Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2736 E. 2021/1657 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2736
KARAR NO : 2021/1657

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2019
NUMARASI : 2018/70 Esas-2019/833 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/70 Esas-2019/833 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği 17/01/2019 havale tarihli tarihli dava dilekçesinde özetle: Davacı bankanın … Şubesi nezdinde kredi borçlusunun … Şti., müteselsil borçlularının …, …, … Şti. ve … Şti.nin müteselsil kefaletiyle krediler kullandırıldığını, ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine davalılar hakkında İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2017/16310 E. Sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalıların borca, faize ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduklarını, davalıların icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına , icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili mahkememize ibraz ettiği 06/02/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacı bankanın takip talebinde tahsilini istediği 335.04-TL alacağının ödenmesini hesap kat ihtarında istemediğinden bu bedel için asıl borçlu ve kefil olan davalıların sorumluluğu bulunmadığını, alacağın nakdi hale gelmediğini, bankanın kredi kefillerine başvurabilmesinin şartının asıl borçluyu temerrüde düşürmesi olduğundan bu miktar için bankanın kefillere de müracaat etmesinin mümkün olmadığını, kefillerin kefillik işlemlerinin BK 583 ve devamı maddelerine uygun olmadığı kanısında olduklarını, kefillerin yazı ve imzalarının bulunduğu sayfada her bir kefille ilgili kefilin sorumlu olduğu miktar, tarih ve müteselsil ibaresinin tek bir kişi el yazısı ile doldurulduğunu, dolayısıyla yazıların kimin eli ürünü ise onu bağladığını, diğer kefiller için hukuki bağlayıcılığından söz edilemeyeceğini, bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesi taleplerinin bulunduğunu, kefillerden kredi borçlusu … Şti. lehine verilmiş tedavülde kullanılan çek yapraklarının zorunlu ödeme tutarlarının depo edilmesi isteminin yasal olmadığını, bu konuda sözleşmede açık hükmün bulunması gerektiğini, takibe dayanak alacağın hangi sözleşme yada sözleşmeler kapsamında kullandırıldığını, bu sözleşmelerde davalıların imzalarının bulunup bulunulmadığının araştırılarak buna göre davalıların sorumluluklarının miktarlarının tespiti ile istenen akdi ve temerrüt faiz oranlarının sözleşmeye uygun olup olmadığının denetlenmesi talebinde bulunarak davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı banka vekili mahkememize ibraz ettiği 27.02.2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: İcra dosyasında talep edilen alacağın varlığının hesap kat ihtarnamesinde yer alıp almamasına bağlı olmadığı gibi bu durumun sadece temerrüde ilişkin sonuç doğurduğunu, takip talebinde takip tarihine kadar nakit alacağa işlemiş temerrüt faizi yer almadığını, takip tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiğinden bu tarihten itibaren temerrüt faizi talep edildiğini, aksi yöndeki davalıların iddialarının yersiz olduğunu, müteselsil kefillerin kefaletlerinin BK. mad. 583’e göre uygun alındığını, bu konudaki itirazlarının yerinde olmadığını, bankanın çek yapraklarından kaynaklı gayri nakit alacağından davalıların sözleşmeler uyarınca sorumluluklarının bulunduğunu, talep edilen akdi ve temerrüt faiz oranlarının TBK 26. Md.TTK8. Maddelerine, sözleşme maddelerine uygun olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizce ön incelemenin duruşmalı yapıldığı, yargı yolunun caiz olduğu, mahkememizin görevli ve yetkili olduğu, dava şartlarının mevcut olduğu, taraf ve dava ehliyetinin mevcut olduğu, vekaletnamelerde eksiklik olmadığı, ilk itirazın bulunmadığı hususları tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı ile davalı … Ltd. ile imzalanan diğer davalıların müşterek ve müteselsil kefilleri olduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca davalı asıl borçlu şirkete verilen çek yaprakları nedeni ile davacının davalıdan depo alacağı ve hesabın kat edilmesi nedeni ile ihtar masrafına ilişkin alacağı olup olmadığı var ise miktarı davalıların sorumlu oldukları miktar, tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminatları taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı tespit edilmiştir.
DELİLLER:
Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri, Beyoğlu 48. Noterliği’nin 03/11/2017 tarihli, 112444 yevmiye no.lu ihtarnamesi, İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16310 E. Sayılı dosyasının dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları dosyaya kazandırılmıştır.
