Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/272 E. 2021/1544 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/272
KARAR NO : 2021/1544
KARAR TARİHİ: 04/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018
NUMARASI : 2016/607 Esas 2018/497 Karar
DAVA – BİRLEŞEN DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2018 tarih, 2016/607 Esas 2018/497 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada,davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle;müvekkili şirket ve davalı şirket arasında yapılan 12/02/2015 EMO onay tarihi iki ayrı sözleşme gereği müvekkilinin yüklendiği işleri eksiksiz olarak ifa etmiş olmasına rağmen davalı şirketin sözleşme ile kendisine yüklenen bedel ödeme edimini yerine getirmediğini, bu nedenle alacağı tahsili için Aliağa İcra Müdürlüğünün 2015/9260 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu,icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleştirilen dosyada iddia ve taleplerinde özetle; müvekkili şirket ve davalı şirket arasında yapılan 12/02/2015 EMO onay tarihli iki ayrı sözleşme gereği müvekkilinin yüklendiği işleri eksiksiz olarak ifa edilmiş olmasına rağmen davalı şirketin sözleşme ile kendisine yüklenen bedel ödeme edimini yerine getirmediğini, bu nedenle alacağın tahsili için Aliağa İcra Müdürlüğünün 2015/9259 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu,icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Asıl davada,davalı vekili savunmalarında özetle; taraflar arasında 12.02.2015 tarihli EMO onaylı iki ayrı sözleşme imzalandığını, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete karşı işletme sorumluluğu hizmetinin verilmesi işinin yüklendiğini,başka deyişle davacı şirketçe “ilgili yönetmeliklerce zorunlu tutulan …. Tesisleri sorumluluğun üstlenilmesi ve bu sorumluluğunun gerektirdiği hizmetlerin yürütülmesinde işveren sıfatını haiz müvekkille olan ilişkileri düzenlemek ve çalışma koşullarını belirlemek” adına hizmet sunulmasının taahhüt edildiğini, müvekkilinin sözleşme gereği edimlerini eksiksiz yerine getirmesine rağmen davacının edimlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından sözleşmenin 10/d,e maddesi gereğince Aliağa 1. Noterliğinin 13.07.2015 tarihli 8383 yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, bu fesih sonrasında kesilen Temmuz 2015 fatura içeriğinin kabul edilmediğinin davacı şirkete bildirildiğini ve faturanın iade edildiğini, yapılan icra takibinin haksız olduğunu, davacı şirkete iddia edilen tutar ve miktarda müvekkilinin borcunun bulunmadığını,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili birleştirilen dosyada savunmalarında özetle;asıl davadaki savunmalarını tekrar ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
MAHKEMECE:
Sözleşmenin feshinden sonra davacı tarafından davalının işyerlerinde herhangi bir hizmet vermediği,dolayısıyla, icra takiplerine konu edilen ve yerine getirilmemiş yüksek gerilim tesisleri işletme sorumluluğuna ilişkin hizmet bedelinin istenilmesinine mümkün olmadığı,
Bununla birlikte, haksız fesih söz konusu olduğu için işin mahiyeti ve kapsamına, tarafların durumuna göre davacının aynı neviden bir iş ve hizmet yapma imkanını ne kadar süre içerisinde elde edebileceğinin tespiti ve bu makul süre içerisinde yoksun kalınan zararın tazmininin hakkaniyet gereği olduğu,ne var ki, davacı şirketin 2014 yılında toplam 18 aktif 1 pasif, 2015 yılında toplam 18 aktif 3 pasif sözleşmesinin olduğu, 2014 yılında imzalanan 18 sözleşmeden 6 tanesi ile 2015 yılında da sözleşme imzalandığı, 2014 yılında imzalanan 12 sözleşmenin 2015 yılında yenilenmediği, bunların yerine yeni firmalarla sözleşme yapıldığı, 2014 yılından 2015 yılına geçişte bazı sözleşmelerin yenilenmemiş olmasına karşı eski firmaların yerine yeni firmalar ile sözleşme imzalandığı, sözleşmenin feshinden sonra davalının aynı nev’iden yeni bir sözleşme yapması için bir engel bulunmadığı ve başka bir işyeri ile sözleşme imkanının bulunduğu, böylece sözleşmenin feshi nedeni ile davacının yoksun kaldığı kârın bulunmadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 04.12.