Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2686
KARAR NO : 2023/1058
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2019
NUMARASI : 2018/405 Esas 2019/755 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2018/1763 Esas sayılı icra dosyasında 10 adet faturadan kaynaklanan alacak sebebi ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde borçlu olmadıklarını, yalnızca borç miktarının ne kadar olduğuna dair belirsizlik olduğunu, kesilen ve defterlere işlenen faturaların sabit olduğunu borç miktarının belirli olmadığını, bu nedenle belirsiz bir itiraz ile borca itirazın mümkün olmadığından borca itirazı sayılmamalısını bedel belirtilmeksizin yapılan itirazın kısmi itiraz sayılmasının da mümkün olmadığını, Ödeme emrine ilişkin ve UYAP sistemine faturaların taranmadığı gibi iddiaların borca itirazı ile ilgili olmadığını. İcra dosyasının icra dairesinde bulunduğunu, fatura suretlerinin de icra dosyasının içerisinde mevcut olduğunu, İcra takibinin ya da ödeme emrinin geçersizliğine ilişkin iddiaların da yalnız müvekkilin alacağına kavuşmasını geciktirmeyi amaçlayan iddialar olduğunu, davalı şirketin bu davranışları kötü niyetli hareket ettiğini göstermekte olduğunu, ayrıca hakkında derdest dava ve icra takiplerinin bulunması nedeni ile davalının bir şirket olduğunun da gözönüne alındığında alacağının tahsilinin tamamen imkansız hale gelmemesi için asıl alacak yönününden ihtiyaten haciz kararı verilmesini, davalı-Borçlu, müvekkilin alacağına ulaşmasını engellemek ve sırf takibi uzatmak amacıyla borca kötü niyetli ve haksız olarak itiraz ettiğini, davalının %20 icra inkâr tazminatının ödemesine mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafın haksız olarak müvekkili aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1763 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Başlatılan bu icra takibine karşı itiraz edildiğini, İcra takibinde dayanak olarak faturaların gösterildiğini, faturalar haricinde dayanaksız bir takım alacakların da talep edildiğini, İcra takibine konu faturaların taraflarınca ödendiğini, davacı tarafa müvekkil firmanın herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflara ait defter, belge ve hesaplar incelendiğinde herhangi bir borçlarının bulunmadığını, taraflarına kesilen ve karşılığı bulunduğuna ilişkin beyanların asılsız olduğunu, davacı tarafın kesmiş olduğu faturalara ilişkin olarak hiçbir mal ve hizmet bulunmadığını, davacı tarafından başlatılan icra takibinde dosyaya dayanak olarak gösterilen faturaların ibraz edilmediğini, taraflarına gönderilen ödeme emrinde de ek olarak hiç bir belge ve dayanak fatura gönderilmediğini, bu haliyle takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini, Müvekkil hakkında kötü niyetli olarak başlatılan icra takibine itirazları neticesinde kötü niyetli olarak açılan iş bu davanın reddine, yapılan icra takibi ve ödeme emrinin iptaline davacı yanın da %20’den az olmamak üzere inkar tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 67. md uyarınca açılmış itirazın iptali istemine yöneliktir.
Harçlandırılan dava değeri 41,096,45.-TL ‘dir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2018/1763 takip sayılı dosyasında icra takibine konu faturaların içeriğindeki malların davalıya teslim edilip edilmediği, teslim edilmiş ise, bedellerinin ödenip ödenmediği noktalarında uyuşamadıkları görülmüştür.
İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1763 E. Sayılı dosyası celp edilmiş, icra takibinin 9 adet faturaya dayalı olduğu, takibe süresinde geçerli şekilde itiraz edildiği, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin görevli olup olmadığı hususunun karara bağlanması için davacının tacir olup olmadığının tespiti için Vergi Dairesine, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve Esnaf ve sanatkarlar odasına müzekkere yazılmış olup Vergi dairesinden gelen cevapta davacının Bilanço Usulüne göre defter tuttuğu dolayısı ile tacir olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış. Mahkememizce aldırılan 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda ; davacı tarafa ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK ‘nun 64/3 maddesi ve V.U.K 182,220,221 maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığını, 2018 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdikinin henüz zamanı gelmediği için yapılmadığını usulüne uygun tutulan defterlerin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğunu, davacı taraf ticari defterlerinde takibe konu 2017 yılında düzenlenmiş olan 9 adet faturanın kayıt altına alındığını fakat davacı şirket cari hesabında izlenmediği 100 kasa hesabı ile ( nakit ödenmiş olarak gösterildiği) kapatıldığı görülmüş olup 2017 yılı ticari defterlerinde yıl sonunda davalı şirketin borçlu olmadığını takibe konu 2018 yılında düzenlenmiş olan 1.883,72 TL bedelli 20104 nolu faturanın 10/01/2018 tarihinde 2 yevmiye no ile kayıt altına alındığını, 2017 yılında 100 kasa hesabı ile kapatılan 9 adet takibe