Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/2575
KARAR NO : 2023/625
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ(2 nolu kalem)
TARİHİ : 17/09/2019
NUMARASI : 2018/119 Esas – 2019/979 Karar
DAVA KONUSU : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 29.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 31.03.2023
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin taşımacılık işi ile uğraştığını, davalı firma için İzmir-İtalya arasında taşımacılık işini gerçekleştirdiğini, taşıma ve navlun bedeli olarak 3.700 Euro luk fatura kestiğini, davalının fatura bedelini ödememesi nedeni ile davalı aleyhine İzmir 28.İcra Müdürlüğünün 2017/15819 Esas sayılı takip dosyası ile takip yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının takibe yaptığı itirazın reddi ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının taşımasından kaynaklı olarak mal sahibi firma tarafından kendilerine 3.439,00 Euro bedelli hasar faturası gönderildiğini, bu bedelin navlun faturasından düşürüldüğünü, hasar bedelinin kendileri tarafından davacıya fatura edildiğini, davacının kendi Sigorta Şirketinden hasar bedelini tahsil ettiğini ve kendilerine hasar faturasını geri iade ettiklerini, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ihtilaflı olması nedeni ile icra takibine itiraz etiklerini, davacının kusuru nedeni ile meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde takibe konu faturanın davacının taşıma işini gerçekleştirmesi nedeni ile kesildiğini, davalının, davacıya hasar faturasının gönderdiğinde, davacının Sigortacısına başvurması neticesinde bu miktarı Sigortacıdan tahsil ettiğini, bu hasar bedeli düşürüldüğünde davacının alacağının 684,60 Euro olduğunu beyan etmiştir. Ancak dava ve takip konusu edilen husus taşımaya ilişkin bir faturadır. Davalının mevzu bahis ettiği hasarla ilgili dava edilen bir durum olmadığı gibi, hasarın kimden kaynaklandığı, kusurun kimde olduğu belli olmadığı davacının mal sahibi ile malın taşınması konusunda bir ilişki bulunmadığı, mal sahibinin hasar bedelini davalının navlun bedelinden düşürmesinin tamamen kendi taraflarını bağlayacağı, zaten davacının hasar bedeline ilişkin faturayı iade ettiği, davacının kendi taşıdığı mallarla ilgili riziko nedeni ile sigortaya başvurmasının taşıma bedelini talep etmesine engel bir durum oluşturmayacağı, hasar ile ilgili faturanın dava konusu olmadığı dikkate alındığında hasar ile ilgili durumun davalının davacıya karşı açacağı ayrı bir dava konusu teşkil edebileceği, bu nedenlerle taşımayı gerçekleştiren davacının fatura bedelini talep edebileceğinden davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır” gerekçesi ile;
“Davanın KABULÜ ile,
İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2017/15819 sy takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin devamına,
Dava ve takip miktarı olan 17.205,00 TL’nin %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, ortada davacı tarafça açıkça ikrar edilmiş bir zararın olduğunu, kaldı ki davacının hem bu zarar miktarını sigortacısından almış hem de işbu kararla navlun bedeline hak kazandığını, davacı tarafın sigorta şirketinden aldığı meblağı müvekkili şirkete söylemekten açıkça kaçındığından sigortadan 3.015,40 Euro tahsil ettiğinin yargılama esnasında öğrenildiğini, kötüniyetli davacı tarafın sebepsiz yere zenginleştiğini, bilirkişinin hasar dosyası üzerinde hiçbir inceleme yapmaksızın müvekkilinin sadece davacı … ile olan cari hesap kaydı üzerinden değerlendirme yaptığını, … firmasına ait 25.08.2017 tarihli satış faturasında malın birim fiyatının 2,90 Euro olduğunun da görüldüğünü, bu durumda zararın 3.439,08 Euro olduğunu, … Sigorta’nın neden 3.439,08 Euro yerine 3015,40 Euro ödeme yaptığının taraflarınca bilinmediği gibi davanın sonucuna da etkili olmadığını, davacının 04 Ekim 2017 tarihli dilekçesiyle açıkça zararın kendi kusurlarından kaynaklandığını kabul ettiğini, zararın tamamından sorumluluğu bulunduğunu, bu sebeple davacı tarafın talep edebileceği meblağın 3700-3439,08 =260,92 Euro olmakla birlikte bu meblağ ile ilgili müvekkili hakkında kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, zira davacı tarafın şirket yetkilisinin hakaret boyutuna varan elektronik yazışmalarının dosyada mevcut olduğunu, … Sigorta’dan almış oldukları ödemenin miktarını müvekkili şirkete ısrarla bildirmeyen, carisine işlemeyen 24.10.2017 tarihinde ödemeyi aldıktan sonra 3.700 Euro bedelli faturanın tamamı üzerinden icra takibi yapan davacının kötüniyetli olduğunun çok açık olup davacı tarafın İİK. 67. Maddesine göre kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşımadan kaynaklı alacak nedeniyle yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf davalı adına taşıma yaptığını, davalının navlun fatura bedelini ödemediğini iddia etmektedir.