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamı ve bilirkişi rapor ve ek raporlarına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş olduğu kanaatine varıldığı,özellikle de kök raporda bilirkişilerin oldukça ayrıntılı olarak yapmış oldukları incelemeler neticesinde tespit edilmiş, müvekkil şirketin alacaklı olmasından dolayı itirazların iptali ve takiplerin devam edilmesi gerektiği belirtilmiş olup,hatta 01/08/2017 tarihli 1. ek raporda, “…bu anlamda 04.06.2015 tarihinden itibaren hizmet verilmediği şeklindeki iddianın kabulü mümkün olmadığı, sorumluluğun sözleşme sonuna kadar devam etmesi gerektiğinin kabul edilmesi gerektiği görüşündeyiz..” diye belirterek sorumluluğun devam ettiğini ifade ettiğini,yani, davalı şirketin yapmış olduğu haksız fesih nedeniyle müvekkil şirketin, sözleşmenin sona erme tarihi olan 31/12/2015 tarihine kadar tüm aylara ilişkin ödemeleri davalı taraftan almaya hak kazanmış olduğu hususu tartışmasız olduğunu,müvekkilinin başlatmış olduğu takiplerin haklı olduğunu,müvekkilinin haksız fesih sonucu, sözleşmenin sona erme tarihine kadar olan aylara ilişkin davalı tarafından yapılacak ödemeler oluşturduğundan; davalı tarafça söz konusu takiplere ilişkin yapılmış olan itirazların iptali ile takiplerin devamına (hem asıl dava hem de birleşen dava açısından) karar verilmesi gerekirken,davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevaplarında özetle;davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava-birleştirilen dava, yüksek gerilim tesisleri işletme sorumluluğu hizmet sözleşmesinden ve sözleşmesinin feshinden kaynaklanan alacağın tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı ile hizmet sözleşmesi imzaladığını, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, bu nedenlerle yapılan hizmetlerin bedelini, ayrıca sözleşme süresinin bitimine kadar ödenmesi gereken hizmet bedellerinin ödenmesini istemiştir.
Davalı taraf davanın reddini talep etmiştir.
Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2015/9259 E.sayılı dosyası ile davacı-alacaklı vekili tarafından davalı-borçlu aleyhine 14.12.2015 tarihinde, 10.124,40 TL asıl alacak, 131,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.255,46 TL alacağın T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı 10.124,40 TL için yıllık %10.50 avans faiz oranından az olmamak üzere artan oranlarda faizi ile birlikte tahsili yönünde takip açıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun vekili aracılığıyla verdiği 23.12.2015 tanzim tarihli borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu,davanın 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2015/9260 E.sayılı dosyası ile davacı-alacaklı vekili tarafından davalı-borçlu aleyhine 14.12.2015 tarihinde, 23.104,16 TL asıl alacak, 677,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.782,09 TL alacağın T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı 23.104,16 TL için yıllık %10.50 avans faiz oranından az olmamak üzere artan oranlarda faizi ile birlikte tahsili yönünde takip açıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun vekili aracılığıyla verdiği 23.12.2015 tanzim tarihli borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu,davanın 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlık tespit edilmiş olup, iki ayrı sözleşmeden doğan edimlerin taraflarca yerine getirilip getirilmediği, takip tarihlerinden önce davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediği, bu çerçevede asıl dava ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı icra takip tarihleri itibari ile davacının davalıdan sözleşmelerden kaynaklanan hizmet-iş bedeli alacağının ve işlemiş faiz alacağının bulunup bulunmadığı, varsa her bir icra takibi yönünden alacak tutarının ne kadar olduğu noktalarındadır.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili istinaf etmiş olup,istinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereği istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Asıl davada, mahkemece sözleşmenin feshinden sonra davacı tarafından herhangi bir hizmet verilmediğinden ve sözleşmenin feshinden sonra davalının aynı neviden sözleşme yapması için bir engel bulunmadığı ve böylece sözleşmenin feshi nedeniyle davacının yoksun kaldığı karın bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; bilirkişi heyet raporunda belirtildiği üzere; davanın dayanağı Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2015/9260 Esas sayılı takip dosyasına konu olan borç taraflar arasında imzalanan her iki sözleşmeden kaynaklanan ve sözleşmenin feshi tarihine kadar olan hizmet bedelinden kaynaklanmakta olup, yapılan ödemeler düşüldükten sonra davacının bakiye alacağının 20.066,84-TL olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve kayıtlarında da bakiye alacağının 20.529,40-TL olduğu belirlenmiştir. Bu alacakla ilgili Aliağa 1.Noterliğinin 07/08/2015 tarih, 9714 yevmiye sayılı ihtarı ile alacağın 10 gün içerisinde ödenmesi ihtar edilmiş olup, ihtarnamenin 19/08/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, bu durumda davacının takip tarihine kadar 20.066,84-TL asıl alacağa işlemiş faiz alacağının 916,07-TL olduğu, ancak icra takip talebinde 677,93-TL işlemiş faiz talep edildiğinden; taleple bağlı kalınarak işlemiş faiz alacağının 677,93-TL olacağı, dolayısıyla asıl dava bakımından davacının davalıdan 20.066,84-TL asıl alacak ve 677,93-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.744,77-TL alacaklı olduğu, bu miktar alacak üzerinden takibin devamı gerektiği kanaatine varılmıştır.
