Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2871 E. 2023/1081 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2871
KARAR NO : 2023/1081
KARAR TARİHİ : 07/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2019
NUMARASI : 2016/148 Esas 2019/416 Karar

ASIL DAVADA;
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2016
KARAR TARİHİ : 02/04/2019

BİRLEŞEN İZMİR 1. ATM 2016/1519 E. 2017/507 K. SAYILI KARARI
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 07/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/06/2023

Davacılar/birleşen dosya davalısı … vekili ve Davalı/birleşen dosya davacısı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkilleri hakkında İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesine mahsus 6 örnek icra emri ile alacak takibi yaptığını, yapılan bu takiple ile müvekkillerinden …’a ait 2 taşınmazın sattırıldığını ve satış bedelinin alacaklı tarafa icradan ödendiğini, alacaklı tarafın bu takip nedeniyle müvekkillerinden sadece 8.365,93 TL alacağı varken, davalı tarafın imzası müvekkillerine ait olmayan ve müvekkillerince de düzenlenmemiş olan toplam 120.000,00 TL bedelli senetleri de alacağına dayanak yaparak müvekkillerinden toplam 128.365,93 TL alacak iddiasıyla takip başlattığını ve halihazırda da bu takibine devam ettiğini, müvekkillerinden … ile davalı şirket arasında 2011 yılı başından 2012 yılı mart ayına kadar ticari alışveriş olduğunu, 2012 Mart ayından sonra taraflar arasındaki alışveriş kesildiğini, müvekkillerinden …’un, diğer müvekkil …’nın davalıdan almış olduğu mallarla ve alacağı mallara teminat olması bakımından adına kayıtlı bulunan … İli … İlçesi … Mh. … ada … parsel de kayıtlı bulunan zemin kat ve 9 nolu bağımsız bölümlerin davalı lehine ipotek ettirildiğini, bu ipotek ilişkisi dışında müvekkili …’un davalı ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını, davalı şirketin 30.07.2012 tarihli 20033 yevmiye nolu ihtarı keşide ederek müvekkillerinden …’nın 128.365,93 TL borcu olduğunu ve ödenmesini aksi halde ipoteğin paraya çevrileceğini ihtar ettiğini, sonrasında müvekkilleri aleyhine İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 sayılı takip dosyasında 128.365,93 TL ana para ve fer’ileri olmak üzere takip başlatıldığını, müvekkillerinin haklarında başlatılan bu haksız takibe süresinde itiraz edemediklerini ve takibin kesinleşerek davalı tarafın müvekkillerinden …’a ait olan iki bağımsız bölümün satışı için işlemleri devam ettirip neticesinde de icra marifetiyle taşınmazları yarı fiyatına sattırdıklarını, yapılan ihalede davalı tarafın söz konusu taşınmazları alacaklarına mahsuben kendilerinin aldıklarını, davalı tarafın, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 sayılı dosyasından alacaklarının eksik kaldığını alınamadığını ileri sürerek müvekkilleri hakkında İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün ve 2016/297 sayılı dosyalarında da 38.355,90 TL ana para ve fer’ileri olmak üzere takip açıldığını, Müvekkillerinin yapılan bu haksız takibe süresinde itiraz ederek takibi durdurduklarını, davalı tarafça, Müvekkili … hakkında İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/2212 sayılı dosyasıyla 28.02.2012 tarihinde 20.000 TL asıl alacak iddiasıyla kambiyo senetlerine mahsus takip açıldığını, müvekkil tarafından yapılan imza itirazı üzerine takibe konu senedin müvekkiline ait olmadığının belirlendiğini ve İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/149 E sayılı dosyasında verilen karar ile takibin iptal edildiğini, davalı tarafın bu senedi dahi müvekkilinin borç hanesine ilave ederek İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 Sayılı dosyasındaki alacakla talep ettiğini, müvekkilinin davalı şirket hakkında sahte senet düzenlediği için savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, bu şikayetin Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/2005 Soruşturma sayılı dosyasında devam ettiğini, bu dosyaya davalı vekilince verilen beyanda “İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/2212 sayılı dosyasına dayanak olan senetten başka ellerinde müvekkile ait senet olmadığını, şikayette birden fazla senetten bahsedilmiş ise de bunların peyder pey ödendiğini başkaca ellerinde senet bulunmadığını” bildirdiklerini, ancak İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 Sayılı dosyalarındaki alacaklarının dayanağı olarak müvekkile ait olduğu iddiasıyla 20.01.2012 tarihli 20.000,00 TL bedelli, 15.02.