Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/384 E. 2022/10 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/384
KARAR NO : 2022/10

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2018
NUMARASI : 2016/1249 Esas, 2018/788 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ: 06/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 06/01/2022

Taraf vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; davalı şirketin gıda ürünleri satış ve pazarlama işi yaptığını, 2015 yılı Temmuz ayında müvekkili şirket yetkilileri ile davalı şirket yetkilileri anlaştıklarını, müvekkili şirketin davalı şirketin Ege Bölgesinde satmayı düşündüğü yoğurt, ayran, kaşar peyniri, lor, peynir gibi ürünlerini bölge temsilcisi olarak satış ve pazarlama işini üstlendiğini, ürünlerin çabuk bozulacak ürünler olması nedeniyle aylık kira bedeli davalı tarafından ödenmek kaydı ile soğuk hava deposunu kiraladıklarını, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete toplam 11.981,00 TL ürün gönderildiğini, müşterilere hemen dağıtım yapıldığını, ancak ürünlerin bozuk ve tadının değişik olduğu gerekçesi ile iade edilmeye başlandığını, 6.606,27 TL tutarındaki ürünler toplatılarak davalı şirket Ege Bölge Müdürü …’a teslim edildiğini, müvekkili şirketin hem iade faturasını hem de soğuk hava kiralama faturasını davalı şirkete gönderdiğini, teslim alınan faturalara itiraz olmadığını, davalının ödeme yapmaması nedeniyle İzmir 11 İcra Müdürlüğünün 2015/15120 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, davanın kabulüne, davalı tarafın itirazının iptaline, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili savunmalarında özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında bayilik sözleşmesi bulunmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin ege bölgesi müdürü olarak … yardımları ile soğuk hava deposu kiralandığını belirtmiş ise de bu beyanların asılsız ve gerçeğe aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacıya satılan ürünlerle ilgili gerekli özen ve dikkati göstermeyerek ürünlerin bozulmasına sebep olan davacı tarafın bu ürünlerin bedellerini müvekkili firmadan tahsil etmek için takip başlattığını, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine, % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Davacı tarafça, davalı aleyhine İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2015/15120 sayılı dosyası ile faturaya dayalı ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığı, davalı tarafın takibe itirazı üzerine işbu davanın açıldığı, davalı tarafça HMK 222.madde gereğince yapılan ihtaratlı tebligata rağmen ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesine sunulmadığı, davacı ve davalı taraf arasında davalı tarafça davacıya satılan yoğurt, peynir gibi ürünlerin alım satımına ilişkin ticari ilişkinin bulunduğu, davacı tarafın davalıdan satın aldığı ürünlerin bir kısmının bozuk çıktığından bahisle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İzmir Gıda Kontrol Laboratuvar Şubesine analiz yaptırıldığı ve 17/09/2015 tarihli analiz sonucuna göre TS1330 ‘a uygun olmadığı tespit edilen yoğurt cinsi ürünlerin toplam bedelinin 5.721,30 TL olduğu, davacı kayıtlarında 7.825,28 TL davacı alacağı tespit edilmiş ise de; 17/09/2015 tarihli analiz sonucuna göre TS1330’a uygun olmayan ürünlerin toplam bedelinin 5.721,30 TL olduğu, davalının söz konusu bedelden sorumlu olduğu, 6.606,27’lik faturanın fazlaya ilişkin bölümü yönünden analiz sonucuna göre, soğuk hava depo kiralama sözleşmesinde davalının taraf olmayışı nazara alındığında 1.200,01 TL soğuk hava depo kiralama faturası yönünden fazlaya ilişkin talebin subut bulmadığı sonucuna ulaşarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 10.12.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
-Yerel mahkeme tarafından verilen kararda aleyhe olan hususları kabul etmediklerini,mahkemece davacı tarafın beyanları, müvekkil ile herhangi bir bağlantısı olmayan … isimli tanığın beyanlarına ve davacı tarafın kendi tasarrufu ile hazırlayıp vergi dairesine beyanda bulunduğu faturalarına dayanarak müvekkilin sorumlu tutulduğunu,
-Müvekkil firmanın Türkiye nin bir çok iline yoğurt -süt-ayran-peynir gibi ürünler sattığını,davacı tarafın satılan ürünler ile ilgili gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek satılan malların bozulmasına sebebiyet vermesinin faturasını müvekkil firmaya yükletilmesi hukuki ve anlaşılır bir karar olmadığını,
-Borcu kabul etmedikleri gibi mahkemece hükmedilen icra inkar tazminatını da kabul etmediklerini,Mahkemece kısmen kabul kısmen ret kararı verildiği halde ve icra borcuna itiraz eden müvekkil firmanın haksız olmadığı mahkeme kararı ile sabitken ayrıca müvekkil firma aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini kabul etmediklerini,
-Tüm bu hususlar ve resen belirlenecek hususlar göz önüne alındığında yerel mahkeme kararının kaldırılması,kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14.01.2019 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin ispat edildiğini,müvekkili tarafından düzenlenen faturaların davalı şirketin Ege Bölgesi sorumlusu olan çalışanı …’a teslim edildiğini,davalı şirketin müvekkili tarafından gönderilen faturaları ticari defterlerine işleyerek alacağı kabul ettiğini, davalı şirketin defterlerini ibrazdan kaçındığını,davalı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanıldığından defter ibrazından kaçınmakla alacağı kabul etmiş sayılacağını,bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak alacağın tamamının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ayıp iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı şirkete ait gıda ürünlerinin Ege Bölgesinde pazarlanması işi için anlaşma yapıldığını,bunun için depo kiralandığını,ilk etapta davalıdan 12.000 TL ödenerek gıda ürünlerinin satın alındığını,ancak ürünlerin bir kısmının bozuk çıkması üzerine davalı şirkete 6.606,27 TL iade faturası düzenlendiğini,ayrıca 1.200 TL depo kira bedeli olup, anlaşma gereği davalının ödemesi gerektiğini,toplam 7.825,28 TL alacaklı olduklarını, alacaklarının tahsili için icra takibi yaptıklarını davalının itirazı üzerine takibin durduğunu,itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuş olup kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri istinaf etmiş olup isitnaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereği istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek yapılmıştır.
