Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2746 E. 2023/840 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2746
KARAR NO : 2023/840

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2019
NUMARASI : 2015/790 Esas 2019/469 Karar
DAVA : AYIPLI MAKİNE
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/790 Esas ve 2019/469 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından 13.10.2014 tarihli A seri 019684 sıra nolu KDV dahil 14.160-USD ( Ondörtbinyüzaltmış amerikan doları) bedelli irsaliyeli faturaya istinaden davalı şirkette 1 adet … paslanmaz yan bağlama makinası satın alındığını ve paranın peşin olarak ödendiğini, müvekkil şirketin aldığı makinanın ayıplı olması nedeniyle kendisinden beklenen fayda sağlanamadığından, Sultanbeyli 1. Noterliği 08258 yevmiye numaralı ihtarname ile davalıya bildirildiğini, bunun üzerine davalı firma tarafından cevap verilerek mesnetsiz savunmalar öne sürülmüşse de müvekkil şirket tarafından kabul edilemeyeceğini, alım satım akdinin kurulması sırasında müvekkil şirkete bilgisi verilmeyen enerji kaynaklı bu hususun, hukuki durumu itibariyle ayıp niteliğinde olduğu, makinenin bu problemi haricinde, ana faaliyet konusu olan çemberleme işlemini de yapmamakta ve şerit sıkıştırma gibi problemlerinin de olduğunu beyan ederek firmanın satın almış olduğu ayıplı makinanın davalı firma tarafından ayıpsız olan yenisiyle değiştirilmesini, yada makine bedeli olan 14.160-USD’nin ihtarname tarihinden itibaren faizi ile birlikte davacı firmaya iade edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 29/07/2016 tarihli dilekçesinde özetle, söz konusu makinenin davacının istediği nitelikte ve CE belgeli olduğu, dava konusu makinenin herhangi bir ek maliyet talep edilmeden montajının yapıldığını, bu tür makinelerin Türkiye’de uyumu sağlamak için ara trafo kullanıldığını, makinenin davacı tarafından sorunsuz olarak 5 ay kullanıldığını, eğer makinede ayıp var ise bunun tesliminden 8 gün sonra bildirilmesi gerektiği, kendilerine sözlü veya yazılı herhangi bir talepte bulunulmadığını, eğer bir memnuniyetsizlik varsa makinenin baştan kabul edilmemiş olması gerektiği, ek trafonun ek maliyet getirmediğini, davacının söz konusu makineye yabancı olmadığını, çemberleme sistemindeki arızadan ise yaklaşık 1 yıl sonra bahsedilmeye başlandığını, oysaki bu sorunun kullanıcı hatasından kaynaklı da olabileceği, bu nedenle davanın reddilmesini gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava davalı taraftan 13/10/2014 tarihinde satın alındığı ileri sürülen … paslanmaz yan bağlanmaz makinasındaki arızanın ayıp kapsamında olup olmadığı, arızanın kullanım hatasından mı yoksa fabrikasyon hatası mı olduğu, yenisi ile değiştirilip değiştirilmeyeceği ya da bedelinin istenip istenmeyeceği hususundadır.
İstanbul Anadolu Nöb ATM’ye talimat yazılarak ve talimata faturada eklenerek davaya dayanak makinanın başında uyuşmazlığın tespiti konularında rapor alındığı, İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/82 talimat sayılı dosyası ile aldırılan 16/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; söz konusu makinenin çalışmadığı ve atıl durumda olduğu, ara trafonun makinenin yanında bulunduğu ancak kullanılsa dahi makinenin çalışmadığı, söz konusu makinelerin yurtdışından ithal edilen diğer aynı marka ve model makineler ile kıyaslandığında söz konusu makine etiketlerinde 220 V/ 380V/415 Volt çalışabilir şeklinde tanıma etiketlerinde belirtildiği, dava konusu makinenin tanıma etiketinde sadece 220 volt ile çalıştığı ibaresinin bulunduğu, bu hususun tüketici ile paylaşılması gerektiği, makinenin yapılan incelenmesinde herhangi bir yıpranma tespit edilmediği ve bu hususun makinenin satın alındığı tarihten itibaren çalıştırılamadığı hissini uyandırdığı, dava konusu makinenin davacının beklediği faydayı sağlamaması nedeniyle gizli ayıplı mal olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı vekilinin itirazları irdelenmesi ayrıca ara trafo kullanıldığı takdirde makinenin çalışıp çalışmadığı ve makinenin davacı tarafından ne kadar süre kullanıldığının da irdelenerek ek rapor alınmasının istendiği, bilirkişi 31/07/2018 tarihli ek raporunda özetle; söz konusu makinenin ara trafo ile çalıştırıldığında uyum sağlayacak diye bir kesinlik olmadığı, kaldı ki ara trafonun da makineyi çalıştırmadığının tespit edildiği, söz konusu makinede kullanıcı hatası kaynaklı ayıp bulunmadığı ve kullanıcı hatası kaynaklı bir değer kaybı da oluşmadığı, söz konusu araçta meydana gelen ayıbın kanunlarda belirtilen gizli ayıp tanımlı ayıplardan olduğu, makinede mevcut ayıbın basit bir onarımla giderilecek türden bir ayıp olmadığını, kök rapordaki sonuç kanaatlerinin aynen devam ettiğini belirtmiştir.