Mahkememizce dosyanın bankacı bilirkişi …’e tevdi ile davacı banka kayıtları üzerinde yerine inceleme yetkisi de verilmek suretiyle uyuşmazlık konuları ve davacının davalıdan depo alacağı ve ihtar masrafı alacağı olup olmadığı var ise miktarı, temerrüt tarihi, işlemiş faiz miktarı ve faiz oranı konusunda bilirkişi raporu düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 07/08/2019 havale tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulmuş ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan, davalılar vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Uyuşmazlığın tespitine ve değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar davalılar vekili tarafından takip konusu sözleşmelerde yer alan imzalar ile ilgili cevap dilekçesinde araştırma talep edilmiş, Mahkememiz 2. Celsesinde davalılar vekilinden bu husus açıklığı kavuşturulması istenilmesi üzerine davalılar vekili tarafından sunulan 20/11/2018 tarihli dilekçede takip konusu sözleşmelerde yer alan imzaların müvekkillerine ait olduğunu bildirdiğinden bu doğrultuda bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2017/16310 E. Sayılı dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmış, söz konusu dosyanın incelenmesinde; Alacaklısının … Bankası Anonim Şirketi borçlularının …Şti., … Şti. , … Şti., … , … olduğu, Örnek 7 ödeme emri göndermek suretiyle 20.12.2017 tarihi itibariyle takibe geçildiği, ödeme emrinde: 335.04-TL Asıl Alacak Toplam nakit alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 58.875 temerrüt faiz ve faizin % 5 gider vergisi icra masrafları ve avukatlık ücretinin BK.nun 100. maddesi gereğince tahsili ile 5941 sayılı yasanın 3. Maddesi gereğince alacaklı bankaya garanti edilen 15 adet çek yaprağına ait 21.150.-TL gayri nakit alacağın deposunun borçlulardan tahsili talep edildiği, takibe ve borca yapılan itirazda davalı borçlular … Şti, … Şti. … Ltd. Şti. vekilinin 27.12.2017 tarihli, … ve …’in28.12.2017 tarihli itiraz dilekçelerinde özetle:ödeme emirlerini tebliğ aldıklarını, alacağa, çek sorumluluk tutarına, müteselsil kefaletlerine, temerrüt faiz oranına itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettikleri, icra müdürlüğünün 28.12.2017 ve 29.12.2017 tarihli kararları ile takibin durduğu ve iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından sunulan 07/08/2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; Davacı Bankaca davalı … Ltd. Şti.ne 09.06.2015 düzenleme tarihli 1.000.000-TL Limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalatıldığını, sözleşmeyi davalılar …, …, … Şti. ve … Şti. müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, her birinin kefalet limitinin 1.000.000-TL olarak belirlendiğini, sözleşmeye istinaden gayri nakit kredi açılarak davalı asıl borçlu şirketin hesabı üzerine çek karnesi verildiğini, 15 adet çek yaprağının bankaya iadesini, iade edilmemesi halinde yasa ile belirlenen 1.410.-TL’den toplam 21.1150-TL’nin depo edilmesi talebi ile davalı borçlulara ihtarname keşide edildiğini ve sözleşme hükümleri gereği temerrüde düştüğünü, ihtara rağmen çeklerin iade edilmemesi nedeniyle davalılar aleyhine İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2017/16310E. sayılı dosyasından keşide edilen ihtar için ödenen 335.4-TL Masraftan ileri gelen nakit alacak ve 21.150.-TL çek sorumluluk tutarının deposu talebiyle takibe başlandığını davalıların borca, faiz, faiz oranı ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu,20.12.2017 takip tarihi itibariyle 335.04-TL Nakit Alacak aslı, 21.150.00-TL gayri nakit 15 adet çek yaprağı 1.410×15 banka alacağından … Şti.nin asıl borçlu sıfatıyla, …, …, … Şti. ve … Şti. nin tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, davacı bankanın takip tarihinden itibaren 335.04-TL asıl alacağa sözleşme hükümleri gereği yıllık % 58.875 oranında temerrüt faizi, ve faizin % 5 gider vergisini talep edebileceği yönünde tespit ve görüşlerin belirtildiği görülmüştür.
Her ne kadar davalılar vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de raporun konunun uzmanı bir bilirkişi tarafından hazırlanmış olması, varılan kanaatlerin dosyadaki bilgi ve belgeler ile uyumlu olması nedeniyle davalı tarafından yapılan itirazların haksız olduğuna ve bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirilmiştir.
