Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2455 E. 2023/1055 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2455
KARAR NO : 2023/1055
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI : 2017/149 Esas 2019/597 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında bayilik sözleşmesi olduğunu, cari hesap borcunu ödeyerek ticari ilişkilerini sonlandırdıklarını, noter itharı ile durumun tebliğ edildiğini, davalı tarafın kendilerinden alacaklı oldukları beyanı ile 150.000.00.TL lik teminat mektubunun 118.467.46.TL alacak için tahsil ettiğini beyanla 26/10/2016 tarihinden başlayacak olan faiz hesabı ile birlikte 118.467.46.TL nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile aralarında bayilik sözleşmesi olduğunu, fakat davacının … A.Ş. ve … Ltd Şti ile aralarında organik bağ bulunduğunu tüm alışverişlerin bu organik bağ içerisinde yapıldığını birbirlerinin borçlarını üstlendiklerini, sahiplerinin baba, amcaoğlu gibi akrabalar olduklarını, firmanın birbiri ile ilgili olduklarını, davacı bayilik sözleşmesini usulsüz fesih ettiğini, davacının bayilik ilişkisi devam ederken müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin davacının organik bağ içerisinde bulunduğu diğer şirketlerden alacaklı olduğunu, bu borçlara karşılık 118.467.46.TL nin teminat mektubunun bozdurulduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, davalı şirkette bulunan teminat mektubunun iade edilmesi için ihtar çekilmesine rağmen teminat mektubunun nakde çevrildiği, davacı tarafın, davalı şirkete borcunun olmadığı, talimat yolu ile düzenlenen 17/08/2016 tarihli raporda, açıkça, davacıya ait ticari defterlerin ve davalının ileri sürdüğü dava dışı şirketlerden olan … Ltd. Şti nin defterlerinin incelendiği, davalı şirketin, davacı şirkete 63 adet fatura kestiği, 153.314,00-TL tutarındaki bu faturaların kredi kartı ve çek ile ödendiği ve bu şekilde usul ve yasaya uygun davacı şirketin ticari defterlerinde de görüleceği üzere herhangi bir borcunun kalmadığı ve davacı şirket kayıtlarında, dava dışı şirket ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı, cari hesaplarının bulunmadığı, davalı şirketin herhangi bir alacağı kalmamasına rağmen, davacı şirkete iade etmesi gereken teminat mektubunu iade etmediği ve Noter ihtarı davacı tarafça çekilmesine rağmen, tebliğden sonraki 2 gün içinde teminat mektubunu nakde çevirdiği ve dava dışı şirketlerle, davacı şirket arasında organik bağ olduğunu ileri sürmüş ise de böyle bir bağın olmadığı tüm dosya içeriği ve defter incelemelerinden, davacının usul ve yasaya uygun, kanun ve mevzuata uygun defterlerinden de anlaşılmakla, davanın kabulüne dair mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” şeklinde davanın kabulü ile; 118.467,46-TL nin, temerrüd tarihi olan 28/10/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacının 26/10/2016 tarihli faizin başlangıcına yönelik talebinin reddine, dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davacı … ve diğer dava dışı şirketler arasında organik bağ olduğunu, müvekkil şirket ile yapılan tüm alışverişlerin bu organik bağ üzerinden yapıldığını, diğer dava dışı şirketin davacının borcuna mahsuben müvekkil şirketi ödeme yapması, mal teslimat adreslerinin … Mah. … Sok. No: … …/… olması ve mal teslimatını orada bulunan kişinin davacı ya da diğer şirket adına alması, sevk irsaliyesini imzalaması ve dava dışı şirketlerin birbirlerinin borcunu üstlenmeleri ve tarafların ticari ilişki içinde olmaları organik bağı kanıtlar nitelikte olduğunu, yevmiye defterlerinin eksik basılması hukuken mümkün olmadığını, dava dışı şirket tarafından bilirkişiye 31.08.2016 tarihinden sonraki ek yevmiye defteri kayıtlarının gösterilmediğini, teminat mektubunun davacı ve dava dışı şirketlerin borçlarına karşılık olarak müvekkiline verildiğini, davacı …’nin babası ve kuzeni tarafından kurulan tüzel kişiliğin arkasına sığındığını, bilirkişi raporunda da davacı taraf ile dava dışı şirketler arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, tanıklarının dinlenilmediğini, yerel mahkeme tarafından tanıkların neden dinlenilmediğine ilişkin gerekçe gösterilmediğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davalı tarafından paraya çevrilen teminat mektubu bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.

Taraflar arasında bayilik ilişkisi bulunduğu, davacının sözleşmenin feshi için ihtarda bulunduğu sabittir. Sözleşmenin 9. Maddesinde sözleşmenin tarafların karşılıklı anlaşması ile feshedileceği ödenmemiş çek vs varsa bir ay önceden haber verileceği kararlaştırılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; davacının davalı şirkete borcu bulunmadığının anlaşılmasına, davacının ilişkili olduğu şirketlerin borcunu üstlendiğine ilişkin iddia ve delil bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 tarih, 2017/149 Esas ve 2019/597 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 8.092,51 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 2.024,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 6.068,51 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 01/06/2023