Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2431 E. 2023/858 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2431
KARAR NO : 2023/858
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2019
NUMARASI : 2018/749 Esas 2019/538 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” Davacı … vekili 26.02.2018 harç tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı … arasında önceden süregelen bir ticari ilişki ile cari hesaptan kaynaklanan 8.748,76 TL bakiye alacağının bulunduğunu, İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2018 / 5208 esas sayılı dosya ile takibe geçtiğini, davalının borca ve ferilerine itiraz etmesi ile takibin durduğunu, belirterek itirazın iptali, takibin devamı, %20 icra inkar hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili süre uzatım talep etmiş ancak davaya cevap vermemiştir.
Dava; Cari hesap ilişkisine dayanarak yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5208 Esas sayılı dosyası, tarafların defter ve kayıtları incelenmiş, bilirkişi incelemesi yapılmış ve değerlendirilmiştir.
İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5208 Esas sayılı dosyasında; takip alacaklısı … LTD ŞTİ nin takip borçlusu … aleyhine, 18.04.2018 tarihinde ilamsız icra yoluyla icra takibine geçtiği 8.748,76 TL alacak üzerinden takip yapıldığı borçluya ödeme emrinin 19.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 25.04.2018 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu belirlenmiştir.
Bilirkişi SMMM … vasıtasıyla yapılan inceleme ile alınan 13.12.2018 tarihli raporda; davacı …nin 2012-2013-2014-2015-2016-2017 yıllarına ilişkin defter ve kayıtlarının incelenmesiyle defterlerin sahibi lehine delil teşkil etme özelliği olduğu davalının da 2016-2017 yılı defterlerinin incelendiği ve sahibi lehine delil teşkil etme özelliğinin olduğu taraflar arasındaki bakiye farklılığının davacı yanın defterlerinde her yıl açılış kaydıyla devrin alacak devri olarak yapıldığı halde davalının 2011-2012-2013-2014 yıllarına ait defterlerinde cari hesapta alacağı takip etmeyip faturaları ödenmiş gibi kapalı fatura olarak kaydetmesi ve 2015-2016-2017 yıllarında da gerçekleşen cari hesap borcunun ödenmiş gibi kaydederek devir yapmamasından kaynaklandığı, davalının 10.02.2014 tarihli 1.776,42 TL bedelli ve 20.10.2015 tarihli 2.802,50 TL bedelli faturaları kayıt etmediği, bu malların davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin ispatlanması gerektiğini, ispat edilen fatura toplamının 58.72,34 TL olduğunu, davacının 31.12.2012 – 31.12.2015 ve 31.12.2016 tarihlerinde yer alan düzeltme kaydı başlıklı toplam 2.097,83 TL alacağa ilişkin ise herhangi bir belge bulunmadığı, 2017 yılında davacının davalıdan tahsilat yapamadığı davalının 7.844,82 TL lik faturayı kaydettiği ancak ödeme belgesini sunamadığı 47.600 TL lik tahsilatın davacı tarafça kabul edildiği, sonuç olarak davacının yasal defterine kayıtlı olan 10.02.2014 tarihli 1.776,42 TL bedelli ve 20.10.2015 tarihli 2.802,50 TL bedelli fatura içeriğini davacı tarafça ispatlanması gerektiği aksi takdirde davacının 58.072,34 TL bedelli faturalardan dolayı kalan alacağının 56.000,32 TL nin mahsup edilmesiyle 2.072,02 TL alacaklı olacağı belirtilmiştir.
Davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı 23.01.2019 tarihli beyan dilekçesinde; davalı kayıtlarında 7.844,82 TL alacaklı olduğu bilirkişinin bu hususu dikkate almadığı müvekkilinin gerçek alacağının düşük hesaplandığı, davalının defter ve kayıtlarının düzenli tutulmadığının bilirkişi tarafından da belirlendiği belirterek yeni bir bilirkişiden inceleme yapılmasını talep etmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilinin 14.03.2019 tarihli beyan dilekçesinde; davacının alacağının çıkmadığını davanın reddini talep ettiğini beyan etmiştir.