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli, 15.03.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli, 15.04.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli ve 15.05.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli senetleri gösterdiklerini, ve bu senetleri müvekkili …’nın cari hesabına borç kaydedildiğini, davalı tarafın müvekkilinin cari hesabına borç kaydettiği; 20.01.2012 tarihli 20.000,00 TL bedelli, 15.02.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli, 15.03.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli, 15.04.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli ve 15.05.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli senetleri müvekkilinin düzenlemediğini, bu senetlerdeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, Müvekkili …’nın dolayısıyla da … lehine ipotek veren diğer müvekkil …’un davalıya 120.000. TL bedelli sahte düzenlenmiş olan bu 5 adet senetten dolayı borcu bulunmadığını, Müvekkillerinin davalı tarafa cari hesaptan kaynaklanan borç bakiyesinin davalının haksız olarak başlattığı takip tarihinde 8.365,93 TL olduğunu, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak asıl alacağını talep etmek yerine 128.365,93 TL gibi fahiş bir bedeli müvekkillerden talep ederek ve müvekkilin taşınmazlarını da gerçek değerinin çok altında fiyatlarla sattırarak müvekkilleri mağdur ettiğini beyanla, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 sayılı takip dosyasının öncelikle teminatsız aksi halde Mahkemenin takdir edeceği teminatla tedbiren durdurulmasına, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 sayılı takip dosyasındaki alacağa dayanak gösterilen 20.01.2012 tarihli 20.000,00 TL bedelli, 15.02.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli, 15.03.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli, 15.04.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli, 15.05.2012 tarihli 25.000,00 TL bedelli senetlerden ve bu senetlere dayanan takip yönünden müvekkillerinin 120.000,00 TL ana para ve bunun fer’ilerinden borçlu olmadıklarının tespitine ve bu dosya nedeniyle müvekkillerden icra yoluyla tahsil edilmiş olan paranın ödenme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkillere ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticari alış veriş tarihlerinde davacı …’nın müvekkili şirketin … bayisi olduğunu, Müvekkili şirket ile davacı … arasındaki ticari ilişki çerçevesinde ,diğer davacı … ise maliki bulunduğu … ili … ilçesi … mah. … ada … parselde kayıtlı bulunan zemin kat 9 ve 10 nolu bağımsız bölümleri davacı … ‘nın müvekkil şirkete ticari ilişkisinin teminatı olarak ipotek verdiğini, müvekkili Şirketin, davacı …’nın, cari hesaptan kaynaklanan borçlarını ödememesi üzerine, ipotekle teminat altına aldığı alacaklarının tahsili için İzmir 24.İcra Müdürlüğü’nün 2012/9846 E. sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takip başlattığını ve Gaziantep 2. İcra Müdürlüğünün 2012 / 163Tal. sayılı dosyasından yapılan ihalede taşınmazlardan birisinin 3. şahsa ihale edildiğini ve bir tanesinin de müvekkiline ihale edildiğini, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012 / 9846 E. sayılı dosyasının takip dayanağının davacılar vekilinin bahsettiği gibi ödenmemiş bonolar değil, (cari hesap sözleşmesi, defter kayıtları, bilgisayar kayıtları ve sair her türlü belgelerle belli olan doğmuş olan ve doğacak borçlardan dolayı, çek ve senetlerden herhangi birinin veya temlik edilen borçların veya cari hesap veya değişik şekillerde oluşan borçların ödemelerinden herhangi birinin gününde ödenmemesi halinde müvekkil