Dava konusu İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2015/15120 sayılı dosyasında; davacı tarafça, davalı taraf aleyhine 6.606,27 TL fatura bedeli, 100,72 TL işlemiş faiz, 1.200,00 TL fatura bedeli, 17,61 TL işlemiş faiz toplamı, 7.924,64 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalı tarafın süresinde takibe, yetki ve borca itirazda bulunduğu belirlenmiştir.
Davanın itirazın iptali davası olup,İİK’nun 67/1 maddesinde öngörülen yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkemece; davalı tarafın icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine ilişkin itirazının İİK 50, HMK 10, TBK 89 maddesi gereğince ve ayrıca yetki itirazında yetkili icra dairesi ve mahkeme gösterilmediğinden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Mahkemece,takip konusu alacağın varlığı ve miktarına yönelik bilirkişi incelemesine karar verilmiş, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için Şanlıurfa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, davalı tarafça ticari defter ve kayıt ibraz edilmediğinden davalı taraf kayıtları incelenememiştir.
Davacı taraf ticari defter ve kayıtları ile dosya kapsamı üzerinde gıda mühendisi ve mali müşavir bilirkişi marifetiyle yaptırılan inceleme sonunda verilen 25/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2015 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda süresinde yaptırıldığı, taraflar arasında 2015 yılında davalı tarafın sattığı ürünlerin alım satımına ilişkin davacı defterlerinde satıcılar ana hesabı altında cari hesap olarak takip edildiği, davalının davacıya sattığı ürünler için 11.981,00 TL bedelli fatura düzenlendiği, davacının satın aldığı ürünler için davalıya 12.000,00 TL ödeme yaptığı, davacının bozuk olduğu iddiası ile ürünlerin bir kısmı için 6.606,27 TL ‘lik iade faturası ve soğuk hava depo kiralama ücreti olarak 1.200,01 TL bedelli fatura düzenlediği görülmüştür. Bu işlemler sonucu, takip tarihi itibariyle davacının 7.825,28 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların düzenlediği tüm faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve vergi dairesine beyan edildiği, davacının düzenlediği faturaların öncelikle … isimli şahsa imzalatıldığı, daha sonra … kargo aracılığı ile davalı şirkete gönderildiği ve … isimli şahsın teslim aldığının tespit edildiği, …’ın davalı şirket personeli olup olmadığının tespit edilemediği, davacı şirketin davalıdan satın aldığı ve bedelini ödediği ürünlerin bozuk çıkması nedeniyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İzmir Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğünde yaptırılan 17/09/2015 tarihli analiz sonucu bilgilerine göre TS1330 ‘a uygun olmadığı tespit edilen ürünlerin toplam bedelinin fatura fiyatlarına göre 5.721,30 TL olduğu saptanmıştır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, taraflar arasında imzalanan sözleşme olmadığı için ürünlerin muhafazasına ait 1.200,01 TL soğuk hava depo ücretinden davalının sorumlu olup olmadığı ispata muhtaçtır.
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı tarafça HMK 222.madde gereğince yapılan ihtaratlı tebligata rağmen ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesine sunulmadığı, ancak davacı ve davalı taraf arasında, davalı tarafça, davacıya satılan yoğurt, peynir gibi ürünlerin alım satımına ilişkin ticari ilişkinin bulunduğu sabittir.Davacı tarafın davalıdan satın aldığı ürünlerin bir kısmının bozuk çıktığından bahisle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İzmir Gıda Kontrol Laboratuvar Şubesine analiz yaptırıldığı ve 17/09/2015 tarihli analiz sonucuna göre TS1330 ‘a uygun olmadığı tespit edilen yoğurt cinsi ürünlerin toplam bedelinin 5.721,30 TL olduğu, davacı kayıtlarında 7.825,28 TL davacı alacağı tespit edilmiş ise de; 17/09/2015 tarihli analiz sonucuna göre TS1330’a uygun olmayan ürünlerin toplam bedelinin 5.721,30 TL olup, ayıplı ürünlerin bedelinin 5.721,30 TL olduğundan; davalının söz konusu bedelden sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.Soğuk hava depo kiralama sözleşmesinde davalının taraf olmayışı nazara alındığında; 1.200,01 TL soğuk hava depo kiralama faturası yönünden davalının sorumlu olacağına ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve belge dosyaya sunulmadığından; davalının depo kira bedelinden ve fazlaya ilişkin alacak taleplerinden sorumluluğu bulunmamaktadır.Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Davalı vekilinin istinaf sebeplerine gelince,taraflar arasındaki ticari ilişki sabit olup,davalı tarafça davalıya 12.000 TL bedelli gıda maddesi satıldığı,bu gıda maddesinin 5.721,30 TL’lik kısmının ayıplı olduğu anlaşılmıştır.Davacı tarafça ayıplı mallara ilişkin iade faturası düzenlenmiş ve davalı tarafa tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Bu durumda, alacağın hesaplanabilir ve likit olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerindedir. Ayrıca, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu hususu davalı tarafça ispatlanamadığından, davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/09/2018 tarih ve 2016/1249 Esas, 2018/788 Karar sayılı kararına karşı davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 390,82 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 1.430,50 TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 1.039,68 TL harcın istek halinde davalıya iadesine,
4-Davacı ve Davalı tarafından yapılan istinaf masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 06/01/2022