Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2645 E. 2023/775 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2645
KARAR NO : 2023/775
KARAR TARİHİ : 26/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2019
NUMARASI : 2016/273 Esas 2019/408 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 26/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2023

Davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; 15.12.2014 günü saat 07.40 sıralarında, davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsü davalı …’nun seyir halinde iken kırmızı ışık ihlali yaptığını, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığını, kaza tespit tutanağına göre davalı …’nun mutlak kusurlu olduğunu, yürütülen soruşturma sonucunda Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/128 E.s. dosyası kapsamında … hakkında ceza davası açıldığını, kaza nedeniyle araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır biçimde yaralandığını, belinde ağır hasar oluştuğunu, yürümekte zorlandığını, çorabını giyemeyecek şekilde eğilemediğini, ağırlık kaldıramayacak şekilde yaralandığını ileri sürerek 5.000,00-TL maddi tazminatın davalı … şirketinden dava tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, 100.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu asliye ticaret mahkemesi olduğunu, davacının dava açılmadan önce herhangi bir başvuru yapmadığını, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen, 11.04.2014 – 22.01.2015 vadeli 195628214 no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın 10-17 koltuklu minibüs olup taşımacılık yaptığından öncelikle zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortasına husumetin yöneltilmesi, bu poliçenin limiti tükendiğinde husumetin taraflarına yöneltilmesi gerektiğini, sigortalı araç taşımacılık yapmıyor ise, davacı hatır sebepli taşınmakta olup, yerleşik içtihatlar gereği hesaplanacak olası tazminattan hatır indirimi yapılması gerektiğini, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, kaza sırasında sigortalı aracın işleteninin sigorta ettiren olup olmadığının araştırılması, işletenin sorumluluğunu teminat altına alan müvekkili şirketin işletenin sorumluluğu bulunmaması halinde sorumluluğunun bulunmayacağını, zorunlu mali mesuliyet sigortası meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararlarını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limit ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, kusurun tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesi, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığının araştırılması, davacı ceza dosyasında şikayetçi olmadığından beyanının incelenmesi, beyanı maddi tazminat isteme hakkından feragati içeriyorsa, davanın reddine karar verilmesi, maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınması, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ve tazminatın hesaplanması için aktüerya uzmanından rapor alınması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMECE: ” …15.12.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 09.06.2017 tarihli raporu uyarınca % 85 oranında kusurlu olan davalı sürücü …’nun sevk ve idaresinde bulunan 10-17 koltuklu ve … hattında taşımacılık yapan … plakalı minibüste yolcu olarak bulunan 31.10.1960 doğumlu davacının, Adli tıp kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 15.01.2018 tarihli raporuna göre, araç içi trafik kazasına bağlı arızaları sebebiyle E Cetveline göre % 30,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme- iş göremezlik süresinin 15.12.2014 tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği, davacının yaralanmaları nedeni ile asgari ücret kazancına göre geçici iş göremezlik tazminatının 5.013,44-TL, sürekli iş göremezlik tazminatının 84.846,66-TL olarak hesaplandığı, SGK tarafından gönderilen 20.02.2017 tarihli yazı ile davacının 4/a kapsamında 01.05.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı anlaşılmakla, davacının asgari ücretin 3 katı oranında gelirinin bulunduğu iddiasının kanıtlanamadığı, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.8. md. uyarınca meydana gelen zararın öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasından karşılanacağı, sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için sırasıyla 13.10.1983 tarih ve 2918 s. KTK.’una göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulacağı, zorunlu sigortalar arasında sıralı sorumluluk bulunduğu, … plakalı araca dair Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasının bulunmadığı, davacı tarafça da bu sıralı sorumluluğa rağmen … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle 195628214 s. poliçe ile 11.04.2014-2015 tarihleri arasında geçerli süre için Zorunlu Mali Mesuliyet-Trafik Sigortası teminat örüntüsü içine almış olan ancak sıralı sorumluluk ilkesi gereği Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası teminat limiti olan 268.000,00-TL bitmediği için, sorumluluğu tespit edilemeyen davalı … Anonim Sigorta A.Ş. aleyhine karşı açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar … plakalı araç sürücüsü … ile işleteni …’ın kusur oranına ve asgari ücrete göre davacının 84.846,66-TL olarak hesaplananan maluliyet zararından kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile sorumluluğu bulunduğu anlaşılmış, davanın 84.846,66-TL maddi tazminat bedeli üzerinden kabulüne karar verilmesi uygun görülmüştür.
