Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2616 E. 2023/1164 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2616
KARAR NO : 2023/1164
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019
NUMARASI : 2017/1342 Esas 2019/633 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar
Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 15/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/06/2023

Davacı ve davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Davacı vekili 01/12/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı “… Şti”nin davalı şirketten olan 126.038,87-TL alacağını temlik yoluyla devraldığını, davalı tarafın müvekkiline 10.000,00-TL si ödediğini, bakiye 116.038,87-TL nin ödenmemesi nedeniyle ihtarname gönderildiğini, borcunu ödemeyen davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, yapılan icra takibine karşı davalı taraf borçlarının İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2017/168 sayılı dosyasına ödendiğini ileri sürerek kötü niyetli olarak borcunu ödemediğinden bahisle, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla İzmir 16. İcra Müdürlüğü 2017/4120 sayılı icra takibinin iptaline, alacağının likit olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmeline, icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 02/02/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin daha önce dava dışı “… Şti” ile ticari ilişkisinin olduğunu, bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarına göre 31.12.2016 tarih itibariyle müvekkili şirketin dava dışı bu şirkete 110.038,44-TL borcu kaldığının tespit edildiğini, borçlulardan birisi “…. Şti” olan icra takibinde müvekkili şirkete 1. haciz ihbarnamesi gönderdiğini, I, haciz ihbarnamesine istinaden müvekkili şirketin “… Şti” ne olan 110.038,44-TL alacağını bildirerek İcra dosyasına yatırıldığını, kalan kısmına itiraz ettiklerini belirterek dava dışı “… Şti” nin müvekkilinden alacağı olmadığını, davacı tarafından başlatılan takibin yerinde olmadığını ileri sürerek açılan davanın haksız ve yersiz olduğundan reddine, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların ; davacının dava dışı … Şti. nin davalıdan olan alacağını temlik alıp almadığı, temlikin geçerli olup olmadığı, dava dışı şirketin davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, temlikin davalı şirketin muvafakatına bağlı olup olmadığı, itirazın haksız olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
DELİLLER:
Ankara 24.Noterliği’ nin 02/03/2017 tarih 07646 yevmiye sayılı ihtarname sureti, … A.Ş. Tarafından … hesabına gönderilen 10.000,00-TL na ilişkin 02/01/2017 tarihli işlem dekont sureti, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları dosyamız içerisindedir.
İzmir 26. Noterliğine yazılan müzekkereye cevap verildiği, 17089 yevmiye numaralı, 20/12/2016 tarihli Alacağın Devri sözleşmenin onaylı örneğinin mahkememize gönderildiği, yine Karşıyaka 5. Noterliğine yazılan müzekkereye cevap verildiği, 23/02/2017 tarih ve 5594 yevmiye nolu ihtarname suretinin mahkememize gönderildiği anlaşılmış, ilgili belgeler dosyamız arasına alınmıştır.