Davacının itirazı üzerine ihtilaflı dönemlerinde dikkate alınarak ek rapor alınması için dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve bilirkişiden 20.03.2019 tarihinde ek rapor alınmıştır. Bu raporda; taraflar arasında ki cari hesap ilişkisi ve davacının itirazları değerlendirildiğinde davalının kayıtlarında davacıya her yıl için borcun sıfırlandığı, davalının ödemesine ilişkin kayıtların davacı tarafça kabul edilen veya davacının defterlerinde kaydı olan ödemeleri tevsik eden belgeler dışında kabul edilmediği, davacının cari hesap ilişkisine dayandığını, bu hesap ilişkisine göre 2011-2012-2013-2014-2015-2016-2017 kayıtları incelendiğinde davacının 8.748,77 TL alacaklı olarak görüldüğü ancak davacının ispatlayamadığını ve davacının defterlerinde yer alan düzeltme kayıtları nakden ödeme ve 10.02.2014 tarihli 1.776,42 TL bedelli ve 20.10.2015 tarihli 2.802,57 TL bedelli faturaların mahsup edilmesiyle davacının kalan alacağının 2.072,02 TL olduğunu, davacının düzenlediği ancak davalı defterlerinde yer almayan 10.02.2014 tarihli 1.776,42 TL bedelli ve 20.10.2015 tarihli 2.802,57 TL bedelli faturaların içeriği malların davacı tarafça teslim edildiğinin ispatlanması gerektiği belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davacı tarafın 23.09.2019 tarihli beyan dilekçesinde; bilirkişinin gerekli incelemeyi yapmadığı 10.02.2014 tarihli 1.776,42 TL bedelli ve 20.10.2015 tarihli 2.802,57 TL bedelli faturaların konusu malların teslim edildiğini, müvekkilinin nakdi ödemeleri dahi kayıtladığını, malların teslim edilmediği iddiasının bulunmadığını belirterek yeni bir bilirkişiden inceleme yapılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve bilirkişi raporlarına göre davacının ve davalının defterlerinin ayrı ayrı incelenmesiyle davacının ve davalının 2011-2017 yılları arasında defter ve kayıtlarının incelendiğini, davacının her sene sonunda kapanış kaydı yaparak borcu sıfırladığı ancak bu kayıtların davalının tevsik edici belge sunmadığından kabul edilmediği, davacı tarafın defterlerinde ve davalı tarafın defterlerinde bulunan faturaların karşılaştırılmasıyla 10.02.2014 tarihli 1.776,42 TL bedelli ve 20.10.2015 tarihli 2.802,57 TL bedelli faturaların davalı defterlerinde yer almadığı ve davacının bu fatura konusu malları teslim ettiğini ispatlayamadığı, mevcut durumda davacı tarafın yapmış olduğu düzeltme kayıtları da dikkate alınarak davacının davalıdan 2.072,02 TL alacaklı olduğu, 10.02.2014 tarihli 1.776,42 TL bedelli ve 20.10.2015 tarihli 2.802,57 TL bedelli faturalara ilişkin alacaklarını ve düzeltme kaydı başlıklı 400,32 TL + 1.697,50 TL toplam 2.097,83 TL alacağın kaynağını açıklayamadığından 2.072,02 TL alacağı kabul edilmiştir. ” şeklinde davacının davasının kısmen kabulü ile, davacı …’nin, davalı … aleyhine İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5208 Esas sayılı icra dosyasıyla yapmış olduğu takibe itirazın kısmen iptali takibin 2.072,02 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit ve itiraz haksız olmakla % 20 icra inkar tazminatı olan 414,40 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının faturalara itirazı olmadığı halde bilirkişice varmış gibi değerlendirildiğini davalının ödemeye ilişkin kayıtların ispatsız olmasına rağmen değerlendirilmediğini eksikliklere rağmen raporun hükme esas alındığını beyanla davanın tam kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, açık hesap alacağına ilişkin takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/05/2019 tarih, 2018/749 Esas ve 2019/538 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 04/05/2023