Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3028 E. 2023/1158 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/3028
KARAR NO : 2023/1158

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019
NUMARASI : 2018/82 Esas 2019/1183 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/06/2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas ve 2019/1183 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…dava dilekçesinde özetle: davalı borçlunun ortağı olduğu adi ortaklık ile müvekkil şirket arasında davalı borçlular tarafından … Bulvarı No: … … … … adresinde bulunan … isimli işletmesinde müvekkil şirkete ait mamullerin satışı ile ilgili olarak 31/07/2013 tarihli satış noktası sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşmenin süre/a maddesinde; sözleşmenin 3 yıl ve 7.500 kasaloli ürün satışı kotalı olduğunu, C Özen borcu maddesinde; müşterinin satışları optimum seviyede tutacağı, E Ceza Şartı maddesinde sözleşme hükümlerine uygun davranmaması halinde müşterinin 60.000 – ABD doları cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, aynı sözleşmeye ek olarak özel şartlar ek protokolünün 1. Maddesinde sözleşmenin 7.500 kasa/ koli bedelli bedelsiz can 330 ml ve 250 ml std şişe kotalı olduğu, kutu … ve diğer ambalajların kota dışında olduğunu, 2 maddesinde ödemelerin fatura tarihinden itibaren 21 gün vadeli şekilde 3 ve 4 maddesinde de mal alımına bağlı olarak verilecek bedelsiz mallar ve uygulanacak istontoları, 5 maddesinde işletmeye bir defaya mahsus olmak üzere 85.000 TL + KDV ( toplam 100.300,00 TL ) münhasır satış ve reklam yeri bedeli ödeyeceği hususların kararlaştırıldığı, davalı borçluların sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle nakit yardımın iadesi ile cari hesap borcu için İzmir 11 İcra Müdürlüğünün 2017/12659 esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yapıldığını davalı borcluların söz konusu takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazların haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve zaman kazanmaya yönelik olduğunu ve iptali gerektiğini, davalı borçluların haksız ve kötüniyetli olarak takibi sürüncemede bırakma kastıyla borca ve tüm ferilerine itiraz etmiş ve takibin durdurulmasına neden olduğunu, bu nedenle davalı borçlular aleyhine %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık üretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
GEREKÇE : Dava, İİK 67. md uyarınca açılmış itirazın iptali istemine yöneliktir.
Harçlandırılan dava değeri 87.982,98.-TL ‘dir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 10.10.2018 tarihli celsede ” Taraflar arasında 31/07/2013 tarihinde imzalanan sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle fesh edilip edilmediği ve sözleşmeden kaynaklı davacının davalılardan alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.” olarak belirlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta Mahkememizin görevli olup olmadığının belirlenmesi için Vergi Dairesi, Esnaf Odası ve ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmış gelen yazı cevaplarına göre Davalıların tacir olduğu ve dolayısıyla Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanıp, İcra dosyası celp edildikten sonra davacı defterlerinin incelemesinin yapılabilmesi amacıyla talimat mahkemesine talimat yazılarak davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlarının bir mali müşavir bilirkişi marifeti ile incelenmek suretiyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı şirkete ait defterlere ne şekilde yansıdığını, davalıların sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığını, sözleşmeye aykırı davranmış ise sözleşmeden kaynaklı davacının alacağının hesaplanmasının istenilmesine, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda resen seçilecek bir mali müşavir tarafından rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Talimat Mahkemesince davacının defterleri incelenerek aldırılan 14/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın inceleme konusu yapılan 2013-2018 mali dönemlerine ait ticari defterlerinin ait olduğu yılda yürürlükte olan TTK ve VUK hükümlerine göre tutulduğu ticari defterlerinin yasal süreleri içiresinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırmış oldukları sahibi lehine delil niteliğinde olduğunu kanaatine varıldığını, davacı taraf ticari defter ve kayıtlarında icra takip tarihi itibari ile davalı taraftan 2.982,98-TL alacaklı görüldüğü alacak miktarının takip miktarı ile uyumlu olduğu, davacı tarafından incelemede sunulan kayıtlarında davalı tarafa 26/09/2013 tarihinde 100.300,00-TL banka yolu ile ödeme yapmış olduğu, davacı taraf kayıtlarında davalı tarafın sözleşme kapsamında tahhüt edilen cari hesap borcunu ödemediği ve 3 yıllık süre içinde toplam 7500 kutu/ koli ürün satın almadığı dikate alındığnda sözleşme gereği yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz etmediğini, davalılar vekili ise soyut bir şekilde hesap dökümlerinin hatalı olduğunu beyan etmiş somut olarak neden dolayı hatalı olduğunu beyan etmemiştir. Davalılar vekili her ne kadar bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde müvekkilinin ürünleri almak istediğini fakat davacının temin etmediğini, dolapların arızalı olduğunu dolapların tamir edilmesini yada yenisi ile değiştirilmesini istediklerini beyan etse de bu iddiasını ispatlayacak hiç bir delil ileri sürmemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme davalıların ortağı bulunduğu … ve ortaklığı Adi Ortaklığı ile yapılmıştır. Söz konusu ortaklığın davacıdan almış olduğu nakit ödeme için kesmiş olduğu fatura incelendiğinde ortaklığın üç kişiden oluştuğu fakat davanın iki ortağa karşı açıldığı görülmüştür. Taraf ehliyeti bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Bu nedenle bu husus Mahkememizce resen dikkate alınmıştır. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları yada tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir. Somut uyuşmazlıkta dava konusu para olduğundan adi ortaklığı oluşturan üç ortaktan ikisine açılması taraf ehliyeti açısından bir eksiklik olarak kabul edilmemiştir (Y. 15. HD. 03.10.2018 tarih 2018/2783 E. 2018/3547 K. Sayılı ilamı, Y. 13. HD. 08.11.2018 tarih 2016/6603 E. 2018/10443 K. Sayılı ilamları).