Alıcının seçimlik hakları başlıklı TBK 227.maddesi “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükümlerini içermektedir.
Dosyaya toplanan deliller alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davalı taraftan 13/10/2014 tarihinde satın alınan Transpak paslanmaz yan bağlanmaz makinasındaki arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, gizli ayıplı olduğu, görevini yerine getiremediği ve davacı yanca kabule icbar edilemeyeceği, bu durumun gizli ayıp nitelinde olduğunun tespit edildiği, davacının davadaki talebinin makinenin ayıpsız yenisiyle değiştirilmesi ya da makine bedelinin ödenmesine yönelik olduğu, davaya konu makinadaki ayıbın gizli ayıp niteliği nazara alındığında davanın TBK 225 ve 227/4.madde kapsamına göre kabulünün gerektiği, Sultanbeyli 1. Noterliği 08258 yevmiye numaralı ihtarname ile davalıya bildirilerek alıcı olarak üzerine düşen sorumluluğun yerine getirildiği, Davacının, davalıdan satın aldığı, modeli TP 601 YM machine No:1407017510, Rated Power; 6A, Volt Hz:220/50, Phase:3 Numaralı 1 adet Transpak paslanmaz yan bağlama makinesinin ayıpsız yeni bir misli ile değiştirilmesi yönünden, Davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir. ” gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile Davacının, davalıdan satın aldığı, modeli TP 601 YM machine No:1407017510, Rated Power; 6A, Volt Hz:220/50, Phase:3 Numaralı 1 adet Transpak paslanmaz yan bağlama makinesinin ayıpsız yeni bir misli ile değiştirilmesine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu makinenin davacı tarafından gerek montaj anında ve gerekse hemen sonrasında herhangi bir şikayet belirtilmeksizin ayıp ihbarı yapılmaksızın aylarca kullanıldığını, makinede gizli ayıbın bulunmadığını, ara trafo ayıp oluşturuyor ise bunun açık ayıp olduğunu ve 2-8 gün içinde ayıp ihbarında bulunulması gerektiğini, ara trafonun gizli ayıplı olmadığını ayrıca süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, ihtarnamede şerit sıkıştırmadan bahsedilmediğini dava dilekçesinde bahsedildiğini, davacının talebinin TMK.’nun 2. Maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, ticari satıma konu makinenin TBK m. 219 ve devamına göre gizli ayıp nedeniyle ayıpsız bir misliyle değiştirilmesine, olmadığı takdirde bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Satıcının ayıptan sorumluluğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219-231. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp kavramının tanımı kanunda tam olarak bulunmamakla birlikte, ayıptan sorumluluk halleri bu maddelerde hüküm altına alınmıştır. Ayıp kavramı hakkındaki genel tanım, sözleşme gereği edimin taşıması gereken nitelik ile mevcut nitelik arasındaki fark şeklindedir.
TBK. m. 219’da sözleşmeye aykırılık halinde iki ayrı durum mevcuttur. Bunların ilki, satıcının alıcıya birtakım nitelikler bildirmesi ve bu niteliklerin söz konusu şeyde bulunmamasıdır. İkincisi ise sözleşme konusu şeyden beklenen faydayı azaltan veya ortadan kaldıran durumların mevcut olmasıdır. Buna dürüstlük kuralı çerçevesinde karar verilmektedir. Alıcının beklediği faydanın dürüstlük kuralı çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Burada objektif değer baz alınır.
Satıcının ayıptan sorumluluğunun doğması için aranan şartlar:
a) Ortada bir ayıp bulunmalıdır
Ayıp; maddi, ekonomik veya hukuki olabilir. Satılanın yırtık, bozuk, kırık, lekeli olması gibi haller maddi ayıp teşkil eder. Hukuki ayıp ise, satılanın değerini ve ondan beklenen faydaları etkileyen eksikliklerdir. Satıcının bildirimi yoksa fakat eşyanın niteliği gereği, eşyadan beklenen bir fayda varsa, dürüstlük kuralı çerçevesinde beklenen bu faydanın sağlanamaması durumunda ayıptan bahsedilebilir.
b) Satılandaki ayıp önemli olmalıdır.
