Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2951 E. 2023/1630 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2951
KARAR NO : 2023/1630
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2017/1338 Esas 2019/1010 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 03/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde;
“Davacı vekili tarafından mahkememize verilen 09/11/2017 tarihli dilekçesinde; davacı borçludan olan alacaklarının tahsili için icra takibine geçildiğini, borçlu tarafından ödeme emrine haksız ve kötü niyetli itiraz edildiğini, Gaziantep 2. İş Mahkemesi’nin 2016/5 esas, 2017/323 karar sayılı dosyası ile … tarafından açılan dava sonucu verilen işçilik alacaklarına ilişkin ilamın Gaziantep 13. İcra Müdürlüğü’nün 2017/121823 esas sayılı dosyasına konu edildiğini, davacı tarafından 28/09/2017 tarihinde 21.219,89 TL olarak banka aracılığı ile ödendiğini, ödenen bedelin davalıya rücu edildiğini, davacı ve davalı arasında düzenlenen 15/04/2015 tarih satış destek hizmetleri sözleşmesinin 4. Sayfasının 3.20 maddesinde belirlenen hükmüne göre ”…, … bünyesinde iş bu sözleşme kapsamında çalışan personellerin hizmet akdinden, 1475 ve 48/57 sayılı iş kanunu kapsamından doğan tüm ve hak alacaklarından ve … personeli, … personeli ve üçüncü şahıslara verdiği zararlardan sorumlu olduğunu, ayrıca karşılaşacağı iş kazasından doğabilecek tüm zararları taahhüt eder” düzenlemesinin yer aldığını, davacı ile davalı arasında 15/04/2017 tarihinde akdedilen satış destek hizmetleri sözleşmesi 3.20 maddesi gereğince dava dışı alacaklıya 21.219,89 TL’nin iadesi için …’ye 22.000,00 TL bedelli, 14/09/2017 tarihli fatura kesildiğini, bu fatura tutarının e tebligat yolu ile şirkete tebliğ edildiğini, ancak davalının bu faturaya itiraz ettiğini, alacağın takibe konulduğunu, davalı iş verenin üst işveren olduğunu, davacının alt iş veren olduğunu, dava dışı …’ın üst iş veren olan davalının iş yerinde hizmet verdiğini, bir çok emsal davaların alt iş veren davacı aleyhine açıldığını, kararın alt iş veren hakkında çıkmış olmakla beraber davalı üst iş veren … Pazarlama alacaklarına ilişkin ilam borçlarının 15/04/2017 tarihli satış destek hizmetleri sözleşmesi 3.20 maddesi hükmü gereği bizzat … tarafından ödenmesi gerektiği, bu nedenle itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, takibin devamına ve %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından mahkememize verilen 26/12/2017 tarihli cevap dilekçesinde; … tarafından açılan davanın davalı şirkete ihbar edilmediğini, davalı şirkete üst iş veren sıfatı ile ancak işçi tarafından başvurulabilecekken alt iş veren tarafından ödediğini iddia ettiği tüm paranın rücu amacı ile davalı şirkete başvurulmasının hukuken mümkün olmadığını, davacının 2011 yılından beri çalıştırdığı kendi işçisinin işçilik alacaklarını ödediğini, 15/04/2015 tarihinde imzalanan ve ancak bu tarihten sonra hüküm ifade eden sözleşmeden hareketle geçmişe dönük olarak işçilik alacaklarından davalı şirketi sorumlu tutmanın hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Dava, davacı şirket tarafından dava dışı 3. Kişiye davacı aleyhine açılan dava sonucunda hükmedilen alacakların ödenmesi sonrasında davalıdan tazmini istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2017/13298 Esas sayılı takip dosyası celb edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemede alacaklının … AŞ. Olduğu, Borçlunun … AŞ. Olduğu, 21.219,89 TL bedelli faturaya dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile icra takibine davalının süresinde itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği görüldü.
Takibe dayanak faturanın 28/09/2017 tarihli 21.219,89 TL bedelli ödeme dekontuna istinaden düzenlendiği, davacı tarafından Gaziantep 13. İcra Müdürlüğünün 2017/121823 esas sayılı takip dosyasında gösterilen bedel ve ferilerine ilişkin olduğu görülmüştür.