Davalı taraf ise taşınan malların hasar gördüğünü davacı tarafa bu nedenle borçlu olmadığını, davacının, sigortasından hasara ilişkin tazminat aldığını savunmaktadır.
Taraflar arasında navlun faturasına konu taşımaya ilişkin bir ticari ilişki olduğu her iki tarafında kabulündedir.
Dosyada bulunan …sigortanın sunduğu 14789996 numaralı hasar dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça 04/10/2017 tarihli ilgili makama başlıklı yazı ile firmalarına ait C2 araç listesine kayıtlı bulunan … plaka kapalı kasa römorku üzerinde bulunan … A.Ş. Firmasına ait 20 rulo eşyanın İtalya’ya taşınması sırasında aracın üzerinde meydana gelen delikten yağmur suyunun aşağıya süzülmesi neticesinde , hasarlı olarak alıcıya teslim edildiğini şirket kaşesi ve imza ile bildirmiş olup, bunun üzerine açılan hasar dosyası ile de davacıya sigorta tarafından 3.015,40 Euro Taşıyıcı Sorumluluk Blok Abonman Sigorta Poliçesi kapsamında ödendiği , yine hasar dosyası kapsamında sigorta şirketine sunulan belgeler arasında … A.Ş. nin … A.Ş ye hitaben yazdığı 22/09/2017 tarihli yazıda da hasarlı mal toplamının 20 rulo (1.185,89 mt) hasarlı mal bedelinin 2,90 euro/mt x 1.185,89 mt=3.439,08 Euro olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu navlun bedeline ait İtalya’ya ihraç edilen malın Sahibinin … A.Ş firması olduğu, malların dava dışı … A.Ş firmasına taşıma için teslim ettiği, bu firmanın da malı taşıma için … Şti. firmasına, … firmasının ise … Ltd. Şti Firmasına taşınmak üzere teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Dava dışı … AŞ dosyamız davalısı şirkete 25/10/2017 tarihli 3.439,08 Euro bedelli fatura kesmiş olup, gerek bu faturaya göre gerekse de hasar dosyasında bulunan hasar bildirimine göre hasar bedelinin 3.439,08 Euro olduğu, davalının davacı şirkete 30/10/2017 tarihli 3.439,00 Euro yansıtma bedeli faturası kestiği, davacı tarafça bu faturanın iade edildiği, ancak taşımayı yapan davacının kusurlu taşıması nedeni ile taşınan malların zarar görmüş olması nedeni ile bu yansıtma faturasının davacı tarafça kabulü gerekirken iadesinin doğru olmadığı, davacının navlun bedelinin tamamını bu nedenle davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu bilgiler ışığında; davacının davalı tarafa kesmiş olduğu davaya konu 3.700 Euro bdelli faturadan hasar bedeli olan davalınında yansıtma bedeli olarak bildirdiği 3.439,00 TL nin mahsubu ile 261 Euro karşılığı 1.221,48 TL üzerinden davanın kısmen kabulü, bu miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Her ne kadar davalı taraf istinaf dilekçesinde kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de; cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasında kötüniyet tazminatı talep etmediği gibi talep etmiş olsa dahi, davacının kötüniyetle takip yaptığı ispatlanmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verileceği belirtilmiş olup, anılan yasal düzenleme ve yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıda belirtilen şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.09.2019 tarihli ve 2018/119 Esas – 2019/979 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2)Davalıdan peşin alınan 293,81 TL nispi istinaf karar harcının, talebi halinde davalıya iadesine,
3)Davalı tarafın yapmış olduğu 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama gideri 5,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5)Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde ilgilisine iadesine,
KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
B-)1)Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2017/15819 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 1.221,48 TL (261 Euro karşılığı) üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Alacak belirlenebilir olduğundan 1.221,48 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2)Davacı tarafından peşin yatırılan 207,79 TL harçtan alınması gerekli 179,90 TL’nin mahsubu ile 27,89 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3)Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT gereğince 1.221,48 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5)Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT gereğince 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6)Davacı tarafından yapılan 2.291,78-TL toplam yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 162,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7)Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8)Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 bendi ile aynı Kanun’un 362/1-a. maddesi uyarınca 31.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.