Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2684 E. 2023/1620 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2684
KARAR NO : 2023/1620
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/09/2019
NUMARASI : 2017/1402 Esas 2019/938 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 03/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2023

Davacılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama neticesinde;
Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı … San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti. ile mal alımı konusunda anlaştıklarını, alınan mallar ile konfeksiyon dikimi yaptıklarını ve dikilen malları da ihraç ettiklerini, yapılan mal alımlarına dair ödemelerini düzenli yaptığını, müvekkilinin ekonomik zorluk yaşamasından dolayı … şirketine verdiği senetleri vadesinde ödemekte zorlandığını, vadesinde yapılmayan ödemelerden kaynaklı olarak müvekkilinin vadesini uzatarak yeni senetler verdiğini, yeni verilen senetlere de müvekkilinin babası olan …’nin kefil olduğunu ve ödemede de garantör haline geldiğini, mevcut vadesinde ödenmeyen senetlerin mukabili verilen senetlere rağmen diğer senetler müvekkiline iade edilmediğini, müvekkili … şirketine kısmi ödemeler yapmaya başladığını, davalı şirketin senetleri başka şirketlere ciro edildiğini ancak ödemeyi kendilerinden beklendiğini iletmiş olmakla ödemelerin bu şirkete yapıldığını, müvekkilinin borçları kardeşine ait olan şirket tarafından ödendiğini, müvekkilinin dürüstlük kuralları gereği borcundan kurtulmak maksatlı olarak her türlü imkanlarını kullandığını, verilen senetlerin hiç mirinin tahsile konulmadığı, vadesinin geçmediği ve protesto edilmediği ve halen bir icra takibine de konu edilmediğini, davalı şirketin elinde olan senetler mukabili olarak bir kısım çekler verdiğini, müvekkilinin verilen çeklerden kaynaklı olarak şirket merkezine geldiğinde muhasebe biriminden bu şirketten alınan mallara ve yapılan ödemelere dair hesap dökümü çıkartmasını istediğini aslında gönderilen bedellerden kaynaklı müvekkilinin borçlu olmadığı halen daha davalılar ve başkaca şirketler elinde bulunan 410.000,00 ABD doları bedelli senetlerin kendisine iade edilmesi gerektiğini tespit ettiğini, bu sırada müvekkiline satışı yapılan bir kısım kumaşın ayıplı olduğunu, ayıplı malların davalı şirkete iade edildiğini, iade edilen mallardan kaynaklı olarak da müvekkilinin alacağının ortaya çıktığını, müvekkili tarafından verilen 30/04/2017 vadeli 55.000,00 USD bedelli ve 30/06/2017 vade tarihli 50.000,00 USD bedelli senetlerin davalı … şirketi elinde bulunduğunun bildirildiğini, bu iki davalı şirket arasında organik bağın bulunduğunu, 15/07/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli, 15/08/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli, 31/08/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senetlerin ise davalı … şirketi elinde bulunduğunu, 31/07/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senedin ise … şirketi elinde olduğu beyan edildiği ancak, … şirketinin kaydına rastlanmadığını, mevcut senetlere dair müvekkiline herhangi bir tahsilata dair ihbarname veya bilgi de gelmediğini, yine … şirketi yetkilisinin müvekkilini arayarak tüm senetlerin elinde olduğunu bildirdiğini, yine müvekkilinin kardeşine ait şirket tarafından icra tehdidi altında … tekstil şirketinde bulunan senetlerine mukabil olarak da 30/11/2017 vadeli 20.000,00 USD bedelli çek verildiğini ileri sürerek, sonuç