İzmir 16.İcra Müdürlüğü’ nün 2017/4120 E.sayılı takip dosyası getirtilerek dosyamız içerisine alınmış, söz konusu dosyanın yapılan incelemesinde; alacaklısının …, borçlusunun … A.Ş. Olduğu, İzmir 26.Noterliğinin 20/12/2016 tarih ve 17059 yevmiye sayılı alacağın devri sözleşmesine dayalı 116.038,87-TL asıl alacak üzerinden başlatılan takibe borçlu vekili tarafından yapılan itiraz neticesinde takibin durduğu, davacının Mahkememizde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce Adana Nöbetçi ATM’ ne talimat yazılarak; dosyanın bir SMMM bilirkişisine tevdi ile davalı defterleri üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle, davalı şirket ile davacı arasında ticari bir ilişki bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki alacak borç durumu, yine davalı şirket ile dava dışı … Şti. arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki alacak borç durumları hususunda rapor düzenlenmesi istenilmiş, talimat Mahkemesince dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 25/12/2018 havale tarihli raporda özetle; Davacı şirket kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde; davacı şirket defterlerinin e-defter kapsamında olduğu, ilgili dönemlere ilişkin e-defter ve berat dosyasının oluşturulma ve berat dosyalarının GlB sistemine yüklenmenin süresinde yapıldığı, 6102 sayılı TTK m.64’de ise elektronik defter ile ilgili olarak; VUK’nun 215. ve 219. maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartları, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
Takip dosyası ve dava dosyasının incelenmesinden; davacının dava dışı “… Şti” nin davalıdan olan 126.038,87-TL alacağını temlik yoluyla devraldığı, bu nedenle davalı tarafından davacıya 10.000,00-TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla davacının temlik yoluyla aldığı alacaktan dolayı 110.000,00-TL alacak bakiyesinin kaldığı, ancak davacıya alacağını temlik yoluyla devreden “… Şti’ nin …Bank A.Ş’ye olan borcundan dolayı davalıya İzmir 4.1cra Müdürlüğü’nün 2017/168 E. sayılı icra dosyasıyla 1, haciz ihbarnamesi gönderilerek “… Şti” nin davalıdan olan alacağının tamamının, davalı tarafından 111,038.44-TL. icra dosyasına ödenmiş olduğu, bu bağlamda davacının davalıdan talep edebileceği bir alacağının kalmadığı yönünde görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce İzmir 26.Noterliğine müzekkere yazılarak; 20/12/2016 tarih 17089 yevmiye nolu alacağın devri sözleşmesinin muhataba tebliğine ilişkin belgenin bir örneğinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş, gelen cevabi yazı ve belge dosyamız içerisine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, alacağın devri sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça, dava dışı … Şti’ nin davalı şirketten olan alacağını temlik aldığı iddiasıyla, alacağın tahsiline ilişkin 20.12.2016 tarihli Alacağın Devri Sözleşmesi gereği İzmir 16.İcra Müdürlüğü’ nün 2017/4120 E.sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının yapılan takibe itirazı sonucu takibin durdurulduğu, davacının Mahkememizde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Dosyaya sunulan İzmir 26.Noterliğinin 20.12.2016 tarih 17089 yevmiye sayılı alacağın devri sözleşmesi ile dava dışı … Şti davalı şirketten olan 126.038,87 TL alacağını davacıya temlik ettiği, bu alacağın devri sözleşmesinin 23.12.2016 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, davalının davacıya 02.01.2017 tarihinde banka havalesi ile 10.000 TL gönderdiği, havale dekontunda herhangi bir açıklama bulunmadığı görülmüştür.
Davalı tarafça 25.01.2017 tarihinde dava dışı … Şti nin de borçlu olarak göründüğü İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2017/168 esas sayılı dosyasına … Şti nin borcuna mahsuben 111.038,44 TL banka havalesi ile ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin incelenen defter kayıtlarına göre dava dışı … Şti nin 01.01.2017 tarihi itibariyle davalı şirketten olan alacağının 111.038,44 TL olduğu anlaşılmış, dava dışı … Şti nin defterlerini sunmaması nedeniyle mahkememizce inceleme yapılamamış, bu nedenle davalı defterlerine göre belirlenen miktara göre değerlendirme yapılmıştır.
Somut olayımızda çözümü gereken husus; davalı şirketin yapılan alacağın devri sözleşmesi nedeniyle dava dışı şirkete olan borcunu temlik alan davacıya ödemesi gerekip gerekmediği, bu temlikten haberi olup olmadığı hususudur.
