Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/386 E. 2022/318 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/386
KARAR NO : 2022/318

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2018
NUMARASI : 2017/248 Esas 2018/738 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/248 Esas ve 2018/738 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili ile davalılar vekili tarafından ayrı ayır istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılardan … arasında imzalanan …’in müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı 05/02/2009 başlangıç tarihli Taahhütlü Satışlar Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmenin işletmecinin yükümlülükleri başlıklı genel hükümler 1.maddesinin g bendinde işletmecinin sözleşme süresince toplam 7.500 koli (90.000 adet) ED 300 ml. ayran miktarında ürünü …’dan almayı taahhüt ettiğini, işletmecinin bu hedefini gerçekleştiremediği takdirde …’ın taahhüdün gerçekleşmeyen ürün miktarının iki katı kadar daha ürün satıncaya kadar sözleşmenin süresini uzatabileceği gibi dilerse gerçekleşmeyen miktarın taahhüt edilen miktara oranının özel hükümlerin 1.maddesinde bahsi geçen meblağ ile çarpımı sonucu bulunacak tutarın iki katının nakden ve defaten işletmeciden talep edilebileceği hükmü yer aldığını, sözleşmenin 1.maddesinde …’ın işletmeciye satış noktasında … ürünlerinin etkin bir şekilde satışını sağlamak amacıyla yapacağı her türlü pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak için 18.250,00.TL ödeme yaptığını, aynı maddenin devamında bu menfaatin gerçekleşmemesi, işletmecinin sözleşmedeki yükümlülüklerinden herhangi birini ihlal etmesi veya herhangi bir sebeple sözleşmenin belirlenme süresinden önce sona ermesi halinde işletmecinin ilk talebi üzerine derhal ve hiçbir kayıt şart ve itiraz ileri sürülmeksizin iade edileceği ve 36.500,00.TL cezai şartı ödeyeceği hükmünün yer aldığını, müvekkili şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının sözleşme süresi içinde ve devamında almayı taahhüt ettiği malın tamamını almadığını ve sözleşmeye aykırı davrandığını, en son ürün alımının 28/06/2016 tarihinde olup bu tarihten sonra herhangi bir ürün alımı olmadığını, davalıların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili şirketin sözleşmede ön görülen 36.500,00.TL cezai şartın tamamını talep hakkına sahip olmasına rağmen bu yola başvurmayarak borçlunun alması gereken ürün miktarından ne kadarını aldığına ilişkin bir oranlama yaparak ürün alımı yapılmadığı miktar oranında cezai şarttan indirim yaptığını, borçlular aleyhine ikame edilen söz konusu icra takibi takip çıkış miktarının da bu şekilde belirlendiğini, davalılar aleyhine İzmir 8 İcra Müdürlüğünün 2016/14224 Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibinin 21.687,62.TL üzerinden yapıldığını, davalıların itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:

Davalılar vekili cevap dilekçelerinde özetle; taraflar arasında 05/02/2009 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkili firmanın o tarihten itibaren davacıdan düzenli olarak mal aldığını, ancak 28/06/2016 tarihinden başlayarak davacının davalı şirkete mal gönderme yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin 07/12/2016 tarihli ihtarname ile sözleşmede üzerine düşen yükümlülüklerini sürdürme niyetini ortaya koyduğunu, bu talep üzerine davacının ürün göndermediği gibi yanıt vermediğini, müvekkili …’nın davacı firmanın asli yükümlülüğünü yerine getirmediğinden 19/12/2016 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshetmek zorunda aldığını, davacının sözleşme uyarınca icra takibi açma hakkı bulunmadığını, ihlali kabul anlamına gelmemekle birlikte sözleşmenin 1.maddesi gereğince davacının herhangi bir talebi bulunmadığını, alacağın likit olmadığını belirterek davanın reddine ve %20′ den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ”…İncelenen İzmir 8. İcra müdürlüğünün 2016/14224 sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı tarafça davalılar aleyhine 05/02/2009 başlangıç tarihli Taahhütlü Satışlar Sözleşmesi gereğince 21.687,62 TL cezai şart alacağının (Taviz tutarının) tahsiline ilişkin olarak 21.687,62 TL üzerinden ilamsız takip yolu ile yapıldığı, davalıların itirazı üzerine icra takibinin durduğu belirlenmiştir.
