Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2402 E. 2023/855 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2402
KARAR NO : 2023/855
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2019
NUMARASI : 2018/471 Esas 2019/496 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” İSTEK : Davacı vekili dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin endüstriyel boyutta yıkama ve kurutma makinesi üretimi ve yetkili servis işlemi yaptığını, davalı tarafın ise müvekkili şirketin üretiminde kullanılan paslanmaz çelik ürünleri sattığını, taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişki çerçevesinde müvekkili şirketin düzenli olarak davalı tarafa siparişlerde bulunduğunu, bu siparişler karşılığında müvekkilinin çek ile ödeme yaptığını, müvekkili şirketin en son 20/03/2018 tarihinde verilen teklif metnini onaylayarak siparişini verdiğini, bu siparişlerin iki parti olarak geldiğini ve ilk parti malın tesliminden sonra ikinci parti malların gelmesinin beklendiğini, müvekkili şirketin 29/03/2018 tarihinde davalı tarafa, bu ikinci parti malların ücretinin ödenmesi için 25/09/2018 keşide tarihli 27230 nolu, 25/09/2018 keşide tarihli 27231 nolu, 24/10/2018 keşide tarihli 27232 nolu, 27/11/2018 keşide tarihli 27233 nolu, 27/11/2018 keşide tarihli 27234 nolu çekler verildiğini, ne var ki Mart 2018 den beri herhangi bir teslimat yapılmadığı gibi gelmeyen mallara ilişkin çeklerin de iade edilmediğini, bu hususta Karşıyaka 4.Noterliğinin 26/07/2018 tarih 26819 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, ihtarname ile siparişler teslim edilemeyecek ise 27/11/2018 keşide tarihli 27233 ve 27234 nolu her biri 50.000 USD tutarlı iki adet çekin iadesinin, iadenin olmaması halinde paranın ödenmesinin istendiğini, davalı tarafın taleplerinin hiçbirini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında davalı şirketin 96.179 USD (takip açılış tarihindeki TL karşılığının 485.703,95 TL) borçlu olduğu hususu da gözetilerek Karşıyaka 3.İcra Müdürlüğü’nün 2018/7929 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu bildirerek sözü edilen icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin merkezinin … olması nedeniyle yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğunu, esas yönden ise taraflar arasında sözleşme bulunmadığını, aradaki alışverişin cari hesap şeklinde işlemekte olduğunu, müvekkili şirket ticari defterlerine göre müvekkili şirketin davacı şirkete bir borcu bulunmadığını, aksine davacı şirketten 202.166,47 TL alacaklı bulunduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, icra dosyası celbedilmiş, taraflara ait ticari defter kayıt ve belgeler de incelenmek suretiyle muhasebe uzmanı bilirkişi … tarafından 25/02/2019 havale tarihli kök rapor ve 14/05/2019 havale tarihli ek rapor düzenlenmiştir.
Dava, açık hesap şeklinde işleyen satım sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen fazla ödemenin istirdadına yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında açık hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişkinin bulunduğu, ticari ilişki çerçevesinde davacı tarafından davalıya 25/09/2018 keşide tarihli 27230 nolu, 25/09/2018 keşide tarihli 27231 nolu, 24/10/2018 keşide tarihli 27232 nolu, 27/11/2018 keşide tarihli 27233 nolu, 27/11/2018 keşide tarihli 27234 nolu çeklerin verildiği, davalı tarafından bir kısım teslimatlarda bulunulduğu,
Karşıyaka 3.İcra Müdürlüğü’nün 2018/7929 E.sayılı dosyası ile davacı-alacaklı vekili tarafından davalı-borçlu aleyhine 03/08/2018 tarihinde, cari hesaba dayalı olarak 485.703,95 TL alacağın 3095 sayılı Yasa uyarınca T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı %19,50 avans faizi ile birlikte tahsili yönünde ilamsız takip açıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun vekili aracılığı ile verdiği 07/08/2018 düzenleme tarihli ve havalesiz borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı;
Hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık ve çözülmesi gereken sorun: İşbu davaya bakma yetkisinin mahkememize ait olup olmadığı; esas yönden ise, ticari ilişki çerçevesinde davalı satıcı tarafından teslim edilen ürünlerin miktarının, davacı tarafından yapılan ödemelerin tutarının ne kadar olduğu, bu bağlamda icra takip tarihi itibariyle davacının davalıya fazla ödemesinin bulunup bulunmadığı, varsa tutarının ne kadar olduğu noktalarındadır.
Tüm dosya içeriği ve delillerin, özellikle taraflara ait ticari defter kayıt ve belgeler ile bilirkişi kök rapor ve ek raporunun değerlendirilmesi sonucunda:
I-16/01/2019 tarihli celse 4 nolu bend ile “taraflar arasında satım ilişkisinin akdedildiği hususunun belirlenmiş olmasına ve para borcunun ifa yeri olan davacı-alıcı şirketin ikametgâhının mahkememiz yargı çevresi içerisinde kalmasına göre, TBK’nun 89/1 madde ve HMK’nun 10 madde hükümleri uyarınca mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı vekili tarafından ileri sürülen yetki ilk itirazının reddine, mahkememizin yetkili olduğuna…” karar verilmiştir.