Tüm dosya kapsamı ve Mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporu dikkate alındığında davalıların taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davrandığı kabul edilmiş olup davalılar tarafından itiraza uğramayan ve dosya kapsamına göre davalıların ortağı bulunduğu Adi ortaklığa davacı tarafından ödendiği anlaşılan ve iadesi talep edilen nakit taviz bedeli ile cari hesap borcunun tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasının kabulü..” gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile ; İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2017/12659 esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalıların itirazının iptali ile, 2.982,98-TL cari hesap, 85.000,00-TL nakit taviz bedeli olmak üzere toplam 87.982,98-TL üzerinden takibin aynen devamına, 2- İİK madde 67 gereğince hüküm altına alınan alacağın %20 ‘si oranında hesaplanan 17.596,60-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece yeterli inceleme yapılmadan hüküm kurulduğunu, müvekkilinin iddia ve savunmalarının dikkate alınmadığını, her iki müvekkilin dava konusu alacaktan müteselsilen sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkillerinin dava konusu alacakla ilgili temerrüdü oluşmadığını, müvekkilleri ile davacı arasında yapılan ticari anlaşma gereği müvekkillerinin bütün edimlerini yerine getirdiğini, müvekkillerinin işletmesinin adi ortaklık olup yasal sorumluluklarının sınırlı olduğunu, adi ortaklıkta ortakların elbirliği ile tasarruf edecekleri borçlarda, ortakların tamamına başvurmak gerekeceğini ancak iş bu davada elbirliği ile tasarrufun söz konusu olmadığını, davacının talep ettiği reklam bedelini müvekkili … hesabına yatırıldığını, davacının müvekkillerine talep ettikleri kadar ürünü sağlayamadığını, müvekkillerinin 10 yılı aşkın süredir restuarant işletmeciliği yapmakta olup davacının ürünleri dışında başka bir ürün satmadığını, birden fazla şubesi olan müvekkillerinin davacının ürünlerini başkaca yan firmalardan tedarik etme zorunluluğunda kaldığını, davacının haksız ve yersiz iddiaları ile haksız kazanç elde etme çabasında olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, satış noktası sözleşmesinin ihlal edilmesi nedeniyle münhasır satış bedeli ve reklam bedeli ile cari hesap alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalılar tarafından ihlal edilmesinden dolayı davacı tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesine, davacının ödediği münhasır satış ve reklam yeri bedelini (katkı payını) sözleşme doğrultusunda isteyebileceğine, TBK’nun 625. maddesi uyarınca adi ortaklığın karar ya da sözleşme ile ortaklardan birisine ya da birkaçına verilmediği sürece tüm ortakların yönetim yetkisi olması, TBK.’nun 637/3. maddesine göre ortaklığı yönetme yetkisi olan ortakların aynı zamanda temsile de yetkili olduğu ve TBK’nun 637/2. maddesi uyarınca, ortaklardan biri, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yaparsa, diğer ortaklar ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olacakları, TBK.’nun 620 ve 638. maddeleri gereğince dava konusu sözleşmeden kaynaklanan alacak ile ilgili ortaklardan her birinin müteselsilen sorumlu olmasına ayrıca taraflar arasındaki sözleşme gereğince sözleşme altında imzası olan davalıların müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla da sorumlu olmalarına, somut uyuşmazlıkta takip konusu alacağın likit ve belirlenebilir olmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarih ve 2018/82 Esas 2019/1183 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 6.010,11.TL nispi ilam harcından peşin olarak alınan 1.502,53.TL harcın mahsubu ile bakiye 4.507,58.TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15/06/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.