Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/39
KARAR NO : 2022/13
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2017/791 Esas, 2017/1335 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 06/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; tarafından verilen dilekçe ile hizmet alım sözleşmesi imzalayan ve davalıların işçisi olan …’e İş Mahkemesi kararı gereğince davacı tarafından asıl iş veren sıfatı ile ödenmek zorunda kalan işçilik alacaklarının ve ferilerinin hizmet alım sözleşmeleri ve eki idari şartnameler gereğince rucuya ilişkin maddeler ve yasal mevzuat çerçevesinde davalıların sorumluluklarının tespiti ile belirlenecek miktarların ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
CEVAP:Davalı şirketler vekilleri savunmalarında özetle; Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, talep sonucunun açıklattırılması gerektiğini, İş Mahkemesi kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiği alacağın zamanaşımına uğradığı, İhbar tazminatından sorumlu olmadıklarını, Ödeme tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmayacağını, Temerrütün koşullarının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMECE:
Mahkemece, davacı ve davalılar arasında düzenlenen sözleşme ve eki şartnamelerde hüküm altına alınan tazminat ve işçilik haklarına ait sorumluluk yüklenicilere ait olmakla birlikte, kanundan doğan müteselsil sorumluluğu nedeniyle davacı … Belediye Başkanlığı tarafından icra takibi sonunda icraen ödenmek zorunda kaldığı, davacının ödediği miktarın tamamını davalı alt işverenlerden rücuen talep etme hakkının bulunduğu söylenerek alt işverenlerin kıdem tazminatı, ihbar tazimatı ve ferilerinden işçiyi çalıştırdıkları dönemlerle sınırlı olmak üzere sorumlu oldukları miktarlar hesap cetveli ile gösterilmiştir.
Davacı kurumun kanundan doğan müteselsil sorumluluğu nedeniyle, davalılara ihbar edilmiş olan iş mahkemesi davasında hüküm altına alınan işçilik alacaklarını, alacaklı işçiye 14/06/2012 ve 12/12/2013 tarihinde ödemiş olduğu, her bir alt işvereni işçiyi çalıştırdığı süreyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu miktarların usul ve fenne uygun, denetlenebilir bilirkişi raporuyla belirlendiği anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 04.09.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;mahkemece alacaklarına dava tarihinden itibaren faiz uygulandığını,dava dışı işçiye ödenen tazminattan davalılaran müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından ayrıca bildirimde bulunmaya kanunen gerek olmadığını,benzer açtıkları davalarda ödeme tarihinden itibaren faiz işletildiğini,mahkeme kararının faiz başlangıç tarihi itibariyle kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında işçilere ödenen tazminatın rücuen işverenlerden tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf,hizmet alım sözleşmesi imzalayan davalıların işçisine ödedikleri tazminatın davalılardan rücuen tazminini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili istinaf etmiş olup, istinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereği istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek yapılmıştır.
Benzer olayda Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 26.04.2021 tarihli 2021/892 esas-2021/1923 karar sayılı ilamında;”… Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde, dava dışı işçi değişik alt işverenler nezdinde ve son olarak davalı alt işveren nezdinde çalıştığından kıdem tazminatı yönünden davalı yüklenicinin işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı sorumlu olduğu, yıllık izin ve ihbar tazminatından davalı son işverenin sorumlu olduğu gözetilerek bu hususta alınacak bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile ödenen bedelin tamamından davalı yüklenicinin sorumlu tutulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Davacı vekilinin temyiz sebepleri yönünden, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsili istemiyle iş mahkemesinde açmış olduğu davanın davalı şirkete ihbar edilmiş olması nazara alınarak davalı şirketin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmediği, bu sebeple hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken aksi gerekçe ile dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
Yargıtay ilamı ışığında somut olaya bakıldığında,davalıların İş Mahkemesi dosyasında ihbar olunanlar konumunda oldukları, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsili istemiyle İş Mahkemesinde açmış olduğu davanın davalı şirketlere ihbar edilmiş olması nazara alınarak davalı şirketlerin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmediği, bu sebeple hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken aksi gerekçe ile dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru görülmemiştir.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak diğer hükümler aynı kalmak kaydıyla hüküm altına alının alacaklara ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde yeniden hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
1-Davacı vekilinin yatırmış olduğu 35,90 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davacı vekilinin yatırdığı 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 126,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2017 tarihli, 2017/791 Esas ve 2017/1335 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı … Şti. Yönünden 5.189,96 TL,
Davalı … Şti. Yönünden 2.959,90 TL
Davalı … Şti. Yönünden 2.959,90 TL
Davalı … Şti. Nden 470,34 TL
Davalı … Şti. nden 3.284,27 TL’sinden sorumlu olmak üzere toplam 14.864,37 TL’nin en son ödeme tarihi olan 12/12/2013 tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmak suretiyle davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.015,38 TL harçtan peşin alınan 253,85 TL harcın mahsubu ile noksan 761,53 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 253,85 TL peşin harç ve 25,20 TL başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.028,05 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06/01/2022