Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2583 E. 2023/844 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2583
KARAR NO : 2023/844
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2019
NUMARASI : 2016/511 Esas 2019/274 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
BAM KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; 12/09/2009 tarihinde dava dışı …’ün yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile … plakalı aracın trafik kazası yaptığı, kaza kapsamında … plakalı aracın … plakalı otobüse arkadan çarptığını, bu kaza sebebiyle …’ün yaralandığını, …’da bulunan …’ün yaralanmaya bağlı olarak … Sigorta şirketi davacı tarafından 1.474,10-Euro, 11.813,84-Euro ödeme yapıldığı, 30,2-Euro noter masrafı yapıldığından bahisle yapılan ödemenin davalılar … A.Ş, …, … Nakliyat ve Ticaret A.Ş ve …’tan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak İstanbul Anadolu Asliye Ticaret mahkemelerinin yetkili olduğunu, zaman aşımı def’inde bulunarak davanın zaman aşımına uğradığını, … şirketine ait aracı kullanan sürücü …’ın kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, yeniden inceleme yapılmasını talep ettikleri, trafik kazasına 5 aracın karıştığını, Gölcük 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/487 E sayılı dosyasına açılan davada …’ün tazminatı … sigorta tarafından ödendiğini, … tarafından tedavi giderlerinin karşılandığını belirterek davanın esastan ve usulden reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazası sebebiyle sağlık kurumlarından yapılan tedaviler için yaralanan kişilerin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın tedavi giderlerinin … tarafından karşılandığını, yurtdışı tedavileri için yasal düzenleme bulunduğunu ve davacının talebinin 6111 sayılı yasa kapsamı dışında bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı bulunduğunu, sorumluluğun sigorta poliçesi limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, tedavi giderlerinin ve refakatçi giderinin teminat kapsamında bulunmadığını, Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2013/187 E sayılı dosyasının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
MAHKEMECE: ” …13.12.2016 tarihli celsenin 3 nolu ara kararı ile davalı …’ın yetki itirazının reddine karar verilmiş, 4 nolu ara kararı ile zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
Delillerin toplanmasından sonra mahkememizin 28/02/2017 tarihli oturumunda bilirkişi incelemesine karar verilmiş, sigorta uzmanı bilirkişi ve aktüerya bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyeti ibraz ettikleri 02/05/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak, 12/09/2009 tarihinde … plakalı araç, … plakalı kamyon, … plakalı otobüs ve … plakalı otobüs arasında zincirleme trafik kazası meydana geldiği ve bu kazada maddi yanında içinde …’ün de bulunduğu 22 kişinin yaralandığı, olaya dair ceza yargılaması yapılan Kocaeli 5. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kazada kusur ile ilgili Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından 28/04/2011 tarihli raporunda; … plakalı kamyon sürücüsü …’ın asli ve tam kusurlu olduğu, … plakalı otobüs sürücüsü …’nın kusursuz olduğu, … plakalı otobüs sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’in kusursuz olduğu, iş bu kaza nedeniyle 27/10/1987 d.lu …’ün meydana gelen yaralanmanın % 3,3 oranında sürekli maluliyete neden olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olacağı ve bu nedenle uğradığı iş göremezlik zararının 53.725,90-TL olduğunun Gölcük 2. AHM 2012/187 E-2016/39 K sayılı ilamı ile tespit edilmiş olduğu, davalı sürücüsü, kazanın oluşundan tam ve asli kusurlu olan … plakalı aracın 10/11/2008-10/11/2009 tarihleri arasında geçerli 6100-2264910 nolu poliçe ile Zorunlu Karayolu Trafik Sigortacısı örüntüsü içine … A.Ş tarafından alınmış olduğu ve ZMM Trafik sigortacısının kazanın oluşundan dolayı gerçek zararının gideriminden sigortalısı kusuru ve sigorta teminat limitine kadar sorumlu ise de Karayolları Trafik Kanunu Tedavi giderleri ile ilgili madde 98 hükmüne amir olup dosyaya ibra edilen belgelerden zarar gören … ile ilgili toplam 4.720,05-Euro tedavi gideri yapıldığının tespit edildiği, bu nedenle davacı yanın zarar gören adına ödemek zorunda kalmakla halefiyet hakkına sahip olduğu 4.720,05-Euro tedavi giderlerinden davalı araç malikinin KTK m 85 ve davalı araç sürücüsünün BK m 49 gereği kaza tarihinden itibaren sorumlu olması gerektiğine, olayın haksız fiil olduğu ancak davacının zararının yabancı para üzerinden gerçekleştiği bu halde yabancı para üzerinden tespit edilen zararın tahsil tarihindeki TL karşılığına ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca temerrüt faizine hükmedilebilmesi halinin mahkemeye ait olduğu, davacı yanca sigortalısı zarar gören … adına 1.504,30-Euro prim ve noter masrafı yapıldığı nedeniyle talepleri var ise de bu primlerin ödendiğine dair dosyada belge görülmediğine dair tespitlerini bildirmişlerdir.
