Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/260 E. 2021/1731 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/260
KARAR NO : 2021/1731
KARAR TARİHİ: 02/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2018
NUMARASI : 2014/636 Esas 2018/923 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/12/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2018 tarih, 2014/636 Esas 2018/923 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosya HMK’nın 353. maddesi uyarınca incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili iddia ve taleplerinde özetle; müvekkillerinin davalıyı daha önce tanıdıklarını, müvekkillerinin 2012 yılında araç almak istemeleri üzerine davalıya gittiklerini ve 2012 model … marka … plakalı aracı almak üzere anlaştıklarını davacılardan …’un 40.000,00.-TL’lik araç kredisi için … Bankasına başvurduğunu, aracı fiilen teslim aldıklarını ve Antalyaya gideceklerinden teminat amaçlı olarak davalıya senet verdiklerini, Antalya dönüşünde aracı servise götürdüklerinde aracın motor bloğunun tamirhanede değiştirilerek orjinalliğini kaybettiğini öğrendiklerini,bunun üzerine aracı iade ettiklerini, davalıya durumu aktardıklarında bundan haberi olmadığını ve başka bir araç vereceğini söyleyerek işyerinden uzaklaştırdığını, müvekkilinin davalıdan haber beklediği sırada icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve hacze gelindiğini, davalının, müvekkillerine ticari itibarının zedelendiğini söyleyerek kendisine 22.000,00.-TL’lik ceza kestiğini beyan ettiğini, bunun üzerine davalı hakkında bedelsiz ve usule aykırı olarak düzenlenen senetle ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, ayrıca İzmir 4. İcra Mahkemesine şikayet davası açtıklarını, davalının ikametgah adresi olarak İstanbul’u gösterdiğini, ancak işyerinin İzmir’de olduğunu, araç alım satımlarını yanında çalıştırdığı … üzerinden yaptığını beyan ederek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili savunmalarında özetle;müvekkili ile davacıların araç satışı konusunda anlaştıklarını, aracın teslim alındığını, araç borcu olarak sadece 22.000,00.-TL kaldığını, takip ve dava konusu senedin davacılar tarafından düzenlendiğini, aracı iade etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Dosya arasında bulunan 15/08/2012 tarihli sözleşmeye göre ve taraflarında kabullerine göre davaya konu araç … plaka sayılı … … marka 2008 model araç olduğu,araç bedelinin taraflar arasında 90.000 TL olarak belirlendiği,davacılar tarafından davalıya 90.000 TL bedelli icra takibine konu senet verildiği,davacıların, sözleşmeye konu aracın satıştan önce hasarlı olup olmadığı ve satış tarihindeki rayiç değerinin tespiti ve davacıların davaya konu icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olup olmadıklarının tespiti için aracın önceki hasar kayıtları da ilgili yerlerden getirtilerek bir otomotiv uzmanı bilirkişi … ile hukukçu bilirkişi …’dan rapor aldırılmış olup, düzenlenen raporun denetime elverişli ve açık olması nedeni ile itibar edilerek,buna göre ; sözleşmeye konu … plaka sayılı … … marka 2008 model aracın 15/08/2012 tarihinde hasarsız haldeki piyasa rayiç değerinin 90.000,00 TL olduğu, satış tarihinden önceki hasarların tamamı değerlendirildiğinde arcın satış tarihindeki rayiç değerinin 70.000 TL civarında olacağı, davacılarca davalıya ödeme yapıldığına dair her hangi bir beyanda bulunulmadığı, davalı tarafça davacıların kendisine 68.000 TL ödeme yapıldığının iddia edildiği, ancak davalının buna ilişkin yazılı bir belge