İncelenen Taahhütlü Satışlar Sözleşmesi örneğinden 05/02/2009 başlangıç tarihli sözleşmenin … ile… ve …AŞ arasında yapıldığı, sözleşmede bitim tarihi bölümünün belirtilmediği, 1 yıl olarak yazılı sözleşme süresi bölümü üzerinin çizildiği, sözleşmenin g bendinde “Bu sözleşme belirli süreli olarak yani ilk sahifesinde yazılı tarihten itibaren yine o sahifesindeki süre kadar yürürlükte kalacaktır. İşletmeci sözleşme süresince toplam 7.500 koli (90.000 adet) ED 300 ml ayran adet kasa/koli miktarında ürünü …dan almayı taahhüt eder. Yukarıda anılan sözleşme süresi dolmasına rağmen işletmeci bu hedefini gerçekleştiremediği takdirde … taahhüdün gerçekleşmeyen ürün miktarının iki katı kadar daha ürün satıncaya kadar bu sözleşmenin süresini uzatabileceği gibi dilerse gerçekleşmeyen miktarın taahhüt edilen miktara oranının özel hükümler madde 1 de bahsi geçen meblağ ile çarpımı sonucu bulunacak tutarın iki katının nakden ve defaten ödenmesinin işletmeciden talep edebilir.”; düzenlemesinin sözleşmenin feshi başlıklı 5-a maddesinde “… sözleşme süresi içinde 30 gün önceden yazılı ihbarda bulunmak kaydı ile sözleşmeyi dilediği zamanda sona erdirebilir. Bu fesihten dolayı işletmeci …dan hiçbir hak ve tazminat talep edemez.”; 5-b maddesinde “… ayrıca sözleşme süresi içinde işletmecinin sözleşmenin herhangi bir hükmünü, yükümlülük ve/veya taahhüdünü ihlal etmesi halinde hiçbir ihtara gerek kalmaksızın işbu sözleşmeyi feshetmeye ve sözleşmede yer alan cezai şartı tahsile yetkilidir. Bu fesihten dolayı işletmeci …dan hiçbir hak ve tazminat talep edemez. ” düzenlemesinin; cezai şart başlıklı 6.maddesinde ” ….. İşletmecinin bu sözleşme ile üstlendiği edim, taahhüt ve yükümlülüklerinden herhangi birini yerine getirmemesi, ihlal etmesi ……. halinde işletmeci 36.500,00 YTL cezai şartı, sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içinde gerçekleşen alım miktarı dikkate alınmaksızın hiçbir ihtara ve ayrıca hüküm teminine hacet kalmadan nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder. ” düzenlemesinin bulunduğu belirlenmiştir.
Davacı kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda dosyaya verilen 08/11/2017 tarihli raporda; taraflar arasındaki sözleşmeye konu 300 ml ayran satışlarının sözleşme tarihinden itibaren 62.116 adet olduğu, sözleşmede taahhüt edilen miktarın 90.000 adet olduğu, dolayısıyla gerçekmeşmeyen kısım oranının % 39,98 olduğu, davacının sözleşmenin genel hükümler madde 1-g bendine göre talep edebileceği tutarın 14.592,70 TL olacağı, ayrıca sözleşmenin genel hükümler 6.madde gereğince talep edilebilecek tutarın 36.500,00 TL olacağı, davacının talebinin 21.687,62 TL olduğu bildirilmiştir.
Dosyaya toplanan deliller ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacı tarafça davalılar aleyhine İzmir 8 İcra Müdürlüğünün 2016/14224 sayılı dosyası ile taraflar arasındaki 05/02/2009 başlangıç tarihli sözleşme gereğince 21.687,62 TL cezai şartın tahsiline yönelik ilamsız takip yapıldığı, davalıların itirazı üzerine işbu davanın açıldığı, davalının bilirkişi raporu ile 62.116 adet 300 ml ayran alışı yaptığının tespit edildiği, takip ve dava dayanağı taraflar arasındaki taahhütlü satışlar sözleşmesinin 05/02/2009 başlangıç tarihli olduğu, sözleşmenin 1-g bendinde sözleşmenin belirli süreli olarak yapıldığı bildirilmiş ise de sözleşme süresinin üzeri çizilmiş olup, sözleşme bitim tarihinin belirtilmediği, sözleşmenin 5.maddesinde …ın sözleşme süresi içinde 30 gün içinde yazılı ihbarda bulunmak kaydı ile sözleşmeyi sona erdirebilir düzenlemesinin mevcut olduğu, icra takibinin cezai şarta ilişkin olarak yapıldığı, itirazın iptali davasının icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türü olduğu, sözleşmenin süresiz olması ve 5.madde gereğince ihbar şartı nazara alındığında davacının cezai şart talep koşullarının oluşmadığı, bu nedenle davanın subut bulmadığı…” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili ile davalılar vekili tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin taahhüt ettiği tutarda malı satın almayarak sözleşmede yer alan edimini yerine getirmediğini, müvekkili şirketin sözleşmede yer alan cezai şartı talep etmesi için herhangi bir ihtarda veya ihbarda bulunması gerekmediğini, yerel mahkemenin gerekçesinde sözleşmenin 5. Maddesine atıf yapılarak müvekkili