Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2955 E. 2023/1062 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2955
KARAR NO : 2023/1062
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019
NUMARASI : 2018/329 Esas 2019/610 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023

Davacı ve davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; inşaat-taahhüt işi yapan müvekkili şirketin yetkilisi ile davalı firma yetkilisinin, 50.000,00-TL karşılığında davalıdan bir kısım malzeme satın alınması konusunda sözlü olarak anlaştığını, davacı firmanın hesabından davalı hesabına 17.04.2017 tarihinde 50,000,00-TL havale yapıldığını, davalı firma yetkilisinin hesapta hata yapıldığından bahisle 10.000,00-TL daha gönderilmesini talep etmesi üzerine 17.04.2017 tarihinde davalı hesabına yapılan 10.000,00-TL daha havale ile davalı hesabına toplam 60.000,00-TL gönderildiğini, satın alınan malzemelerin davalı tarafından teslim edilmediğini, davalı firma yetkilisinin malzemelerin İstanbul’dan geleceğini söyleyerek müvekkilini bir süre oyaladığını, malzemelerle ilgili sorun yaşadığını ve aldığı parayı iade etmeyi teklifinin müvekkili tarafından kabul edildiğini, davalı tarafından davacının banka hesabına 07.07.2017 tarihinde 10.000,00-TL havale yapıldığını, davalı firma yetkilisinin zor durumda olduğunu, kalan 50.000,00-TL’yi birkaç ay içerisinde göndereceğini söylediğini, aradan uzun zaman geçmesine ve defalarca ödeme talep edilmesine rağmen, ödeme yapmaktan kaçınan davalının ödeme yapma niyetinde olmadığının anlaşılması üzerine Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5009 E.s. dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının haksız ve kötüniyetli itirazı üzerine durduğunu, taraflar arasında daha önceden hiç bir ilişki bulunmadığını, davalının parasını peşin almasına rağmen vaat ettiği malzemeyi teslim etmediğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını, davacı tarafından … …’de yapılan inşaatın hafriyat işlelerinin … Ltd. Şti.’nce yapıldığını, kazı alanının bir kısmında göçükler meydana geldiğini, müvekkili firma yetkilisi … ile davacı firma yetkilisi …’ın, … aracılığı ile çökmekte olan bir binanın etrafına NPI profili kazık çakma işi ve malzeme temini konusunda 100.000,00-TL bedelle iş yapımı konusunda vardığı mutabakat kapsamında, işin yapımı için gerekli olan malzemelerin temini için … Ltd. Şti. ile anlaşıldığını ve malzemeler temin edilerek işe başlandığını, müvekkili tarafından NPI kazık işlemi uygulanmaya başlandığını, çökme yaşanan inşaatta çökmeyi önlemek için ön kısmına kazık uygulaması yapıldığını ancak zeminin sert olması nedeniyle arka kısmına yapılamayan kazık çakma işlemi nedeniyle davacı şirket yetkilisi … ile görüşüldüğünü, artan malzemelerin de teslimi şartı ile yapılan işlerin karşılığı olarak 50.000,00-TL bedel üzerinde anlaşma sağlanarak işin sonlandırıldığını, toplam ödenen 60.000,00-TL bedelin 10.000,00-TL kısmının davacı hesabına geri havale edildiğini, işin yapıldığı … …’deki inşaatta yapılacak bilirkişi incelemesinde müvekkili tarafından yapılan işlemlerin kolayca tespit edilebileceğini savunarak davanın reddine, asıl alacağın %20 oranından aşağı olmamak üzere tazminatın tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Dinlenen tanık beyanları ve hatta davalı tanığı olan davacı şirketin temsilci ve inşaat mühendisi …’ın beyanları, takip ve dava konusu 50.000,00-TL bedelin davalıya ödenme nedeni yani ticari ilişikinin niteliği konusunda davalı savunmasını teyit etmiş, dava konusu bedelin davalıdan satın alınan ancak teslim edilmeyen malzemenin peşin ödenen bedeli olmadığını, davacı şirketin bina inşaatının etrafına NPI profili kazık çatma işi ve malzeme temini konusunda varılan anlaşma uyarınca ödendiğini ortaya koymuştur. Bu kapsamda yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının