Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2943 E. 2022/892 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2943
KARAR NO : 2022/892
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2019
NUMARASI : 2015/358 Esas ve 2019/464 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/05/2022

Davalılar … ve … vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; Müvekkili şirket …. ile davalı …- …- … Ort. (V.D. … …} arasında ticari ilişki nedeniyle aralarında un alım-satımı olduğunu, söz konusu ticari ilişkinin gereği olarak müvekkilinin tarafına düşen edim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalı tarafın satın almış olduğu tüm malların teslim edildiğini, davalı …- …- … Ort. 20.06.2006 tarihli 958613 numaralı 17.776.00 TL, 07.07.2008 tarihli 958728 numaralı 17.776,00 TL, 05.09.2008 tarihli 959279 numaralı 8.848,00 TL ve 19.09.2008 tarihli 959411 numaralı 16.968,00 TL 4 adet sevk irsaliyeli faturadan kaynaklanan borcun 3.500,00 TL lik kısmını ödediğini, kalan kısım olan 57.504,00 TL yi ise ödemeye yanaşmadığını, taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan müvekkili firmanın toplamda 57.504,00 TL muaccel hale gelmiş ve hala ödenmeyen alacağının bulunduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 57.504,00 TL cari alacak ve dava tarihi itibariyle asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine, davalı tarafın %20 den aşağı olamamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar …, … vekili; Müvekkillerin dava konusu alacağa ilişkin olarak herhangi bir borçlarının bulunmadığını, müvekkillerinin mülkiyetiyle birlikte sahibi bulundukları fırın işletmesini gayrimenkul kiralama ile işletme kiralama sözleşmesi düzenleyerek diğer davalı … ‘na kiraya verdiklerini, sözleşmede kefil olarak bulunan …’ nun damadı …’nın, fırın olarak kullanmaya devam ettiği işletmeyle ilgili çoğu evrakta müvekkillerin adını kullanarak sahte kaşeyle evrak dağıttığını, … ‘nın asıl işleten olduğunu, müvekkillerinin adını kullanarak senet imzaladığını, piyasayı bu şekilde dolandırdığını, bununla ilgili birçok takibin açıldığını, müvekkillerinin maddi-manevi zarara uğradığını, borca ve imzaya yapmış oldukları itirazlar doğrultusunda ilgili davaların açıldığını ve karara çıkanların lehe sonuçlandığını, davacı şirketin ayrıca müvekkilleri hakkında “resmi evrakta sahtecilik” suçlamasıyla Edirne Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, bu şikayet sonucunda müvekkilleri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiğini, müvekkillerinin ” kendi adlarına borç altına girmeye yönelik” ne … ‘na ne de … ‘ya vermiş oldukları herhangi bir vekaletname ya da yetki belgesi bulunmadığını, davaya konu faturalarla ilgili olarak müvekkillerinin hiçbir şekilde bilgilerinin bulunmadığını, kendilerine yapılan bir tebliğ ya da bildirim söz konusu olmadığını, faturalar üzerindeki imzanın kime ait olduğu, ne şekilde geldiği, malların teslim edilip edilmediğinin müvekkilleri tarafınca bilinmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, dava masrafları ve avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı …; 18.01.2008 yılında diğer davalılarla birlikte işlettikleri … Fabrikasının fiilen başında bulunmadığını, bu nedenle var olduğu iddia edilen faturalardan haberdar olmadığını, satıma konu malların teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğunu, 20.06.2008 tarihli ve 10.2.2009 tarihli faturalara dayanak teslim fişinde imza bulunmadığını, 07.07.2008 ve 19.09.2008 tarihli faturalarda her ne kadar firmalarının kaşesi bulunsa da imzanın kime ait olduğunun belli olmadığı, 05.09.2008 tarihli faturaya ait teslim fişinde imzası bulunan …’ı tanımadığını, mal teslimin gerçekleştiği hususu sabit olmadığından davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini, dava masraflar davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…her ne kadar dava konusu iki adet faturaya ilişkin sevk irsaliyelerinde davalı adi ortaklığa ilişkin kaşe üzerindeki imzaların davalıların eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ise de; teslime ilişkin olarak getirtilen BA formlarının incelenmesinde dava konusu 4 adet faturaların davalı adi ortaklık tarafından vergi dairesine bildirildiği, davalıların bu faturaları kabul edip matrahlarını da KDV açısından indirim konusu yapmalarının malın kendilerine teslim edildiğine karine teşkil ettiği, bildirimi yapan davalı adi ortaklığın mali müşavirinin … olduğu, bu kişinin Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/123 esas, 2010/125 karar sayılı, davacının müşteki olduğu, dolandırıcılık suçundan açılan dosyada sanık sıfatıyla yargılanmadığı, bu nedenle dosyanın bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmadığı, teslim hususu kanıtlanan dava konusu faturalar nedeniyle borçlu olmadıklarını savunan davalıların bu savunmalarını ispatlayamadıkları, dolayısıyla bu faturalar nedeniyle, ödendiği davacı tarafın kabulünde olan 3.500,00-TL mahsup edildiğinde bakiye 57.504,00 TL için davacının davalılardan alacaklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerinin kiracıları tarafından dolandırıldığını, müvekkillerinin herhangi bir vekaletname vermediklerini, kendi adlarına yapılan borçlandırıcı işlemlerden mağdur olduklarını, durumu davacı şirketin çok net bir şekilde bilmesine rağmen alacağını tahsil edemediği için davayı açtığını, mahkemenin ortada sanki limited ya da anonim şirket varmış gibi tamamen teknik bir şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; taraflar arasında un alım satım ilişkisine dayalı bakiye fatura alacağına dayalı açılan alacak davasıdır.
İstinaf eden davalılar … ve … vekilinin 19/04/2022 tarihli e imzalı dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür.
Davalı … vekilinin İzmir 16. Noterliğinin 08/07/2004 tarihli ve 20323 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Davalı … vekilinin İzmir 22. Noterliğinin 12/01/2007 tarihli ve 00686 yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde; kanun yollarından feragat etmeye yetkili olduğu görülmüştür.
Bu durum karşısında, 6100 sayılı HMK’nın 349. maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 349. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davalıların yatırmış olduğu;
a-121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının üzerinde bırakılmasına,
b-1.026,43 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya ödenmesine,
3-İstinaf eden davalıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.12/05/2022