Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2596
KARAR NO : 2023/747
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2018/757 Esas 2019/679 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
BAM KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2023
Davacı tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; takibe konu çeklerin keşidecisi olan dava dışı …’nun …’den 2 okul yapımı ihalesi aldığını, bu okulların tüm aliminyum doğrama işlerinin kendisi tarafından yapılması için anlaşma imzaladıklarını, dava dışı …’nun avans olarak 6 adet çek keşide ederek verdiğini, kendisinin de bu çeklerin bir kısmını kullanılacak malzeme bedeli olarak … firmasına cirolayarak teslim ettiğini, ancak malzemelerin tamamını alamadığını, çekleri ciro ettiği … firmasının adresinden taşındığını ve bulamadığını, bu firmaya sözleşmenin iptali, çeklerin ve eksik malzemenin iadesi konusunda ihtar gönderdiğini, davalı bankanın çeklerde taraf olmadığından takip yapma yetkisinin olmadığını ileri sürerek, tarafına gönderilmeyen mal nedeniyle 4 adet çek ve teminat senedinin iadesine, alacağının tespitine, … bankasının yetkisizliğine ve takibe itirazının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı banka cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın açtığı davanın niteliği ile dava dilekçesindeki iddia ve talepleri birbiri ile uyumlu olmadığı gibi, davacının dava dilekçesindeki iddia, talep ve beyanlarının müvekkil tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibinin hukuki geçerliliği ile de herhangi bir ilgisi bulunmadığını,
banka tarafından 25/04/2015 tarihli, 5097361 seri no’lu ve 15000 TL bedelli ve 25/05/2015 tarihli,58097363 seri no’lı ve 25000TL bedelli çek bedellerinin tahsili için keşideci … ve davacı ciranta … aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğünde 2015/8651 sayılı icra takibi açtığını, anılan takip usulüne uygun ve kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi olup anılan takip sebepten mücerrettir ve müvekkil banka takip konusu çeklerdeki sorumlulardan herhangi birisi aleyhine icra takibi başlatıp başlatmamakta usul ve yasa hükümleri uyarınca serbest olduğunu, Müvekkil banka iyiniyetli son hamil olup davacı aleyhine icra takibi başlatmak da hukuken haklı ve yetkili olduğunu açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
” Dava; ticari satım nedeniyle verilen çeklerin bedelsiz kaldığı ve verilen bonoların da teminat vasfının bulunduğu iddiasına dayalı, senedin iadesi, alacaklı olduğu miktarın ve borçlu bulunmadığının tespiti taleplerine ilişkindir.
İzmir 5 İcra Müdürlüğünün 2015/8651 sayılı takip dosyası getirtilip incelenmiştir.
Davacı taraf, lehtarı olduğu ve ticari satım nedeniyle ciro ettiği 4 adet çekin, 30.000,00-TL lik teminat senedinin verilmeyen mallar nedeniyle iadesi talebiyle davalı Türkiye … Bankası aleyhine dava açarak alacağının tespiti ve %20 inkar tazminatı talebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davacıya dava dilekçesi açıklattırılıp, talepleri netleştirilmiş, davacı 25/04/2015 tarihli 15.000,00-TL ve 25/05/2015 tarihli 25.000,00-TL bedelli çekler ile 30.000,00-TL lik teminat senedinin tarafına iadesini ve İzmir 5. İcra Müd nün 2015/8651 sayılı icra takibinin iptalini talep etmiş, talepleri netleştirilerek eksik harç ikmal edilmiş, tüm deliller toplanılmış,
İzmir C. Başsavcılığı’nın 2015/38119 soruşturma, 2015/23926 karar nolu, müştekisi …, şüphelisi … Şti yetkilisi …’e yönelik 30/12/2014 suç tarihli çeklerle ilgili soruşturmada, 29/04/2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Davacı 28/05/2019 tarihli oturumda bu kararın kesinleştiğini, herhangi bir ceza davası açılmadığını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; incelenen İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2015/8651 sayılı takip dosyası, İzmir C. Başsavcılığı’nın 2015/38119 soruşturma, 2015/23926 karar nolu, kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen ve kesinleşen kararı dikkate alındığında, davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla, açılan davanın reddine, şartları oluşmadığından, davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesine yer olmadığına dair mahkememizdeki vicdani kanıyı oluşturan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçesi ile,