Davacının davalılar … plakalı araç maliki … ile araç sürücüsü …’dan manevi tazminat talebi irdelendiğinde; TBK.’nun 56. md. hükmü gereğince, uygun illiyet bağı ile hukuka aykırılık koşullarının gerçekleştiği, davacının kaza nedeni ile doğrudan doğruya manevi zarara maruz kaldığı tartışmasızdır. Manevi tazminata temel olan ana düşünce, cismani zarar sonucu bozulmuş olan ruhi ve bedeni huzurun kısmen ve imkan dairesinde elde edilmesinin sağlanmasıdır. Toplumun sosyal ve ekonomik yapısı, özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun olarak, duyulan elem ve ızdırabın derecesi, haksız eylem ile meydana gelen sonucun ağırlığı tazminatın takdirinde göz önünde tutulması gereken unsurlardır. Bu ilkeler ışığında tarafların sosyal, ekonomik ve ailevi durumları, duyulan elem ve üzüntü, eylemin ağırlığı ve sonucu, zarar verenin kusur oranı nazara alınarak, bozulmuş olan ruhi ve bedeni huzurun, kısmen ve imkan derecesinde yeniden elde edilmesini sağlamaya yönelik olarak, davacı taraf için zenginleşme aracı olmayacak, davalının ödeme gücünü aşmayacak şekilde hak ve nesafete göre 50.000,00-TL manevi tazminatın takdiri uygun görülmüş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile,
“1-A)Davacının davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi hakkında açtığı maddi tazminat davasının REDDİNE,
B)Davacının davalılar … ile … aleyhine açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE;
5.013,44 TL geçici iş göremezlik, 79.833,22TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 84.846,66 TL maddi tazminatın kaza tarihi 15/12/2014’ten itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsiline tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Davacının fazlaya ilişkin 169.693,32-TL maddi tazminat isteminin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE;
50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile …’dan kaza tarihi 15/12/2014’ten itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Davacının fazlaya ilişkin 50.000,00-TL manevi tazminat isteminin REDDİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; maluliyet raporları arasındaki çelişki giderilmeden İstanbul ATK’nın tespitine bağlı kalınarak yapılmış hesap ve hesaba bağlı kalınarak alınmış kararın hatalı olduğunu, karara esas alınmış aktüer raporu eski (itibar edilemeyecek nitelikli) tarihli olduğunu, asgari ücret esas alınarak yapılmış hesaba itibar edilmesinin hatalı olduğunu, davalıların kusurları oranında tazminden sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu, sigorta edenin (ZMMS) zararı tazmin etme sorumluluğunun olmadığı yönündeki kabulün hatalı olduğunu, manevi tazminat tutarının düşük belirlendiğini, avans faizi uygulanmamasının hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkemede işaret edilmiş hükümler ve bağlılarının ve mahkemece tespit edilecek davacı aleyhine olan hükümlerin kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddi ve manevi tazminatı ödeyemeyeceğinden hiçbir yerde çalışmadığını, emekli maaşından başka bir geliri olmadığından maaşının kredi ile alınan eve kesildiğinden maaşı üzerinde iki icra borcunun bulunduğunu ve iki çocuğu da okuduğundan geçimini zor sağladığını ve mahkeme kararına itiraz ettiğini belirterek, itirazı konusunda gereğinin yapılmasını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının hiçbir şekilde sigorta şirketine başvurmadığını, yerel mahkemenin hakkaniyete, adalete, yasalara ve Yargıtay kararlarına aykırı karar verdiğini, meydana gelen trafik kazasında davacı yönünden kaza ile illiyet bağı olmayan bedensel rahatsızlıkların tespit edildiğini, bilirkişilerin davacı için geçici işgörmezlik tespitinde bulunduğunu ancak davacının böyle bir talebinin olmadığını, ki geçici işgörmezlik bedellerine SGK’nın karşıladığını, bilirkişilerin hesaplarında çok soyut rakamlar ifade ettiğini, davacının yaşlılık aylığı aldığını, hesaplamadan bu aylığın düşürülmesi gerektiğini, ayrıca davacının yolculuk esnasında emniyet kemerini takmadığını, kazanın oluşumunda kusurlu davrandığını ancak bu durumun