inşaatında 15 adet 6 metre boyunda NPI 220 profilin kazık olarak çakılması işlemi yapan davalının, malzeme ve KDV bedeli dahil 11.634,21-TL iş bedeli hesaplanmış, davacı tarafından ödenen 50.000,00-TL iş bedelinden davalı tarafça yapılan işin KDV dahil 11.634,21-TL bedeli mahsup edildiğinde davacının 38.365,79-TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davanın bilirkişi raporu ile saptanan 38.365,79-TL bedel üzerinden kabulüne, alacak likit olmadığından kabul edilen kısma ilişkin davacının icra inkar, redde konu bedel üzerinden davalının haksız takip tazminatı istemlerinin reddine karar verilmesi uygun görülmüş aşağıdaki hüküm kurulmuştur” gerekçesi ile;
“Davanın KISMEN KABULÜNE; davalının Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5009 E.s. icra takibine itirazının kısmen iptaline, takibin 38.365,79-TL alacak bedeli üzerinden 22.05.2018 takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek sureti ile devamına.
Davacının fazlaya ilişkin 11.634,21-TL isteminin reddine.
Alacak likit olmadığından kabul edilen kısma ilişkin davacının icra inkar, redde konu bedel üzerinden davalının haksız takip tazminatı istemlerinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının, 21/08/2019 tarihli rapordaki tespitleri baz alarak verildiğini, 05/12/2018 tarihli raporda, tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığını, davalı yanın müvekkil firmaya hiçbir fatura ve belge düzenlemediğini ve bu nedenle de dava konusu tüm borçtan sorumlu olduğunun açıkça tespit edildiğini, ortada gereği gibi yapılmış ve bitirilmiş bir iş bulunmayıp, tarafların işin yapımından karşılıklı olarak vazgeçtiklerini, davalı yanca müvekkil firmaya herhangi bir fatura düzenlenmediğini, kendilerinin 15 adet kazık çakılması nedeniyle davalı yana borçlanmış olduğu şeklinde kanaat belirtilerek hesap yapılmış olmasının hatalı olduğunu, yerel mahkemece de bu tespite dayanılarak hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunda deneme amaçlı getirilen 15 adet kazıktan davalı tarafça geri götürülen kazıklardan hiç bahsedilmediğini, raporun eksik olduğunu, kendilerinin işine yarayacak şekilde çakılmamış olan kazıkların sanki gereği gibi çakılmışcasına değerlendirilerek sonuca gidilmiş olmasının hatalı olduğunu davalı yanca yapılmış hiçbir işin olmadığını, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, aynı şekilde kısmi kabul nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olmasının da hatalı olduğunu, tarafların üzerinde anlaştığı rakamlar gözardı edilerek başkaca bir yöntemle hesaplama yapılmış olduğunu, ek rapor alınmasını talep etmelerine rağmen bu taleplerinin mahkemece değerlendirmeye alınmadığını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafça şirketlerinin hiçbir suretle iş yapmadığını ve fatura kesmediğini belirttiğini, davacı tarafın haksız ve kötüniyetli bir şekilde talepte bulunduğunu, yapılan işlemin fotoğraflar, tanıklar ve faturalarla ortaya konulduğu ve yeniden bir bilirkişi incelemesi talep edildiği halde davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, verilen kararın hukuki dayanaktan ve gerekçeden yoksun olduğunu, şirketleri ile … İnşaat arasında çökmeyi önlemek amacıyla inşaatın ön kısmına kazık uygulaması yapıldığını, bunun mahkemeye sunulan fotoğraflarla da sabit olduğunu, kendileri tarafından yapılan çalışma ve yapılan çalışmada kullanılan malzemelerin temin edildiği … Ltd. Şti.’den alınan faturaların dosyaya sunulduğunu, yerel mahkemece dinlenen davalı şirketin ortağının beyanlarının, tarafsızlığı konusunda bir değerlendirme yapılmadan mahkemece hükme esas alındığını, davacı taraf önce malzeme tesliminin olmadığını, hiçbir ticari ilişkinin meydana gelmediğini iddia etmiş; devamında ise aslında işlemlerin yapıldığını fakat çakılan kazıkların bir kısmını müvekkil şirketin geri aldığını iddia etmeye başladığını, yapılan