şirkete olan tüm borcun muaccel olacağını borç ödenmediği takdirde müvekkilin alacağını tahsil için kanuni işlem yapmakta ve ipoteği paraya çevirmekte serbest olduğu muvafakatini içeren) 04.02.2010 tarihli ve 1735 nolu ipotek resmi senet akit tablosu olduğunu, söz konusu resmi senedin taraflarca memur huzurunda serbest iradeler ortaya konularak imzalandığını, davacı … ile müvekkil şirket arasında 2010 -2012 tarihleri arasında, bayilik sözleşmesi gereği ticari bir ilişki oluştuğunu, davacının, müvekkili şirketten fatura karşılığı mal aldığını ve cari hesaplarına karşılık senet verdiğini, davacının 2011 yılının 2. yarısından itibaren ödeme güçlüğüne düştüğünü ve senetlerin vadelerinin ötelendiğini, davacının 2011 yılı sonlarında 2012 yılı kampanyasından yararlanmak için 100.000 TL’lik mal istediğini müvekkil şirkete bildirdiğini ve bu mal karşılığında 20.01.2012 tarihli 20.000 TL, 15.02.2012 tarihli 25.000 TL, 15.03.2012 tarihli 25.000 TL ,15.04.2012 tarihli 25.000 TL ve 15.05.2012 tarihli 25.000 TL olmak üzere doldurulmuş ve imzalanmış 5 adet senedi kargo ile Gaziantep’ten müvekkili şirkete gönderdiğini, müvekkil şirketin borçlu davacı …’ya Kemalpaşa 1.Noterliği 04 Ağustos 2011 tarih ve 11815 yevmiye nolu , Kemalpaşa 1.Noterliğinin 14 Eylül 2011 tarih ve 13320 yevmiye nolu ihtarnameleri keşide edildiğini, davacı …’nın, müvekkili şirkete olan ve cari hesaptan kaynaklanan 128.365,93 borcun ödenmemesi nedeni ile davacılara karşı ayrıca Karşıyaka 5. Noterliği’ nin 30.07.2012 tarihli ve 20033 yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek borcun ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnamenin ekinde davacı …’nın müvekkil şirkete borçlu olduğunu gösterir cari hesap ekstresi gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine, davacılara karşı İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012 / 9846 E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiğini, davacı vekilinin, müvekkili şirket hakkında sahte senet düzenlediği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ve bu şikayetin Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/ 2005 soruşturma sayılı dosyasında devam ettiğini belirttiğini, müvekkili şirket tarafından bu dosyaya sunulan beyanda İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2212 sayılı dosyasına dayanak olan senetten başka elinde senet olmadığını, şikayette birden fazla senetten, bahsedilmiş ise de bunların pey der pey ödendiğini başkaca senet bulunmadığını bildirdiğini iddia ettiğini, bu iddianın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz bir iddia olduğunu, müvekkili şirketin davacılar hakkında “organize suç örgütü kurarak resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık” eylemleri nedeniyle Kemalpaşa Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, Müvekkilinin bu haklı şikayetinden yaklaşık bir yıl gibi bir süre sonra, davacının, hukuku dolanmak amacıyla hukuki dayanaktan yoksun olarak müvekkili şirket hakkında “resmi evrakta sahtecilik” suçlamasıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, Müvekkili şirketin talebiyle suç duyusu dosyaların birleştirildiğini ve Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisizlik kararı üzerine dosyanın yetkili Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğini, soruşturmanın 2014/2005 soruşturma numarası ile bu dosya üzerinden devam ettiğini, davacı vekilinin devam eden bu soruşturma dosyasına sunduğumuz ve İzmir 24.icra Müdürlüğü’nün 2012/2212 sayılı dosyasına dayanak olan senetten başka elimizde başkaca senet bulunmadığını, şikayette birden fazla senetten bahsedilmiş ise de bunların peyder pey ödendiği yolunda beyanda bulunduğu konusundaki iddiasınin her türlü dayanaktan yoksun olduğunu davacının keşide ettiği 20.01.2012 tarihli 20.000 TL , 15.02.2012 tarihli 25.000 TL, 15.03.2012 tarihli 25.000 TL, 15.04.2012 tarihli 25.000 TL ve 15.05.2012 tarihli 25.000TL’lik senetleri ödemediğini, davacılardan …’un ise icra takip konusu olan ipotek akit tablosu konusunda bir iddia ve itirazı olmadığını, ipoteğe