Yukarı da da belirtildiği üzere alacağın devri sözleşmesi davalı tarafa 23.12.2016 tarihinde tebliğ edildiğinden bu devirden davalı şirketin bilgisi vardır. Davalı şirketin bu tebliğden sonra davacı tarafla aralarında hiç bir ticari ilişki olmamasına rağmen davacıya 10.000 TL ödemede bulunması bu ödemenin temlik sözleşmesine istinaden yapıldığı kanaatini uyandırmıştır. Bu ödeme davalı defterinde görünmemektedir. Ancak davacı tarafta bu ödemenin alacağın devri sözleşmesine istinaden yapıldığını kabul ettiğine göre, davalı defterlerine göre dava dışı şirketin 01.01.2017 tarihi itibariyle davalı şirketten olan alacağının 111.038,44 TL olduğu tespit edildiğinden davalı tarafından yapılan 10.000 TL lik ödeme bu miktardan mahsup edildiğinde bakiye 101.038,44 TL den davalı sorumludur. Davalı, temlikten haberi olduğu halde icra dosyasına ödeme yapmıştır. Bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne, alacak belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın kısmen kabulü ile; davalı borçlunun İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2017/4120 esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 101.038,44 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 101.038,44 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” dair karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı tarafından müvekkile ödenen 10.000,00TL bedel iki kere hesaplanmak suretiyle maddi hata yapıldığını, davalı yanın müvekkile gönderildiği 10.000,00TL’nin 02/01/2017 tarihnde müvekkilinin hesabına geçtiğini, alacağın temliki sözleşmesinde alacakları 126.033,87 TL olarak görünse de davalı yanın temliknamenin kendilerine tebliğinden 1 gün önce dava dışı … Şti.’ ne 5.000,00TL bedel yatırdıklarından TTK uyarınca tebliğden önce yatırılması nedeniyle bu bedel ile ilgili hesaptan düşüm yapılmasının hukuka uygun olduğunu, bu bedelin düşürülmesi ile bakiye borcun 121.033.87 TL kaldığını 10.000,00 TL müvekkiline yapılan ödemeden sonra dava değeri 111.033,87 olduğunu, dolayısıyla mahkemenin gerekçeli kararında 10.000,00 TL eksik hüküm kurulduğunu beyanla kararın kaldırılarak davanın 111. 038,44TL olarak kabulüne, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava süresinde olmadığını, müvekkili şirket merkezi Ankara’da olduğundan Ankara İcra Müdürlükleri ve Mahkemeleri yetkili olduğunu davacı tarafın tacir olup olmadığı ticaret mahkemelerinin görevli olup olmadığı hususu araştırılmadan karar verildiğini, müvekkil şirket tarafından ticari ilişki içerisinde bulunduğu …. Şirketinin alacağından dolayı İzmir 4.İcra Müdürlüğünün 2017/168 sayılı dosyasında alacaklı …bank A.Ş., tarafından başlatılan icra takibinde gönderilen haciz ihbarnamesine diğer borçlular yönünden itiraz edilerek … Şti.nin müvekkili şirketten 111.038,44-TL alacağı bulunduğu bildirilerek, icra dosyasına yatırıldığını ve kalan kısma itiraz edildiğini, dava dışı firma ile müvekkili şirket arasındaki hukuki ilişkiye göre alacağın temlikinin müvekkil şirketin muvafakatına bağlı olup, bu muvafakat olmadığından alacağın temlikinin müvekkili şirkete karşı geçerli olmadığını bu doğrultuda davacı tarafa müvekkil şirketin herhangi bir borcu kalmadığından icra takibine itirazlarının haklı olduğunu, mahkeme kararının gerekçesinde davacı şirkete ödenen 10.000,00TL’nin bu alacağın temliki sözleşmesine istinaden yapıldığı kanaatinin bu bedelin havale dekontunda alacağı devreden … firmasına olan borca istinaden yapıldığına ilişkin bir not bulunmadığından bu havale ile ilgili olarak, müvekkili şirketçe … Firmasının alacağının temlikine muvafakat edildiği ve bu nedenle davacı tarafa ödeme yapıldığı sonucuna ulaşılmasının hukuka aykırı bir gerekçe olduğunu, ayrıca bu ödemenin müvekkili şirket defterlerinde de yer almadığını Davacı tarafın tek taraflı olarak ödemenin alacağın temlikine istinaden yapıldığına ilişkin kabul beyanın da gerekçe olamayacağını, davacı taraf hesabına müvekkili şirket tarafından … firması borcu için yapıldığı iddia olunan 10.000,00-TL ödemenin … firması alacağı için yapıldığının davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini böyle bir ödeme yapılmışsa bile, müvekkili şirket yetkililerinin bilgi ve talimatı doğrultusunda yapılmış bir ödeme olmadığını, dosyada aldırılan bilirkişi raporunda müvekkili şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde davacının müvekkil şirketten talep edebileceği bir alacağının bulunmadığının tespit edildiğini mahkemece bilirkişi raporuna itibar etmeyecekse bilirkişi raporundaki görüşlerin neden kabul edilmediğinin açıklanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, mahkemece % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu dava konusu itirazda kötüniyet ve alacağın likit olmasının söz konusu olmadığını, beyanla kararın kaldırılarak davanın tümden reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, temlik sözleşmesine istinaden başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dışı … firması davalı … gıdadan olan alacağını 20/12/2016 tarihli temlikname ile davacıya temlik etmiştir.