bilirkişi raporlarında mahkeme kararlarında tam olarak yansımadığını, bu nedenle kusur oranlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, aleyhe başlatılan takip ile para talep edildiğini, bu talebin sebepsiz zenginleşme içerikli olduğunu, dolayısıyla yerel mahkemece verilen kararlara itiraz ettiklerini, davanın reddi yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının yolcu olarak bulunduğu minibüste meydana gelen trafik kazasında yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Her ne kadar taşıma ve sigorta sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. Ayrıca, davaya konu temel uyuşmazlığın, tüketici işlemi sayılan taşıma ilişkisinden kaynaklanması ve anılan davalı hakkındaki davanın da ticaret ve asliye hukuk mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 355. maddesindeki “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir.” şeklindeki düzenlemeyle kamu düzenini ilgilendiren hususların istinaf incelemesi sırasında re’sen gözetileceğine işaret edilmiştir.
Davanın açıldığı 20/04/2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı yasa yürürlüktedir.
Bu açıklamalar uyarınca somut olaya gelince; davacının, gerçek kişi davalıların işleteni ve sürücüsü olan ticari minibüsün içerisinde yolcu olarak bulunmasının taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının davalı … şirketi tarafından sigortalı olduğu belirtilen araç ile ilgili almış olduğu taşıma hizmetinin tüketici işlemi olduğu, davacının taşıma sözleşmesi uyarınca tüketici (yolcu) olduğu ve dava tarihi gözetildiğinde, davanın temel dayanağının bizatihi tüketici işleminden (taşıma sözleşmesinden) kaynaklandığı ve eldeki davanın daha özel nitelikte mahkeme olan tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. (Aynı yönde Bknz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.02.2019 tarih ve 2017/409 Esas, 2019/159 Karar sayılı ilamı)
Davaya Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılarak sonuçlandırılmıştır. Oysa, taraflar arasında tüketici işlemi mahiyetindeki bir taşıma ilişkisi söz konusu olup, tüketici yasası gereğince iş bu davanın basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle ve tüketici mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Davanın Menemen Asliye Hukuk Mahkemesine açıldığı, görevsizlik kararı ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği görülmüş olup, Büyükşehir Belediyelerinin kuruluş statülerini yeniden belirleyen 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununa göre Menemen İlçesi İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisine alınmıştır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 26/03/2014 tarih ve 141 sayılı ilke kararı gereğince İzmir Tüketici Mahkemesi, Menemen’deki tüketici davalarına bakmakla görevlidir.
Ayrıca kabul ve uygulamaya göre de hakkında hüküm kurulan davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketinin karar başlığında gösterilmemesi de hatalı olmuştur.
HMK’nın 20, 355 ve 353/1-a-3 madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; görevsiz mahkemenin esasla ilgili kararının İstinaf Dairesince kaldırılarak görevli mahkemeye dosyanın res’en gönderilebileceğinden, istinaf istemine ilişkin sebepler incelenmeksizin, kararın HMK nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca açıklanan gerekçeler doğrultusunda resen kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/06/2019 tarihli, 2016/273 Esas 2019/408 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 355. ve 353/(1)-a-3. maddeleri uyarınca RE’SEN KALDIRILMASINA,
3-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
4-Görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemesi olduğuna,
5-Karardan bir örneğinin istinaf kaydının kapatılması için kararı veren Mahkemesine gönderilmesine,
6-Dosyanın Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere İzmir Hukuk Mahkemeleri tevzi bürosuna gönderilmesine,
7-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde kendilerine iadesine,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/04/2023