“1-Davacının 30.000,00-TL lik teminat senedinin iadesine yönelik talebinin REDDİNE,
2-Davacının İzmir 5. İcra Müd nün 2015/8651 sayılı takip dosyasındaki 25/04/2015 keşide tarihli, 15.000,00-TL bedelli ve 25/05/2015 keşide tarihli 25.000,00-TL bedelli çeklerle ilgili borçlu olmadığına yönelik talebinin REDDİNE,
Şartları oluşmadığından davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu çeklerin, garanti tutarının ödenmeden ve … Bankası tarafından ciro edilmeden verildiğini, davalı bankanın iyi niyetli hamil olmadığını, takip hakkı bulunmadığını, çeklerin arkasındaki 2.cirantanın bu çeklerinin hangi bankaya tahsil için ciro ettiğinin belli olmadığını, bankaların müşterileri adına çek tahsili için takip yapamayacağını, çeklerin üzerinde mahkemenin inceleme yapmadığını, bu nedenlerden dolayı yerel mahkeme kararın kaldırılması gerektiğinden istinaf konusu yapıldığını belirterek, hatalı ve hukuka aykırı olarak verilen mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine dayalı menfi tespit ve bononun iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı, 2 adet çek ve 30.000,00-TL tutarında senede ilişkin açmış olduğu davada 30.000,00-TL’ lik senedinin iadesini ve toplam 40.000,00-TL’ lik 2 adet çek nedeniyle de borçlu olmadığının tespiti talep etmiş olup, davalı davanın reddini savunmuştur.
TTK’nın 687. Maddesi “- (1) Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
(2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindedir.
Dava ve icra takibi konusu muhatap …bank Menderes Şubesi tarafından verilmiş 2 adet çekin incelenmesinde, davacının ciranta olduğu, kendisinin ciro ederek verdiği dava dışı … Şti tarafından …bank Balçova şubesine ibraz edildiği görülmüştür.
Takip konusu çekleri beyaz ciro ile devralan davalı … Bankası Balçova Şubesi tarafından, muhatap …bank adına vekâleten çeklerin arka yüzüne ibraz tarihini de içeren karşılıksızdır kaydı yazılıp yetkilisince imzalanması suretiyle, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 8. maddesinin 3 ve 4. fıkrası ile Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliğinin 14. maddesi kapsamında çekin bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu, buna göre çekleri 5941 sayılı Çek Kanununun 8. maddesinin 3. maddesi göndermesi ile TTK’nın 798. maddesi hükmü uyarınca takas odasına ödeme için ibraz eden alacaklı bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir. (Bknz.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.11.2019 gün 2017/12-337 Esas, 2019/1176 Karar sayılı kararı)
Çeklerdeki ciro temlik cirosu olup 6102 sayılı TTK’nın 687(6762 sayılı TTK’nın no 599) maddesi uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması şartına bağlıdır. Kambiyo senetlerinde temlik cirosuyla senede hamil olan davalı bankaların kötüniyeti kanıtlanmadığı sürece bedelsizlik iddiası hamil bankalara karşı ileri sürülemez. (Bknz.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.01.2022 gün 2019(19)11-59 Esas, 2022/46 Karar sayılı kararı)
Davacı 30.000,00-TL’ lik senedin iadesini talep etmiş ise de, dava dışı … Şti’ye teminat olarak verildiği iddia edilen senedin icra takibine konu edilmediği gibi davalı bankada bulunduğu konusunda da delil bulunmadığı görülmektedir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin tartışılması ile verilen kararda sonucu itibariyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, yetkili hamil olan davalı bankanın kötü niyetli olduğunun sabit olmaması nedeniyle şahsi def’ilerin kendisine karşı ileri sürülemeyeceğinin, davacının davasını ispat edemediğinin anlaşılmasına göre davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarih ve 2018/757 Esas 2019/679 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.