Alacaklının, alacağını üçüncü bir kişiye devretmesi mümkün olup 6098 sayılı Yasa’nın 188 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Alacağın temliki, borç ilişkisinden doğan belli bir talep hakkının devrine yönelik olarak alacaklı ile onu devralan üçüncü kişi arasında borçlunun rızası aranmaksızın yapılan ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir sözleşmedir. Alacağın temliki ile birlikte borcun ödenmesini istemek hakkı da yeni alacaklıya geçer. Bu kurum borçlar hukukunda düzenlenmiş olup buna göre temlikin geçerli olabilmesi için borçlunun rızasının alınmasına veya borçluya bilgi verilmesine gerek yoktur. Diğer yandan, alacağın temlikinin geçerli olabilmesi için; (a)bir alacağın mevcudiyeti, (b) sözleşmeye bağlanması, (c)temlik edenin tasarrufa yetkili olması, (d) temlikin yasaklanmamış olması gereklidir. Temlik edilemeyecek haklar Yasa’da istisnai olarak sayılmıştır. Alacağın temlikinde alacaklı, halen sahip olduğu bir hakkını devredebileceği gibi, henüz mevcut olmayan, müstakbel bir alacağını da devredebilir. Temlik edenin, temlik anında sahip olduğu bir hakkını devrettiği durumlarda, yapılan bu tasarruf işlemiyle alacaklı, malvarlığının aktifindeki mevcut haklarda, başkası lehine bir azalmayı kabul eder. Böylece, temlik akdi yapılır yapılmaz alacak ve alacağa bağlı olan bütün fer’i haklar devralana geçer.(6098 Sayılı TBK nun 189 m.) Nitekim, temlik eden kişinin, temlikle birlikte borçluyla hukuki ilişkisi kesildiğinden, alacağın tahsilini dava ve talep hakkının da, temellük edene geçmesi, alacağın temlikinin doğal bir sonucudur. Kural olarak alacağın temlikinde, borçlunun hukuki durumunda herhangi bir değişiklik olmamakta, sadece muhatap olacağı kişi (alacaklı) değişmektedir. TBK nun 188 inci maddesinde de, borçlunun temlik edene karşı haiz olduğu def’ileri, temellük edene karşı da ileri sürebileceği belirtilmekle alacağın, temlik sırasındaki mevcut durumuyla yeni alacaklıya geçeceği ifade edilmektedir. Alacak bir ivaz karşılığı temlik edilebileceği gibi, herhangi bir ivaz karşılığı olmaksızın da temlik edilebilir; ivaz sadece temlik edene, temlik alanın alacağı tahsil edememesi halinde bir garanti yükümlülüğü getirir (TBK.m.191).Kural olarak temlik nedeniyle verilen ivaz, borcu ortadan kaldırmaz. (Y. 14.H.D. 31.01.2013 gün ve 2012/13364 -1254 E.K. sayılı ilamı)
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; dava dışı şirketin 01.01.2017 tarihi itibariyle davalı şirketten olan alacağının 111.038,44 TL olduğu tespit edildiğinden davalı tarafından yapılan 10.000 TL lik ödeme bu miktardan mahsup edildiğinde bakiye 101.038,44 TL alacaklı olduğunun anlaşılmasına göre davacı ve davalı vekillerinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarih, 2017/1342 Esas ve 2019/633 Karar sayılı kararına karşı davacı ve davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 6.901,93 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 1.725,50 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 5.176,43 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 15/06/2023