konu faturaların bedelli toplamının 30/01/2018 tarihinde 12 yevmiye no ile hesaplar arası virman açıklaması ile 39.262,73 TL ( borçlu ) muhasebe kaydı yapıldığı, davacı taraf ticari defterlerinde icra takip tarihi itibariyle davalı şirketin 41.096,45 TL borçlu olduğu, davacı taraf ticari defterlerinde genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre tarafsızlık ve belgelendirme tutarlılık ihtiyatlılık kavramlarına uyulmadığı ilgili dönem içerisinde faturaların tahsil edilmiş olarak muhasebe kaydının oluşturduğu takdirinin sayın mahkemeye olmak üzere yapılan virman işleminin kabul edilmemesi halinde davacı tarafın sadece ödenmemiş olarak görülen 09/01/2018 tarihli 20104 nolu 1.833,72 TL bedelli fatura yönünden alacağının bulunduğunu, davacı tarafın takip talebinde takip tarihine kadar faiz isteminde bulunmadığı takip tarihinden itibaren asıl alacak için %9,75 faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu davalı tacirdin borcunun dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK ‘nın 19/1 maddesi uyarınca ticari nitelik gösterdiği bu davanın aynı Kanunun 4/1 madde hükmü uyarınca nispi ticari dava olduğu tacirler arası bu sözleşmenin aynı kanunun 3 maddesi uyarınca ticari iş niteliğinin de bulunduğu dolayısıyla ticari işlerde 3095 sayılı yasasının değişik 2/2 maddesi gereğince avans faiz oranı üzerinden faiz istenebileceğini, davacının takip talebinde takip tarihinden itibaren avans faizi üzerinden faiz isteminde bulunduğu sabit olup Merkez Bankasının verilerine göre takip tarihinde uygulanan faiz oranı %9,75 olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması hususunda karar verilmiş olup davalı tarafından ticari defter ve kayıtları sunulmadığından inceleme yapılamamıştır.
Davacı defterleri üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde hazırlanan 27.02.2019 tarihli bilirkişi raporundaki takibe konu faturaların davacı defterlerine göre ilk önce 2017 yılında nakit ödenmiş olarak kapatıldığı, icra takibinden önce belgeye dayandırılmaksızın nakit ödemenin iptal edilerek diğer bir anlatımla hesaplar arası virman yapılarak davalı taraf carisine borç olarak kaydedildiğine dair tespitleri gereğince ticari defterlerin davacı aleyhine delil oluşturduğu, davacının ticari defterine nakit tahsilat olarak kaydettiği faturaları daha sonra iptal ettiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından yapılan virman işlemine ilişkin geçerli ve belgeye dayalı bir açıklama yapılmamıştır. Ticari defter ve kayıtlar sahibi aleyhine delil teşkil edeceğinden, denetime elverişli bilirkişi raporu Mahkememizce de benimsenerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” şeklinde davanın kısmen kabul kısmen reddine; davalının İzmir 2 icra Müdürlüğünün 2018/1763 esas sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 1.833,72 TL asıl alacak üzerinden devamına fazlaya ilişkin istemin reddine, İİK madde 67 gereğince hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 366,74 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili davacının ticari defterlerinde muhasebeci tarafından davalıya kesilen 9 adet faturanın tahsilatı yapılamadığı halde 100 kasa hesabına sehven kayıt yapıldığını yanlışlığın düzeltilmesi için 100 kasa hesabının 120 alıcılar hesabına devrinin yapıldığını bilirkişinin yeterli inceleme yapmadan rapor tanzim ettiğini davalının ticari defterleri incelenmeden karar verildiğini beyanla kararın kaldırılmasını davanın tam kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, fatura alacağına dayalı takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça, taraflar arasındaki ticari ilişkide kesilen fatura bedelinin ödenmediği beyanıyla alacağın tahsili ile başlatılan takipte itirazın iptali talep edilmiştir.
Davalı tarafça, icra takibine konu faturaların taraflarınca ödendiği, davacı tarafa müvekkil firmanın herhangi bir borcunun bulunmadığı, taraflara ait defter, belge ve hesaplar incelendiğinde herhangi bir borçlarının bulunmadığı, taraflarına kesilen ve karşılığı bulunduğuna ilişkin beyanların asılsız olduğu, davacı tarafın kesmiş olduğu faturalara ilişkin olarak hiçbir mal ve hizmet bulunmadığı beyanıyla davanın reddi talep edilmiştir.
İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1763 E. Sayılı dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine faturaya dayalı 41.069,45 TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından süresinde borca faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davanın İİK 67.maddede düzenlenen hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; 2017 yılı ticari defterlerinde davalı şirketin borçlu görülmemesine, borcun varlığını ispat yükünün davacı tarafta olmasına, mahkemece kısmen kabul edilen miktar dışında davacı tarafın sunmuş olduğu ticari defterlerde davalıya ilişkin borç kaydına rastlanmamasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/06/2019 tarih, 2018/405 Esas ve 2019/755 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 01/06/2023