sunmadığı, davalının cevap dilekçesinde açıkça davacıların 90.000 TL lik takibe konu senedin bakiye 22.000 TL sinin davacılarca ödenmediğinin ileri sürüldüğü, taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesinin noterde düzenlenmemesi nedeniyle geçerli olmadığı, dolayısıyla geçersiz bir sözleşmeye dayanarak tarafların birbirlerinden talepte bulunamayacakları, herkesin aldığını geri vermekle yükümlü olduğu, bu itibarla davacıların İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11669 esas sayılı dosyasındaki borç nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 24.12.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
-Müvekkilinin galericilik yaptığını,davacıların, 15.08.2012 tarihinde müvekkilin işyerine gelip 90.000,00 TL bedelle anlaşarak 01.10.2012 vadeli olarak … plakalı 2012 model … … marka aracı satın aldıklarını,ayrıca bu konuda, müvekkiline 90.000,00 TL bedelli senet verdiklerini,davacının ödemesi gereken 90.000,00 TL bedelin, 68.000,00 TL’sini ödediğini,22.000,00 TL’sini ödemediğini,kalan 22.000,00 TL için de araç kredisine başvurduklarını ve hemen ödeyemeyeceklerini belirttiklerini,
-Davacıların, aracı satın aldıkları hafta “Antalya’da bir düğüne gideceklerini bu yüzden devir işlemleri gerçekleşmese de aracı teslim almak istediklerini hem aracı bir denemiş oluruz” diye belirttiklerini,davacı …, …’da görev yapmış görme engelli asker gazisi olduğunu,müvekkilinin de davacının bu imajına güvenerek ve iyiniyetle aracı teslim ettiğini,fakat bedeli tamamen ödenmediği için devir işlemlerini yapmadıklarını, Antalya’dan döndüklerinde aracı bakıma götürüp motorunun orjinal motor olmadığını öğrendiklerini beyan etmişler ve bu gizli ayıp nedeniyle aracı iade edip senedi geri almak istediklerini,Antalya dönüşünde aracı muayene ettirmenin gerçeklikle hiç alakalı olmadığını,zira hiç bilmediğiniz ve başkasına ait olan bir aracı alıp 90.000,00 Tl senet verip yaklaşık 1.500 km yol kat edip sonrasında aracı muayene ettirmek ve gizli ayıp var bunda demenin tamamen hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,
-Davacıların kalan 22.000,00 TL’yi ödemeyeceğini ve aracı iade etmek istediklerini belirttiklerini, müvekkilinin de yapılan ödemeyi geri veremeyeceğini ve aracı almak istemediğini belirttiğini,davacıların da aracı başka bir galeriye satmak istediğini,müvekkilinin bunu kabul ettiğini, araç sahibinin de satışı verdiğini,ancak araç satıldığı halde müvekkile hiçbir ödeme yapılmadığını,bu durumun da hiç sorgusu yapılmadan hüküm kurulması hukuka aykırı olduğunu,
-Hüküm gerekçesinde belirtilen “…taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesinin noterde düzenlenmediğinden dolayı geçerli olmadığı…” gerekçesini kabul etmediklerini,çünkü müvekkilinin ikinci el araç alım-satım işi ile uğraştığını,müvekkilinin galerisinden davacıya satılan dava konusu araç gibi konsinye denilen yani üçüncü bir kişiye ait araçlar da bulunduğunu,bu şekilde anlaşmalarda konsinye araç; “YALNIZA GALERİDE SERGİLENMEKTE GALERİ SAHİBİ ARACILIK YAPTIĞINDAN KOMİSYON ALMAKTA, RUHSAT O GALERİ ÜZERİNE GEÇİRİLMEMEKTE VE HALEN ARACIN SAHİBİ ÜÇÜNCÜ KİŞİ OLMAKTADIR. BU ŞEKİLDE KONSİNYE ARAÇLARIN SATIŞI DA YA ARAÇ SAHİBİ OLAN ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN ARACIN SERGİLENDİĞİ GALERİ SAHİBİNE/ÇALIŞANINA ÇIKARMIŞ OLDUĞU ARAÇ ALIM-SATIM VEKALETNAMESİ İLE SATIŞ İŞLEMLERİ YAPILIR YA DA ARAÇ SAHİBİ OLAN ÜÇÜNCÜ KİŞİ DİREK KENDİSİ SATIN ALACAK KİŞİYLE NOTERE GİDEREK ARACIN SATIŞ İŞLEMLERİNİ BİZZAT YAPAR.” Olayda da aynı bu şekilde bir konsinye araç satış durumu söz konu olup,dava konusu olan aracın üçüncü kişi olan ruhsat sahibinin müvekkilinin bir çalışanına vekaletname çıkartmış ve o şekilde satış işlemleri yapılmak üzere anlaşıldığını,yukarıda açıklandığı üzere davacılar aracın tam bedelini ödemeden satış işlemi yapılmadan aracı teslim almak istediklerinden dolayı noterde devir işlemi gerçekleştirilmediğini,bu bağlamda satış sözleşmesinin oluşmadığı hususundan bahsedilemeyeceğini,