konu borcun ödendiğine dair bir delil ibraz edemediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu ve davalının müvekkili şirketin … Bayilerinden birisi olarak senet karşılığı müvekkili şirketten mal aldığını ve müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklanan 128.365,93 TL borçlanarak borcunu ödemediğini, davalının İzmir 25 İcra Müdürlüğünün 2016/297 E sayılı dosyası ile başlatılan …’un maliki olduğu … … ilçesi … Mahallesi … ada … parselde kayıtlı bulunan zemin kat 9 ve 10 nolu bağımsız bölümleri ticari ilişkinin teminatı olarak müvekkiline ipotek verdiğini, davalının borçlarını ödememesi üzerine davalıya karşı İzmir 24 İcra Müdürlüğünün 2012/9846 sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, Gaziantep 2 İcra Müdürlüğünün 2012/163 Talimat sayılı dosyasından yapılan ihalede taşınmazların müvekkiline ihale edildiğini, taşınmazların satışına rağmen cari alacaktan kaynaklanan alacağının tamamını alamayan müvekkilinin dosyadan rehin açığı belgesi aldığını ve bakiye alacağının tahsili amacıyla İzmir 25 İcra Müdürlüğünün 2016/223 Esas sayılı dosyası ile davalı …’ya karşı yeniden icra takibi başlattığını, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı borcunun olmadığını iddia etmekte ise de cari hesap ekstresi ile borcun varlığının sabit olduğunu, cari hesap ekstresi güncel borcunun 41.265,93 TL olduğunu, davalının son olarak İzmir 4 ATM’nin 2016/148 E sayılı dosyası ile menfi tespit ve istirdat davası açtığını, müvekkilinin davalıdan 38.355,90 TL asıl alacak ve 132,41 TL işlemiş faiz olmak üzere 38.488,31 TL alacaklı olduğunu bildirerek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE: “…Somut olayda; Asıl davada davalı- birleşen davada davacı şirket ile asıl davada davacı- birleşen davada davalı … arasında 09.02.2010 tarihinde başlayan ticari mal alım-satımından kaynaklanan ve cari hesap şeklinde takip edilen ticari ilişki olduğunun tarafların kabulünde olduğu, taraflar arasında mal alım-satım ilişkisi başlamadan önce asıl davada davacı … ile asıl davada davalı şirket arasında 04/02/2010 tarihinde düzenlenen Resmi Senet Akdi ile İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 E. saylı dosyasındaki icra takibine konu gayrimenkullerin davacı …’nın davalı şirkete doğmuş ve doğacak borçları karşılığında ipotek verildiği, asıl dava konusu İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 Esas sayılı dosyası ile davalı şirketin davacılar … ve … aleyhine ipotek senedi ve cari hesap ekstresine dayanak 128.365,93 TL asıl alacak tutarı üzerinden icra takibi başlatıldığı, birleşen dosya konusu İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2016/223 Esas sayılı dosyasında ise İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 Sayılı dosyasına ilişkin 07/01/2016 tarihinde davacı … aleyhine 38.355,90 TL bedelli rehin açığı belgesine ve bakiye cari hesap alacağına dayalı olarak 38.355,90 TL asıl alacak, 132,41 TL işlemiş faiz toplamı 38.488,31 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davacı …’nın itirazı üzerine takibin durduğu, asıl dosyaya konu 16/08/2012 takip tarihi ve birleşen dosyaya 07/01/2016 takip tarihi itibariyle davacı …’nın 2012-2013-2014-2015-2016 yıllarına ait defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle takip tarihleri itibariyle borç-alacak miktarının tespit edilemediği, asıl davada davacı … tarafından incelemeye ibraz edilen defter kaydına göre 31/12/2011 tarihi itibariyle davacı …’nın davalı şirkete 7.233,12 TL cari hesap borcunun bulunduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında; asıl davaya konu 16/08/2012 takip tarihi itibariyle davacı …’nın davalı şirkete 128.365,93 TL cari hesap borcunun bulunduğu, bu tutarın 7.233,12 TL’lik kısmının 2011 yılından devreden cari hesap borcu olduğu, asıl davada davacı-birleşen davada davalı …, davalı şirketin alacağının imzası kendisine ait olmayan toplam 120.000,00 TL bedelli 5 adet senetten kaynaklandığını iddia etse de; gerek asıl davada gerekse birleşen davada takiplerin dayanağının senetler