Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2874 E. 2023/1035 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2874
KARAR NO : 2023/1035
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI : 2015/638 Esas 2019/559 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 85 yaşında olup 2007 yılında Oğlu … ve bu oğlunun damadı …’la birlikte … Bankası’na götürüldüğünü, … Bankası’ndan kredi çeken …’a imzalatılan kredi sözleşmesine kefil olarak imzasının attırıldığını ve sonra yine …’ya ait olan 2 adet gayrimenkulün bu kredi için ipotek verildiğini, ipoteğin ve kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, kefalet sözleşmesinin ve ipotek tesisinin yapıldığı 08.02.2007 tarihinde müvekkilinin hukuki ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili …’nun bu tarihte 77 yaşında olduğunu ve vasi tayini dosyasından verilen karar gereğince İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinden 18.11.2014 tarihinde alınan Sağlık Kurulu Raporunda tek tek belirtilen rahatsızlık, teşhis ve tespitlerin aynen kefaletin ve ipoteğin verildiği 08.02.2007 tarihinde de mevcut olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda okuma yazma bilmediğini, ancak bu durumun davaya ve iptale konu işlemler sırasında saklandığını, icra takibinde fahiş faiz oranı istendiğini, ipotek resmi senedinde görüleceği üzere %50 değişken faiz oranı belirlendiğini, 6098 sayılı BK. 88. maddesi gereğince bu faiz oranlarının iptali gerektiğini, menfi tespit davasının kabulü ile …’nun borçlu olmadığının tespitine, … ili, … ilçesi … mah., … ada, … parsel zemin kat bağımsız bölüm … ve bağımsız bölüm … deki 2 adet dükkan kaydındaki ipoteğin iptalini, fekkini, eğer 1-ve 2 nolu talepleri yerinde bulunmazsa alacaklı tarafa yapılan ödemelerin düşülmesini, BK. 88. maddesi gereğince faize itirazlarının kabulünü, kanuna uygun faiz oranlarının tespit edilip fahiş ve haksız faiz alacağının iptalini, müvekkilin mağduriyeti ve özel durumu dikkate alınarak teminatsız olarak dava sonuçlanıncaya kadar İzmir 17.icra Müdürlüğünün 2014/3980 esas sayılı dosyasının tedbiren durdurulmasını, yine teminatsız veya teminat karşılığında vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının haksız ve kötüniyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 09/04/2019 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesinde ; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; Menfi tespit davasının kabulü ile müvekkili ile yapılan 8.2.2007 tarihli, 21646 nolu hesaba ait tüketici kredi sözleşmesi, kefalet sözleşmesi ve ipotek akti geçersiz olduğundan davacı müvekkilinin davalı tarafa ve haleflerine borçlu olmadığının tespitini,
Bu sözleşmeler dayanak gösterilerek davacı müvekkili aleyhine açılan:
– İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2008/6532 Esaslı icra takibinin,
– İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2014/3980 Esaslı icra takibinin,
– İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2017/16852 Esaslı icra takiplerinin iptalini,
3. … ili … ilçesi … Mah. … Ada, … Parsel … kat Bağımsız Bölüm no:… de kayıtlı taşınmaz üzerindeki 8.02.2007 tarihli ve 1405 yevmiyeli ipoteğin iptalini ve fekkini,
4. … ili … İlçesi … Mah. … Ada, … Parsel … kat Bağımsız Bölüm no:… de kayıtlı taşınmazın üzerindeki 8.02.2007 tarihli ve 1405 yevmiyeli ipoteğin iptalini ve fekkini,
5.Eğer yukarıda belirttiğimiz talepleri yerinde bulunmazsa alacaklı tarafa yapılan ödemelerin düşülmesini,
6. Borçlar Kanunu 88. Maddesi gereğince faize ilişkin itirazlarının kabulünü ve kanuna uygun faiz oranlarının tespit edilip, fahiş ve haksız faiz alacağının iptalini,
7. Müvekkilinin mağduriyeti ve özel durumu dikkate alınarak teminatsız olarak dava sonuçlanıncaya kadar İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2014/3980 esas sayılı dosyanın, İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2017/16852 Esaslı icra dosyasının ve müvekkili aleyhine başlatılacak tüm icra takiplerinin tedbiren durdurulmasını ve müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmamasına ilişkin tedbir kararı verilmesini,
8. Yine teminatsız veya teminat karşılığında vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini,
9. Davalının haksız ve kötü niyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesini,
Talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların hiçbirini kabul etmediklerini, davacı yanın iddialarının Medeni Kanun 2.mad. ile de bağdaşmadığını, sözleşme ve ipotek işlemlerinin tarihinin 08.02.2007 olup söz konusu işlemlerin davacının vesayet altına girmeden 7 yıl önce gerçekleştirildiğini, o tarihte alınan herhangi bir vesayet kararı olmadığını, takip taleplerinde yer alan asıl alacak miktarının da davacının kefil olduğu kefalet miktarının altında olduğunu ve kefalet miktarını aşan bir alacak talebinin söz konusu olmadığını, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu açıklamaların tümünün haksız ve yersiz olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı, davacının ıslah dilekçesini kabul etmediklerini duruşmada beyan etmiştir.
