Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2835 E. 2023/1585 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2835
KARAR NO : 2023/1585
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2019
NUMARASI : 2017/462 Esas 2019/586 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 26/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/09/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde;
“İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2017/10265 esas sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin yiyecek-içecek-gıda ticareti yaptığını, davalıya da çeşitli tarihlerde alkollü içecek gönderdiğini ve alkollü içecek gönderdiğini, karşılığında çeşitli tarihlerde faturalar kesilerek gönderildiğini, sonuç olarak müvekkili şirketin resmi muhasebe kayıtlarına ve cari hesaba göre müvekkili şirketin alacaklı göründüğünü, davalının bu takibe haksız yere itiraz ettiğini, davalının itirazlarının yerinde olmadığını, takibin cari hesap ek ekstresine dayandığını, davalı şirketin borçlu olduğu bakiyeyi gösterir mutabakatların davalı şirketçe onaylandığını, dava konusu icra takibine konu alacağın 6 adet faturaya dayandığını, dolayısıyla alacağın likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacak olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2017/10265 esas sayılı dosyası ile yapılan takibe karşı davalının ihrazının iptaline, bu nedenle takibin 84,687,79-TL üzerinden ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, % 20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesi ve mahkememiz tensip tutanağı tebliğ edilmiş, ancak davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK.nun 67.madde uyarınca açılmış olup, cari hesaba ilişkin ödenmeyen faturaların tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Harçlandırılan dava değeri: 84.687,79-TL’dir.
Davacı vekili delil olarak; İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10265 Esas sayılı icra dosyası, mutabakat mektupları, taraflar arasındaki cari hesap ekstresi, faturalar, tahsilat makbuzları, taraflara ait ticari defterler, muhasebe kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanmış, dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı taraf karşı delil sunmamıştır.
Taraflar arasında icra ve dava konusu olan miktar kadar davacı alacağı bulunup bulunmadığı yönünde uyuşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
İzmir 25. İcra Müdürlüsünün 2017/10265 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, 84.687,79 TL üzerinden yapılan ilamsız icra takibi olduğu, takibin dayanağının 6 adet ödenmeyen fatura olarak gösterildiği, ödeme emrinin davalı-borçluya 13/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, takibe davalı-borçlu tarafından 19/07/2017 tarihinde borcu bulunmadığından bahisle borca ve itim fer’ilerine itiraz edildiği, takibin durduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 30/11/2018 tarihli celsesinde verilen ara kararı gereğince; davacı iddiası davalı savunması doğrultusunda, taraf defter ve kayıtları üzerinde söz konusu uyuşmazlık konusunda inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, inceleme sonucu bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 15/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; ilgili mevzuat gereği; davacı yan tarafından sunulan 2015 yılına ait yevmiye defteri, defter-i kebir ve envanter defterlerinin kanuni süresi içinde açılış ve yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı şirketin 2016 – 2017 yılları inceleme dönemlerinde ise e-defter tuttuğu, 2016 – 2017 dönemlerine ait tutulan yevmiye defteri ve defter-i kebirin e-defter beratları tarafından incelenmiş olup, oluşturma tarihlerinin yasal süresi içinde yapıldığı, taraflar arasında 2015 – 2016 – 2017 dönemlerinde ticari bir ilişkinin var olduğu, davacı yana ait 2015 – 2016 – 2017 dönemleri resmi defter kayıtları incelendiğinde; 11.07.2017 takip tarihi itibariyle davalının davacıya 78.192,46.-TL borçlu olduğu bildirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazları üzerine Mahkememizin 09/05/2019 tarihli ara kararı gereğince; bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 02/07/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; ilgili mevzuat gereği; davalı yan tarafından sunulan 2015 – 2016 ve 2017 yıllarına ait yevmiye defteri, defter-i kebir ve envanter defterlerinin kanuni süresi içinde açılış ve yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davalı şirket 2015 – 2016 – 2017 yılları resmi defter kayıtları incelendiğinde; 320 satıcılar hesabı yerine, kapalı fatura gibi kayıt altına alınarak 100 Kasa ve 331 Ortaklara Borçlar hesabında kayıt altına alındığından; 11.07.2017 takip tarihi itibari ile davalının davacıya bakiye borcunun hiç olmadığı, tarafların 2015 – 2016 – 2017 yılları resmi defterleri karşılaştırıldığında; sadece 2015 yılında 5 adet 5.887,84.-TL toplam tutarındaki faturanın davacı defterlerinde kayıt altına alınırken, davalı defterlerinde kayıt altına alınmadığı; bunun dışındaki davacı tarafından davalıya düzenlenen tüm faturaların her iki taraf defterlerinde de kayıt altına alındığı görüldüğünden fatura muhteviyatı içeceklerin 5 adet 5.887,84.-TL toplam tutarındaki faturalar dışındaki tüm faturaların davalı şirkete teslim edildiği bildirilmiştir.