olarak, müvekkilinin ilk verdiği davalı … şirketine borcu değil aksine alacağı olmakla diğer davalı … Şirketi elinde bulunduğu bildirilen 30/04/2017 vadeli 55.000,00 USD bedelli senet, 30/06/2017 vade tarihli 50.000,00 USD bedelli senet, davalı … şirketi elinde bulunan 31/07/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senet, davalı … şirketi elinde bulunan 15/07/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senet, 15/08/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senet, 31/08/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senetlerden dolayı müvekkili … ve kefil olan babası …’nin borçlu olmadığı yolunda menfi tespitine, mevcut senetlerin bedelsiz kalmış olması ve durumu 3. şahır hamillerin de bilmesi nedeni ile senetlerin iptaline, dava sonuna kadar davaya konu senet ve çeklerin ödenmemesi amacı ile ile teminatsız veya İİK 72 madde kapsamında henüz icra takibi yapılmamış olduğundan teminat mukabili ödenmesini durdurulmasına dair ihtiyati tedbir karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı taraflara aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresi dava dilekçesinde belirtildiği üzere İstanbul olduğundan davanın davalının ikametgahında açılması gerektiğini, bundan dolayı yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin diğer davalı … şirketine iplik sattığını, diğer davalı şirketin müvekkiline borcu karşılık olarak 15/07/2017, 31/08/2017 ve 15/08/2018 vadeli her biri 30.000,00 USD meblağlı üç adet bono verdiğini, bonolar protesto olunca icralık olmamak için … şirketinin bonolara karşılık çek ve nakit ödeme yaparak iade aldığını, bu bonoların müvekkilinin elinde olmadığını … şirketine iade edildiğini, bonoların müvekkilinin elinde olsa dahi davacının iddiasının kişisel def’i olduğunu, müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi olduğunu, kişisel def’inin üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresi dava dilekçesinde belirtildiği üzere İstanbul olduğundan davanın davalının ikametgahında açılması gerektiğini, bundan dolayı yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, esasa ilişkin olarak; diğer davalı … şirketi ile ticari ilişki içinde olup satmış oldukları mallara mahsuben 31/03/2017 vadeli 20.000 USD, 30/04/2017 vadeli 55.000 USD ve 30/06/2017 vadeli 50.000 USD bedelli senetlerin alındığını, senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine … şirketine iade edildiğini, cari hesap alacağına mahsuben bu kez davacının keşide ettiği 30/11/2017 tarihli 15.000 USD bedelli, 15/04/2018 tarihli 38.000 USD bedelli, 15/05/2018 tarihli 38.000 USD bedelli çeklerin alındığını, müvekkiline karşı menfi tespit davasının açılabilmesi için ancak çeke karşı bir ödeme yaptığının ileri sürülmesinin gerektiğini, tedbir kararının ve ödeme yasağı kararına itiraz ettiklerini, müvekkili yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini savunarak, öncelikle yetki itirazının kabulüne karar verilmesini, müvekkili yönünden husumet itirazının kabulüne karar verilmesini, 30/11/2017 tarihli 15.000 USD bedelli çek ile ilgili olarak verilen ihtiyati tedbir ve ödeme yasağı kararlarının kaldırılmasına karar verilmesini, aksi kanaat oluşur ise hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini, davanın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresi dava dilekçesinde belirtildiği üzere İstanbul olduğundan davanın davalının ikametgahında açılması gerektiğini, bundan dolayı yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı ile protokol yapıldığını, ödenmeyen 285.000,00 USD bedelli senetlere mahsuben davacıdan 242.000,00 USD bedelli çekler alındığı ve bakiyenin peyderpey müvekkiline ödeneceği kararlaştırıldığını, protokole konu edilmeyen senetlerden dolayı müvekkilinin alacağının baki olduğunu, davaya konu edilen 30/04/2017 vadeli 55.000,00 USD ve 30/06/2017 vadeli 50.000,00 USD bedelli senetlerin işbu protokole konu edildiği ve bu senetler yönünden borcun yenilendiği tarafların kabulünde olduğunu, davacı tarafın senetlerin iadesi noktasında bir talebinin olmadığını, bu iki senedin davaya konu edilmesinin kötüniyetli olduğunu, anılı iki senedi talep halinde haricen davacı tarafa teslim edilebileceği gibi, davacıya teslim edilmek üzere mahkeme kasasına ibrazının hazır olduğunu, anılı senetler takibe konulmadığını, müvekkili şirketin davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini savunarak öncelikle, yetki itirazının kabulüne karar verilmesini, davaya konu 30/04/2017 vadeli 55.000,00 USD ve 30/06/2017 vadeli 50.000,00 USD bedelli senetlere konu borcun yenilenmiş olması sebebi ile davacı tarafa teslime hazır olunduğu hususu davacı tarafın bilgisi dahilinde olduğu halde buna rağmen bu senetlerden dolayı menfi tespit davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmaması sebebi ile bu senetler yönünden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesini, davanın usulden reddedilmemesi ve esasına girilmesi halinde ise anılı senetler yönünden borçlu olmadığı yönündeki iddiasını kabul ile müvekkili yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, davanın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi uyarınca; davacılar tarafından davalı lehdara verilen senetlerin bedelsiz kalıp kalmadığı, bu yönüyle davacıların, davalı lehdar ve davalı cirantalara borcunun olup olmadığı ayrıca mahkememizin yetkili olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava; İİK’nın 72. maddesi gereğince açılmış menfi tespit davasıdır.
Kural olarak senet bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Davacı yukarıdaki yasal karinenin ve bononun bir ödeme vasıtası olduğu hususuna ilişkin kuralın aksini iddia etmiştir. Gerçekten de, somut olayda; Davacı … … şirketi arasında düzenlenen cari hesap kat sözleşmesi ve ibranameye/protokole göre 30/04/2017 vadeli 55.000,00 Usd ve 30/06/2017 vadeli 50.000,00 Usd bedelli senetler yönünden yenileme yapıldığı ve yerine bir kısım çekler verildiği tarafların ikrarındadır. Ancak, bu senetlerin dışında kalan 31/07/2017 vadeli 30.000,00 Usd bedelli, 15/07/2017 vadeli 30.000,00 Usd bedelli, 15/08/2017 vadeli 30.000,00 Usd bedelli, 31/08/2017 vadeli 30.000,00 Usd bedelli senetler yönünden herhangi bir yenileme söz konusu olmadığı, senetlerin taraflar arasındaki cari hesaba ilişkin malın teslim edildiğine karine teşkil ettiği, davalı … … Ltd. Şti. tarafından müvekkiline teslim edilen kumaşlar bakımından ekonomik değerini yitirdiğini, dolayısıyla ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de; bununla ilgili herhangi bir delil sunmadığı, bu hali ile davacının delilleri arasında yer alan yemin hakkı hatırlatılmış, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile … … Ltd. Şti. yetkilisinin 31/07/2017 vadeli 30.000,00 Usd bedelli, 15/07/2017 vadeli 30.000,00 Usd bedelli, 15/08/2017 vadeli 30.000,00 Usd bedelli, 31/08/2017 vadeli 30.000,00 Usd bedelli senetler ile ilgili yemin eda ettiği görülmekle dava ispatlanamamıştır.