şirketin 30 gün içinde yazılı ihbarda bulunmak kaydıyla sözleşmeyi sona erdirebileceği ancak ihbar şartı yerine getirilmediğinden bahisle cezai şart istenemeyeceğini belirttiğini ancak yerel mahkemenin aynı sözleşmenin 5. Maddesinin b) bendini görmezden geldiğini, davalı firmanın sözleşme süresi içinde ve devamında almayı taahhüt ettiği malın tamamını almayarak sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğini, cezai şart konusunun fesihten bağımsız olarak 5. Maddesinin b) bendinde düzenlendiğini ve bu bende göre cezai şart talep edebilmek için işletmecinin sözleşmede yer alan yükümlülük ve/veya taahhüdünü ihlal etmesinin yeterli olduğunu, fesih şartının aranmadığını, müvekkili şirketin sözleşme hükümleri gereği sözleşmede öngörülen cezai şartın tamamını talep etme hakkına sahip olmasına karşın davalının aldığı ürünleri dikkate alarak cezai şart tutarından indirim yaptığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmelerde özel hükümlerin çatıştıkları genel hükümlere nazaran öncelikle uygulanması gerektiğini, sözleşmenin özel hükümlerinin 1. maddesinde yer alan talep koşuluna aykırı davranıp, “varlığı iddia olunan” cezai şart borcunu muaccel hale getirmeyen, müvekkilini temerrüde düşürmeyen, sözleşmeyi feshetmeyen, TTK 18/3 amir hükmüne aykırı davranan ama buna rağmen temerrüt ve feshin hukuki sonuçlarından yararlanmaya çalışan, sözleşmenin 4. maddesinin b fıkrasında yer alan ve cezai şartın temerrüt halinde talep edileceğini vurgulayan maddeye aykırı davranan, karşı tarafa ulaşan bir irade beyanı olmadan ve ihtarın faydasız olacağı durumlardan biri (BK 124) mevcut değilken temel hukuk prensiplerine aykırı şekilde yenilik doğurucu bir hakkı kullanmaya çalışan, likit olmayan, tamamen subjektif şekilde belirlenmiş bir alacak nedeniyle icra inkar tazminatı isteyen, BK 589. maddesinin son fıkrasını işbu dava açısından da geçerli kılan 6101 sayılı Kanun’un 3. maddesi hilafına, taleplerini kefil … aleyhine de yönelten davacının istinaf başvurusunun reddi ile kararın gerekçesinin açıklanan nedenlerle düzeltilmesine ve kusurlu hareketleriyle müvekkilinin sözleşmeyi feshe mecbur bırakan davacı aleyhine, açtığı haksız itirazın iptali davası sebebiyle kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak düzeltilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, taahhütlü satışlar sözleşmesinden kaynaklanan cezai şartın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan ve davalı …’ in müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu 05.02.2009 tarihli taahhütlü satışlar sözleşmesine göre; sözleşmede bitim tarihi bölümünün belirtilmediği, 1 yıl olarak yazılı sözleşme süresi bölümü üzerinin çizildiği, sözleşmenin g bendinde “Bu sözleşme belirli süreli olarak yani ilk sahifesinde yazılı tarihten itibaren yine o sahifesindeki süre kadar yürürlükte kalacaktır. İşletmeci sözleşme süresince toplam 7.500 koli (90.000 adet) ED 300 ml ayran adet kasa/koli miktarında ürünü …dan almayı taahhüt eder. Yukarıda anılan sözleşme süresi dolmasına rağmen işletmeci bu hedefini gerçekleştiremediği takdirde … taahhüdün gerçekleşmeyen ürün miktarının iki katı kadar daha ürün satıncaya kadar bu sözleşmenin süresini uzatabileceği gibi dilerse gerçekleşmeyen miktarın taahhüt edilen miktara oranının özel hükümler madde 1 de bahsi geçen meblağ ile çarpımı sonucu bulunacak tutarın iki katının nakden ve defaten ödenmesinin işletmeciden talep edebilir.”; sözleşmenin feshi başlıklı 5-a maddesinde “… sözleşme süresi içinde 30 gün önceden yazılı ihbarda bulunmak kaydı ile sözleşmeyi dilediği zamanda sona erdirebilir. Bu fesihten dolayı işletmeci …dan hiçbir hak ve tazminat talep edemez.”; 5-b maddesinde “… ayrıca sözleşme süresi içinde işletmecinin sözleşmenin herhangi bir hükmünü, yükümlülük ve/veya taahhüdünü ihlal etmesi halinde hiçbir ihtara gerek kalmaksızın işbu sözleşmeyi feshetmeye ve sözleşmede yer alan cezai şartı tahsile yetkilidir. Bu fesihten dolayı işletmeci …dan hiçbir hak ve tazminat talep edemez. “; cezai şart başlıklı 6.maddesinde “…..