Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2577 E. 2023/1050 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2577
KARAR NO : 2023/1050
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2019
NUMARASI : 2015/1143 Esas 2019/822 Karar
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/11/2015

BİRLEŞEN İSTANBUL 8. ATM’NİN 2016/735 E. – 2016/651 K. SAYILI DOSYASI
DAVA : Alacak
BİRLEŞEN DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023

Davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DOSYADA :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 02/04/2015 tarihinde … nakliyesi işi için ihaleye çıktığını, müvekkili şirketçe davalı … şirketine açılmış olan ihale ile ilgilenilmesi halinde ihaleye dair teklif verme şartları ve anahtar teslimi ihale şartlarının gönderildiğini, davalının ihaleye teklif vererek ve teklif verme şartları 1 b maddesi gereğince … Bankası tarafından düzenlenmiş 07/04/2015 tarihli 1193441 mektup nolu 73.000,00 TL bedelli geçici teminat mektubu ile ihaleye dair diğer gerekli belgeleri müvekkiline teslim ettiğini, 02/06/2015 tarihinde müvekkilinin davalıya gönderdiği, faksla 09/04/2015 tarihinde verilen fiyat teklifi ile ilgili olarak F=1,93 lt/tonxK nakliye eskalasyon formülünün F02,75 lt/tonxk olarak revize edildiğinin bildirildiğini, bildirimde davalının yeniden teklif vermesinin istendiğini, davalının 05/06/2015 tarihli faksla teklifi revize ettiğini ve taşıma fiyatının 16,55 TL/ton olarak verdiğini, taraflar arasında yapılan nihai görüşmeler sonucu davalının 05/06/2015 tarihli teklifini revize ederek … nakliyesi işini 16,40 TL/ton olarak yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, ihale sonrası davalının üzerine düşen taahhüt ettiği borç ve yükümlülükleri yerine getirmemesi üzerine müvekkilinin davalıya 29/06/2015 tarihli ihtar yazısı göndererek 01/07/2015 tarihinde nakliyeye başlamak için davalıya teslim edilen sözleşmenin imzalanması ve kaşelenmesi ve ayrıca 984.000,00 TL’lik kesin teminat mektubunun müvekkiline teslim edilmesinin aksi takdirde teklif verme şartlarının H maddesi gereğince geçici teminat mektubunun irat kaydedileceğini ve ihale edilen işin başkasına verilmesi halinde arada doğacak fiyat farkının davalıdan tahsil edileceğinin ihtar edildiğini, sonuç olarak; ihalenin tekrarlanmasına karar verildiğini, tekrarlanan ihale sonucu yapılan ihaleyi … şirketinin kazandığını, … ile imzalanan sözleşme gereği 1.800.000 ton x 17,15 = 30.870.000,00 TL toplam ödeme yapılacağını, müvekkilinin 1.350.000,00 TL ve 54.677,37 TL olmak üzere 1.404.677,37 TL zarara uğradığını ileri sürerek müvekkilinin uğramış olduğu 1.404.677,37 TL’nin 10/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek TCMB avans faizi oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ihale şartnamesi ve eklerinin müvekkili temsil yetkisine haiz kişilerce imzalanmadığını, bu nedenle ortada hukuken geçerli bir sözleşme bulunmadığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve müvekkiline ait imza sirkülerinin talep etmediğini, müspet bir zararın talep edilebilmesi için hukuken geçerli bir sözleşme olması gerektiğini hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafından talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek hukuken geçerli bir sözleşme bulunmaması nedeni ile haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; teminat mektubunun müvekkili temsil yetkisine haiz olmayan kişilerce müvekkilinin rızası dışında davalıya teslim edildiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve müvekkiline temsile yetkili kişiyi araştırmadığını davalı tarafça icra takibine haksız olarak yapılan itirazın iptaline, 07/04/2015 tarihli … Bankası AŞ tarafından düzenlenen 1193441 numaralı teminat mektubunu bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı taraftan tahsiline, davalının bu itirazının da kötüniyetli olması nedeni ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, davanın İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1143 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının basiretli bir tacir gibi davranmaması dışında suiniyetli olduğunu, davacının teminat mektubunu ihaleye katılma ihtimaline binaen hazırladıkları yönündeki iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: “…Tüm dosya kapsamı ve mahkememizce yapılan hukuki değerlendirmeler sonucunda; Davalı – birleşen dosya davacısı … … A.Ş.’nin ticaret sicil kayıtları celp edilmiş, imza sirküleri incelenmiştir. Anılı şirketin temsil ve ilzam yetkileri birinci ve ikinci derece olmak üzere ve kendi içinde de a ve b olmak üzere gruplara ayrılarak derecelendirilmiş, ancak davaya konu ihale şartnamesini, firmayı temsil yetkisi bulunmayan … isimli şahsın imzaladığı ismi geçen kişinin temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Neticeten; Davalı – birleşen dosya davacısı … … A.