Ayıp sonucunda, söz konusu şeyin değerinin veya elverişliliğinin önemli şekilde azalması veya tamamen ortadan kalkması gereklidir. Bu gibi durumlarda, satılan şeydeki ayıp önem kazanmış olur. Önemsiz ayıplardan dolayı satıcı sorumlu tutulamaz.
c) Alıcı malın ayıplı olduğunu bilmiyor olmalıdır.
Bu konu, TBK. m. 222’de düzenlenmiştir. Buna göre, “Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse olur.” Böylece alıcı, sözleşmenin kurulması esnasında ayıpları biliyorsa, bunları kabul etmiş sayılır ve satıcı ayıptan sorumlu olmaz. Ancak bunların gerçekleşebilmesi için, alıcının sözleşmeden önce, satın aldığı şeyi gözden geçirme imkânını bulabilmesi gereklidir . Burada gözden geçirmeden kasıt, olağan bir muayenedir.
Alıcının satın aldığı şeyde, dikkatli özeni gösterseydi fark edebileceği ayıplardan da satıcı sorumlu değildir. Alıcının, malın ayıplı olduğunu bilmiyor olması gerekmektedir. Gizli ayıplarda, alıcının malın ayıplı olduğunu bilmesi mümkün değildir. Olağan gözden geçirme, malın alınırken kabaca gözden geçirilmesidir. İlk bakışta görülebilecek olan ayıplar mevcutsa, satıcının ayrıca bunu üstlenmesine gerek yoktur. Bu gibi durumlarda, sorumluluk aranmaz.
d) Ayıptan sorumluluk sözleşme ile kaldırılmıyor olmalıdır
e) Alıcı ayıbı kabul etmemiş olmalıdır
f) Alıcı ayıptan doğan sorumluluk hükümlerinden yararlanabilmek için kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş olmalıdır
Alıcıya kanunen yüklenen külfetler, satılanı gözden geçirme ve varlığı iddia edilen ayıpları satıcıya bildirme külfetleridir. Alıcı, satın aldığı malı gözden geçirmek ve herhangi bir ayıp halinde de bunu satıcıya bildirmek zorundadır . Bu zorunluluklar TBK. m. 223’te düzenlenmiştir. TBK. 223’e göre, “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.” Burada kesin bir süre belirlenmemiştir, ancak alıcı ayıbı en kısa sürede bildirmekle yükümlüdür.
Tacirler arası ticari satımlarda, satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli değilse, alıcı teslimden itibaren 8 gün, diğer hallerde ise 2 gün içinde satılanın gözden geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu hüküm 6102 Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK. m. 23/1.c’ye göre, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü .maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” Bu durumda, TBK. m. 223 burada da uygulama alanı bulacaktır. TBK. m. 225’e göre, satıcının ağır kusurlu olması halinde ayıbın kendisine zamanında bildirilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Aynı hüküm, satıcılığı meslek edinmiş kişiler için de geçerlidir.
Alıcı, satılanın durumunu gecikmeksizin usulüne göre tespit ettirmekle yükümlüdür. Bunu yaptırmazsa, ileri sürdüğü ayıbın, satılanın kendisine ulaştığı zamanda var olduğunu ispat yükü alıcıya düşer.
Bir sözleşmede ayıbın şartları mevcut ise ve alıcı da kendisinden beklenen külfetleri yerine getirmişse, bu durumda alıcı TBK. m. 227’de kendisine tanınan haklardan birini kullanabilir. Bu haklar;
-Sözleşmeden dönme, bedelde indirim talebi, satılanın ücretsiz onarımı talebi, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi talebi (Kaynakça: ARAL, Fahrettin, Borçlar Hukuku (Özel Borç İlişkileri), 8. Baskı, Ankara, 2009- AVUZ, Cevdet, Borçlar Hukuku Dersleri (Özel H, 9. Baskı, İstanbul, 2011)
Bu açıklamalar ışığında; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle makinedeki ayıbın gizli ayıp niteliği taşımasına, kullanımla ortaya çıkabileceğine, ayıp ihbarının süresinde olmasına göre hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm tesisi için yeterli bulunmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarih ve 2015/790 Esas 2019/469 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 2.600,02.TL nispi ilam harcından peşin olarak alınan 650,10.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.949,92.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 04/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.