Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/269 E. 2021/1719 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/269
KARAR NO : 2021/1719

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2018
NUMARASI : 2016/1422 Esas, 2018/1007 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
KARAR YZM TARİHİ : 02/12/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/10/2018 tarih ve 2016/1422 Esas, 2018/1007 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, raportör hakim tarafından okunan rapor dinlendi, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında devam eden ticari ilişkide, 12.09.2015-30.04.2016 tarihleri arasında müvekkili şirketin ticari defterlerinde kayıtlı muhtelif tarihli faturalardan kaynaklanan cari hesap bakiyesi sebebi ile İzmir 9.İcra Müdürlüğü’nün 2016/12417 E.sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını beyanla, davalı- borçlu şirketin borca itirazı üzerine duran takipte itirazın iptali ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı delil, icra dosyası, ticari defter ve belgeler, taraflar arasındaki sözleşmeler, bilirkişi, yemin, vs dayanmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin tesislerinde müvekkili şirket adına dış giyim üretimi yaptığını, kumaşlar aksesuar ve üretim detaylarını içeren dosyaların müvekkili tarafından tedarik edilip davacı şirkete teslim edildiğini, davacı şirketinde bunları hazır giysi haline getirip müvekkiline geri teslim ettiğini, 2016 yılı başlarında yazlık sezona ait kumaş ve aksesuarların davacıya iletildiğini, davacının o dönemde mali ve operasyonel sorunlar nedeniyle standart teslim süresinde üretim yapamadığını, teslimat sürelerini 2-3 ay kadar sarktığını, teslimde gecikmenin daha da uzayacağı belli olunca müvekkilinin mecburen bitmemiş kumaşları ve aksesuarları olduğu gibi davacıdan teslim aldığını, çeşitli fasonculara dağıttığını, müvekkilin davacının neden olduğu bu gecikmeden kaynaklanan ürünlerin sezona yetişmemesi olmak üzere fasonculara yaptığı ödemeler ve prestij kaybı nedeniyle zararları oluştuğunu, iş ilişkisinde bulunduğu şirketlerle davalaşmadan kaçınan müvekkilin zararları hatır için sineye çektiğini, fasonculara verilen fark ödemelerini davacıya fatura ettiğini, cariye de davacının borcu olarak işlendiğini, bu ödemelerin listesini ekte sunduklarını, fatura edilen zararın KDV hariç 23.227,00 TL olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı delil olarak, faturalar, irsaliyeler e-posta, tanık, yemin delillerine dayanmıştır.
MAHKEMECE:
Her ne kadar davacı taraf defterleri usulüne uygun tutulmamış ise de; cari hesaba konu olan tüm faturaların taraf defterlerinde bire bir aynı şekilde kayıtlı olduğu, defterler arasındaki tek farkın davalının sonradan davacı tarafa düzenlemiş olduğu 24.147,07 TL lik fatura olduğu, bu faturanın davalının iddiasına göre diğer fasonculara ödediği fark ödemeleri olduğu, ancak davalının bu faturayı davacı tarafa tebliğ etmediği ve fatura içeriğinin ispat külfetinin davalıda olduğu, faturanın miktarı göz önünde bulundurulduğunda ancak bunun senetle ispatı gerektiği, davalının bu yönde bir delil sunmadığı, yemin deliline dayanmasına rağmen davacı tarafa bu hususta yeminde teklif etmediği, dolayısıyla düzenlediği son faturayı düzenlemekte haklı olduğunu ispat edemediği kanaatine varıldığından itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacı yan ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin olmaması sebebiyle sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği, davalı şirketin ticari defterlerine bakılması gerektiği Müvekkil şirketin ticari defterlerinde hesap bakiyesinin 0 olarak gözüktüğü buna göre davanın reddi gerektiği, davasını ispat külfeti bulunan davacının sunduğu defterlerin davasını ispat edemediği, mahkemece ispat külfeti hatalı değerlendirildiği, müvekkili şirket defterlerinde olan ancak davacı yan defterlerinde kayıtlı bulunmayan fatura içeriğinin ticari defterinde kayıtlı olduğundan muteber bir delil olduğunu aksinin davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, likit olmayan alacak için inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağına dayalı takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.

İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2016/12417 Esas sayılı dosyasında; Alacaklı … Şti.tarafından Borçlu … .A.Ş. aleyhine 24.147,07 TL asıl alacak için ticari defterlerde kayıtlı muhtelif tarihli faturalardan kaynaklı cari hesap bakiyesi alacağı için ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlu vekilinin süresinde itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dava bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Mahkemece aldırılan SMMM bilirkişisi … raporunda; Davacı şirketin 2015-2016 yıllarına ait yevmiye defterlerinin 6102 sayılı TTK. 64/3. maddesine göre Noterden açılış onaylarının yaptırılmış olduğu, 2015 yılına ait yevmiye defterinin kapanış onayının yaptırılmamış olduğu, 2016 yılına ait yevmiye defterinin kapanış onayı için yasal süresinin 30.06.2017 tarihine kadar olduğu dikkate alındığında ve bu süreye henüz gelinmediğinden tasdik işleminin yaptırılmamış olduğu, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere davacı şirketin 2015 yılına ait yevmiye defterinin sahibi lehine delil niteliğinde olmadığı, davacı şirketin 2015-2016 yıllarına ait ticari defter kayıtlarında; davacı şirketin davalı şirkete düzenlemiş olduğu 19 adet toplam 647.640,07 TL tutarındaki faturalar karşılığında davalı şirketin borçlandırıldığı, davalı şirket tarafından davacı şirkete 1 adet 243,00 TL iade faturası düzenlendiği ve davalı şirket tarafından davacı şirkete verilmiş olan toplam 632.250,00 TL tutarındaki çekler karşılığında olmak üzere toplamda 623.493,00 TL tutarında davalı şirketin alacaklandırıldığı, davacı şirketin yevmiye defterlerinde icra takip tarihi olan 09.09.2016 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 24.147,07 TL tutarında alacaklı olduğu seklinde kayıt bulunduğunu bildirmiştir.
Talimat mahkemesince SMMM bilirkişi …’ten alınan raporda özetle; davalının e-defterlerinin usülüne uygun tutulduğu, davacı ile davalı arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı ancak ticari ilişkinin her iki tarafın beyanları ile davalı tarafın ticari defterlerinden anlaşıldığı, davalının ticari defterlerine göre, davacının davalıdan 09.09.2016 takip tarihî itibariyle 0 TL tutarınca borcunun raporlandığının görüldüğü, davacının takip tarihi itibariyle olası alacağının karşılaştırmalı tespitinin, ancak davacının da ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak sağlanabileceği, aksi durumda yapılan tespitin tek taraflı olacağı ve HMK 222/2 ve 3 fıkra hükümlerine aykırılık teşkil edeceği, davacı tarafça takibe geçilmesi temerrüt doğurucu olay olduğundan davacı tarafın davalıdan dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre davacının alacak talebinde bulunabileceğinin kabulü durumunda 09.09.2016 takip tarihinde TCMB kısa vadeli krediler avans faizi nispetinde avans faizi isteyebileceği ve davacının takipte yıllık % 10,50 ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda avans faiz isteminin mümkün bulunduğunun söylenebileceği, tarafların masraf, inkâr tazminatı, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin, Mahkemenin takdirleri içinde kaldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamına mahkemenin yerinde görülen gerekçesine göre davalı tarafça , davacının üretip teslim etmesi gereken siparişleri süresinde teslim etmemesi nedeniyle fason üretim yapanlara yaptırması nedeniyle fasonculara ödediği 23.227 TL’nin fatura edilerek defterlerine işlediği bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacıya teslim edildiği hususunun iddia edilmediği, cevap dilekçesinde cariye işlendiği hususunun belirtildiği, alacak ve borç kaydı arasındaki farkın bu faturadan kaynaklanmasına faturanın davacıya tebliğ edilmemesine, fatura içeriğinin davalı tarafça ispat edilmemesine göre, davacının alacağını sabit olduğu, alacağın likit olması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığından, davalının yerinde görülmeyen istinaf isteminin, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/10/2018 tarih ve 2016/1422 Esas, 2018/1007 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 1.649,48 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 413,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 1.236,48 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından, karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 02/12/2021