Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/525 E. 2022/745 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/525
KARAR NO : 2022/745

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2018
NUMARASI : 2017/1345 Esas 2018/1168 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/04/2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1345 Esas ve 2018/1168 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket ile davalı … arasında … plakalı aracın 07/03/2017-31/12/2017 tarihleri arasında kiralanması konusunda 07/03/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, taraflar arasında akdedilen işbu sözleşme gereği; davalı …, müvekkil şirkette çalışan personelleri taşıma görevini üstlendiğini, davalı ile müvekkil şirket arasında, sabah seferi için 100,00-TL, akşam seferi için 100,00-TL olmak üzere, günde toplam 200,00-TL’ ye anlaşma sağlandığını, …’ın müvekkili şirkete karşı, günlük servis bedeli olan 200,00-TL üzerinden fatura kesmesi gerekirken 400,00-TL bedel üzerinden fatura kesmeye başladığını ve bu durum 2017 Mart ayından 2017 Ağustos ayına kadar 5 ay boyunca bu şekilde devam ettiğini, bunun neticesinde de davalı …’ın haksız kazancının ortaya çıktığını, bu olayların ardından, davalı …’a karşı yapılan fazla ödeme tutarı olan 17.267,36-TL’nin tahsili için İzmir 8. İcra Müdürlüğü 2017/12929 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER: İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12929 E sayılı dosyası, Fatura suretleri, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12929 sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine 17.267,36-TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…davacı tarafından icra takibinde talep edilmiş olan asıl borç bedelinin 17.267,30-TL olduğu, ancak davalı …’ın dava tarihi itibariyle davacı firmaya 15.374,89-TL tutarında borçlu olduğu, ancak davacı ile davalı taraf arasında imzalanmış olan sözleşmede (sözleşmenin geçerliliği sayın mahkemenin yetki ve taktirinde olmak üzere) yapılacak olan taşıma işlerinin fiyatlandırmasının nasıl yapılacağına dair madde olmaması, davacı firma tarafından hazırlanmış olan davalı tarafın yapmış olduğu taşıma işlerinin aylık puantaj cetvellerinde davalı tarafın imzasının olmaması ve davacı tarafından düzenlenmiş olan 31/08/2017 tarih, 52184 no.lu, 22.018,00-TL tutarlı iade faturasının üzerinde teslim alanın adı soyadının ve imzasının olmaması neticesinde davacı firmanın davalıdan alacaklı olmadığı…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılmış faturaya dayalı yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki; davalıya ait araç ile davalının davacı işçilerinin servis hizmetini görmesine dair ticari ilişki olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Bu konuda taraflar arasında yazılı sözleşme vardır. Uyuşmazlık davalının, yaptığı işten daha fazla bedelli fatura düzenleyip düzenlemediği, fazla bedel tahsil edip etmediğidir.
Bilirkişi raporunda davalının düzenlediği faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının iade faturası düzenlendiği ancak davalıya teslimine dair belge bulunmadığı belirlenmiştir. Davacı vekili, servis bedelinin günlük 200,00 TL olmasına rağmen davalının 400,00 TL üzerinden hesap yaparak fatura düzenlediğini, müvekkilinin işi asıl işverenden daha az bedelle aldığı işi daha yüksek bedelle davalıya vermesinin hayatın olağan akışı içinde mümkün olmadığını belirtmiştir.
Sözleşme incelendiğinde taraflar arasında bedel konusunda yazılı bir hüküm olmadığı, bu nedenle günlük taşıma bedelinin davacı tarafça kesin olarak ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Davacı davalının düzenlediği faturaları defterlerine kaydetmiş süresinde itiraz etmemiştir. İş yoğunluğu nedeni ile itiraz edemediğini belirtmiş ise de basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davacının ileri sürdüğü bu husus dikkate alınamaz. İade faturası da davalıya teslim edilmediği gibi, davalı hem takibe itiraz etmiş hem de davaya cevap vermeyerek davacının iddialarını reddetmiştir.
Tüm bu açıklamalara göre, davacının günlük taşıma bedelinin faturalara sözleşmeye aykırı olarak yazıldığını ve fazla ödeme yaptığını ispat edemediği…” gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece tesis edilen hükmün yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, fatura alacağına dayalı yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, davacının fazla ödeme yaptığını kesin delillerle ispatlayamamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2018 tarih ve 2017/1345 Esas 2018/1168 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu karar harçtan peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 21/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.