Neticeten; iade edildiği anlaşılan 30/04/2017 vade tarihli 55.000,00 Usd bedelli ve 30/06/2017 vade tarihli 50.000,00 Usd bedelli senetler yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer dört adet senet ile ilgili ispatlanamayan menfi tespit davasının reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Öte yandan, 30/04/2017 vadeli 55.000,00 Usd ve 30/06/2017 vadeli 50.000,00 Usd bedelli senetler protokol ile yenilendiğinden anılı senetlerin alacaklı uhdesinde bulunması yenileme iradesini yok saymadığı gibi; senetlerin davacı yana protesto edilmediği, icra takibi yapılmadığı, bir ödemede de bulunulmadığı ve senetlerin davacıya iade edildiği görülmüştür. Bu durum davacı yanın da ikrarındadır. Hal böyle olunca, davalı … … Ltd. Şti.’nin kasıtlı davranışları ile davanın açılmasına sebebiyet vermediği, yargılamanın ilk duruşmasında ve cevap dilekçesinde de bu yöndeki talep sonucunu kabul ettiği görülmekle, yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı HMK’nın 312/2 maddesinde hüküm altına alınmış olup anılı senetler ile ilgili karar verilmesine yer olmadığı şeklindeki kurulan hükümde davalılar aleyhine ücreti vekalete hükmedilmemesi cihetine gidilmiştir, gerekçesiyle;
-30/04/2017 vade tarihli 55.000,00 Usd bedelli ve 30/06/2017 vade tarihli 50.000,00 Usd bedelli senetler yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
-Diğer senetler yönünden davanın reddine,
-Tedbir kararı infaz edilmediğinden davalı …. Ltd. Şti. ve … … Ltd. Şti. tazminat talebinin reddine,
-Davacı tarafından peşin yatırılan 14.710,56 TL harçtan alınması gerekli 44,40 TL’nin mahsubu ile 14.666,16 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
-Davalılar …. Ltd. Şti. ve Ilsan Tekstli… A.Ş. kendilerini vekiller ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nisbi 32.744,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılar …. Ltd. Şti. ve … … A.Ş. ödenmesine,
-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,” şeklinde karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 30/04/2017 vadeli 55.000,00-USD doları bedelli, 30/06/2017 vadeli 50.000,00-USD doları bedelli senetlerin dava açılmasından sonra 30.03.2018 tarihinde iade edilmesinden dolayı dava açılmasına sebebiyet veren davalılar aleyhine ve lehimize masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesinin yerinde olmadığı, dosyaya sunulu tarihsiz protokoldeki “Taraflar işbu sözleşmeyi imzalamak ve sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmekle aralarındaki ticari alış-verişten kaynaklanan cari hesap ilişkisini sona erdirmiş olacaklardır” şeklindeki düzenleme ile taraflar arasındaki tüm borç ilişkisi tasfiye edilmiş olmakla protokolde yer alan senetler dışındaki senetlerin de bedelsiz olduğunun kabulü gerekirken senetler mukabili müvekkillerin borçlu olmadığının ispat edilmediği şeklinde belirleme ile davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davaya konu senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalı … ile aralarındaki ticari ilişkide bonolar verildiğini ödeyemeyince yenilerinin verildiğini, bonolar yerine bir kısım çekler de verildiğini , cari hesap kat sözleşmesi imzaladıklarını beyanla 30/04/2017 vadeli 55.000,00 USD bedelli senet, 30/06/2017 vade tarihli 50.000,00 USD bedelli senet, davalı … şirketi elinde bulunan 31/07/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senet, davalı … şirketi elinde bulunan 15/07/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senet, 15/08/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senet, 31/08/2017 vadeli 30.000,00 USD bedelli senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalılar … San ve Tic Aş,ve … San. Ve Tic Ltd. Şti vekilleri, aldıkları bonolar ödenmeyince diğer davalı … şirketine verdiklerini ve karşılığında çek aldıklarını beyanla davanın reddine talep etmişlerdir.
Davalı … Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin 50.000 ve 55.000 TL bedelli bonoları takibe koymadıklarını ve iadeye hazır olduklarını, dava açılmasına sebebiyet verilmediğini bu senetler ile ilgili yargılama giderlerine hükmedilmemesini diğer dava konusu bonoların protokole konu olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; taraflar arasındaki cari hesap kat sözleşmesi ve ibraname başlıklı sözleşmenin dışında kalan çekler yönüyle yenilemenin söz konusu olmamasına, cari hesabın bu sözleşmeye göre sonlandırıldığının kabul edilemeyeceğine, davalı tarafından iade edilen bonoların davadan önce davacı tarafından iadesinin talep edilmemesine göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/09/2019 Tarih, 2017/1402 Esas ve 2019/938 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılardan alınması gereken 269,85 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 225,45‬ TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/10/2023