olmadığı cari hesap alacağı olduğu, davalı şirket tarafından davacı … tarafından verildiği iddia olunan bu 5 adet senedi kendi defterlerine önce tahsilat kaydı olarak girip, davacı …’nın mevcut 128.365,93 TL cari hesap borcundan düştüğü, davalı şirketin bu senetlerden 20.01.2012 vadeli 20.000,00 TL tutarlı olan senede dayanarak 28/02/2012 tarihinde İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2212 Esas sayılı dosyası ile davacı … aleyhine icra takibi başlattığı, davacı … tarafından 05/03/2012 tarihli dilekçe ile yapılan imza itirazı üzerine, İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/149 E/ 2012/629 Karar sayılı kararı ile takibe konu senetteki imzaların davacı …’ya ait olmadığının belirlendiği ve takibin 23/11/2012 tarihli karar ile iptal edildiği, dolayısıyla davalı şirketin bu 5 adet senet ile ilgili olarak imza inkarı ile karşı karşıya kalması karşısında ödenmeyen senet bedellerini tekrar ticari defterlerine davacı … hesabına borç olarak kaydetmesinin olağan olduğu, mali müşavir bilirkişi incelemesine göre davalı şirket her iki takip dosyasındaki alacağının cari hesap bakiyesinden kaynaklandığı, imza inkarına uğrayan ve ödenmeyen senetlerin davacı …’nın cari hesap borcundan geçerli bir ödeme imiş gibi düşülemeyeceği, davacı …’nın 128.365,93 TL cari hesap borcunun asıl dosyaya konu İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9846 Esas sayılı dosyasında takibe konu asıl alacak tutarı ile aynı olduğu, İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9846 Esas sayılı dosyasında davacı … ‘nın davalı şirkete ticari ilişkisinin teminatı olarak diğer davacı … tarafından ipotek verilen … ili … ilçesi … mah. … ada … parselde kayıtlı bulunan zemin kat 9 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9846 Esas sayılı dosyasında davalı şirkete alacağı karşılığında 08/12/2015 tarihinde toplam (47.000,00 +40.100,00=) 87.100,00 TL bedelle satıldığı, 87.100,00 TL satış tutarının, davalı şirket defterlerinde 08/12/2015 tarihli kayıtla davacı …’nın icra takibine konu cari hesap borcundan düşüldüğü, satış bedeli dışında İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9846 Esas sayılı dosyasına davacı … tarafından 10/12/2015 tarihinde yatırılan ve davacı vekiline 11/12/2015 tarihinde ödenen 2.910,03 TL’nin davalı şirket kayıtlarında davacı …’nın cari hesap borcundan düşülmediği, 2.910,03 TL’nin cari hesap borcundan düşülmesi sonucu 07/01/2016 birleşen dosya takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı …’dan (128.365,93 – 47.000,00 -40.100,00 -2.910,03 TL =) 38.355,90 TL cari hesap alacağının göründüğü, bu tutarın birleşen dosyaya konu icra takibinde talep edilen asıl alacak tutarı ile aynı olduğu, davacı … ve davalı şirket defterleri arasında birbiriyle uyuşmayan kayıtlara rağmen 31.12.2011 tarihi itibariyle her iki taraf defterinde davacı …’nın davalı şirkete 7.233,12 TL cari hesap borcunun göründüğü, ayrıca asıl dosya konusu İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9846 E. dosyasına konu 16/08/2012 icra takip tarihi itibariyle davalı defter kayıtlarında görünen aynı zamanda takibe konu 128.365,93 TL borç tutarının 8.365,93 TL’lik kısmının davacılar vekilince kabul edildiği, davacı yanca kabul edilen 8.365,93 TL’lik borç tutarının; 7.233,12 TL’lik kısmının taraf defterlerinde görünen 31/12/2011 tarihli cari hesap bakiyesi olduğu, kalan 1.132,81 TL’lik kısmının ise davalı şirket defterine 2012 yılında dava konusu 5 adet senedin protesto masrafı olarak kaydedilen tutar olduğu anlaşılmakla asıl davada davacıların davasının reddine, birleşen davada davacı şirketin davalı …’dan 38.355,90 TL bakiye cari hesap alacağının bulunduğu, takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürülmediği bu nedenle davacının işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla birleşene davanın kısmen kabulü ile davalının, İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2016/297 Esas sayılı takip dosyasına (hüküm kısmında takip dosya numarası yerine takibe konu asıl alacak miktarının sehven