Ş. tarafından sözleşmenin kurulması için öngörülen teminat mektubunun sunulmadığı, kaldı ki, davalı – birleşen dosya davacısı … firması söz konusu ihale sonucundan haricen haberdar olduğunu belirterek davacıya (iş sahibine) taraflarına ihale ile ilgili bildirimde bulunulmadan önce 29/06/2015 tarihli ihtarnamesi ile bildirdiği, dolayısıyla taraflar arasında mukaveleli nakliye sözleşmesinin yürürlüğe hiç girmediği, ihale şartlarının oluşmadığı, ihalenin teklif aşamasında kaldığı gibi ilgili ihale şartnamesinin de davalı firma yetkilisi olmayan bir kişi tarafından imzalandığından asıl dava konusu talep edilen müspet zarardan davalı – birleşen dosya davacısı … … A.Ş. şirketin sorumluluğunun olmadığı, ayrıca buna bağlı olarak birleşen dosya itirazın iptali davasına konu 07/04/2015 tarihli 1193441 numaralı teminat mektubunun davalı – birleşen dosya davacısı … … A.Ş. tarafından iadesi için açılan icra takibinin yerinde olduğu anlaşılmakla asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden, itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için usule uygun yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içinde itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Söz konusu tazminat, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Ayrıca takibe konu alacağın likit olması gerekir. Borçlular tek başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacak likittir. Somut olayda davacı; nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin iadesi istemine istinaden icra takibi yapmıştır. Bu nedenle borçlular ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumdadır. Bu sebeple kabul edilen nakdi kredi alacağı miktarı üzerinden %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmiştir” gerekçesi ile;
“Asıl dava yönünden; açılan davanın reddine,
Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 8. ATM’nin 2016/735 esas ve 2016/651 karar sayılı dosyası yönünden; açılan davanın KABULÜ ile, davalıların İstanbul 26. İcra Dairesinin 2015/18736 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 73.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
Kabul edilen 73.000,00-TL üzerinden %20 inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ: Davacı – birleşen dosyada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … AŞ’nin nakliye işi için öne sürdüğü teklif neticesinde ihaleyi kazanmasına rağmen taahhüt ettiği borç ve yükümlülüklerini yerine getirmediğinden müvekkili şirket nezdinde ciddi zararlar meydana geldiğini, yerel mahkemenin asıl dava ve birleşen dava yönünden gerek alınmış bilirkişi raporları gerekse mütaalaların iddialarıyla paralel görüş bildirdiğini, davalı şirketin ihale teklifini yetkisiz temsilcilerin verdiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı şirketin ihale sırasında yetkili kişilerin gözetiminde bilerek ve isteyerek tekliflerini bildirdikleri ortada iken yerel mahkeme tarafından geçerli bir gerekçe sunulmadan asıl davayı reddetmesi, birleşen dava yönünden ise davayı kabul etmesinin usule, yasaya ve hatta evrensel hukuk kaidelerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirketin bu ihaleye katılım için bir teminat mektubu düzenlettiğini, bu mektubu …’ın tek başına çıkaramayacağına göre demek ki şirketin iradesinin de bu ihaleye katılım yönünde olduğunu, bu durumda karşı tarafın kötü niyetinin ve bu düşünce tarzının hukuk düzenince korunmaması gerektiğini, mahkemece bu delillerin hiçbirinin değerlendirilmediğini, basit bir şekilde imza sirkülerinin incelendiğinin ifade edildiğini, müvekkili şirketin ihale aşamasından sonuna kadar ticari örf ve adetleri göz önünde bulundurarak dürüstlük ilkesi çerçevesinde hareket eden basiretli bir tacir olduğunu, yerel mahkemece kurulan hükmün usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil ettiğini, mahkemenin 14.04.2017 tarihindeki bilirkişi atama kararında ticaret hukukçusu bir bilirkişinin de heyette olmasına karar verilmiş iken bilirkişi heyetinde böyle bir kişinin yer almadığını, bu hususun da usulden bozma sebebi olduğunu, yerel mahkemece birleşen dava yönünden müvekkili şirket hakkında icra inkar tazminatına hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, asıl dava hakkında hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak verilen red kararının birleşen davanın da hiç irdelenmeden kabul edilmesi sonucuna sebebiyet verdiğini, yerel mahkemece kurulan iş bu kararın ticari teamüllere duyulan güveni yerle yeksan ettiğini, kaldı ki mahkemenin birleşen davanın reddine dair hiçbir gerekçe yazmamış olmasının da bozma sebebi olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Aslı dava; alacak davası, birleşen dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.