-Yine hüküm gerekçesin belirtilen “…aracın şu anki piyasa değerinin 70.000,00 TL olduğu…” gerekçesini kabul etmediklerini,
-Hukuka aykırı yerel mahkeme kararının KALDIRILMASINA ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, araç alım satımına ilişkin komisyon sözleşmesi nedeniyle verilen senedin aracın ayıplı olması nedeniyle bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespite ilişkindir.
Davacı taraf, davalıdan 90.0000 TL bedelle araç satın aldıklarını, ancak acilen Antalyaya gideceklerinden aracı fiilen teslim aldıklarını, devrini almadıkları için 90.000 TL bedelli teminat senedi verdiklerini, dönüşte aracı muayene ettirdiklerinde aracın ayıplı olduğunu tespit ettiklerini, aracı davalıya geri iade ettiklerini, ancak davalının kendilerini oyalayarak senedi vermediğini, sonrasında senedi 22.000 TL üzerinden takibe koyduğunu, borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili istinaf etmiş olup,istinaf incelemesi HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesinin noterde düzenlenmemesi nedeniyle geçerli olmadığı, dolayısıyla geçersiz bir sözleşmeye dayanarak tarafların birbirlerinden talepte bulunamayacakları, herkesin aldığını geri vermekle yükümlü olduğu, bu itibarla davacıların İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11669 esas sayılı dosyasındaki borç nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiştir.
Ancak, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m.33).
Somut olayda, taraflar arasında 15.02.2012 tarihli ” Oto Satış Komisyonculuğu Ve Aracılık Hizmetleri Sözleşmesi ” imzalanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede davalının aracı vazifesi gördüğü ve taraflardan aldığı komisyon karşılığında araç satışına aracılık ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının ancak, davacı ile aralarındaki sözleşme gereği ve davacıların satıştan vazgeçmeleri nedeniyle % 3 komisyon bedeli olan (% 3×90000)=2.700 TL bedeli talep edebileceği saptanmıştır.
Davalının savunmalarından, komisyon bedeli istemediği, bu konuda takibinin bulunmadığı, takibin bakiye satış bedeline ilişkin olduğu, oysa dava konusu aracın gerçek maliki tarafından üçüncü kişiye satıldığı görülmektedir. Dolayısıyla aracı konumundaki davalının satış bedelinin bakiyesini talep etme hakkı ve sıfatı bulunmamaktadır. Komisyon alacağına ilişkin bir takipte yapılmadığından; alım satım bedelinin teminatı olarak verilen ve teminat koşulu gerçekleşmeyen senetten dolayı, davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Ancak davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, sonucu itibariyle ret kararı doğru olduğundan, kararın kaldırılmasına karar verilmemiştir.
Bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2018 tarih, 2014/636 Esas 2018/923 Karar sayılı kararına karşı davalının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 1.502,82-TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 375,90-TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 1.126,92-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 02/12/2021