II-Davanın esasına gelince;
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2007 yılında başladığı ve 2018 yılına kadar devam ettiği, bu süreçte davalı satıcı tarafından davacıya muhtelif tarihlerde ve tutarlarda faturalar düzenlenip mal teslimi gerçekleştirildiği, davalı tarafından ise yine muhtelif tarihlerde ve tutarlarda ödemeler yapıldığı, satışların ve ödemelerin USD üzerinden gerçekleştiği,
Davalı satıcıya ait ticari defter kayıt ve belgelerin usule, kanuna, muhasebe tekniklerine uygun düzenlendiği, müstenidatları ile uyumlu olduğu, sahibi davalı lehine delil teşkil ettiği; buna karşılık davacıya ait ticari defter kayıt ve belgelerin muhasebe tekniklerine uygun düzenlenmediği, müstenidatları ile uyumlu olmadığı, bu bağlamda davacı tarafından 03/01/2018 tarihli mutabakat formu fotokopisi (davacının davalıdan 13.829,43 USD alacağı olduğunu gösteren) ibraz edilmiş ise de, bu formun fotokopi niteliğinde olduğu, davalı tarafından kabul görmediği ve bu metni içeren e-maili gönderen kişi olduğu iddia edilen …’ın davalı şirketi temsile yetkili olmadığı, metnin maddi ve hukuki dayanağının bulunmadığı, bu itibarla adı geçen …’ın dinlenmesinin esasa etkili olamayacağı kanaatine varılmıştır.

Bu çerçevede, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gerçeğe uygun şekilde gösteren ve delil niteliğinde kabul edilen davalıya ait ticari defter kayıt ve belgelerin esas alınması gerektiği ve böylece icra takip tarihi itibariyle davacının davalıya mal satımlarından dolayı fazla bir ödemesinin bulunmadığı, aksine bilirkişi kök rapor ve ek raporunda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere davalının mal teslimlerinden dolayı davacıda 35.277,51 USD (202.166,47 TL) alacağının bulunduğu, davanın haksız ve yersiz olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklinde davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara esas alınan bilirkişi raporunun hesaplama tekniği ve incelmelerinin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkide cari hesapların döviz cinsinden tutulduğu, davalı tarafın döviz kayıtlarını ve mutabakatlarını dosyaya veya bilirkişiye sunmaması nedeniyle incelemelerin sağlıklı sonuçlar vermemesine neden olunduğunu, bilirkişinin taraf defterlerindeki avans hesaplarını (159 hesabı) incelemeyerek hatalı sonuçlara ulaştığını tüm avansların banka kanalı ile yapıldığı göz önüne alındığında bilirkişinin bu incelemeyi yapmamasının davalı lehine sanal bir alacak doğmasına neden olduğunu, bilirkişinin davalı defterlerini 2016 yılından bu yana incelerken müvekkilinin defterlerini daha önceki yıllardan başlayarak incelemesinin yerinde olmadığını, mutabakat mektubu Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına muteber ve kabul edilebilir nitelikte olduğunu, taraflar arasında 2017 yılı sonu itibariyle mutabakat yapıldığını yıllardır süre gelen ticari ilişkiye istinaden müvekkili şirketin tüm finans ve mali irtibatında davalı şirketin bu konuda görevlendirdiği … ile muhatap olduğunu … 2017 yılı sonunda müvekkil şirkete … IP adresinden mutabakat mektubunu gönderdiğini …’ın davalı şirketin yetkilisinin olup olmamasının Yargıtay kararları gereği bir önemi olmadığını, şirketi temsilen hareket eden şahsın yaptığı işlemlerin davalı tarafça benimsendiği ve icazet verdiğinin karine olduğundan …’ın müvekkil şirkete gönderdiği mutabakat mektubu hukuken geçerli ve muteber olduğunu, mahkemenin anılı mutabakat mektubunun davalı şirkete ait … IP adresinden gelip gelmediğini incelemeden hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, açık hesap şeklinde işleyen satım sözleşmesine istinaden yapılan fazla ödemenin istirdatı için yapılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Karşıyaka 3.İcra Müdürlüğü’nün 2018/7929 E.sayılı dosyası ile davacı-alacaklı vekili tarafından davalı-borçlu aleyhine 02/08/2018 tarihinde, cari hesaba dayalı olarak 485.703,95 TL alacağın 3095 sayılı Yasa uyarınca T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı %19,50 avans faizi ile birlikte tahsili için ilamsız takibi yapıldığı, borçlu vekilinin süresinde borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava İİK 67 . maddede düzenlenen bir yıllık hak düşürücü sürede açılmıştır.
Davacı tarafça taraflar arası ticari ilişkide davalı tarafa sipariş edilen mal bedelleri çekler ile ödendiği halde malların gönderilmemesi nedeniyle çeklerin iadesi yada malların gönderilmesini talep ettikleri, davalı tarafın taleplerini karşılamaması nedeniyle tahsil edilmeyen cari hesap bakiyesi nedeniyle icra takibi başlattıkları beyanı ile davalının itirazı ile duran takipte itirazın iptali talep edilmiştir.
Davalı tarafça, yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğu, cari hesaba dayalı olarak kendilerinin alacaklı olduğu beyanı ile davanın reddi talep edilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; bilirkişi raporuna göre davalının davacıdan alacaklı olduğunun anlaşılmasına, davacı tarafından 10/10/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ekinde fotokopisi sunulan mutabakat formunda davalı lehine 514.548,95 TL alacak yer almasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/07/2019 tarih, 2018/471 Esas ve 2019/496 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/05/2023