Davacı vekili 17/05/2017 tarihli dilekçesi ile rapora itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; belirtilen hususların mahkemece gözönüne alınmasını talep etmiştir.
Davalı … Nakliyat ve Tic A.Ş vekili 22/05/2017 tarihli dilekçesi ile rapora itirazlarını bildirmiş olup sonuç olarak; zamanaşımı def’i de dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar rapora beyanda bulunmamışlardır.
Mahkememizin 18/09/2018 tarihli oturumunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti ibraz ettikleri 04/01/2019 havale tarihli ek raporlarında sonuç olarak; kök raporlarındaki görüşlerinde sadece tedavi gideri miktarının 4.720-Euro miktarından 5.621,75-Euro’ya çıkarılması dışında bir değişiklik olmadığını bildirmişlerdir.
Davalı … Nakliyat ve Tic A.Ş vekili 04/02/2019 tarihli dilekçesi ile ek rapora itiraz etmişler, yeniden rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 04/02/2019 tarihli dilekçesi ile ek rapora beyanlarını ve itirazlarını bildirmiştir.
Davalı … vekili 28/01/2019 tarihli dilekçesi ile ek rapora beyanlarını bildirmiş olup sonuç olarak yeni bir heyet oluşturularak bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili ve davalı … ek rapora beyanda bulumamışlardır.
Dosya kapsamı itibariyle alınan raporlar yeterli görüldüğünden yeni bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmedi.
Dava rücuen tazminat davasıdır.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre; 12/09/2009 tarihinde dava dışı …’ün yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile … plakalı aracın trafik kazası yaptığı, kaza kapsamında … plakalı aracın … plakalı otobüse arkadan çarptığını, bu kaza sebebiyle …’ün yaralandığını, …’da bulunan …’ün yaralanmaya bağlı olarak … Sigorta şirketi davacı tarafından yapılan ödemenin tahsilinin talep edildiği, meydana gelen kazada adli tıp kurumu raporuna göre davalı … AŞ’ye ait, davalı sigorta şirketine ZMSS ile sigortalı olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın tam kusurlu olduğu, diğer sürücülerin kusurunun bulunmadığı, rapor kapsamına göre …’nın sorumluluğu dışında giderilmesi gereken tedavi gideri mevcut olmadığı, bu sebeple sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı, davacı sigorta şirketinin asıl ve 2. ek rapor kapsamına göre yapmış olduğu sağlık giderleri toplamının 5.621,75-Euro olduğu, bu zararın gideriminden … ve sürücü … ve araç maliki … AŞ’nin sorumlu olduğu, … savunmasında, tedavi yardımı alan dava dışı …’ün Türk vatandaşı olmadığının, bu sebeple sağlık giderlerinden sorumlu olmayacağının belirtmiş ise de, Türkiye sınırları dahilinde meydana gelen kazada yaralanan kişilerin sağlık giderleri bakımından vatandaşlık ayrımının gözetilmediğini, …’dan karşılanacağının belirtilmiş olduğu, bilirkişilerin bu değerlendirmesi yerinde görüldüğünden …’nun itirazları yerinde görülmediğinden;
Davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın reddine, davalılar …, … Nakliyat A.Ş ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 5.621,75-Euronun 19/04/2016 dava tarihinden ödeme tarihine kadar kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek döviz faizi ile birlikte fiili ödeme tarihinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile,
1-Davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın reddine,
Davalılar …, … A.Ş ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 5.621,75-Euronun 19/04/2016 dava tarihinden ödeme tarihine kadar kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek döviz faizi ile birlikte fiili ödeme tarihinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ait istemin reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan ilk (28.04.2017 tarihli) bilirkişi raporunda, tedavi giderleri ibaresinin kapsamında açıklandığını ve “fizik tedavi giderleri” olarak adlandırılan giderlerin, dolaylı tedavi giderleri arasında sayıldığının belirtildiğini, davacı … davadışı sigortalısı …’ün tedavisi amacıyla uygulanan fizik tedaviye ve bu amaçla yapılan masraflara ilişkin belgeler dava dilekçesinin ekinde sunulmuş olmasına rağmen değerlendirmeye alınmamış olmasının hatalı olduğunu, anılan fizik tedavi uygulamalarının halen …’da yerleşik olup faaliyet gösteren … unvanlı sağlık kuruluşu