MAHKEMECE: “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili, davacının tüm tedavi evraklarını ve belgelerini sunamadığından, süre verilmesine rağmen psikiyatri merkezi … Sağlık Merkezine ilişkin belgeleri sunamadığı, mahkememizce tüm araştırmalara rağmen bulunamadığı ve davacı …’nun Ege Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilimdalı ndan alınan 14/02/2018 tarihli heyet raporunda, her ne kadar bugünkü haliyle kişide “hafif bilişsel bozulma” tanısının bulunduğu, 2007 yılına ait tıbbi kaydının olmaması nedeniyle, 2007 yılına ait hukuki ve fiil ehliyetinin bulunup bulunmayacağının bilinemeyeceğinin bildirildiği, dolayısıyla hukuki işlemin yapıldığı tarih itibariyle hukuki ehliyet durumunun belirlenemediği, davacının buna ilişkin belgeleri sunamadığı için, davasını da ispatlayamadığından işlemi yapıldığı tarih itibariyle davacının hukuki ve fiili ehliyetinin bulunup bulunmadığı tespit edilemediğinden, açılan davanın reddine, şartları oluşmadığından davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesine dair mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir” gerekçesi ile;
“Davanın REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; okuma yazma bilmeyen bir kişiye okuma yazma biliyormuş gibi imza attırılmasının açıkça kötü niyetli olduğunu, buna rağmen yerel mahkemece bu hususun hiç değerlendirmeye alınmadığını, oysaki sadece bu kanun maddesinin uygulanmamasının bile kefalet ve ipotek akdinin geçersiz kılacağını, bu sebeple müvekkilinin bu borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, okuma yazma bilmeyen bir kişinin içeriğini bilmediği bir senet- sözleşme ile borçlandırılmasının hukuka, kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkemece içtihadı birleştirme kararına itibar edilmediğini, dosya kapsamında alınan sağlık raporlarında müvekkilinin rapor alındığı tarihte hukuki ehliyetinin olmadığının açıkça belirlendiğini, tanık anlatımları ile de müvekkilinin o tarihte de aynı şekilde çok hasta olduğu, okuma yazma bilmeyen cahil bir kadın olduğu, kefalet veya ipotek sözleşmesinin içeriğini anlayacak yeterlilikte hiçbir zaman olmadığının söylendiğini, hal böyle iken müvekkilinin bu şartlar altında bu şekilde bir sözleşmeyi hukuki sonuçlarını bilerek yapmasının mümkün olmadığını, bu sebeple müvekkilinin kefalet sözleşmesi ve ipotek akdi yapıldığı sırada da hukuki ve fiili ehliyeti olmadığının ortada olduğunu, davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, hukuki işlemin diğer tarafı olan bankanın basiretli bir tacir olduğunu, bu sebeple söz konusu hukuki işlemleri uygularken karşı yasal haklarını korumak ve karşı tarafın hukuki durumuna uygun işlem yapmakla yükümlü olduğunu, oysaki bankanın her halinden okuma yazma bilmeyen, cahil ve ehliyetsiz olduğu belli olan bir kişiyi kefil ve ipotek veren konumuna soktuğunu, bu durumda bankanın basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve kanuna uygun işlem yapmadığının açıkça anlaşıldığını, yerel mahkemenin ise sanki bankanın basiretli tacir olması gereği hiçbir yükümlülüğü yokmuş gibi hatalı ve eksik karar verdiğini, banka tarafından tek taraflı olarak hazırlanan ve müvekkiliyle hiçbir şekilde müzakere edilmeyen ve toplamda 68 sayfadan oluştuğu söylenen bu sözleşme genel işlem şartı niteliğinde olup kabul anlamına gelmemekle birlikte zaten müvekkilinin okuma yazma bilseydi bile yaşı gereği bu denli uzun, küçücük ve karmaşık yazıları anlamasının hiçbir suretle mümkün olmadığını, ipotek kurulurken alacaklı taraf olan … Bankası tarafından İzmir 16. Noterliği 18.01.2013 tarih, 2153 yevmiye no ile çekilen ihtarnamenin müvekkiline tebliğ olmadığını, ihtarnamenin 2. Sayfasında da tebliğ edilemediğinin açıkça göründüğünü, TMK 887. Maddesi gereği asıl borçlu ile borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek malikine ihbar yapılmadıkça ipotek borçlusu bakımından borç muaccel hale gelemeyeceğini, bu sebeple borcun müvekkili açısından muaccel hale gelmediğini, borçtan sorumlu olmadığını, yerel mahkemece bu iddialarının da dikkate alınmadığını, sözleşmede belirlenen %50 değişken faiz oranının TBK 88. maddeye aykırı olduğunu, yerel mahkemece kamu düzenine ilişkin olan faiz itirazlarının dahi dikkate alınmadığını, kamu düzenine ilişkin bu husus değerlendirilmeden hüküm kurulmasının açıkça eksik incelemeye dayalı olduğunu, Davalı … Şirketinin 2017 senesinde … … A.Ş. Olarak değiştiğini, davamızda davalının … A.Ş. Olduğunu, kararın sadece bu sebeple dahi hatalı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davalının ünvanının … A.Ş. olarak değiştiğine ilişkin gerek Uyapta gerekse de dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmadığından , ayrıca bu husus ilk derece mahkemesince tashih ile her zaman düzeltilebileceğinden davacının bu yöndeki istinafı yerinde bulunmamıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; ilk derece mahkemesince Ege Üniversitesinden aldırılan rapora göre davacının kefalet tarihinde ve ipotek tarihinde hukuki ve fiili ehliyetinin olup olmadığının tespit edilememesine, davacının bu yöndeki iddialarını ispat edememesine, kefaletten kaynaklı davalı tarafa borçlu olmasına, borcun bulunması nedeni ile ipoteğin fekkini de talep edemeyecek olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/05/2019 tarih, 2015/638 Esas ve 2019/559 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 25/05/2023