Asıl dosyada davacı taraf; açmış olduğu ihaleye davalının teklif verdiğini, ihaleyi davalının kazandığını, ancak davalının ihale sözleşmesini imzalamaması nedeni ile tekrar ihaleye çıktıklarını, başka bir firmanın ihaleyi kazandığını ve bu firma ile daha yüksek bedel üzerinden sözleşme imzalamak zorunda kaldıklarını, bu nedenle uğradıkları 1.404.677,37 TL zararın 10.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı taraf ise ihale teklifnamesinin yetkisiz temsilci tarafından verildiğini, bunun kendilerini bağlamayacağını, davacının bir zararı varsa bir sorumlulukları olmadığını savunmaktadır.
Birleşen dosyada davacı taraf; davalı tarafa yetkisiz temsilci tarafından rızaları dışında verilen 73.000 TL teminat mektubunun iadesi için yapılan takibe itirazın iptalini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı taraf; davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve kötüniyetli olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Dosyada bulunan ticaret sicil kayıtlarının ve imza sirkülerinin incelenmesinde ; davacının açtığı ihaleye teklifinde bulunan …’ın şirketi temsile yetkili olmadığı, şirketin temsilinin a ve b grubu olarak derecelendirildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar asıl dosyada davacı/birleşen dosyada davalı taraf, diğer tarafın bilgisi dahilinde ihaleye teklif verildiğini ileri sürmüş ise de sunulan delillerle bu hususu kanıtlayamamıştır.
Yine dosyada bulunan 02/04/2015 tarihli teklif verme şartnamesinin (d) bendinde, “…teklif zarflarını açabilecek kısımları teklif sahibinin imzası ile kapatılmış olacak ve bu imzayı tevsik eden güncel imza sirküleri ile Ticaret Sicil Belgesi de teklif mektupları içerisine konacaktır…” şeklinde
(h) bendinde ise; teklifi uygun görülen nakliyeciye işin kendisine verileceği bildirilecektir. “…Verilen süre içerisinde sözleşme yapmak üzere, şirketimizin davetine uymayan ve sözleşme yapmaktan imtina eden firmanın geçici teminatı şirketimiz lehine irat kaydedilecektir. Ayrıca … dilerse yeniden yapılacak ihalede doğacak fiyat farkını bu firmadan tahsil edebilecektir…” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında; davacı şirketin ihaleye katılacak şirketlerin teklif verme şartnamesinin (d) bendine göre teklif sahibinin imzası ve bu imzayı tevsik eden güncel imza sirküleri ve Ticaret sicil belgesini incelemeden, eksik evrak bulunmasına rağmen asıl dosyada davalı/birleşen dosyada davacı şirketin ihaleyi kazandığını bildirmesi basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırılık oluşturmuştur. Eksik belgesi olan şirkete ihalenin verilmesi sonucunda oluşan hukuki ve fiili duruma asıl dosyada davacı/birleşen dosyada davalının katlanması gerekmektedir.
Her ne kadar davacı/birleşen dosyada davalı taraf, karşı tarafın teminat mektubu vererek bu ihaleye onay verdiğini, bilgisi olduğunu ileri sürmüş ise de; salt teminat mektubunun verilmesi, ihale teklifinin de şirket yetkilisi tarafından verildiğinin kabulünü gerektirmez. Bu durumda teklif verme şartnamesinin (d) bendinin bir önemi olmayıp, sadece teminat mektubunu sunan şirketin ihaleye teklif vermiş sayılacağı gibi bir sonuç ortaya çıkar ki teklif verme şartnamesinde bunun amaçlandığından bahsedilemez.
Birleşen dosya yönünden; teklif verilmeyen bir ihale için yetkisiz temsilcinin sunduğu teminat mektubu bedelinin birleşen dosya davacısı tarafından talep edilmesinde ve mahkemece birleşen dosyanın kabulünde hukuka ve kanuna bir aykırılık olduğu görülmemiştir.
Sonuç olarak dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; ihale teklifinin asıl dosyada davalı/birleşen dosyada davacının yetkisiz temsilcisi tarafından yapılmış olmasına, bu nedenle asıl dosyada davalı/birleşen dosyada davacının varsa asıl dosyada davacı/birleşen dosyada davalının varsa bir zararından sorumlu olmamasına, birleşen dosyada davacı/asıl dosyada davalının talep ettiği teminat mektubunun yetkisiz temsilci tarafından ihale dosyasına sunulmuş olmasına, bu nedenle teminat mektubu bedelini talep etmekte haklı olmasına, alacak belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmamasına göre asıl dosyada davacı/birleşen dosyada davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2019 tarih, 2015/1143 Esas ve 2019/822 Karar sayılı kararına karşı asıl davada davacı-birleşen davada davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran asıl dava davacı … A.Ş. taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin asıl dava davacı … A.Ş. alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran birleşen dosya davalısı … A.Ş. taraftan alınması gereken 4.986,63‬ TL istinaf harcından başlangıçta alınan 1.291,06‬ TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 3.695,57‬ TL’nin birleşen davada davalı … A.Ş. alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2023