Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/375 E. 2022/88 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/375
KARAR NO : 2022/88

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2018
NUMARASI : 2018/773 Esas 2018/1207 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2022

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/773 Esas – 2018/1207 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda görev nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekilinin Torbalı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 05/05/2017 tarihli dava dilekçesinde; … AŞ. ile … arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, …’in bu sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını, kredinin kullandırıldığını, borcun ödenmemesi nedeniyle Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2016/13373 Esas sayılı dosyasıyla davalı aleyhine icra takbine girişildiğini, borçlu …’ın 24/03/2017 tarihinde borca itiraz ettiğini, İcra Müdürlüğünün takibin durmasına karar verdiğini, sözkonusu alacağın … AŞ. Tarafından …A.Ş. ye temlik edildiğini, müvekkili şirketin … AŞ. …A.Ş. ile … A.Ş. Hükmi çatısı altında birleştiğini beyanla davanın kabulüne, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının Torbalı 1.Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 12/06/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde; Öncelikle yer yönünden yetkili mahkemenin borçlunun ikamet ettiği yer mahkemesi olduğunu, Torbalı Mahkemelerinin yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin Tire Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenlerle dosyanın yetkisizklik kararı verilerek Tire Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dosyanın Torbalı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/04/2018 tarih 2017/86 E. 2018/70 K. Sayılı Görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği, mahkememizce 2018/773 E.sayısına kaydolduğu anlaşılmıştır.
Tire … Şubesince davalı ve banka arasında imzalanan sözleşme örneğinin, hesap ekstresi, ihtarname ve Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2016/13373 Sayılı dosyasının dosya arasında mevcut olduğu görülmüştür.
Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2016/13373 E.Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının … AŞ., borçlunun …, …, … olduğu, toplam 14.273,05 TL için takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin borçluya 22/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 24/03/2017 tarihinde itiraz etmesi üzerine 04/04/2017 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, tüketici kredisi sözleşmesinden doğan borcun tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalara tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olayımıza baktığımızda; dava dışı banka olan … A.Ş. Tire Şubesi tarafından …’ a 25/09/2016 tarihli Tüketici Kredi Sözleşmesine istinaden 19.201,58-TL kullandırıldığı, davalı …’ in söz konusu krediye müşterek borçlu ve müteselsil sıfatıyla kefil olduğu, davacının dava dışı bankanın alacağını temlik aldığı ve onun haklarına halef olduğu, temlik alan davacının davaya konu ettiği Genel Kredi Sözleşmesinin tüketici kredisi mahiyetinde açıldığı ve kullandırıldığı, hesap kat ihtarında da kredinin tüketici kredisi olduğunun, hesap ekstresinde de ihtiyaç kredisi olduğunun belirtildiği, işlemin tüketici işlemi olduğu, davanın açıldığı tarihte 6502 sayılı yasanın yürürlükte olduğu anlaşılmakla, davaya bakma görevinin 6502 sayılı TKHK nın 73/1 maddesi gereğince Tüketici Mahkemesinde olduğu vicdani kanaatine varılmakla davanın usulden reddine mahkememizin görevsizliğine…” gerekçesi ile HMK m. 115(2) hükmü uyarınca davanın usulden reddine, Mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE, Görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna, HMK m. 20(1) hükmü uyarınca, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu ve talebi halinde dosyanın görevli İzmir Nöb. Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin hukuki yorumunun doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, tüketici kredi sözleşmesine istinaden borçlu ve kefil aleyhine yapılan icra takibine davalı kefilin vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2018 tarih ve 2018/773 Esas 2018/1207 Karar sayılı hükmü, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalının istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu harçtan peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 27/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.