yazılarak maddi hata yapıldığı anlaşılmakla icra müdürlüğünün dosya numarası bölümünde yazılı 38.355,90 TL ifadesi yerine 2016/297 yazılarak maddi hatanın düzeltilmesine) vaki itirazının iptali ile 38.355,90 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına, alacak likit olmakla davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden %20 icra inkar tazminatının davalı …’dan tahsiline, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesi ile; “ASIL DAVADA; Davacıların menfi tespit davalarının REDDİNE, BİRLEŞEN DAVADA; Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, Davalının, İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2016/297 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 38.355,90 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına, Hüküm altına alınan 38.355,90 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacılar/birleşen dosya davalısı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkiline ait olmayan 5 adet toplam 120.000 TL bedelli senetleri müvekkiline aitmiş gibi müvekkilinin cari hesabına kaydedip borçlandırdığını, senetler üzerinde imza incelemesi yaptırılmasını talep etmelerine rağmen yerel mahkemece imza incelemesi yaptırılmadığını, yargılama aşamasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde dava konusu ettikleri 5 adet toplam 120.000 TL bedelli senetlerin davalı kayıtlarına işlendiği ve bu senetlerden dolayı müvekkilinin borçlandırıldığının tespit edildiğini, söz konusu senetler olmasa müvekkilinin davalı tarafa borcunun 7.233,12 TL olduğunu, ancak davalı tarafın müvekkilinin imzasını içermeyen ve müvekkili tarafından da kendilerine verilmemiş olan senetleri sanki müvekkili imzalayıp da kendilerine vermiş gibi tek taraflı olarak kayıtlarına işlediklerini, bu senetlerden önce de sonra da müvekkilinin davalı tarafa senetlerde yazılı olduğu kadar cari hesap borcu bulunmadığını, bu nedenle yerel mahkemenin davanın kabulü yerine reddine dair vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı/birleşen dosya davacısının hem mahkemeye sunmuş olduğu dilekçelerinde hem de 17.05.2018 tarihli duruşmada alınan beyanlarında takibin senetlere değil cari hesaba dayandığını belirttiklerini, davalı tarafın borç olarak tespit edilen tutardan fazlasını müvekkillerinden tahsil ettiğini, bu nedenle müvekkillerinin davalı tarafa borcu bulunmadığını, bu nedenle de birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı/birleşen dosya davacısı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davada davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini, asıl alacağa faiz işletilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüş, davacının istinaf dilekçesinde gerçek dışı ve mesnetsiz beyanlarda bulunduğunu, bu beyanlarla ilgili her türlü dava haklarını saklı tuttuklarını, davacı …’nın müvekkili şirkete bilirkişi tarafından da 38.355,90 TL cari hesaptan kaynaklı borcunun bulunduğu yönde tespit yapıldığını, davacı …’nın müvekkili şirketle arasında bulunan ticari ilişkinin teminatı olarak ipotek verdiği dosyadan aldırılan bilirkişi raporuyla da sabit hale geldiğini, her ne kadar davacı … tarafından 5 adet senede karşılık gelen toplamda 128.365,93 TL tutarında müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklı borcun bulunmadığı iddiasında bulunulmuşsa da, bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere 5 adet senedin ödenmemesi nedeniyle müvekkil şirketten davacı …’ya gönderilen protesto masraflarının kabul edilmesinin çelişki arz ettiğini, davacı yanın hem senetlerin vade tarihi olan 2012 yılına ait defter kayıtlarını incelemeye sunmaması, hem 5 adet senedin ödemesine ilişkin müvekkili şirketçe çekilen protesto masraflarını kabullenmesi ve hem de sayın bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere 2011 yılına değin her iki tarafın cari hesap kayıtlarının birbirleriyle uyumlu olması karşısında, toplamda 128.365,93 TL tutarında olan ancak davacı … ‘ya ait taşınmazların satımı ve İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9846 esas sayılı