Gaziantep 2 İş Mahkemesinin 2016/5 Esas sayılı dosyası uyap üzerinden istenerek dosya içerisine alınmış, yapılan incelemesinde dosyamızda dava dışı … tarafından dosyamız davacısı şirket ile dava dışı … AŞ. Aleyhine kıdem tazminatı ve Ulusal Bayram ve Genel Tatil günü alacağının tahsili istemi ile dava açıldığı, davaı … AŞ. Yönünden davanın husumet nedeni ile redine karar verildiği, dosyamız davacı şirket yönünden davanın kabulüne karar verildiği, yapılan yargılamada davacının üst iş veren olarak … AŞ. İle söz konusu davanın davalısı … AŞ. Arasındaki ilişki nedeni ile hizmet ilişkisinin olduğu hususunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacı tarafça dosyaya sunulan 15/04/2015 tarihli … AŞ. Satış destek hizmetleri sözleşmesinin 3.20 bendinde yapılan incelemede “…, … bünyesinde iş bu sözleşme kapsamında çalışan personellerin hizmit akdinden, 1475 ve 4857 Sayılı iş kanununda ve 6331 sayılı kanundan doğan tüm ve hak ve alacaklarından ve … personeli, … personeli ve 3. Şahıslara vereceği zarardan sorumludur ve ayrıca karşılaşacağı iş kazasından doğabilecek tüm zararları karşılamayı taahhüt eder” hükmünün açıkça yazılı olduğu, Gaziantep İş Mahkemesinin 2016/5 Esas sayılı dosyasında, dosyamız davacısı aleyhine açılan davada dava dışı işçinin İş Kanunu hükümlerine dayalı olarak taraflar arasındaki iş sözleşmesi uyarınca kıdem tazminatı ve UBGT alacağının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği görülmüştür.
Dosyada davacı tarafça istenen bedelin varlığı ve tespiti yönünden inceleme yapmak üzere dosya uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 03/09/2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Raporun yapılan incelemesinde; Bilirkişi tarafından hesaplamanın yapıldığı, davalının takibe konu alacaklardan sorumlu olduğunun kabulü halinde 21.070,70 TL alacaktan sorumlu oluduğu, davalının sözleşme süresince kıdem tazminatı alacağından sınırlı olarak sorumlu olduğunun değerlendirilmesi halinde 6.456,58 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, Davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan ve taraflar arasında bu konuda ihtilaf olmayan 15/04/2015 tarihli sözleşme ile aralarında ticari ilişki olduğu, davacı şirket nezdinde çalışan 3. Kişi tarafından davacı şirket aleyhine iş mahkemesinde açılan davada verilen karar uyarınca dava dışı ödenmek durumunda kalınan kıdem tazminatı bedelinin ve hükümde gösterilen diğer bedellerin, sözleşme hükümleri uyarınca davalı şirket tarafından karşılanması gerektiği iddiası ile bu bedelin tahsili için davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiği, itirazın iptali istemi ile iş bu davanın açıldığı, davacı şirket tarafından taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine dayanıldığı ve davalının bu bedelden sorumlu olduğunun iddia edildiği, davalı tarafça iş mahkemesinde görülen davanın kendilerine ihbarının sağlanmaması nedeni ile hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği iddiasında bulunulduğu, davacı tarafından talep edilen bedelin davalı tarafından ödenmesi zorunluluğunun bulunmadığının iddia edildiği, rücu hakkının davacı tarafından davalıya yöneltmesinin hukuken mümkün olmadığının beyan edildiği, ayrıca sözleşmeye göre ancak …’nin bir kusuru olduğu takdirde … A.Ş’den talepde bulunulabileceği hususunun beyan edildiği, taraflar arasında imzalanan 15/04/2015 tarihli sözleşmenin 3.20 bendine göre davalı şirketin davacı şirket bünyesinde çalışan personellerinin hizmet akdinden 1475 ve 4857 Sayılı iş kanununda ve 6331 sayılı kanundan doğan tüm ve hak ve alacaklarından ve … personeli, … personeli ve 3. Şahıslara vereceği zarardan sorumlu olduğu, davacı şirket ile dava dışı şirket aleyhine Gaziantep 2 İş mahkemesinin 2016/5 esas sayılı dosyası ile açılan davada mahkemece incelemenin yapıldığı, davacı … AŞ.’nin sorululuğunun tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca da bu borumluluğun davalı şirkette olduğunun kabulü gerektiği, bilirkişi tarafından yapılan incelemeye göre davacının 21.070,70 TL takip tarihi ile davalıdan alacaklı olduğu, davalının bu bedel kadar itirazında haksız olduğu, alacağın niteliği dikkate alındığında likit olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle
“Davanın KISMEN KABULÜNE,
İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2017/13298 Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptaline,
Takibin 21.070,70 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
İcra İnkar Tazminatı isteminin KABULÜNE,
Hükmedilen alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” dair karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … tarafından açılan davanın davalı şirkete ihbar edilmediğini, sözleşmenin 3.10 maddesine göre müvekkilinin davalardan derhal haberdar edileceği ve onayının alınacağı,dava sonucu yapılacak muhtemel ödemelerin … tarafından yapılacağı kusurun mahkeme kararı ile sabit olması halinde, kusuru oranında …a rücu edilebileceğinin düzenlendiği, rucu için gerekli kusur şartının bulunmadığını, davalı şirkete üst iş veren sıfatı ile ancak işçi tarafından başvurulabilecekken alt iş veren tarafından ödediğini iddia ettiği tüm paranın rücu amacı ile davalı şirkete başvurulmasının hukuken mümkün olmadığını, davacının 2011 yılından beri çalıştırdığı kendi işçisinin işçilik alacaklarını ödediğini, 15/04/2015 tarihinde imzalanan ve ancak bu tarihten sonra hüküm ifade eden sözleşmeden hareketle geçmişe dönük olarak işçilik alacaklarından davalı şirketi sorumlu tutmanın hukuka aykırı olduğunu, alacağın likit olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE Dava işçilik alacağının rücuen tahsili için başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Gaziantep 2 İş Mahkemesinin 2016/5 Esas sayılı dosyası dava dışı işçi … tarafından bu dosyanın davacısı şirket ile dava dışı … AŞ. aleyhine bir kısım işçilik alacaklarının tahsili için açılan davada, davalı … AŞ. Yönünden davanın husumet nedeni ile redine, … şirketi yönünden kıdem tazminatı ve Ulusal Bayram ve Genel Tatil günü alacakları için davanın kabulüne karar verildiği, yapılan yargılamada davacının üst iş veren olarak … AŞ. İle söz konusu davanın davalısı … AŞ. Arasındaki ilişki nedeni ile hizmet ilişkisinin olduğu hususunun tespit edildiği görülmüştür.
Dava dışı … tarafından … şirketi aleyhine ilama dayalı olarak 18.017,81 TL alacak için takip başlatıldığı, davacı … şirketi tarafından icra dosyasına 28/09/2017 tarihinde 21.219,89 TL ödemede bulunduğu dekonttan anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan 15/04/2015 tarihli … AŞ. Satış destek hizmetleri sözleşmesinin 3.20 bendinde yapılan incelemede “…, … bünyesinde iş bu sözleşme kapsamında çalışan personellerin hizmit akdinden, 1475 ve 4857 Sayılı iş kanununda ve 6331 sayılı kanundan doğan tüm ve hak ve alacaklarından ve … personeli, … personeli ve 3. Şahıslara vereceği zarardan sorumludur ve ayrıca karşılaşacağı iş kazasından doğabilecek tüm zararları karşılamayı taahhüt eder” düzenlemesi mevcuttur.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.20 maddesi gereğince işçilik alacaklarından üst işveren olarak davalının sorumlu olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 Tarih, 2017/1338 Esas ve 2019/1010 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 1.439,33 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 359,83 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.079,5‬0‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalıdan tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 03/10/2023