Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2595 E. 2023/698 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2595
KARAR NO : 2023/698
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2017/1178 Esas 2019/661 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkilinden bir kısım inşaat malzemeleri satın aldığını, müvekkili tarafından fatura düzenlendiğini, malların davalıya teslim edildiğini, buna ilişkin sevk irsaliyelerinin düzenlendiğini, malların … Kargo ile gönderildiğini, yetki itirazının yerinde olmadığını, uyuşmazlık halinde İzmir Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, faturalara itiraz edilmediğini, takibe itirazın haksız olduğunu, alacağın 7 adet faturaya dayalı olduğunu ve likit olduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, müvekkili yararına alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, zaman aşımına uğradığını, Van Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili tarafından davacıdan alınan malzemelerden dolayı faturaların sunulduğunu ve davacıya gerekli ödemelerin yapıldığını, başkaca herhangi bir borcun bulunmadığını, defterler incelendiğinde durumun ortaya çıkacağını, faturaların müvekkilinin muhasebe kayıtlarında bulunmadığını, borcun olmadığını belirterek, davanın reddine, müvekkili yararına % 20’den az olmamak üzere tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Mahkememizce davacıya ait ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor aldırılmıştır. Mali müşavir bilirkişi 05/03/2019 tarihli raporunda özetle; davacı defterlerinin yasal tasdiklerinin bulunduğunu, davacının defterlerine göre davalıdan 29/07/2016 takip tarihi ve 31/12/2016 yıl sonu itibariyle 29.971,16 TL alacağının olduğunu, dava konusu 7 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalının …bankası’nın 22/02/2016 tarihli 130618 numaralı dekontu ile 15.945,00 TL ödemesi dışında davacıya yapılmış başka bir ödemesinin bulunmadığını, davacı alacağının 14.026,15 TL olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde teslimi inkar etmemiş olup aksine ödeme savunmasında bulunmuştur. Ödemeyi ispat yükü davalıya aittir. Davalı, kendisine usulüne uygun olarak yapılan davetiye tebliğine rağmen defter ve belgelerini bilirkişi incelemesine sunmadığı gibi ne icra takip dosyasına ne de mahkememize ödemeye ilişkin belgelerini de sunmamıştır. Davacının usulüne uygun olarak düzenlenen ve yasal tasdikleri bulunan defterleri davacı lehine delil oluşturup, davanın ve takibin konusu olan faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, bunlarla ilgili davalı ödemesinin gözükmediği, davacının takip konusu miktarda alacaklı olduğu, davalının borca itirazında haksız olduğu anlaşıldığından, haklı görülen davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur ” gerekçesi ile;
“Davanın KABULÜ ile;
İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10519 sayılı dosyasında davalının 14.026,15-TL asıl alacak miktarına itirazının iptaline,
Bu miktara 29/07/2016 takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin bu miktar üzerinden devamına,
14.026,15-TL’nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem icra dosyasında bulunan itiraz dilekçelerinde hem de dava dosyasında bulunan cevap dilekçelerinde davacı şirkete herhangi bir borçlarının olmadığının açıkça beyan edildiğini, davacı şirketten, takip tarihinden önce alınan bir kısım malzeme faturasının müvekkili şirkete tebliğ edildiğini ve müvekkili şirketin de 15.945,00 TL olan fatura borcunu 22/02/2016 tarihli 130618 numaralı dekont ile ödediğini, müvekkili şirketin bu faturalardan başka herhangi bir borcunun bulunmadığını, gerekçeli kararda belirtilen ödeme savunmasının bu faturalara ait olduğunu, davaya konu borcu ödediklerine ilişkin cevap dilekçelerinde herhangi bir beyanlarının olmadığını, ancak buna rağmen beyanlarının mahkemece ödeme savunması olarak kabul edildiğini, bu dilekçelerde davaya konu faturalara karşı ödeme yaptıklarına ilişkin hiçbir beyanlarının olmadığını, ancak mahkemece bu beyanlarının ödeme savunması olarak kabul edilerek ispat yükünün taraflarına geçtiğine ilişkin belirlemesinin de açıkça hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli kararda ticari defterlerin sunulması ile ilgili olarak taraflarına yapılan tebliğe rağmen defterleri sunmadıklarının belirtildiğini, ancak bu hususun tamamen gerçek dışı olup taraflarına yapılan herhangi bir tebligat bulunmadığını, Uyap sisteminden yaptıkları araştırma neticesinde mahkemece Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığını ve mahkemece Av. … adına *…* barkod numaralı bir tebligatın gönderildiğinin görüldüğünü, ancak bu tebligatın usulüne uygun bir tebligat olmadığını, zira tebligat üzerindeki adresin taraflarına ait olmadığını, tamamen farklı bir adrese ve farklı kişilere yapılan usulsüz tebligatın söz konusu olduğunu, davacının icra inkar tazminatına yönelik taleplerinin de mahkemece kabul edildiğini, mahkemenin bu kararının da açıkça hukuka aykırı olduğunu, zira İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra – inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerektiğini, burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunmasının yasal koşullardan olmadığını, inkar tazminatının, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğunu, bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerektiğini, davaya konu alacağın likit ve belli olmadığını, bu nedenle müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de açıkça hukuka aykırılık oluşturduğunu, davacı tarafın davasını ispat edemediğini, bu nedenle davanın reddi yerine kabulünün açıkça hukuka aykırı olduğunu istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf icra takibine konu 7 adet faturadan kaynaklı davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmektedir.
Davalı taraf ise faturaların muhasebe kayıtlarında olmadığını, borçlu olmadığını savunmaktadır.
İlk derece mahkemesince davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup; takibe konu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacının sunduğu … kargo belgeleri ile fatura konusu malları davalıya göndermiş olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirket ticari defterlerinin sunumu için talimat yolu ile tebligat çıkartılmış, tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiği, ancak defterlerin talimat mahkemesine sunulmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayımızda; davaya konu faturalardan kaynaklı davalıdan alacaklı olduğunu ve malların teslim edildiğini ispat yükü davacı taraftadır. Faturaların, salt davacı defterlerinde kayıtlı olması fatura konusu malların davalıya teslim edildiğini göstermez. Davacının malların teslimine ilişkin irsaliye ve teslime ilişkin herhangi bir belge sunması gerekmektedir. Davacı tarafça dosyaya … kargo ambar teslim fişleri sunulmuş olup, bu belgeler, malların … kargoya teslim edildiğini gösterir belgelerdir. … kargo tarafından malların davalıya teslim edildiğini gösterir belgeler değildir.
İlk derece mahkemesince, davacının sunduğu … kargo ambar fişleri ile teslimi yapılan malların, davalıya … kargo ile teslim edilip edilmediğinin araştırılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; … kargoya müzekkere yazılarak davacının sunduğu ambar teslim fişleri de eklenmek suretiyle fişlere konu malların davalıya teslim edilip edilmediği edilmiş ise buna ilişkin belgenin gönderilmesini istemek, belgeler geldikten sonra toplanan delillere göre bilirkişiden ek rapor alarak sonucuna göre değerlendirme yapmak olmalıdır.
O halde, yukarıda yapılan açıklamalara göre, delillerin toplanarak sonuca varılması için yargılamaya devam edilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK nun 353/(1)-a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarih, 2017/1178 Esas ve 2019/661 Karar sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın HMK 353/(1)-a-6 maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 239,55 TL istinaf nispi karar harcının istek halinde İADESİNE,
İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 06/04/2023