dosyası üzerinden davacı … tarafından müvekkili şirkete ödemesi gerçekleştirilen 2.910,03 TL’nin düşümü ile kalan bakiye 38.355,90 TL’nin cari hesaptan kaynaklı borcu olduğunun kabulü gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Asıl Dava; İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2012/9846 Esas sayılı dosyasında davalı şirketin ipotek senedi ve ekindeki cari hesap ekstresine dayanak davacılar aleyhine başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte talep edilen alacağa ilişkin açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Birleşen dava; rehin açığı belgesine dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Asıl dosyada davacılar/birleşen dosyada davalı vekilinin istinaf talebi yönünden; Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; dosyaya sunulan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve açık olmasına, asıl dosyada davacı/birleşen dosyada davalı … ile asıl dosyada davalı/birleşen dosyada davacı şirket arasında ticari ilişki bulunmasına, cari hesaba konu faturaların her iki taraf defterinde kayıtlı olmasına, davacının 2011 yılı defterlerine tahsilat olarak kaydettiği senetlerin karşılıksız çıkması nedeni ile 2012 yılı defterlerinde borç olarak kaydedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamasına ve davacı …’nin cari hesaba kayıtlı faturaları ödediğine ilişkin ödeme belgesi sunmamış olmasına göre asıl dosya ve birleşen dosya yönünden istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf talebi yönünden; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2019 tarihinden itibaren ise bu sınır 4.400,00 Türk Lirasıdır. Davacı tarafın istinafa konu ettiği birleşen dosyada reddedilen miktarın 132,41 TL olduğu anlaşılmakla 02/04/2019 tarihli kararda reddedilen miktar kesin niteliktedir.( Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2021/10394 esas ve 2022/13053 karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece birleşen dosyada reddedilen kısım yönünden verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Yukarıda açıklanan gerekçelerden davacılar vekilinin asıl dosya ve birleşen dosyada davalı vekili olarak bildirdiği istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, mahkemenin birleşen dosyada red edilen kısma ilişkin hükmünün kesin olması nedeniyle birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b-1 maddesi gereğince usulden reddine,
karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/04/2019 tarih,2016/148 Esas 2019/416 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar-karşı davalı … vekili ile davalı-karşı davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Birleşen dosyada red edilen kısma ilişkin hükmün kesin olması nedeniyle birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b-1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,

2)a-Asıl davada; istinaf kanun yoluna başvuran davacılar … ve …’dan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50 TL’nin davacılar … ve …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına,
b-Birleşen davada; istinaf kanun yoluna başvuran davalı …’dan alınması gereken 2.620,09 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 655,10 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 1.964,99 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3)Asıl dava yönünden, istinaf başvurusu sırasında davalı-birleşen dosya davacısı … A.Ş.’den alınması gereken 179,90 TL harç ve birleşen dava yönünden, istinaf başvurusu sırasında davalı-birleşen dosya davacısından alınması gereken 179,90 TL harç olmak üzere her iki dosya üzerinden alınması gereken 359,80 TL harçtan önceden alınan 655,10 TL harcın mahsubu ile 295,30 TL harcın … A.Ş.’ne iadesine,
4)Asıl dosyada davacılar ve birleşen dosyada davalı … ve asıl dosyada davalı -birleşen dosya da davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
5)Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
6)İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7)Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi.07/06/2023