tarafından gerçekleştirildiğini, yapılacak hesaplamanın, ilgili ülkede geçerli rayiçler üzerinden ve yine ilgili ülkede kullanılan para birimi üzerinden yapılması gerektiğini, yanısıra, sırf dosyada buna ilişkin belge olmadığı için, yapıldığı tedavi gideri bakımından istemin reddinin de doğru bulunmadığını, o tedavi karşılığında (yine o ülkede geçerli koşullar altında) ödenmesinin elzem olan bedelin araştırılarak, tespit edilen bedel üzerinden kabul edilmesi gerektiği hususunun da içtihat edildiğini, davacı … sigorta kuruluşunun adı geçen davadışı sigortalısının, yine …’da yürürlükte bulunan yasalar gereği, sosyal sigortalar hizmetlerinden yararlanabilmesini teminen ödemiş olduğu 1.474,10 EURO tutarındaki prim bedelinin de, sırf buna ilişkin bir belgenin dosyada yer almamasının gerekçe gösterilerek, değerlendirmeye alınmamış olmasının hatalı olduğunu belirterek, istinaf başvurusuna konu olan gerekçeli kararın ortadan kaldırılmasına; yeniden yargılama yapılmak yoluyla, davanın kabulüne; avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kendi sigortalısının geçirdiği trafik kazası nedeniyle tedavi yan giderlerinin rücuen tahsilinin talep ettiğini, davacının ödediği tedavi giderlerinin kuruma rücu etme hakkının bulunduğunu, trafik kanununun 98.maddesinde “trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalar” teriminin kullanıldığını ve kanunun 101.maddesinde açıkça düzenlendiğini, Türk kanunlarıyla yapılan düzenleme de … şirketlerinin tedavi giderlerine ilişkin birimleri yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren belirlenen süre içinde …’ya devretmeleri halinde kurumun trafik kazalarında sorumlu olacağı ilkesine dayanmakta olduğunu, ayrıca itiraz ettikleri bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde yapılması gerektiğini, …’ün tedavi giderlerine ilişkin faturalar hakkında yapılan değerlendirme kurum sigortalılarına yapılabilecek ödemelerin ötesinde bir hesaplama içerdiğini, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin yetki itirazının usul ve yasaya aykırı olarak reddine karar vermiş olup, bu kararının hatalı olduğunu, süresinde davaya karşı ileri sürülen zamanaşımı def’inin reddine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, elde görülen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken aksine kararın hatalı olduğunu, söz konusu ödeme belgeleri olarak sunulan belgelerdeki ödemeler de bilirkişi raporunda mükerrer hesap edildiğini ve fazla hesaplama yapıldığını, bilirkişi ek raporunda esas rapordaki hesaplamaya dahil edilen 901,71 Euro ilaç giderinin hatalı şekilde hesaba dahil edildiğini, yine, bilirkişi raporunda tekerlekli sandalye kirası 152,70Euro ve 162,10Euro tutarlı 7 adet genel fizik tedavisine ilişkin belgelerin de tarafına tebliğ edilmediği gibi, bu hususta dosyada net bir belge görülemediğini, dosyaya sunulan belgelerin bilirkişi raporunda eksik ve hatalı değerlendirildiğini ve birçok ödeme mükerrer şekilde hesaplamaya dahil edildiğini, dolayısıyla, bu hususta yeniden konusunda uzman bilirkişi marifetiyle hesaplama yapılması gerekeceğinin aşikar olduğunu belirterek, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2016/511E. 2019/274K., 12.03.2019 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigorta sözleşmesi kapsamında ödenen bedelin rücuen tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı, dava dışı …’ün yolcu olarak bulunduğu aracın trafik kazası nedeniyle yaralandığı, …’da bulunan …’ün yaralanmasına bağlı olarak taraflarınca yapılan ödemelerin tahsili talebiyle dava açmış olup, davalılar davanın reddini talep etmiştir.
TTK’nın 1472/1 maddesi ” Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacının rücu hakkının bulunmasına, denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda ispatlanan bölüm için kısmen kabul kararı verilmiş bulunmasına göre davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/03/2019 tarih ve 2016/511 Esas 2019/274 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 1.236,85.TL nispi ilam harcından peşin olarak alınan 309,13.TL harcın tenzili ile bakiye 927,72.TL harcın davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 04/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.