerine, neme, sarsıntılara ya da benzer etkilere karşı özel olarak koruma yükümlülüğü altında ise, birinci fıkranın (d) bendine ancak, hâl ve şartlara göre, özellikle de gerekli donanımın seçimi, bakımı ve kullanımına ilişkin kendisine düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun davranmış bulunması hâlinde dayanabilir.
(5) Taşıyıcı birinci fıkranın (f) bendine ancak hâl ve şartlara göre kendisine düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun davranmış bulunması hâlinde dayanabilir.
III – Yardımcıların kusuru
MADDE 879- (1) Taşıyıcı;
a) Kendi adamlarının,
b) Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin,
görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.
IV – Tazminatta esas alınacak değer
MADDE 880- (1) Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.
(2) Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir.
(3) Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.
V- Zarar saptama giderleri
MADDE 881- (1) Taşıyıcı, eşyanın zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 inci madde uyarınca ödenmesi gereken tazminattan başka, zararın saptanması için yapılması zorunlu olan giderleri de tazminle yükümlüdür.
VI – Sorumluluk sınırları
MADDE 882- (1) Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
(2) Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu;
a) Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının,
b) Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
(3) Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır.
(4) Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.
VII – Diğer giderlerin tazmini
MADDE 883- (1) Taşıyıcı, zıya veya hasardan sorumlu olduğu hâllerde, 880 ilâ 882 nci maddelere göre ödenmesi gereken tazminatı ödedikten başka, taşıma ücretini geri verir ve taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılar. Ancak, hasar hâlinde, birinci cümle uyarınca yapılacak ödemeler 880 inci maddenin ikinci fıkrasına göre saptanacak bedel ile orantılı olarak belirlenir. Başkaca zararlar karşılanmaz.
VIII – Diğer zararlarda sorumluluğun en yüksek tutarı
MADDE 884- (1) Taşıyıcı, taşıma işinin yapılmasında, sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle meydana gelen ve eşyanın zıyaından, hasarından veya taşıma süresinin aşılmasından kaynaklanmayan ve eşya veya kişi zararları dışında kalan zararlardan, tam zıya hâlinde ödenmesi gereken tazminat miktarının üç katı ile sınırlı olmak üzere sorumludur.
IX – Sözleşme dışı istemler
MADDE 885- (1) Bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtuluş hâlleri ve sınırlamaları, gönderen veya gönderilenin, zıya, hasar veya gecikme nedeniyle taşıyıcıya yöneltebileceği, sözleşme dışı istemleri için de geçerlidir.
(2) Taşıyıcı, eşyanın zıyaından veya hasarından dolayı, üçüncü kişilerin sözleşme dışı istemlerine karşı, sorumluluktan kurtulma sebeplerine ve sınırlamalara dayanabilir. Ancak, bunlar;
a) Üçüncü kişi taşımaya onay vermemişse ve taşıyıcı, gönderenin eşyayı gönderme konusunda yetkili olmadığını biliyorsa veya bilmesi gerekiyorsa,
b) Eşya, taşıma için teslim alınmadan önce, üçüncü kişinin veya ondan zilyetliği elde etmiş olan kişinin onayı olmaksızın elinden çıkmışsa,
ileri sürülemez.
X – Sorumluluğu sınırlama hakkının kaybı
MADDE 886- (1) Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.
XI – Yardımcı kişilerin sorumluluğu
MADDE 887- (1) Taşıyıcının yardımcılarından birine karşı, eşyanın zıyaı, hasarı veya geç teslimi sebebiyle, sözleşme dışı sorumluluktan doğan istemler ileri sürülmüşse, o kişi bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma sebeplerine ve sorumluluk sınırlamalarına dayanabilir. Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiille veya ihmalle sebebiyet verilmişse birinci cümle hükmü uygulanmaz.
XII – Fiilî taşıyıcı
MADDE 888- (1) Taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur. Asıl taşıyıcının gönderen veya gönderilen ile, sorumluluğun genişletilmesi için yaptığı sözleşmeler, fiilî taşıyıcıya karşı, bunları yazılı olarak kabul etmesi şartıyla geçerlidir.
(2) Fiilî taşıyıcı, taşıma sözleşmesinden doğan asıl taşıyıcıya ait bütün def’ileri ileri sürebilir.
(3) Asıl taşıyıcı ve fiilî taşıyıcı müteselsilen sorumludurlar.
(4) Fiilî taşıyıcının yardımcılarına başvurulursa 887 nci madde hükmü uygulanır.
(5) Fiilî taşıyıcı taşıma senedinde veya diğer bir belgede kendisine teslim olunan eşyanın ne hâlde bulunduğunu tespit ettirebilir. Bu hükme uyulmadığı takdirde 858 inci maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.
XIII -Bildirim
MADDE 889- (1) Eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bildirimde, zararın gerekli açıklıkla belirtilmesi ve nitelendirilmesi şarttır.
(2) Birinci fıkradaki karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde bildirilmemesi hâlinde de geçerlidir.
(3) Gönderilen, taşıyıcıya, teslim süresinin aşıldığını, teslimden itibaren yirmibir gün içinde bildirmezse, gecikmeden kaynaklanan hakları sona erer.
(4) Teslimden sonra yapılan bildirimin yazılı olması şarttır. Bildirim, telekomünikasyon araçları yardımıyla da yapılabilir. Bildirimde bulunanın kim olduğu herhangi bir şekilde anlaşılıyorsa, imzaya gerek yoktur. Sürenin korunması için bildirimin zamanında gönderilmiş olması yeterlidir.
(5) Zıya, hasar veya gecikme teslim sırasında bildirilirse, bu bildirimin yukarıdaki hükümlere uygun olarak eşyayı teslim edene yapılması yeterlidir.
..”
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında; somut uyuşmazlıkta, TTK.’nun 889/3. maddesindeki ”Gönderilen, taşıyıcıya, teslim süresinin aşıldığını, teslimden itibaren yirmibir gün içinde bildirmezse, gecikmeden kaynaklanan hakları sona erer.” hükmü gereğince öngörülen hak düşürücü sürenin, gönderilen ile ilgili olmasına kaldı ki TTK.’nun 889/5. maddesindeki ”Zıya, hasar veya gecikme teslim sırasında bildirilirse, bu bildirimin yukarıdaki hükümlere uygun olarak eşyayı teslim edene yapılması yeterlidir.” hükmü gereğince gecikmenin teslim sırasında gönderilen tarafından bildirilerek gönderinin teslim alınmamasından dolayı TTK.’nun 889/3. maddesindeki hak düşürücü sürenin gönderilen yönünden dahi uygulanamayacak olmasına ve davacı gönderici tarafından davalı taşıyıcı aleyhine taşıma sözleşmesinden kaynaklanan geç teslimden dolayı maddi zararın bildiriminin ve zararın tahsili için yapılan icra takibi ile vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının yasal süresi içinde olduğu gözönünde bulundurularak işin esasına girilerek, taraf delilleri toplanıp alanında uzman bilirkişi/bilirkişi heyetinden taraf ve yargı denetimine uygun, gerekçeli ve ayrıntılı bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece eksik inceleme ve yanlış gerekçe ile davanın TTK.’ nun 889/3. maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-4.ve 6. maddeleri gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarih ve 2018/222 Esas 2018/1152 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 353/(1)-a-4. ve 6. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılması nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.