Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2641 E. 2023/845 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2641
KARAR NO : 2023/845
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2019
NUMARASI : 2018/247 Esas 2019/935 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet sözleşmesinden Kaynaklanan )
BAM KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; İzmir 7. İcra Dairesi’nin 2016/11391 Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine vekili aracılığı ile 03/10/2017 tarihinde itirazda bulunduğunu, itirazın yerinde olmadığını, taraflar arasında 15/09/2015 tarihli … yapıldığını, sözleşmenin 2.5 maddesi gereğince … Mah. … Sokak No:… … …/… adresindeki fabrika binasının ve teknik ekipmanları güvenliğinin sağlanması hususunda anlaşmaya varıldığını, işyerinde bir amir, üç özel güvenlik görevlisi çalıştırılmasının sözleşmenin 5.1 maddesi ile kararlaştırıldığını, her bir güvenlik görevlisi için 2.225,00 + kdv hizmet bedeli ödeneceğini, sözleşme gereği üstlenen yükümlülüklerin davacı şirketin yerine getirmesine rağmen ödenmesi gereken hizmete ilişkin 31/01/2016 tarih C100534 seri nolu 10.346,31 TL bedelli, 29/02/2016 tarih A205435 seri nolu 8.627,55 TL bedelli, 31/03/2016 tarih A205455 seri nolu 8.627,55 TL bedelli, 30/04/2016 tarih A205494 seri nolu 95,86 TL bedelli faturalar kesildiğini, bu faturalara ilişkin olarak davalı şirketin 15/06/2016 tarihinde 5.000,00 TL, 15/07/2016 tarihinde 5.000,00 TL, 16/08/2016 tarihinde 5.000,00 TL ödeme yaptığını, davacı şirketin bakiye 15.452,75 TL alacağına ilişkin ödemeyi tüm sözlü başvuruya rağmen ödemediğini, bu nedenle icra takibi yapıldığını, itirazın alacağın sürüncemede bırakmak için yapıldığını, alacağın likit bir alacak olması nedeni ile İ.İ.K. 67. md. gereği %20 icra inkar tazminatının da ödenmesi gerektiğini belirterek itirazın iptaline ve inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; İzmir 7. İcra Dairesi’nin 2016/11391 Esas sayılı dosyasına konu borcun alacağı faturanın olduğunu, ödeme emrine dayanakların eklenmemesi nedeni ile İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi’ne 2016/834 Esas sayılı dosyası ile ödeme emrinin iptal edildiğini, takiple ilgili ön inceleme duruşmasında davanın itirazın iptali olarak devam ettirilip alacak davasına dönüştürülmediğini, davanın reddi gerektiğini, fatura dayanağının bulunmadığını, güvenlik hizmeti gereği firma ile anlaşıldığını, kamera sisteminin devreden çıkarılması nedeni ile güvenin sarsıldığını ve hizmetin usulünce yerine getirilmediğini belirterek itirazın iptali davasının reddi ile %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: ” İzmir 7. İcra Dairesinin 2016/11391 Esas sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde faturaya dayalı alacak için 15.452,75 TL 7 örnek takip yapıldığı, borçluya 09/11/2016 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği ancak söz konusu ödeme emrinin usulünce olmadığı itirazı üzerine İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/978 Esas sayılı dosyasında yapılan inceleme üzerine ödeme emrinin iptaline karar verildiği, iptal edilen ödeme emri yerine yeniden 03/10/2017 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği ve aynı tarihte borçlu tarafından borca itirazda bulunulduğu, işbu davanın süresinde açıldığı, İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/834 Esas sayılı dosyasının ve daha önce açılan itirazın iptali dosyası olan mahkememizin 2016/1246 Esas sayılı dosyasının dosya içerisine alındığı, ödeme emri iptali nedeni ile usulden red kararı verildiği ve kesinleşmiş olduğu, iş bu davanın 23/02/2018 tarihinde icra dosyasından yapılan yeni ödeme emrine ilişkin olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, defter üzerinde yapılan incelemede davalının resmi defter kayıtlarına göre davacıya 15.452,75 TL borçlu olduğu hususunda rapor tanzim edilmiştir.
Taraf defterlerinin bu hususta birbirini doğruladığı, tarafların ticari şirket olup, faturaya herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşıldığından hizmetin usulünce yerine getirilmediği iddialarının iş bu davada incelenmesinin gerekmeyeceği düşünülmüş ve alınan bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun görüldüğünden rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi uygun görülmüş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile,
“Davanın KABULÜ ile İzmir 7. İcra Dairesinin 2016/11391 esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile 15.452,75 TL üzerinden takibin devamına,
Bu miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İzmir 7. İcra Dairesi’nin 2016/11391 Esas sayılı dosyasına konu fatura alacağına dayalı icra takibinde, ödeme emrine dayanakların eklenmemesi nedeni ile İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi’ne 2016/834 Esas sayılı dosyası ile ödeme emrinin iptal edildiğini, takiple ilgili ön inceleme duruşmasında dava itirazın iptali olarak devam ettirilip alacak davasına dönüştürülmediğini, bu sebeple davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin güvenlik hizmeti almak üzere davacı şirketle anlaştığını, ancak bir süre sonra davacı şirketin, müvekkile ait kameraları devreden çıkardığını ve aralarındaki güven ilişkisinin zedelendiğini, davacı firmanın ayıplı hizmeti nedeniyle 18.12.2015 tarihinde davacı şirkete ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğinden sonra da güvenlik personellerinin çalışma saatlerinin hesabı konusunda fazladan mesai ücretinin müvekkili şirkete fatura edildiğini, bu nedenle de 21.03.2016 tarihinde hizmet sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacı şirketin sözleşmenin haklı nedenle fesih tarihine kadar toplam 30.639,27 TL fatura kestiğini, müvekkili şirket tarafından da toplam 15.186,52 TL ödeme yapıldığını, bilirkişi tarafından eksik incelemeyle yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, ek bilirkişi talebi bulunmasına rağmen dosyanın eksik inceleme ile karara çıktığını belirterek, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/247 E., 2019/935 K. sayılı kararının ortadan kaldırılmasına ve talep doğrultusunda yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesine dayalı cari hesap alacağı ve faturaya istinaden yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafın, davalı ile yapılan güvenlik hizmeti sözleşmesine göre edimlerini yerine getirdiği halde bakiye ücretin ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın iptali talebiyle dava açıldığı, davalı hizmetin ayıplı olarak verildiğini, verilmeyen hizmetler bulunduğunu savunmuş olup, mahkemece taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişkide davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine, taraf defterlerinin alacak miktarı hususunda birbirini doğrulamasına, davalı tarafından hizmetin ayıplı olduğu hususunda usulüne uygun olarak bildirimde bulunulmamış ve verilmeyen hizmet iddiasının kanıtlanmamış olmasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2019 tarih ve 2018/247 Esas 2019/935 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalının istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 1.055,57.TL nispi harçtan peşin olarak alınan 263,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 791,67.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 04/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.