İşletmecinin bu sözleşme ile üstlendiği edim, taahhüt ve yükümlülüklerinden herhangi birini yerine getirmemesi, ihlal etmesi ……. halinde işletmeci 36.500,00.YTL cezai şartı, sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içinde gerçekleşen alım miktarı dikkate alınmaksızın hiçbir ihtara ve ayrıca hüküm teminine hacet kalmadan nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder. “; özel hükümler 1. maddesinde”…İşletmecinin sözleşmedeki yükümlülüklerinden herhangi birini ihlal etmesi ve/veya herhangi bir sebeple sözleşmenin belirlenmiş süresinden önce sona ermesi halinde işletmecinin ilk talebi üzerine derhal ve hiçbir kayıt, şart ve itiraz ileri sürmeksizin iade edecek ve 6. maddede belirtilen cezai şartı ödeyecektir.” düzenlemesinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı şirketin taahhüt ettiği 90.000. Adet 300 ml ayran kotasını doldurmadan 28.06.2016 tarihinden itibaren davacı şirketten ayran alımını durdurarak taraflar arasında imzalanan 05.02.2009 tarihli taahhütlü satışlar sözleşmesi gereğince üzerine düşen yükümlülüğü ihlal ettiği ve davacının sözleşmenin 5/b ve 6. maddesi gereğince sözleşmede belirlenen 36.500.00.TL cezai şart alacağının istenebilir hale geldiği, cezai şart ve bunun miktarı sözleşme serbestisi cerçevesinde taraflarca serbestçe belirlenebilecek olup, ancak BK’nın 161, 19 ve 20. maddeleri uyarınca sözleşmenin cezai şarta ilişkin hükümlerine müdahale edilebileceği, bununla birlite 6762 sayılı TTK’nın 20. (6102 sayılı TTK’nın 18.) maddesi uyarınca tacirin basiretli davranma yükümlülüğünün bulunması, alım miktarı dikkate alınmaksızın cezai şartın ödeneceğinin ve cezai şarttan indirim yapılmasının istenemeyeceğinin sözleşmede açıkça düzenlenmesi, TBK’nın belirtilen hükümleri uyarınca taraflarca kararlaştırılan cezai şart miktarına müdahale edilmesini gerektirir bir durumun, davacının kendi isteği ile cezai şart miktarından indirim yaptığı da dikkate alınarak dava konusu olayda gerçekleşmemiş olması ve davacının sözleşme hükümleri uyarınca 27.10.2016 tarihinde 21.687.62.TL cezai şart alacağının tahsili için davalılar aleyhine ilamsız icra takibinde bulunulduğu, sözleşmedeki cezai şart alacağının likit ve belirlenebilir olduğu gözönünde bulundurularak davanın kabulü ile icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Bknz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 26.10.2015 tarih ve 2015/4245 Esas 2015/11065 Karar sayılı İlamı)
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile HMK.’ nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine ve kararın kaldırılması sebep ve şekline göre davalılar vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

I-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2018 tarih ve 2017/248 Esas, 2018/738 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
II-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile; İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/07/2018 tarih ve 2017/248 Esas, 2018/738 Karar sayılı hükmün HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
III-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE
”1-Davanın KABULÜ ile davalıların İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2016/14224 Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMINA,
2-Hükmolunan 21.687.62.TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan 1.481,48 TL ilam harcından peşin olarak alınan 261.94.TL harcın tenzili ile bakiye 1.219,54 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 31.40.TL başvuru harcı, 261.94.TL peşin harç, 201.00.TL tebligat ücreti, 700.00.TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.194.34.TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100.00.TL maktu ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi gereğince yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,” şeklinde HÜKÜM TESİSİNE,
IV-İstinaf başvurusunun reddi nedeniyle davalılardan alınması gerekli olan 80.70.TL karar harcından peşin olarak alınan 35.90.TL harcın tenzili ile bakiye 44.80.TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
V-İstinaf başvurusunun kabulü nedeniyle davacıdan alınan istinaf karar peşin harcının davacıya iadesine,
VI-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 98.10.TL istinaf başvuru harcı ve 28.00.TL (dosya gidiş dönüş masrafı) olmak üzere toplam 126.10.TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
VII-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VIII-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 17.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.