bilirkişi incelemesinde ise kendilerinin bu işi yaptığının sabit olduğunu, binanın yan taraflarına zeminin sert olması nedeniyle kazık çakma işlemi uygulanamasa da ön tarafa yapılan kazık çakma işlemin değerinin davacı taraftan tahsil edildiğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında inşaat alanına kazık çakma işlemine ilişkin sözlü bir eser sözleşmesi kurulduğu, davacı tarafça, davalının kazık çakma işlemini gereği gibi yerine getirmediği iddia edilmiş, davalı tarafça da inşaatın ön kısmına kazık çakma işleminin yapıldığını, arka kısımdaki zeminin sert olması nedeni ile kazık çakma işleminin yapılamadığını, bu nedenle işin karşılıklı anlaşma ile sonlandırıldığını, yapılan işe karşılık 50.000 TL bedelle anlaşıldığı savunulmuştur.
İlk derece mahkemesince SMMM bilirkişisinden ve inşaat mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmış, düzenlene raporların denetime elverişli ve açık olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme bir eser sözleşmesidir.
TBK nun 470. Maddesinde; ” Eser sözlesmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, issahibinin de bunun karsılıgında bir bedel ödemeyi üstlendigi sözlesmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
TBK nun 475 maddesinde ise; ” Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu oldugu hâllerde issahibi, asagıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eser issahibinin kullanamayacagı veya hakkaniyet geregi kabule zorlanamayacagı ölçüde ayıplı ya da sözlesme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözlesmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Asırı bir masrafı gerektirmedigi takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
İş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Eser, işsahibinin tasınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.” şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayımızda ; taraflar arasında sözlü olarak eser sözleşmesi yapıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Eser sözleşmesinde; eserin gereği gibi teslim edilip edilmediği tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebilir.
Davalı tarafça eserin gereği gibi teslim edilip edilmediği hususunda ilk derece mahkemesince inşaat mühendisi bilirkişiden alınan rapor ve tüm tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı tarafça , davacının inşaatında 15 adet 6 metre boyunda NPI 220 profilin kazık olarak çakılması işleminin yapıldığı, taraflarca iş bedelinin yazılı olarak belirlenmemesi nedeni ile inşaat mühendisi bilirkişi tarafından işin rayiç bedelinin davacı firmanın malzeme bedeli olarak havale tarihi olduğu anlaşılan 17.04.2017 tarihinde NPI 220 profilin birim fiyatının … tarafından açıklandığı üzere 1750TL/ton olarak tespit dildiği ve buna göre yapılan hesaplama sonucu yapılan işin malzeme ve KDV bedeli dahil 11.634,21-TL olduğu, davalının ticari defterlerinde avans hesabında kayıtlı olan davacı tarafından ödenmiş olan 50.000,00-TL bedelden 11.634,21-TL bedel mahsup edildiğinde davacının davalıdan 38.365,79-TL alacaklı olduğu, dolayısıyla ilk derece mahkemesince verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli ve açık olmasına, davalının yaptığı iş bedelinin dosyada bulunan delillere göre doğru belirlenmiş olmasına, taraflar arasındaki alacak miktarının yargılamayı gerektirmesine, likit olmamasına, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmemesinde bir isabetsizlik olmamasına göre davacı ve davalı vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarih, 2018/329 Esas ve 2019/610 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 2.620,76 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 657,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.963,76‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerlerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 01/06/2023