Dosya içine alınan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporlarıyla da görüleceği üzere, taraf defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu, sadece 2015 yılına ait 5 adet 5.887,84-TL miktarındaki faturaların kaydının davalı defterlerinde olmadığı, davalının ticari defterlerinin kendisi aleyhine delil olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, (78.192,46-TL – 5.887,84-TL) 72.304,62-TL davacı alacağının takibe konulmasında davacının haklı olduğu, alacak likit olduğundan davacı yararına iptal edilen kısım üzerinden İİK 67.madde uyarınca %20 tazminat verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.” gerekçesiyle
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10265 sayılı icra takip dosyasında 72.304,62-TL’ye yapmış olduğu itirazın iptaline,
Davacı yararına itirazı iptal edilen miktar üzerinden %20 (14.460,92-TL) tazminat verilmesine,
Fazlaya ilişkin (12.383,17-TL) istemin REDDİNE, dair karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: dava konusu 6 adet fatura muhteviyatı alkollü içeceğin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, bu hususa ilişkin söz konusu fatura irsaliyelerinin ve teslim alan olarak gözüken şahısların incelenmesi taleplerinin yerel mahkemece reddedildiğini, hükme esas yapılan bilirkişi raporunda savunma ve itirazlarındaki sevk irsaliyeleri ile ilgili bir inceleme yapılmadığını, dava konusu faturaların irsaliyelerinin olup olmadığı var ise teslim alan olarak gözüken şahısların incelenmesi ve böylece maddi gerçeğe ulaşılması gerektiğini, dava kısmen kabul edilmiş olmasına karşın davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, ayrıca dava harcının da kabul ve red oranına göre yapılması gerekirken, tüm harcın davalıdan tahsiline karar verildiğini, ek bilirkişi raporunda, incelenen davalı defterlerine göre hiçbir borç olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece bu raporun aksine davanın kabulüne karar verildiğini, ayrıca reddedilen dava konusu bakımından kötüniyetli icra takibi tazminatı talep etmelerine rağmen mahkemece bu yönde bir karar verilmediğini istinaf başvurusu sebebi olarak sunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava cari hesap alacağına dayalı takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili; yiyecek-içecek-gıda ticareti yapan müvekkilinin, davalıya gönderdiği malların karşılığında çeşitli tarihlerde faturalar keserek gönderdiğini, müvekkili şirketin resmi muhasebe kayıtlarına ve cari hesaba göre alacaklı göründüğünü, davalının bu takibe haksız yere itiraz ettiğini beyanla itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, 6 adet fatura muhteviyatı alkollü içeceğin müvekkiline teslim edilmediğini, fatura irsaliyelerinin ve teslim alan gözüken şahısların incelenmesi gerektiğini, davacı şirket çalışanlarının yaptığı hırsızlık sonucu kaybolan malların müvekkiline teslim edilmiş gibi gösterildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece mali müşavir bilirkişi …’dan alınan kök ve ek raporda davacı defterlerinin usülüne uygun tutulduğu, taraflar arasında 2015 – 2016 – 2017 dönemlerinde ticari bir ilişkinin var olduğu, davacı yana ait 2015 – 2016 – 2017 dönemleri resmi defter kayıtlarına göre 11.07.2017 takip tarihi itibariyle davalının davacıya 78.192,46.-TL borçlu bulunduğu, davalı defterlerinin usülüne uygun tutulduğu, davalı şirket 2015 – 2016 – 2017 yılları resmi defter kayıtları incelendiğinde; 320 satıcılar hesabı yerine, kapalı fatura gibi kayıt altına alınarak 100 Kasa ve 331 Ortaklara Borçlar hesabında kayıt altına alındığından; 11.07.2017 takip tarihi itibari ile davalının davacıya bakiye borcunun hiç olmadığı, tarafların 2015 – 2016 – 2017 yılları resmi defterleri karşılaştırıldığında; sadece 2015 yılında 5 adet 5.887,84.-TL toplam tutarındaki faturanın davacı defterlerinde kayıt altına alınırken, davalı defterlerinde kayıt altına alınmadığı; bunun dışındaki davacı tarafından davalıya düzenlenen tüm faturaların her iki taraf defterlerinde de kayıt altına alındığı görüldüğünden fatura muhteviyatı içeceklerin 5 adet 5.887,84.-TL toplam tutarındaki faturalar dışındaki tüm faturaların davalı şirkete teslim edildiği bildirilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; beş adet fatura dışında tüm faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmasına, vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılması halinde inceleme tarihine göre davalı aleyhine sonuç doğuracak olmasına, davacının kötü niyetli olduğunun ispat edilmemesine göre, davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2019 tarih, 2017/462 Esas ve 2019/586 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 4.939,12 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 873,22 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4.065,9 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 26/09/2023