Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3055 E. 2023/1054 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3055
KARAR NO : 2023/1054
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2019
NUMARASI : 2018/1308 Esas 2019/1014 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023

Davalılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile davalı … Limited Şirketi arasında 23.10.2017 tarihinde 600.000 TL bedelli Genel Ticari Kredi sözleşmesi düzenlendiği, bu GKS’ ne davalı …’in müteselsil kefil olduğunu, borçlunun kredi koşullarına uymaması sonucunda müvekkili bankanın borçlu ve kefil aleyhine İzmir 15. Noterliğinden 26.09.2018 tarihinde hesap kat ihtarı gönderdiğini, ihtarnamenin keşide edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, ödenmeyen kredi alacağını tahsil için kefil ve asıl borçlu … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi hakkında İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/906 D.iş sayılı dosyasıyla 31.10.2018 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını bu kararın İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13332 Esas sayılı dosyası üzerinden uygulandığını, davalı kefil ve asıl borçlunun icra dosyasına itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibe itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu takip tarihi itibariyle bankanın alacağının 581.758,30 TL asıl alacak, 41.999,42 TL işlemiş temerrüt faizi, 2099,97 TL %5 BSMV, 40.000 TL gayrinakit kredi alacağının bulunduğunu belirterek davalıların İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13332 Esas sayılı dosyasına yaptıkları takibe itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … ve … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili 04.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde; davacının delillerini tam olarak göndermediğini, davanın pasif husumet eksikliği nedeniyle reddini gerektiğini, müvekkillerinin basiretli bir tacir gibi üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirdiğini, müvekkiline ait defter ve kayıtların incelenmesini talep ederek davanın reddini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Toplanan tüm deliller ve yapılan incelemeler ile bilirkişi raporu değerlendirilerek; Davacı … Bankası’nın … şubesi ile davalı asıl borçlu … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında 23.10.2017 tarihli GKS sözleşmesi imzalandığı bu sözleşmeye davalı kefil …’in 704.000,00 TL kefalet limiti olarak müteselsil kefil olduğu, davalıların borcu ödememesi üzerine davacı bankanın 25.09.2018 tarihinde hesabı kat ettiği ve 26.09.2018 tarihli ihtarnameyi borçlulara gönderdiği ihtarnamede bankanın 1 günlük ödeme süresi verdiği, ihtarnamenin hem davalı şirkete hem de …’e 27.09.2018 tarihinde tebligat yapıldığı ve 29.09.2018 tarihinde temerrüde düştükleri, ancak ödeme yapılmayınca bankanın İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13332 Esas sayılı dosyasıyla takibe geçtiği borçluların borca, ferilere, itiraz ederek takibi durduğu, asıl alacak ve faiz oranı üzerinden yapılan incelemede takip tarihi itibariyle asıl alacağın 188.164,44 TL olduğu yine faiz miktarı yönünden de uygulanan faiz oranının ticari işlere uygun olduğu, sonuç olarak davacı bankanın takip tarihi itibari ile 581.231,90 TL olduğunu, işlemiş faizin 20.149,37 TL olarak belirlendiğini, %5 BSMV’nin 1007,47 TL olduğunu, toplam kredi borcunun 602.388,74 TL olarak belirlendiği, ayrıca asıl alacağa yıllık %37,7 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği belirlenmiştir” gerekçesi ile;
“Davacı bankanın davasının KISMEN KABULÜ ile;
Davacı bankanın davalı asıl borçlu … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ve müteselsil kefil … aleyhine İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13332 Esas sayılı dosyası ile yapmış olduğu ilamsız icra takibine itirazlarının kısmen iptaliyle takibin 581.231,90 TL asıl alacak 20.149,37 TL işlemiş faiz ve 1007,47 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 602.388,74 TL üzerinden takibin devamına,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Takip konusu 581.231,90 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %37,7 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
Alacak likit olup itiraz haksız olmakla % 20 icra inkar tazminatı tutarı 120.477,75 TL nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafın takibe konu yapmış olduğu 25 adet çek garanti bedeli toplamı olan 40.000,00 TL gayri nakit teminat bedelinin davacı bankanın … Şubesine depo edilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda müvekkiline yasaya uygun olarak ihtarname tebliğ edildiğine kanaat getirilmişse de bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, zira ihtarnamenin tebliğ alındığını kabul anlamına gelmemekle beraber söz konusu ihtarnamenin öncelikle yasanın emredici hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini ve müvekkilini yanıltma amacı taşıdığını, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ihtarnamede nakit alacağının işleyecek faiz ve ekleri ile birlikte 1 gün içinde ödenmesi talep edildiğinin görüldüğünü, ancak yürürlükteki mevzuatın hiçbir hükmünde borcun 1 gün içinde ödenmesine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, bu durumun davacı tarafın kötüniyetli olarak hareket etiğinin açık bir göstergesi olduğunu, her ne kadar söz konusu kredi sözleşmesinde kredilerin bir kısmının veya tamamının kesilmesiyle müşterinin borçlarının muaccel hale getirilebileceği ve başkaca bir merasime gerek olmaksızın temerrüde düşmüş olacağı belirtilse de cari hesap şeklinde çalışan bir kredide, cari hesap faizlerinden birinin ödenmemesi halinde borcun tamamının muaccel hale geleceği ve ihbarsız temerrüt faizi uygulanacağı içerikli bir sözleşme hükmünün, Yasanın amir hükmü (BK md. 117) ve dürüstlük kuralı (MK md.2) nedeniyle geçerlilik taşımayacağını, bir an için gönderilen ihtarın geçerli olduğu düşünülse dahi davacı tarafından ihtarnamenin tebliğ tarihi ve ödeme süresi gözetilmeden işletilen fahiş oranlı temerrüt faizinin hukuka ve yasaya açıkça aykırı olmakla birlikte davacı tarafın haksız kazanç elde etme gayesini gözler önüne serdiğini, müvekkili aleyhine başlatılan haksız icra takibinde, davacı yan tarafından belirtilmiş olan faiz miktarının fahiş olması sebebiyle hakkaniyete aykırı ve kötüniyetli bir tutum izlendiğini, davacı yanın yargılama sürecinin gerçeklere aykırı şekilde yürütülmesine sebep olduğunu, Yargıtay içtihatlarında da, bankaların ticari kredilere uyguladığı akdi faizlerde ve temerrüt faizi oranlarında tam bir serbestlik içinde olmadığı, bir sınırının olduğu, Türk Borçlar Kanunu’nun faize ilişkin öngördüğü sınırlamaların ticari işlerde de uygulanacak emredici nitelikte düzenlemeler olduğunun kabul edildiğini, davacının müvekkil şirketten hiçbir alacağı bulunmamasına rağmen yerel mahkemece davacı yanın taleplerinin kabulüne karar verilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak davacı bankanın yapmış olduğu takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.

Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davalılara gönderilen ihtarnamenin usulüne uygun olmasına, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve açık olmasına, asıl alacak ve faizlerin doğru ve mevzuata uygun hesaplanmış olmasına göre davalılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2019 tarih, 2018/1308 Esas ve 2019/1014 Karar sayılı kararına karşı davalılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 41.149,17 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL maktu ve 10.243,10 TL nispi harç olmak üzere toplam 10.287,50 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 30.861,67 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2023