Birleşen dava yönünden ise; davalı tarafın sözleşmenin feshinde haksız olduğu, sözleşmenin feshinden sonra davacı tarafından davalının işyerlerinde herhangi bir hizmet vermediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, icra takibine konu edilen ve yerine getirilmemiş yüksek gerilim tesisleri işletme sorumluluğuna ilişkin hizmet bedelinin istenilmesi mümkün değildir.
Bununla birlikte, haksız fesih söz konusu olduğu için işin mahiyeti ve kapsamına, tarafların durumuna göre davacının aynı neviden bir iş ve hizmet yapma imkanını ne kadar süre içerisinde elde edebileceğinin tespiti ve bu makul süre içerisinde yoksun kalınan zararın tazmini hakkaniyet gereğidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarından anlaşıldığı üzere, davacı şirketin 2014 yılında toplam 18 aktif 1 pasif, 2015 yılında toplam 18 aktif 3 pasif sözleşmesinin olduğu, 2014 yılında imzalanan 18 sözleşmeden 6 tanesi ile 2015 yılında da sözleşme imzalandığı, 2014 yılında imzalanan 12 sözleşmenin 2015 yılında yenilenmediği, bunların yerine yeni firmalarla sözleşme yapıldığı, 2014 yılından 2015 yılına geçişte bazı sözleşmelerin yenilenmemiş olmasına karşı eski firmaların yerine yeni firmalar ile sözleşme imzalandığı, sözleşmenin feshinden sonra davacının aynı nev’iden yeni bir sözleşme yapması için bir engel bulunmadığı ve başka bir işyeri ile sözleşme imkanının bulunduğu, böylece sözleşmenin feshi nedeni ile davacının yoksun kaldığı kârın bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, birleşen dosya yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Şu hale göre, birleşen dosya yönünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, asıl dava yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile davaya konu Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2015/9260 Esas sayılı dosyasına konu itirazların kısmen iptali ile takibin 20.066,84-TL asıl alacak, 677,93-TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, alacak hesaplanabilir ve likit olup davalı taraf itirazında haksız olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Davacı vekilinin birleşen dosya yönünden istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından, peşin olarak alınan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
B-1-1-Davacı vekilinin istinaf talebinin asıl dava yönünden 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/11/2018 tarih, 2016/607 Esas 2018/497 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacının davasının KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİ ile, davalı hakkında yürütülen Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2015/9260 Esas sayılı dosyasına konu itirazların kısmen iptali ile takibin 20.066,84-TL asıl alacak, 677,93-TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
4-Alacak hesaplanabilir ve likit olup davalı taraf itirazında haksız olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Alınması gereken 1.417,07-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 410,95-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.006,12-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.913,55-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde 1.607,38-TL masrafın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı vekiline ödenmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2.maddesi gereğince reddilen kısım üzerinden hesaplanan 3.037,32-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı vekiline ödenmesine,
9-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
C-1-Mahkemenin birleştirilen 2016/608 E.sayılı asıl dosyası ile açılan itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-123,82 TL peşin alınan ilam harcından 35,90 TL maktu red harcının mahsubu ile arta kalan 87,92 TL ilam harcının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarfedilen 28,00 TL tebliğ+yazı giderinin ve A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Sarfedilmemiş gider avansının bulunması durumunda karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/11/2021