Mahkememizce bankacı bilirkişi …’den aldırılan raporun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle itibar edilmiş, buna göre; Davanın kabulüne A-Nakdi Alacak yönünden; istem konusu edilen talebin kabulü ile, davalıların İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün2017/16310 E. Sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazların 335,04 TL asıl alacak yönünden tahsil tekerrür olmamak kaydıyla itirazların iptali ile, nakdi alacak talebine ilişkin takibin bu bedel üzerinden devamına, yıllık % 58,875 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisini asıl alacak yönünden takipten itibaren işletilmesine, asıl alacak olan 335,04 TL üzerinden hesaplanan 67,00 TL % 20 icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, B- Gayrinakdi kredi bedeli yönünden; İstem konusu edilen talebin kabulü ile; davalıların İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16310 E. Sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazların 21.150,00 TL yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile iptaline,talebe ilişkin takibin bu bedel üzerinden devamı gerektiği…” gerekçesi ile Davanın KABULÜ İLE, A-Nakdi Alacak yönünden; 1-İstem konusu edilen talebin kabulü ile, davalıların İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16310 Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazların 335,04.TL asıl alacak yönünden tahsil tekerrür olmamak kaydıyla itirazların iptali ile, nakdi alacak talebine ilişkin takibin bu bedel üzerinden devamına, yıllık % 58,875 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisini asıl alacak yönünden takipten itibaren işletilmesine, 2-Asıl alacak olan 335,04.TL üzerinden hesaplanan 67,00 TL % 20 icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile DAVALILARDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, B- Gayrinakdi kredi bedeli yönünden; 1-İstem konusu edilen talebin kabulü ile; davalıların İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2017/16310 Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazların 21.150,00.TL yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile iptaline,talebe ilişkin takibin bu bedel üzerinden devamına, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, nakdi alacak yönünden kat ihtarında 335.04.TL alacağın istenmediğini, asıl borçlunun temerrüde düşürülmediğinden sorumlu olmadığını, temerrüd faizi istenmesinin de mümkün olmadığını, borçlunun temerrüdü oluşmadığından dolayı kefillere de müracaat edilemeyeceğini, gayrinakdi kredi yönünden kefil olan müvekkillerinin kefillik işlemlerinin TBK.’nun 583. ve devamı maddelerine uygun olmadığını, sözleşmedeki kefiller sayfasındaki el yazılarının kimin eli ürünü olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Yerel mahkeme kararından sonra istinaf aşamasında davalılar vekili tarafından verilen 29.12.2020 tarihli dilekçe ile icra takibine vaki itirazlarından vazgeçtiklerinden icra takibinin kesinleştiğini, davanın konusuz kaldığını belirterek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 05.03.2021 tarihli dilekçe ile davalıların icra takibine yaptıkları itirazlarından vazgeçmeleri nedeniyle takibin kesinleştiğini, davanın konusuz kaldığını, müvekkili bankanın davalı borçlulardan herhangi bir vekalet ücreti ve tazminat talebinin bulunmadığını talep ve beyan etmiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle istinaf aşamasında itirazın iptali davasına dayanak icra takibine itirazın davalılar tarafından 29.12.2020 tarihli dilekçe ile vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleştiği anlaşıldığından dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden HMK.’ nın 355. ve 353/(1)-b-2 maddeleri uyarınca yerel mahkeme kararının re’sen kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine ve kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/09/2019 tarih ve 2018/70 Esas-2019/833 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 355. ve 353/(1)-b-2 maddeleri uyarınca RE’SEN KALDIRILMASINA,
II-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
”1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan itirazın iptali davası konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının talebinden vazgeçmesi nedeniyle icra inkar tazminatı hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan 59,30.TL maktu harçtan peşin alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90.TL başvuru harcı ile 35,90 TL peşin harçtan oluşan 71,80.TL harç ile gider avansından kullanılan 695,70.TL’den oluşan toplam 767,50.TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının vekalet ücreti talebinden vazgeçtiği de dikkate alınarak kendisini bu davada vekil ile temsil ettiren davacı yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
7-HMK.’ nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı tarafından sunulan sözleşme aslının karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
9-İzmir 19.İcra Müdürlüğü’nün 2017/16310 Esas sayılı takip dosyasının karar kesinleştikten sonra İcra Müdürlüğü’ ne iadesine,” şeklinde HÜKÜM TESİSİNE,
III-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
IV-Yerel mahkeme kararının re’sen kaldırılması nedeniyle davalılardan alınan istinaf karar peşin harcının davalılara iadesine,
V-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan istinaf yargılama giderinin davalıların talebi de dikkate alınarak davalılar üzerinde bırakılmasına
VI-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
VII-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider/delil avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 362/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.