Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/377 E. 2022/3 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/377
KARAR NO : 2022/3

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2018
NUMARASI : 2017/1387 Esas, 2018/404 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 06/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2022

Taraf vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava ve islah dilekçesi ile, matbaa ve laninasyon makinalarını KDV dahil 1.262.600 TL bedelle davalıya sattığını davalının satış bedelinin 600.000 TL’sini ödeyip 662.600 TL’sini ödemediğini beyanla öncelikli olarak faturaya konu malların aynen iadesini olmadığı takdirde ödenmeyen 662.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile, aynen iade talebini kabul ettiğini beyanla aynen iade kuralı gereğince ödediği bedelin iadesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: Satım sözleşmesinden dönme beyanı bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olup, bir irade açıklaması olarak karşı tarafa vardığı anda hüküm doğurur. Sözleşmeyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırır. Dönme üzerine sözleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kalkmasının doğal sonucu olarak tarafların yerine getirdikleri edimlerin karşılıklı olarak aynı anda iadesi gerekir. Davacı satıcı satım sözleşmesinden dönmüş davalı alıcı da davacının dönmesini kabul etmiştir. Davalının satım sözleşmesine istinaden davacıya ödediği bedelin 600.000,00 TL olduğu taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Davacının terditli taleplerinden birincil talebi iki adet fatura ile davalıya sattığı makinelerin aynen iadesi olup, davalı bu talebi kabul ettiğinden söz konusu fatura konusu makinelerin davalıdan davacıya aynen iadesine, birlikte ifa kuralı gereğince davalının davacıya ödediği 600.000,00 TL satış bedelinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerekmiştir. Bu durum karşısında davanın kabulüne, davacının davalıya A seri nolu, 75643 nolu 06.10.2017 tarihli fatura ile sattığı Brilliand 8 renk tamburlu flexo makinesi ve ekipmanlarının, A seri nolu, 75645 nolu 06.10.2017 tarihli fatura ile sattığı … makinesinin tarafların satım akdinden dönmeleri nedeniyle davalının davacıya ödediği 600.000,00 TL satım bedelinin davacı tarafından davalıya iadesi karşılığında davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı her ne kadar aynen iade talebi konusunda müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini ve yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağını savunmuş ise de, teslim aldığı makine ve ekipmanlar karşısında toplam satış bedelinin 662.600,00 TL sini ödemeyerek temerrüde düştüğü, bu nedenle yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu olduğu, kanaatine varılmış, davalının kabul beyanını ön inceleme duruşmasından evvel bildirdiği dikkate alınarak yargılama giderine hükmedilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalının ayrı bir dava açarak harcını yatırarak ödediği 600.000 TL’yi talep etmesi gerekirken bu dava ile hükmedilmesinin hukuk mantığı ile örtüşmediğini, davaya konu malın kullanımdan dolayı yıpranma bedeli düşülmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla, kararın 600.000 TL’nin iadesine ilişkin kısmın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, davacının satım aktinden dönme iradesini ıslah dilekçesi ile öğrendiğini mahkemenin davacının talebi olmayan 662.000 TL alacağa dayanarak temerrüd olgusunun kabulü ile yargılama giderine hükmedilmesinin yasal olmadığını, müvekkilinin malın iadesi ile düştüğü bir temerrüd olmadığını, müvekkilinin ilk celse öncesi davayı kabul de etmesi nedeniyle davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edemeyeceğini beyanla, yargılama gider ve vekalet ücretinin tarafların üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı vekilince, satım sözleşmesine konu makinenin aynen iadesi talep edilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taraflar arasında satış bedeli ve satış bedelinden kaç TL ödendiği hususlarında ihtilaf yoktur. Buna göre davacının iki adet fatura ile davalıya sattığı makine ve ekipmanların KDV dahil toplam tutarının 1.262.600,00 TL olduğu, davalının davacıya toplam 600.000,00 TL ödediği, böylece geriye kalan ödenmemiş satış bedelinin 662.600,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, sözleşmeden dönme üzerine sözleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kalkmasının doğal bir sonucu olarak, tarafların edimlerinin karşılıklı olarak aynı anda ifasının gerekli olduğu, davacı, elindeki makineyi davalıya fiilen teslim şartıyla, satım bedelinden ödediği miktarı alabileceği, davacı vekilinin dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde amortisman talebi bulunmadığı, taleple bağlılık ilkeleri gereğince talep dışındaki hususlara ilişkin karar verilemeyeceği gibi dava aşamasında talep edilmeyen hususların istinaf aşamasında değerlendirilmesine yasal olanak bulunmadığından, buna göre davacı vekilinin istinaf istemlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilince müvekkilinin temerrüde düşmediğinden bahisle yargılama bedelinin hükmedilmemesi gerektiği gerekçesi ile karar istinaf edilmiş ise de davaya konu makinenin 1.262.600,00 TL olan bedelinden 662.600,00 TL’yi ödemeyip temerrüde düştüğü, davacının talebinin kalan bedelin ödenmesi ya da malın iadesi şeklinde terditli olduğu, davalının da bu terditli taleplerden aynen iade istemine kabul ettiği görülmekle, buna göre yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf istemleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan taraf vekillerinin istinaf istemlerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/04/2018 Tarih ve 2017/1387 Esas, 2018/404 Karar sayılı kararına karşı davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 44,80 TL’nin davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması istinafa gelinen toplam yargılama gideri ve vekalet ücreti alacağına ilişkin 59.872,35 TL üzerinden hesaplanan 4.089,88 TL’den başta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4.053,98 TL’nin davalı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Talep edenler tarafından yapılan istinaf masraflarının üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06/01/2022